Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/931 E. 2023/286 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/931
KARAR NO: 2023/286
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 06/02/2018
NUMARASI: 2017/119 E. – 2018/110 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalıya sunulan teklifin kabul edilmesi üzerine, müvekkilinin davalıya ait arızalı kompresörü sökerek tamir ettiğini, arızası giderilen makinenin teslim edildiğini, düzenlenen fatura karşılığı 11.900,00 TL ödendiğini, davalının ayrıca 23.06.2016 tarihinde 4.484,00 TL ürün satın aldığını, buna ilişkin fatura ile birlikte müvekkilinin 25.194,48 TL cari hesap alacağı bulunduğunu, davalının son olarak 5.195,00 TL ödeme yaptığını, kalan 19.999,48 TL borcun ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin borcu bulunmadığını, takibe konu alacağın gerçek bir sebebe dayanmadığını ve davacının kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesi istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında davacının davalı hakkında fatura ve cari hesap ekstresine dayalı olarak ilamsız icra takibi başlattığı ödeme emrinin tebliği ile davalının takibe süresinde takibe itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür. Davalı taraf davacı ile akdi ilişkisinin olduğunu kabul etmiş ancak borcu bulunmadığını ileri sürmüştür. Davacı alacağını mal satışı ve hizmet faturaları ile teknik servis belgelerine dayandırmıştır. Teknik servis belgelerinde müşteri olarak davalının ismi geçmekte olup, müşteri adına imza atan …’un davalının çalışanı olduğu, teknik servis şefi olarak çalıştığı, davalı tarafın kabulündedir. Her iki tarafın ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılmasına karar verilmiş, her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde 06/11/2017 tarihli rapor sunulmuştur. Raporda davacının alacağını dayandırdığı faturaların tamamının davalı şirket kayıtlarında mevcut olduğu, taraf defter ve kayıtlarının birbirini doğruladığı, davacının takip tarih itibariyle davalıdan 19.999,48 TL.alacaklı olduğu belirlenmiş, davalının kendi defterlerine kaydettiği davacı yana ait faturalar nedeniyle davacıya borçlu olduğu, borcun ödendiğine dair herhangi bir delil yahut savunmasının olmadığı, tespit edilmiş olmakla davacının davalıdan takipte talep edilen tutar kadar alacaklı olduğunun kabulüne, davalının takibe itirazının iptali ile takibin aynen devamına, davalının itirazında haksız oluşu gözönünde bulundurularak davacı lehine hükmedilen tutarın %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine dair… ” gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik itirazının iptaline, takibin davamına, hükmedilen tutarın %20’si oranında 3.999,89 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığının yargılamanın tüm aşamalarda ileri sürmesine rağmen, mahkemece talebin dikkate alınmadığı, faturanın tebliğ edilmesinin başlı başına alacağın varlığını kanıtlamadığını, akdi ilişkinin inkarı halinde davacının bu iddiasının kanıtlaması gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım ve hizmet sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında satım ve hizmet sözleşmesi ilişkisi bulunduğu sabittir. Davalı vekili de 30.05.2015 tarihli duruşmada taraflar arasında akdi ilişkinin bulunduğunu ancak davalının borcunun bulunmadığını savunmuştur. Taraflar arasında ticari ilişkide davacının, bir adet makinenin demontajı, tamiri ve yeniden montajı konusunda edim üstlendiği, davacının hizmet edimini yerine getirdiği ve düzenlenen faturaların davalıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Bunun yanı sıra taraflar arasındaki satım sözleşmesine emtianın da davalıya teslim edildiği ve tebliğ edilen fatura içeriklerinin kesinleştiği belirlenmiştir. Tarafların ticari defterleri incelenerek düzenlenen raporda, faturaların tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, yapılan kısmi ödemenin mahsubu sonrası davacının 11.999,48 TL alacağı bulunduğu belirlenmiştir. Bilirkişi raporunda üç adet faturanın davalı defterinde kayıtlı olduğu ve davalının kendi defterlerine göre borçlu olduğu belirlenmiştir. Faturanın düzenlenmiş olması başlı başına davacı alacağının varlığının kabulü için yeterli değildir. Uyuşmazlık halinde, fatura konusu mal değer hizmeti karşı tarafa teslim edildiğinin kanıtlanması gerekir. İstinaf başvurusunda, taraflar arasında ticari ilişkinin davacı tarafından kanıtlanması gerektiği belirtilmiş ise de, davalı vekilinin beyanı ile davacı tarafından düzenlenen satım ve hizmet faturalarının davalının ticari defterlerinden kayıtlı olması ve fatura borcunun bir kısmının ödenmesi nedeniyle ticari ilişkinin varlığı sabittir. Davacıya ait hizmet ve satım faturalarının davalının defterlerinde kayıtlı olması da hizmetin verildiği ve emtianın teslim edildiğini kanıtlamaktadır. Faturanın defterde kayıtlı olması nedeniyle mal ve hizmet tesliminin başka bir şekilde kanıtlamasına da gerek bulunmamaktadır. Kaldı ki iki adet faturada teslim alan imzası da bulunmaktadır. İlk derece mahkemesince belirlendiği üzere, sözleşme ilişkisinde davacının emtiayı teslim ettiği ve hizmeti verdiği, ancak davalının 11.900,00 TL ve 5.195 TL kısmi ödeme dışında kalan bakiye 19.999,48 TL borcu ödemediği, açık hesap şeklinde takip edilen ticari ilişkide, cari hesap mutabakatı yapılmasına gerek olmadan talepte bulunulabileceği ve sözleşmeden kaynaklı alacağın likit olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf başvuru nedenlerinin reddine karar verilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353 1.b.1 maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 1.024,62 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.23.02.2023