Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/923 E. 2021/731 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/923
KARAR NO : 2021/731
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/03/2020
NUMARASI: 2019/104 E. – 2020/211 K.
DAVANIN KONUSU:Zayi Belgesi Verilmesi
Zayi belgesi verilmesi talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle talebin reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı şirket temsilcisi dava dilekçesinde özetle; 11.03.2019 tarihinde şirkete ait eşyalarla birlikte kilitli depoda muhafaza edilen şirketin ticari defterlerinin çalındığını, hırsızlık sonucu şirkete ait 2008 yılı ila 2017 yıllarına ilişkin tüm ticari defterler, faturalar ve belgelerin zayi olduğunu ileri sürerek, TTK’nın 82/7 maddesi gereğince anılan yıllara ait tüm ticari defterler, faturalar ve belgeler için zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, TTK’nun 82/7 maddesi uyarınca zayii belgesi verilmesi istemine ilişkindir.TTK’nun 82/7 maddesi ‘Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir.’ düzenlemesini içermektedir.Somut olayda, hırsızlık olayı olayı 11/03/2019 tarihinde gerçekleşmiş, iş bu dava ise 18/03/2019 tarihinde açılmış olup, davanın 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Anılan düzenlemeye göre; davacının bir taraftan defterlerin ve belgelerin korunması amacı ile gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziyaa uğramanın onun iradesi dışında elinde olmayan bir neden ile meydana gelmiş olması gerekmektedir.Somut olayda, dava dilekçesine ekli ifade tutanağı ve davacı şirket yetkilisinin beyanından anlaşıldığı üzere; zayii talep edilen ve davacı yana ait ticari defter ve belgelerin şirket merkezi dışında, davacı şirket yetkilisinin annesine ait evin deposunda muhafaza edildiği ve hırsızlık olayının da burada gerçekleştiği anlaşılmıştır. Hırsızlık olayının meydana geldiği yerin mutad saklama yeri olmaması, basiretli bir tacir olan davacının ticari defter ve belgelerini şirket merkezi dışında gerekli koruma tedbirleri bulunmayan bir depoda muhafaza etmesi nedeniyle, davacının ticari defterlerini korumada gerekli dikkat ve özeni göstermediğinin kabulü gerekmektedir.TTK’nın 82/7 maddesine göre zayi belgesi verilebilmesi için tacirin saklamakla mükellef olduğu ticari defter ve kayıtlarını özenle muhafaza etmesinin zorunlu olduğu, somut olayda davacının, gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek, kendi kusuru ile iddiaya konu olayın meydana gelmesine sebebiyet verdiği, anlaşılmakla zayii belgesi verilmesi koşulları mevcut olmadığından…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı şirket yetkilisi istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını aynen tekrar ederek, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde şirket yetkilisinin beyanının yerine, olayın tanığı … şirket yetkilisi olarak kabul ettiğini, olayın şirket yetkilisinin annesinin evinde değil, şirket yetkilisinin evindeki depoda gerçekleştiğini, şirket merkezinin bulunduğu iş hanında depo bulunmadığı için evrakın mecburen evindeki kilitli depoda tutulduğunu, depoda sadece muhasebe evrakının değil bir çok kıymetli belgenin taşındığını, hırsızların aceleyle maddi değeri olmayan belgeleri de aldığını, müvekkilinin vergi veya sigorta borcunun bulunmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeyle, talebin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.TTK’nın 82/1. maddesi gereğince, “Tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları (bir ticari işe ait yazışmaları), gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.”Saklama süresi on yıl olup sürenin başlangıcı da kanunda belirtilmiştir (TTK m.82/5-6). Defter ve belgelerin saklanması yükümü, gerçek kişi tacirlerde ticaretin terk edilmesinden sonra sürdğü gibi, tacirin ölümü halinde mirasçılar bakımından da devam eder. Mirasın resmi tasfiyesi veya tüzel kişiliğin sona ermesi durumlarında, defter ve belgeler Sulh Hukuk Mahkemesince saklanır (TTK m.82/8).Saklanması gereken defter ve belgeler, saklama süresi içinde, yangın, deprem, su baskını gibi bir afet veya hırsızlıktan dolayı zayi olursa, tacirin (ölmüşse mirasçılarının), durumu öğrendikten itibaren on beş gün içerisinde işletmenin olduğu yerdeki mahkemeye başvurarak zayi belgesi alması gerekir. Kanun’da “isteyebilirler” denmiş ise de bu bir zorunluluk niteliğindedir. Zayi belgesi için açılan dava, çekişmesiz yargı işidir (TTK m.82/7).Davacı yanca, zayi olduğu iddia edilen ticari defterlerin, şirket merkezi dışındaki bir evin bahçesinde bulunan kilitli depoda tutulduğu ve ticari defterlerin hırsızlık sonucu çalındığı iddia edilmiştir. Defterlerin şirket yetkilisinin evinin bahçesindeki depoda veya annesinin evinin bahçesindeki depoda muhafaza edilmesinin sonuca etkisi bulunmadığı gibi, maddi olayın aydınlanması nedeniyle tanık dinlenmesine de gerek bulunmamaktadır. Tacirin yukarıda bahsedilen kanun maddesinden yararlanabilmesi için ticari defter ve belgelerinin korunabilmesi amacıyla gerekli dikkati ve ihtimamı göstermiş olması gerekmektedir. Ayrıca, ziya durumunun tacirin iradesi dışında meydana gelmesi zorunludur. Somut olayda davacı tacir, defterlerin muhafazasında gerekli dikkat ve özeni göstermediğinden, ilk derece mahkemesince verilen red kararı isabetli olup, aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde değildir. (Yargıtay 11 H.D’si 04/02/2008 tarih, 2006/14049 E. 2008/956K. Sayılı ilamı).Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olup davacı tarafça ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline,3-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince davacı vekiline tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.10.06.2021