Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/905 E. 2023/393 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/905
KARAR NO: 2023/393
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/11/2018
NUMARASI: 2017/261 E. – 2018/1050 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Bankacılık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı bankanın Kazasker Şubesi müşterisi olduğunu ve ticari faaliyetlerinde davalının POS cihazını kullandığını, bankaca müvekkilinin hesabından fazladan kesinti yapıldığının yapılan hesap incelemesinden anlaşıldığını, bu kasamda 01.12.2015 tarihinde 6,77 TL BSMV ve 135,23 TL POS zarar tasilatı olmak üzere toplam 142,00 TL, 02.03.2016 tarihinde 23,30 TL BSMV ile 466,00 TL POS zarar tahsilatı olmak üzere toplam 489,30TL, 31.03.2016 tarihinde 46,00 TL BSMV ile 920 TL POS zarar tahsilatı olmak üzere toplam 966,00 TL, 20.05.2016 tarihinde 54,85 TL BSMV ile 1.097,00 TL POS zarar tahsilatı olmak üzere toplam 1.151,85 TL, 12.08.2016 tarihinde 43,85 TL BSMV ile 877,00 TL POS zarar tahsilatı olmak üzere toplam 920,85 TL, 27.10.2016 tarihinde 50,85 TL BSMV ile 1.017,00 TL POS zarar tahsilatı olmak üzere toplam 1.067,85-TL, 27.10.2016 tarihinde 2.70 TL BSMV aile 54.00 TL POS zarar tahsilatı olmak üzere 54,00 TL tahsil edildiğini, bankaca müvekkilinin bilgi ve onayı dışında yapılan toplam 4.794,55 TL kesintinin iadesi gerektiğini, ayrıca bankaca 1.050 TL daha komisyon ödemesi istendiğini ileri sürerek, yapılan kesintilerin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; üye işyeri sözleşmesinin 10.1.2 maddesi gereğince davacının POS cihazına bağlı oranlara göre hesabından tahsilat yapıldığını, müvekkilinin diğer bankalara nazaran daha düşük komisyon oranları ile hizmet verdiğini, davacının yaklaşık bir yıl boyunca düzenli olarak POS cihazını kullandığını, ancak POS kullanımında bankanın belirlediği verimliliği gösteremediğini, bu nedenle bankanın zararı oluştuğunu ve zararın davacının hesabından tahsil edildiğini, davacının 2016 yılı Kasım ayında POS cihazı kullanım oranını daha düşük veren bir banka ile anlaşması nedeniyle cihazı iade ederek müvekkilinin zararını ödediğini, davacının sözleşme şartlarını bilerek imzaladığını ve yapılan kesintilerin sözleşmeye uygun olduğunu, savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Yukarıda belirtildiği üzere taraflar arasında aktedilen sözleşme hükümleri incelendiğinde ücretle ilgili açık düzenlemeler olup, 18/12/2015 tarihli Üye İşyeri Sözleşmesi ile davacıya uygulanacak olan komisyon oranının %1 olarak kararlaştırıldığı, Üye İşyeri Sözleşmesi’nin akdedildiği tarihte Bankalararası Takas Komisyonu Oranının %1.21 olduğu, davalı bankanın müşteri lehine uygulama yaptığı, sözleşmenin 10.1.1maddesindre yer alan düzenleme uyarınca ciro, verimlilik vb oluşacak değişikliklerde bu şartlarında değiştirileceği, 10.1.2.maddesinde de bu hallerde mevduat hesabındaki tutarın belirlenen tutardan az olması halinde bankanın komisyon indiriminden oluşan zarar tutarını tahsil edebileceği de hüküm altına alınmıştır. POS hizmet ücreti ile ilgili aylık ciroya göre kademeli ücretlendirme yapılmış olması ve yapılan kesintilerin sözleşme hükümlerine de aykırı olmadığı, tarafların tacir olup basiretli bir tacir gibi davranması gerekliliği sebebiyle yerinde ve haklı olmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş” gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin, bankacı bilirkişinin mesleği gereği bankaları koruma iç güdüsü ile hukuka ve yasaya aykırı olarak sunduğu raporla karar verildiğini, gerekçeli kararında yer alan Yargıtay kararlarının dava ile ilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin ticari faaliyetleri için davalıya ait POS cihazını kullandığını ve dava konusu miktarlara müvekkilinin bilgi ve onayı dışında el konulduğunu, tek taraflı işlemle yapılan kesintilerin geçerli bir hukuki nedene dayanmadığının ihtarla bildirilmesine rağmen bankaca ihtara cevap dehi verilmediğini, basiretli bir tacir gibi davranması gereken bankanın komisyon oranını sözleşmede %1 olarak belirlediğini, taraflarca bu oran üzerinden sözleme yapıldığının kabul edildiğini, sonrasında da taraflar arasında başkaca bir sözleşme imzalanmadığını, müvekkilinin de komisyon oranının %1’den hesaplandığı inancı ile satışlarını gerçekleştirdiğini, ancak daha sonra bu orandan ayrı olarak kesinti yapıldığının belirlendiğini, sözleşmede oran belirlenmesi nedeniyle aynı tarihlerde bankalar arası takas komisyonu oranının %1.21 olmasının bir öneminin bulunmadığını ve bu oranın dikkate alınamayacağını, bankanın öngörüsüz davranarak daha düşük oranlı komisyon belirlemesinin sorumluluğunun müvekkiline yüklenemeyeceğini, mahkeme gerekçesinde “sözleşmenin 10.1.1maddesindre yer alan düzenleme uyarınca ciro, verimlilik vb oluşacak değişikliklerde bu şartlarında değiştirileceği, 10.1.2.maddesinde de bu hallerde mevduat hesabındaki tutarın belirlenen tutardan az olması halinde bankanın komisyon indiriminden oluşan zarar tutarını tahsil edebileceği de hüküm altına alınmıştır” ibaresinin hatalı olduğunu, sözleşmede bir limit gösterilmiş ve limitin alında işlem yapılması sebebi ile bu kesintilerin yapılması halinde bu limitin açıkça sözleşmede belirtilmesi gerektiğini, sözleşmede yer almayan bir limiti sağlamasının müvekkilinden talep edilemeyeceğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasında düzenlenen üye iş yeri sözleşmesi uyarınca, davalı bankaca davacıya ait hesaptan fazladan yapılan tahsilatların iadesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında düzenlenen üye iş yeri sözlemesinde, davalı bankaca davacıya tahsis edilen POS cihazından yapılan işlemler için %1 oranında komisyon belirlendiği açıktır. Bu tarihte bankalar arası kart merkezinin komisyon oranları %1.2 olup, tacir olan tarafların üzerinde anlaştıkları %1 oranındaki komisyon oranlarının uygulanması gerekir.Taraflar arasındaki sözleşmede komisyon oranı belirlenmekle birlikte, bankanın sözlemeden umduğu karlılık oranının sağlanması için belli miktarda işlem yapılması veya mevduat bulundurulmasına ilişkin hükümler de sözleşmeye konulmuştur.Sözleşmenin 10.maddesinde komisyon gelirleri belirlenmiştir. 10.1.1.maddede, üye iş yerinden kartlı işlemlerinden beklenen aylık cirosu, üye iş yerinin bankadaki diğer çalışmalarından oluşacak asgari verim ve vadesiz hesabında tutulması gereken aylık ortalama koşulu bu sözleşme tarihinde belirlenmiş olup, banka bu koşulları değerlendirerek tabloda yer alan üye iş yerinin pos aracılığıyla gerçekleştirip bankaya ulaştıracağı satış belgeleri toplam tutarı üzerinden tabloda belirlenen oranlarda komisyon tutarını resen satış belgeleri bedellerinden mahsup suretiyle tahsile yetkili olmuştur. Üye iş yerinin cirosunda verimliliğinde oluşacak değişiklikler şartlarında değişmesine neden olacak ve bu şartlar banka tarafından belirlenerek üye iş yerine bildirilecektir. Üye iş yeri bu bildirimlere uyacağını peşinen kabul eder, düzenlemesi bulunmaktadır. Sözleşmenin 10.1.2.maddesinde ise üye işyerinin beklenen verimi sağlayamaması veya ve/veya vadesiz mevduat hesabındaki tutarın belirlenen tutardan az olması durumunda, banka komisyon bildiriminden oluşan zarar tutarını talep edecektir. Bu durumda banka tahsil edilmesi gereken zarar tutarını üye iş yerine herhangi bir bildirim yapmaksızın hesabından tahsil edecektir düzenlemesi bulunduğu gibi 10.1.4.maddesinde de komisyon oranlarında da tek taraflı değişiklik yapılabileceği kabul edilmiştir. Taraflar arasında 18.12.2015 tarihinde düzenlenen sözleşme ile üye iş yeri ilişkisi başlamış ve davacı tarafından, davalı bankaya ait POS cihazı kullanılarak satış işlemleri yapılmıştır. Yukarıda belirlenen maddelere göre, davacının yeterli satışı yapmaması ve hesabında yeterli mevduatı bulundurmaması nedeniyle bankaca ilk olarak 01.12.2015 tarihinde POS zarar tahsilatı adıyla tahsilat yapılmaya başlanmış ve son tahsilat 27.02.2016 tarihinde yapılmıştır. Davacı tarafından hesabın sürekli şekilde kontrol edilerek hesaba giren paranın komisyon kesintisi dışındaki miktarının kullanılması nedeniyle yapılan kesintiden ve kesinti oranından davacının haberdar olduğu ve sözleşmenin 10. maddesi kapsamında yeni oranlarla bir sözleşme ilişkisinin kurulduğu açıktır. Yapılan işlemlere itiraz edilmeksizin ticari ilişkinin devam ettirilerek satış bedellerinin tahsil edilmesi de taraflar arasında komisyon oranı veya miktarına ilişkin yeni bir sözleşme ilişkisini eylemli olarak kurulduğunu göstermektedir. Bilirkişinin denetime elverişli raporunda bankaca yapılan kesintinin sözleşmenin 10.1.2.maddesine uygun olduğu, taraflar arasındaki sözleşmede belirlenecek komisyonların bankaca başka bir işleme gerek kalmaksızın davacının hesabından kesilmesi konusunda tarafların mutabık olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf nedenlerinin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına, bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.09.03.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.