Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1007 E. 2021/947 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1007
KARAR NO: 2021/947
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26.04.2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2021/207
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen menfi tespit davası içinde talep edilen ihtiyati tedbirin ilk derece mahkemesince reddine dair ara kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir talep eden dava vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketi ile müvekkili arasında malzeme tedariği ve satışı suretiyle ticari ilişki olduğunu, bu kapsamda 18/11/2020 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, 95.000,00 USD tutarında malzemenin satışı konusunda anlaşıldığını, müvekkiline teslim edilen malzemelere ilişkin olarak toplam bedeli 474.581,42 TL olan üç adet fatura keşide edildiğini belirterek, 31/03/2021 vade tarihli 15.000,00 USD bedelli bonoya ilişkin olarak müvekkili aleyhine icra takibi yapılması ve açılacak takiplerin durdurulmasına karar verilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 26.04.2021 tarihli ara kararında; “…Mahkememizce davacı vekilinin dava dilekçesi ile istemiş olduğu tedbir talebinin reddine karar verildiği, daha sonrasında davalının İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinden ihtiyati haciz kararı aldırarak icra takibine başlamış olduğu, davacı vekilinin Mahkememize 22.04.2021 tarihli başka bir dilekçe göndererek icra takibinin durdurulmasını talep ettiği görülmüştür. Her ne kadar davacı vekili icra takibinin durdurulmasını talep etmiş olsa da, çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Davacının teminat yatırması durumunda; Davacının mahkememize göstereceği %15 teminat karşılığında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine, alacaklının alacağını geç almasından kaynaklı zararının gösterilen teminattan karşılanacağının davacıya ihtarına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle; icra takibinin durdurulmasına dair ihtiyati tedbir talebinin reddine, davacının mahkememize göstereceği %15 teminat (18.795,15 TL) karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine, davacının haksız çıkması durumunda alacaklının alacağını geç almasından kaynaklı zararının gösterilen teminattan karşılanacağının davacıya ihtarına, (tebliğle beraber ihtarın yapılmış sayılmasına), teminat şartı gerçekleştiğinde ihtiyati tedbirin yetkili icra dairesine bildirilmesine, karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarlamış ve müvekkilinin borçlu olmadığı bir bonoyu ödemek zorunda kalmamak için henüz bononun vadesi gelmeden ve aleyhine icra takibi başlatılmadan menfi tespit davası açarak İİK’nın 72.maddesinde düzenlenen takibin durdurulması imkânından yararlanmayı amaçladığını, icra takibi durmadığından bankalara gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle müvekkilinin ticaret yapabilme imkanının sıfırlandığını, kredi notunun düştüğünü ve ticari itibarının zedelendiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ara kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki ticari alım satım ilişkisinden ötürü avans niteliğinde verildiği söylenilen bononun akde aykırılık sebebiyle bedelsiz kalmış olduğu iddiasıyla İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılmış bir menfi tespit davasıdır. Davacı vekili, dava içerisinde söz konusu bonoya dayanılarak başlatılacak icra takiplerinin İİK’nın 72/2. Maddesi uyarınca durdurulması yönünde ihtiyati tedbir talep etmiş; ilk derece mahkemesince bu talep reddedilip, “çoğun içinde az da vardır” kuralı gereğince, İİK’nın 72/3.maddesi uyarınca, icra veznesine girecek paranın takip alacaklısına ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. İl derece mahkemesinin takibin durdurulması yönündeki tedbir talebinin reddine dair ara kararına karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde HMK’nın 391/3. maddesi uyarınca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içerisindeki 18.11.2020 tarihli sözleşmenin incelenmesinde, sözleşmenin taraflarının işveren sıfatıyla davacı …, diğer tarafta ise yüklenici sıfatıyla davalılardan … Şti. olduğu, sözleşmenin konusunun işverenin yapımını üstlendiği Etiyopya 6 Kuyu ihalesinin üretimini yüklenici tarafından yapılmasına ilişkin olduğu, sözleşmede her iki tarafın imzasının ve kaşesinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davaya esas bononun ön yüzünün fotokopisinin incelenmesinde, düzenleme tarihinin 11.03.2021, vade tarihinin 30.03.2021 olduğu, 15.000 USD tutarındaki senedin üzerinde ”malen” kaydının yazıldığı, senedin lehtarının … Şti., keşidecisinin …Şti. olduğu anlaşılmaktadır. Bononun arka sayfasının fotokopisinin incelenmesinde ise lehtar … Şti. tarafından cirolanarak diğer davalı Efe … Şti.’ne ciro edildiği görülmektedir. Davaya esas İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde, UYAP üzerinden yapılan araştırmada; 12.04.2021 tarihinde takibin başlatıldığı, alacaklının …, borçlunun … olduğu, alacak miktarının 15.141,37 USD’nin takip tarihindeki TL karşılığı 126.294,17 TL şeklinde belirtildiği, takip sebebi olarak ise 11.03.2021 tanzim 30.03.2021 vade tarihli 15.000 USD tutarındaki bononun gösterildiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde … A.Ş. tarafından ..’e Üsküdar … Noterliği aracılığıyla 01.04.2021 tarihinde protesto çekildiği anlaşılmaktadır. İİK’nın 72. maddesinde menfi tespit davalarıyla ilgili ihtiyati tedbir düzenlemesi mevcut olup, anılan hükmün HMK’nın 389 vd. maddeleriyle birlikte uygulanması gerekir. HMK’nın 389/1.maddesinde” (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir..” şeklinde düzenleme mevcuttur. Davacı vekili dava dilekçesinde, senedin davalı … Şti’ye ticari ilişki kapsamında verildiğini, ancak davalının bir kısım emtiaya ilişkin teslim etme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, teslim edilen emtianın ise ayıplı olduğu iddiasına dayanmıştır. Eldeki istinafa konu dava 31.03.2021 tarihinde açılmakla, davaya konu bonoya ilişkin olarak icra takibi 12.04.2021 tarihinde başlatılmıştır. Davaya esas bononun bedeli malen kaydıyla düzenlendiği ihtilafsız olup bu noktada malların teslim edilmiş olduğu karine olup, mal tesliminin yapılmadığı iddiasının davacı bono borçlusu tarafından yazılı olarak kanıtlanması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı tarafın, davaya konu bononun bedelsiz kaldığını ispat yanında ayrıca, davalı …’in bu bonoyu iktisap ederken, bile bile davacının zararına hareket ettiğini de kanıtlamakla yükümlüdür. İddia edilen temel ilişkideki iddialar da ispata muhtaç olup, bu açıdan da yaklaşık ispatın bu aşamada gerçekleşmediği gibi, dava dosyası kapsamında, davanın mevcut aşaması itibariyle davalının kötü niyetle çekleri devraldığına ilişkin yaklaşık kanaat oluşturacak bir kanıt sunulmamıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleriyle sınırlı inceleme ilkesi çerçevesinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçeyle; 1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca maddesi uyarınca esastan reddine, 2-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilince yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 08.07.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.