Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/950 E. 2023/289 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/950
KARAR NO: 2023/289
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 09/05/2019
NUMARASI: 2018/346 E. – 2019/479 K.
İHBAR OLUNAN: ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ
DAVANIN KONUSU: Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketçe nakliyat rizikolarına karşı sigorta örtüsü altına alının ve İtalya’dan Türkiye’ye taşınan 18 kap 54 adet emtiada 6 adetinde taşıma sırasında hasar oluştuğunu, ekspertiz incelemesi sonucu hasar bedelinin ödenerek sigortalının haklarına halef olunduğunu, ihtara rağmen alacağın ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, hasarın emtia paletlerin iyi sabitlenmemesi ve nakliye aracının çukura düşmesi, kasisten atlaması esnasında emtiaların zıplayarak yerinedn çıkması nedeniyle oluştuğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir .Davalı vekili, savunmasında özetle; CMR Konvansiyonu’nun 32/1. maddesine göre davanın açılması gereken 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, Konvansiyonun 30/1. ve 30/2. maddelerinde belirtilen sürelerde hasar ihbarının yapılmadığını, emtianın çekincesiz kabul edildiğini, hasarın CMR senedine şerh düşülmediğini, ekspertiz raporunun 9 ay sonra emtia üzerinde inceleme yapılarak düzenlendiğini, raporda belirlenen hasarın taşıma sırasında oluşmadığını, müvekkiliinin yükleme, boşaltma ve istifleme sorumluğunun bulunmadığını, hasarın CMR’nin 23 ve devamı maddelerine göre hesaplanması gerektiğini ve sovtaj bedelinin dikkate alınması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davalı tarafından davacıya sigortalı dava dışı şirketin emtiasının İtalya’dan Türkiye’ye taşınması işinin istenildiği taşımanın uluslararası taşıma olduğu ve CMR konvansiyon hükümlerinin uygulanması gerektiği, davacı sigorta tarafından taşıma sırasında meydana gelen hasar nedeniyle sigortalısına ödeme yaptığı ve davalıya rücu ettiği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, alınan rapora göre dava konusu uyuşmazlıkta hasarın taşıma sırasında ve ambalaj hatasından dolayı meydana geldiği yüklemenin gönderen tarafından yapıldığı, CMR konvansiyonun 17.maddesi uyarınca ambalajlanmadıkları veya kötü ambalajlandıkları zaman, özellikleri fire veren veya hasara uğrayan malların ambalajlanmaması veya hatalı ambalajlanmış olması hükmü uyarınca taşımacının sorumlu tutulamayacağı, davacı taşıyıcının ambalaj hatası nedeniyle emtianın hasara uğramasında bir kusurunun olmadığı, ve sorumluluğunun sona erdiği, davacı sigortanın sigortalısına yaptığı ödemenin lütuf ödemesi niteliğinde olduğu vicdani kanaatine varılarak…” gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; CMR Konvansiyonu’nun 17/1.maddesine göre taşıyıcının teslim anına kadar oluşacak zararlardan sorumlu olduğunu ve taşıyıcının basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunduğunu, Konvansiyon’nun 8.maddesinde de taşıyıcının yükü teslim aldığı sırada, parça sayısı ve bunların üzerindeki marka ve numaralar bakımından sevk mektubundaki beyanların doğruluğunu, yükün ve bunların ambalajının görünürdeki durumunu kontrol etmekle yükümlü olduğunu, taşımacının bu maddenin birinci paragrafında belirtilen beyanları kontrol etmek için gerekli makul araçlardan yoksun olması halinde sevk mektubuna çekincesini gerekçesi ile birlikte yazacağını, aynı şekilde yükün ve ambalajların görünürdeki durumu ile ilgili yazacağı çekincenin gerekçelerini de belirteceğini, çekincelerin, gönderici sevk mektubunda bu çekincelere bağlı kalacağını açıkça kabul etmiş olmadıkça göndericiyi bağlayıcı olmayacağının düzenlendiğini, buna göre yükün ve ambalajının görünürdeki durumunu kontrol etme yükümlülüğünün taşıyıcının sorumluluğunda olduğunu, yükün ambalajlanması veya istiflenmesinde kusur olduğunun fark edilmesi halinde çekince konması gerektiğini, somut olayda taşıyıcının bu şekilde çekince koymaması nedeniyle sorumlu olduğunu, en azından taşıyıcının bu durumlarda müterafik kusurunun bulunduğunun bir çok kararda kabul edildiğini, davanın reddine rağmen hasar bedelinin de usulüne uygun şekilde belirlenmediğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, dava dışı sigortalıya ait emtianın davalı tarafından CMR hükümlerine göre taşınması sırasında uğradığı hasar nedeniyle dava dışı sigortalıya ödenen tutarın, davalı taşıyandan rucuan tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı ile dava dışı sigortalı arasında düzenlenen taşıma sözlemesi ile İtalya’da bulunan tedarikçilerden alınacak emtianın taşınmasını davalı üstlenmiştir. Taşıma sözleşmesinde, emtianın kim tarafından yükleneceği açıklanmamıştır. Somut olayda taşımaya konu emtianın gönderen tarafından ambalajlanarak araca yüklendiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü bakımından dava konusu hasarın nasıl meydana geldiğinin öncelikle incelenmesi gerekir. Taraflarca alınan ekspertiz raporlarında, hasarın ambalaj hatasından kaynaklandığı, altı adet motor emtiasının metal palet üzerindeki yuvalarından çıktığı, diğer motorlara ve palete çarpması nedeniyle hasar oluştuğu belirlenmiştir. Emtianın İtalya’dan Türkiye’ye kara yoluyla taşınması nedeniyle CMR Konvansiyonu hükümlerini uygulanması gerekir. Yurt dışından yapılacak taşınma nakliyat rizikolarına karşı davacı tarafından sigorta örtüsü altına alınmış olup, sigortacı tarafından yapılan eksper incelemesi sonucu hasar bedeli ödenerek alınan ibra ve temlikname ile sigortalının haklarına halef olunmuştur. Emtianın teslimi sırasında 21.03.2016 tarihinde sürücünün de katılımı ile düzenlenen tutanakla hasar tespit edildiğinden süresinde hasar ihbarının yapılmış sayıldığı kabul edilmelidir. CMR’nin 17/1. maddesine göre, taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen ve tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. CMR’nin 17/2. maddesinde eğer kayıp veya hasar; hasara uğrayan malların ambalajlanmaması yada hatalı ambalajlanmış olması halinde yükün gönderici veya alıcı tarafından alınması, yüklenmesi ve özellikleri gereği özel risklerden doğmuş ise taşıyıcının zarardan sorumlu olmayacağı düzenlenmiştir. Ancak, yükün ambalajının kifayetsiz ya da ambalajsız olmasından veya araca hatalı istiflenip, sabitlenmesine bağlı tertipleme hatalarından dolayı vuku bulan hasarlardan taşıyıcı sorumlu tutulamayacağı öngörülmüş olmakla birlikte ambalaj, yükleme, boşaltma ve istifleme gönderici ve alıcıya ait olsa bile taşıyıcının basiretli bir tacir gibi davranarak nezaret görevi ve sorumluluğunun bulunduğu yerleşik yargı uygulamalarıyla kabul edilmektedir. Taşınacak emtianın ambalajsız veya ambalajının kifayetsiz olması ya da araca ve güzergaha uygun olmayan şekilde sabitlenmesi halinde taşıyıcı göndereni uyarmadan ve CMR’ nin 8 ve 9. maddelerine uygun olarak taşıma senedine çekince koymadan yükü teslim alır ve yükte bu sebepten hasar meydana gelirse; öncelikle zarara sebep olan hatayı taşıyıcının nezaret borcu esnasında kendi bilgisiyle fark edip edemeyeceğinin tespiti gerekecek; fark edebileceği durumlarda ise hasar kifayetsiz ambalaj veya istif hatasından ya da yükün usulüne uygun bir şekilde sabitlenmemesinden kaynaklansa da zararın taşıyan ve gönderen arasında paylaştırılması ve taşıyıcıya müterafik kusur atfı gerekmektedir. Somut olayda taşımacının CMR’nin 8. ve 9. maddelerine uygun şekilde ambalajı kontrol ettiği, ambalajın dış görüşü itibariyle herhangi bir sorun bulunmadığı, taşınan bir kısım motorların kapalı kutu şeklindeki ambalaj içerisinde iyi sabitlenmemesi nedeniyle kayarak hasara uğradığı, ambalajlı şekilde teslim edilen emtianın dış görünüş itibariyle ambalajının kontrol edilebileceği, ayrıca her bir ambalajın içinin açılarak ambalaj içi sabitlemenin yeterli şekilde yapılıp yapılmadığının taşımacı tarafından kontrol edilemeyeceği, esasen taşımacıyı bu şekilde sorumlu tutan bir düzenlemede bulunmadığı anlaşılmıştır. Ambalajın görünürdeki durumunda yüke ve yolculuğa elverişsiz bir durum bulunmadığı, hasarın emtianın ambalaj içinde yeterince sabitlenmemesinden kaynaklandığı, başka bir anlatımla hasarın araç içi sabitleme veya istifleme gibi taşıyıcının da müterafik sorumluluğunun kabul edilebileceği bir nedenden kaynaklanmadığı anlaşılmış, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 23.02.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.