Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/970 E. 2023/603 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/970
KARAR NO: 2023/603
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2019
NUMARASI: 2018/1154 E. – 2019/1278 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki istirdat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; keşidecisi … olan … Bank AŞ Bandırma Şubesine ait 20.07.2018 keşide tarihli ve … seri numaralı 20.000,00 TL bedelli çekin müvekkiline ciro yolu ile intikal ettiğini, ancak çekin kargoda zayi olduğunu, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/366 Esas sayılı dosyasında iptal davası açıldığın, çekin … Faktoring AŞ tarafından ibraz edildiğinin bildirilmesi üzerine eldeki davanın açıldığını, çekin meşru hamili müvekkili olduğunu, ibraz eden ile müvekkili arasında ticari ilişki bulunmadığını, çekin müvekkili şirketin elinden rızası hilafına çıktığını, müvekkili adına yapılan ciro ve imzaların sahte olduğunu ileri sürerek, çek veya bedelinin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davaya konu çekin faktoring işlemine istinaden, müvekkilince 20.000,00 TL tutarında ödeme yapılarak alındığını, 30.05.2018 tarihli faktoring sözleşmesi ile ortaya çıkan alacak bakiyesinin mahsubu ile karşılandığını, bu nedenle dava konusu çekin, faktoring müşterisi olan … Faktoring yetkilisine iade edildiğini, müvekkili ile dava dışı … A.Ş. arasındaki faktoring işlemlerinin usul ve yasaya uygun olarak gerçekleştiğini, huzurdaki davanın faktoring müşterisi olan … A.Ş.’ye ihbarının gerektiğini, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü şahıs olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 792/1 maddesi uyarınca çekin istirdadı talebine ilişkin olduğu, mezkur maddenin ‘Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.’ hükmünü içerdiği, 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9. maddesinde ‘…Faktoring şirketi Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez. Aynı faturaya dayalı birden çok faktoring şirketine yapılan kısmi temliklerin toplam tutarı fatura tutarını aşamaz. Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri halinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğerki, faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.’ hükümlerinin düzenlendiği, açıklanan maddeler karşısında, davacının öncelikle çekin yasal hamili iken elinden rızası hilafına çıktığını ve ikinci olarak da davalının çeki iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerektiği, çekin lehtarının … A.Ş., ilk cirantasının ise … Limited Şirketi olduğu, davacının adi ortaklık olarak kendisini oluşturan şirketler tarafından temsil edildiği, lehtarın ise davacı adi ortaklığı oluşturan şirketlerden biri olduğu, dolayısıyla ciro silsilesinin kopuk olduğu ve davacının yetkili hamil olmadığı, ikinci şart olarak da davalı faktoring şirketi tarafından dava konusu çekin refaktoring sözleşmesi kapsamında … A.Ş.’den alındığı ve faktoring işlemlerinin usulüne uygun olduğu, davalının çeki iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğu ispat edilemediğinden ..” gerekçesiyle davanın reddine karar, verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Çekin müvekkilinin elinden rızası dışında çıktığı ve davalının çeki kötü niyetli olarak iktisap ettiğinin sabit olduğunu, çekin kargoda zayi olduğunu, çekin ciro silsilesinin bozuk olduğunu, çekin lehtarının davacı … Anonim Şirketi olduğunu, çekin müvekkil şirkete gönderilirken üçüncü kişilerce çalındığını ve aslında var olmayan … Ltd. Şti. adına ciro edildiğini, müvekkilinin ciro silsilesinde bulunan hiçbir şirketle ticari ilişkisinin bulunmadığını, lehdardan sonra cirosu bulunan şirketin var olup olmadığının belirlenmesi için sicile müzekkere yazılması talebinin dikkate alınmadığını, ciro silsilesinin kopuk olmasına rağmen çekin faktoring işlerinde konu edilmesinin kanuna aykırı olduğunu, çekin gerçek bir ticari ilişki kapsamında alındığına ilişkin belgelerin davalı tarafından dosyaya sunulmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 792. maddesi gereğince çek istirdatı talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacılar vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacılar, davaya konu çekin rızası hilafına elinden çıktığını, davalının kötüniyetli ve ağır kusurlu olduğunu, çekin zayi olduğunu bilerek iktisap ettiğini iddia ederek, dava konusu çekin istirdadına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava adi şirket niteliğinde olan … adına adi şirket ortakları tarafından açılmış ise de, dava konusu çekteki lehtar … San. Tic. AŞ’dir. Dava konusu 19.10.2018 keşide tarihli 20.000 TL bedelli çek, keşidecisi … tarafından lehtar şirket emrine ciro edilmiştir. Çekteki ilk cironun lehtar cirosu olması gerekir. Ancak, çek suretinde ilk ciro … Ltd. Şti’ne aittir. Bu şirketin davacıların ortağı olduğu, adi ortaklık olup olmadığı konusunda mahkemece talebe rağmen bir araştırma yapılmayarak, çekin lehtarı ile ilk cirantanın farklı olduğu tespit edilerek ciro silsilesinin kopuk olduğu belirlenmiş, buna rağmen davanın reddine karar verilmiştir. Ciro silsilesindeki kopukluk mutlak bir defi olup herkese karşı ileri sürülebilir. Ciro silsilesinde kopukluk olan çeki iktisap eden ciranta, kambiyo hukukuna göre çekteki hakkı iktisap edemez. Bu nedenle, çekteki ciro silsilesinin kopuk olduğunun kabul edilmesi halinde çekin veya bedelinin istirdadına karar verilmesi gerekir. Ancak mahkemece yapılan inceleme bu sonuca varmak için yeterli değildir. Bu nedenle, çekteki ilk cirantanın sicil kaydının getirtilerek bu şirketin gerçekte var olup olmadığı ile davacıların ortağı olup olmadığı, bu şirketin davacıların ortağı olduğu adi şirket olup olmadığı belirlenmeli ve buna göre ciro silsilesinin kopuk olup olmadığı değerlendirilmelidir. Çekte lehtar olarak gösterilen şirket dışındaki şirketlerin aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı da değerlendirilmeden karar verilmesi yerinde olmadığından, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacılar tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-İİK’nın 36. maddesi uyarınca yatırılan teminatların, yatıran taraflara iadesine,5-Davacılar tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 06.04.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.