Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/967 E. 2020/731 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/967
KARAR NO : 2020/731
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12.02.2020 tarihli ara karar
NUMARASI : 2018/267 Esas
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
Taraflar arasında görülen dava içinde istenen ihtiyati tedbirin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda reddine dair verilen 12/02/2020 tarihli ara kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; alacaklının temerrüdü halinde borçlu borçtan kurtulmak için TBK m. 107 hükmü gereği tevdi mahalli tayini isteyebileceğini, taraflar arasındaki sözleşme gereği, müvekkili davacının, davalının deposunda muhafaza edilmekte olan 1324 top, 151.060,50 metre ve yaklaşık 75,5 ton ağırlığındaki kumaş cinsi eşyaların, müvekkiline teslim edilmesi için davalıya Bakırköy … Noterliğinin 21.11.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, depolama bedeli olarak 39.134,94 USD’nin müvekkiline fatura edilmesinin istendiğini, davalı tarafın kendi belirlediği fiyatlar üzerinden fatura kesmek istemesi sebebiyle ödemenin kabul edilmediğini, akabinde yine Bakırköy …. Noterliğinin 08.12.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek, sözkonusu malların ihracatının gerçekleşecek olması ve her geçen gün zarara uğramaları nedeniyle işlemlerin bir an önce tamamlanmasının talep edildiğini, mevcut sözleşme ve davalı tarafın tutum ve davranışları dikkatealınarak öncelikli olarak tevdi mahalli tayin edilmek suretiyle ve 39.134,94 USD’nin yatırılması kaydıyla, malların ihraç edilecek olması, ihracatın daha fazla gecikmemesi için tensiple birlikte ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı savunmasında özetle; tevdi mahalli tayini talep edilen malların dava konusu olan değil, dava dışı olup depo bedeli ödenmemiş olan başka mallar olduğunu ve HMK’nın 389. maddesi gereği dava konusu olmayan mal hakkında tedbir kararı verilemeyeceğini belirterek, tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilince 29/11/2019 tarihinde UYAP üzerinden sunulan tedbir talepli dilekçede; sözleşme devam etmekte iken davalı tarafça tek taraflı olarak yapılan ve müvekkil davacı tarafından, kabul edilmeyen fiyat değişikliğinin zorla kabul ettirilmeye çalışılması, bu sebeple davalının antreposunda bulunan malların davalı tarafça teslim edilmemesi ve müvekkilin, davalı deposunda bulunan malları vermemesi sebepleriyle müvekkilin halen zarara uğramaya devam ettiğini, kumaşların dışarıdan temini halinde kur ve fiyat farkı gibi sebeplerle müvekkilin uğramakta olduğu zarar daha da artacak olduğundan, mevcut bilirkişi raporu da gözönüne alınarak, ihracatın engellenmemesi için davalı antreposunda bulunan kumaş emtiasının çekilebilmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin değerlendiridiği 12/02/2020 tarihli ara kararında; “…HMK’nın 389. maddesinin 1. fıkrası ‘Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebi ile bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.’ hükmünü içermekte olup, anılan madde hükmü gereğince uyuşmazlığın konusu olan mal ya da hakkın üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Bu itibarla; davacı tarafın davalıya ait depoda bulunan mallara ilişkin tevdii mahalli tayinine ilişkin ihtiyati tedbir uygulanmasını talebinde bulunduğu, ihtiyati tedbirin sadece uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği ilişkin yasal düzenleme bulunması ile tedbir talebinin konusunun, davalı vekilinin ‘tedbir talep edilen malların dava konusu olmayıp dava dışı olan ve depo bedeli ödemesi yapılmayan başka mallar olduğuna’ ilişkin daha önceki iddiaları karşısında, tedbir konusu malların dava konusu uyuşmazlık konusu olup olmadığının belli olmadığı, daha önceki tedbir kararının istinaf incelemesinde istinaf dairesi kararında da belirtildiği üzere TBK’nın 580. maddesindeki yasal düzenleme uyarınca, saklayanın saklananlar üzerinde ücretlere veya saklama giderlerinden doğan alacaklarını güvenceye almak için kanuni hapis hakkına sahip olduğu da gözetildiğinde; somut olayda taraflar arasında antrepo ücretinin ne miktarda olacağı konusunda ihtilaf da bulunduğu ve her ne kadar bilirkişi … tarafından rapor sunulmuş ise de, mahkememizce üçlü bilirkişi heyetinden rapor istenildiği haldi, bilirkişi …’in sadece kendi görüşü ve imzası olacak şekilde rapor sunmuş olup, bilirkişi incelemesi ve rapor sürecinin henüz tamamlanmamış olması da gözetilerek…”, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF BAŞVURU NEDENLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Taraflar arasındaki sözleşme gereği, müvekkili davacının, davalının deposunda muhafaza edilmekte olan 1324 top, 151.060,50 metre ve yaklaşık 75,5 ton ağırlığındaki kumaş cinsi eşyaların, taraflarına teslim edilmesi için davalıya Bakırköy …. Noterliği’ nin 21.11.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, davalı tarafın kendi belirlediği fiyatlar üzerinden depolama bedeline ilişkin olarak fatura kesmek istemesi sebebiyle ödeme kabul edilmediğini, depoda bulunan malların teslim edilmediğini, Müvekkili tarafından, sözleşme devam etmekte iken tek taraflı olarak yapılan ve kabul edilmeyen fiyat değişikliğinin zorla kabul ettirilmeye çalışılması, bu sebeple malların teslim edilmemesi ve bu yüzden de müvekkilin, davalı deposunda bulunan mallarının ihracatının gerçekleşememesi sebebiyle müvekkilinin halihazırda zarara uğradığını, Mevcut sözleşme ve davalı tarafın tutum ve davranışları dikkate alınarak öncelikli olarak tevdi mahalli tayin edilmek suretiyle ve 39.134,94 USD bedelin yatırılması kaydıyla, malların ihraç edilecek olması, ihracatın daha fazla gecikmemesi için tensiple birlikte ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiğini, HMK 389 şartları müvekkili davacı açısından açık ve net bir şekilde dosyadan anlaşıldığından ve ihracatının gecikmesi, dolar kurunun artması, davalının hapis hakkının bulunmamasına rağmen malları haksız yere elinde tutup vermemesi, bu tehdit altında müvekkili, sözleşmeye aykırı şekilde kendi belirlediği bedeli ödemeye zorlaması nedenleriyle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca, dava içinde ihtiyati tedbire ilişkindir. Dava içerisinde talep edilen ihtiyati tedbirin reddine karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı, davalı antreposunda muhafaza edilen eşyalar için depolama bedeli 39.134,94 USD yönünden alacaklı temerrüdü kapsamında tevdi mahalli ile kendisine ait olup davalı nezdinde depolanan ürünlerinin tedbiren kendisine verilmesini talep etmiş, mahkemece ihtiyati tedbirin reddine karar verilmiştir. Karara karşı, ihtiyati tedbir isteyen vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Taraflar arasındaki antrepo ve serbest depo sözleşmesi uyarınca, depolanma ve saklama hizmeti verildiği ihtilafsızdır. Ancak kendisine teslimi talep edilen malların depo bedeli ödenmiş dava konusu mallar olup olmadığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır. İhtiyati tedbir geçici hukuki korumalardandır. Mahkemece değişen koşullar ve deliller uyarınca talep halinde her zaman ihtiyati tedbir kararı verilebilir. TBK’nın 580. maddesindeki yasal düzenleme uyarınca, saklayanın saklananlar üzerinde ücretlere veya saklama giderlerinden doğan alacaklarını güvenceye almak için kanuni hapis hakkına sahip olduğu da gözetildiğinde; somut olayda depodan çekilerek kendisine teslimini talep etmiş olduğu malların dava konusunu oluşturup oluşturmadığının da yargılamaya muhtaç olduğu değerlendirildiğinde, mevcut deliller kapsamında mahkemenin ihtiyati tedbir isteminin reddi kararında yasa ve usule aykırılık görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi yoluna gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 09/07/2020