Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/904 E. 2023/502 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/904
KARAR NO: 2023/502
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/11/2019
NUMARASI: 2017/446 E. – 2019/804 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan )
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalılar tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilince, davalıların ortağı olduğu … İnşaat-… İnşaat İş Ortaklığı’na irsaliyeli fatura karşılığında emtia satarak teslim ettiğini, müvekkilinin cari hesapta bulunan 97.567,80 TL alacağının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, mal satımı ve teslimi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığını, itiraz tarihinden sonra davalılarca 21.985,97 TL ödeme yapıldığından, borcun varlığı ile fatura içeriği emtianın teslim alındığının kabul edildiğini, tarafların ticari defterler ve kayıtlarında yapılacak inceleme ile alacağın belirleneceğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava edilmiştir. Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin davacıya takip talebinde belirtilen tutarda bir borcu bulunmadığını, taraflar arasındaki iş ilişkisi sebebiyle davacının usulüne uygun şekilde gönderdiği tüm fatura bedellerinin ödendiğini, davaya konu faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, bu faturanın müvekkili ile ilgisinin bulunmadığını, fatura içeriği malzemelerin müvekkilince istenmediğini, ve kullanılmadığını, bu malzemelerin davalıdan talep edilmediğini, fatura içeriğindeki malzemelerin inşaat alanına teslim edildiğine ilişkin delil sunulmadığını savunarak, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesi istemiştir. Davalı … Ltd Şti vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin davacıya takip talebinde belirtilen tutarda bir borcu bulunmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkide davacı tarafından usulüne uygun şekilde düzenlenen fatura borçlarının ödendiğini, dava konusu fatura içeriğindeki malzemelerin müvekkilince talep edilmediği gibi teslim de alınmadığını, ürünlerin müvekkili ile ilgisinin bulunmadığını, fatura içeriğindeki malzemelerin inşaat alanına teslim edildiğine ilişkin kanıt bulunmadığını savunarak, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Taraflar arasında süregelen ticari ilişki bulunduğu, takip dosyasına yapılan kısmi ödeme de dikkate alınarak davaya konu uyuşmazlığın 20/05/2016 tarihli ve … sıra numaralı, 75.581,83 TL’ lik faturadan kaynaklandığı anlaşılmıştır. Davalı taraf bahse konu faturanın ve faturaya konu malın teslim alınmadığını ve faturada ismi olan kişinin teslime yetkili olmadığını savunmuştur. Davacı tarafça dosyaya sunulan belgelerden ihtilaf konusu irsaliyeli faturanın iş ortaklığı çalışanı olan … tarafından tebliğ alındığı anlaşılmış olup, adı geçen şahsın SGK kayıtları celp edilip incelendiğinde faturanın teslim alındığı tarihi de kapsar şekilde (20/05/2015- 09/06/2016 tarihleri arasında) davalı iş ortaklığının sigortalı çalışanı olduğu görülmüştür. Benzer uyuşmazlıklarda Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 5/5/2011 tarihli ve 2010/10867- 2011/6243 Esas- Karar sayılı kararında aynen;’… Mahkemece yapılan yargılama sonunda, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile davacı tarafından davalı firmaya kereste satılıp malların davalı şirket elamanına teslim edildiği ancak mal bedelinin ödenmediği bu nedenle davacının takibe geçtiği gerekçesiyle davanın kabulü ile % 40 tazminata karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle dava konusu malları davalı şirket adına teslim alan kişinin davalıların sigortalı çalışanı olmasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA’ aynı dairenin 2/2/2011 tarih ve 2010/5718- 2011/1081 Esas- Karar sayılı kararında; ‘…Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda fatura içeriği malların davalı şirketin çalışan dava dışı Mustafa Alkan’a teslim edildiği ancak davalının fatura bedelini ödemediği, Türk Ticaret kanunu’ nun 20/2 maddeleri uyarınca basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü altında bulunan davalının fatura konusu malların bedelini ve bu malların çalışana teslim edilmesi halinde sorumlu olacağını bilebilecek yeterli bilgiye sahip olması gerektiği gerekçesiyle davalının icra takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 23.240.10 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ve %21 oranını aşmamak üzere reeskont faizi işleterek takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiş dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA’ karar vermiştir. Takip/davaya konu fatura, irsaliyeli fatura olup mal teslimini de içermektedir. Davalı yan faturanın sigortalı çalışana teslimine açıkça itirazda bulunmayıp, bu kişinin teslime yetkili olmadığını, tebligat almaya yetkili kişinin muhasebe müdürü olduğunu, zaten önceki faturaların da davacı yanca bu kişiye teslim edildiğini savunmuştur. Taraflar arasında mal teslimini de kapsayan irsaliyeli faturanın muhasebe müdürüne teslimi/tebliğine ilişkin kararlaştırma veyahut teamülün bulunduğu dosya kapsamından anlaşılamamakla, bu yönde bir kararlaştırmanın veyahut teamülün ticari hayatın hızlılığını da sekteye uğratacağı tartışmasızdır. Kaldı ki, davacı vekilince dosyaya sunulan kayıtlardan davalı iş ortaklığı adına dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti tarafından keşide edilen irsaliyeli faturanın da sigortalı çalışan …’in isim ve imzasıyla teslim alındığı anlaşılmakla davalının bu yöndeki savunmaları yerinde görülmemiştir. Davalı yan ilerleyen aşamalarda cevap dilekçelerinde bu yönde bir savunma bulunmamakla birlikte …’in davalı iş ortaklığının alt işverenlerinden … Tic. Ltd. Şti. çalışanı olduğunu bildirmişse de adı geçen çalışanın fatura tarihini kapsar şekilde iş ortaklığının çalışanı olduğunun SGK kayıtlarında açıkça görülmesi sebebiyle bu yöndeki savunmasına da itibar edilmemiştir. Tüm bu sebeplerle sigortalı çalışana yapılan teslim aksi ispat olunamadığından davalının sorumluluğu için yeterli görülmüş; davalı tarafın ödeme savunmasında bulunmaması, nitekim ticari defter ve dayanak kayıtlar üzerinde yapılan incelemelerde ödeme yapıldığının da tespit olunmaması sebebiyle davacının fatura bedeliyle uyumlu olarak alacak talebinde haklı olduğu, davalılar tarafından icra takibine yapılan itirazın yerinde olmadığı kanaatine varılmış; davalı yanca açıkça yemin deliline dayanılmamış olması da gözetilerek dava tarihinden önce haricen ödenen 21.985,97 TL düşülerek dava konusu edilen bakiye 75.581,83 TL üzerinden davanın kabulüne ve itirazın iptaline…” gerekçesiyle davanın kabulü ile davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 75.581,83 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin asıl alacağa değişen oranlarda avans faizi yürütülmesi suretiyle devamına, alacağın %20’si oranında 15.116,36 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … San. A.Ş vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararında usulüne uygun gerekçe bulunmadığını, gerekçesiz karar ile müvekkilinin adil yargılama hakkının ihlal edildiğini, davacının 2016 yılı ticari defterlerinin kapanış kaydının bulunmaması nedeniyle bu defterlere itibar edilemeyeceğini, faturayı teslim alın kişinin yetkisiz olduğunu, faturayı teslim alan …’in 20.05.2015 tarihinde iş ortaklığı bünyesinde işe başladığı, 09.06.2016 tarihinde ise işten ayrıldığı yönündeki tespitin hatalı olduğunu, bu kişinin iş ortaklığı bünyesinde 15.06.2016 ile 30.06.2019 tarihleri arasında çalıştığını, bu tarihten önce önce iş ortaklığının alt yüklenicisi olan … San. Ve Tic. Ltd. Şti’de çalıştığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini istemiştir. Davalı … San Ltd Şti vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme gerekçesinde 01.05.2016 tarihli … nolu 75.581,83 TL bedelli fatura ile 20.05.2016 tarihli … nolu 75.581,83 TL bedelli faturalardan söz edildiğini, bilirkişinin bu faturaları karıştırdığını, bilirkişi ve mahkeme kabulünün aksine dava konusu faturanın 20.05.2016 tarihli … nolu 75.581,83 TL bedelli fatura olduğunu, bilirkişinin yüklenici ve alt yüklenici kavramlarını karıştırdığını, teslim alan …’in fatura tarihinde müvekkilinin alt yüklenicisi olan dava dışı … İnşaat’ın işçi olduğunu, bu şirketin iş ortaklığının şantiyesinde mekanik tesisat işlerini yapan yüklenici olduğunu, davacının müvekkiline ve alt yükleniciye malzeme sattığını, … İnşaat’ın iflası üzerine … İnşaat’ın işçilerinin kısa süreliğine müvekkili iş ortaklığında işe alındığını, ancak malzeme teslimi sırasında teslim alanın müvekkilinin çalışanı olmadığını, malzemelerin müvekkilince satın alınan malzemelerden olmadığını, sicil numarasında en sondaki “002” rakamının, ana işyeri altında açılmış olan alt yüklenici sicili olduğunu gösterdiğini, gönderilen hizmet dökümünde bu hususun, alt taraftaki şirket bilgilerinde açıkça gözüktüğünü, işçinin müvekkilinin yanında 15.06.2016 ile 30.06.2016 tarihleri arasında 15 gün çalıştığını, buna rağmen belgelerin hatalı değerlendirilerek teslim tarihinde anılan işçinin müvekkilinin çalışanı olarak kabul edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız takibe yönelik itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, karar verilmiş; bu karara karşı, davalılar vekillerince, yasal süresi içinde ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı ile davalıların ortağı olduğu adi şirket niteliğindeki iş ortaklığı arasında satım sözleşmesi ilişkisi bulunduğu sabittir. Davalılar, davacı tarafından satılıp teslim edilen emtia bedelinin ödendiğini, dava konusu fatura kapsamındaki emtianın müvekkillerine teslim edilmediğini, emtianın alt yüklenicinin talebi doğrultusunda, alt yükleyiciye teslim edildiğini savunmuşlardır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirildiği, satım ve teslim olgusunun hangi sebeplerle kabul edildiğinin usulüne uygun şekilde gerekçelendirilerek açıklandığı ve ilk derece mahkemesi kararının denetime elverişli gerekçe taşıdığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık takip ve dava konusu fatura içeriği emtianın davalı iş ortaklığına usulüne uygun şekilde teslim edilip edilmediğine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 20.05.2016 tarihli … sıra nolu 75.581,83 TL bedelli faturadan kaynaklandığı ve fatura konusu emtianın iş ortaklığı çalışanı olduğu belirtilen …’e teslim edildiği açıktır. Mahkemece getirtilen Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında belirtilen kişinin … tescil nolu iş yerinde çalıştığı, davalı iş ortaklığı ile yüklenicisi olduğu belirtilen … Tic. Ltd. Şti’nin aynı iş yeri sicil numarasına sahip oldukları anlaşılmıştır. Davacı vekili 16.06.2016 tarihli başka bir şirket tarafından satılan emtianın da aynı kişi tarafından teslim alındığını belirterek teslim alan kişinin emtiayı teslime yetkili olduğunu savunmuştur. Teslim alan işçinin iş ortaklığına iş akdiyle bağlı olarak çalışması, emtianın inşaat alanında teslim edilmesi ve bu kişinin başka bir tacir tarafından satılarak teslim edilen sevk irsaliyesinde teslim alan sıfatıyla imzasının bulunması karşısında, satım konusu emtianın kabulünde yetkili olduğu kabul edilmelidir. Emtianın sevk irsaliyesi ile teslim edildiği kabul edildiğinden, davacı defterlerinin kapanış tasdikinin bulunup bulunmadığının bir önemi bulunmamaktadır. Bu durumda, satıcının teslim borcunu yerine getirmesi nedeniyle, davalı alıcının satım bedelini ödediğini kanıtlaması gerekir. Bir çok kişinin çalıştığı inşaat alanında niteliği gereği teslim edilen emtianın inşaatta çalışan kişilerce teslim alınması işin doğası gereği olup, SGK kayıtları ile emsal teşkil eden fatura içeriğine göre ilk derece mahkemesince emtianın satışı ve teslimi olgusunun kabul edilmesi yerinde olup, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalılar vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine, 2-Davalılar tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 2.581,49 TL istinaf karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Hazineye gelir kaydına,3-Davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 23.03.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.