Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/901 E. 2023/392 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/901
KARAR NO: 2023/392
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2019
NUMARASI: 2018/817 E. – 2019/173 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit ve çek isdirdadı (Ticari satım ve faktoring
Sözleşmesinden kaynaklanan )
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı … AŞ tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı … Hiz. Dış Tic. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin inşaat ve elektrik malzemeleri alımı konusunda anlaştıklarını, sözleşme karşılığı davalı şirkete 108.000,00 TL ve 44.000,00 TL bedelli iki adet çek verdiğini, ancak davalı şirketin sözleşme konusu ürünleri teslim etmediğini ve teslim aldığı çekleri davalı … şirketine verdiğini, davalı … AŞ’nin çeklerle ilgili olarak müvekkiline karşı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlattığını ileri sürerek, müvekkilinin takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibin kötü niyetli olması nedeniyle %20 oranında tazminatın davalıdan tahsiline ve çeklerin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; davaya konu çeklerin müvekkili ile diğer davalı arasında imzalanan 26.03.2014 tarihli Faktoring Sözleşmesine istinaden, faturalarla tevsik edilen, mal ve hizmet satışından kaynaklandığı teyit edilerek temlik alındığını, TTK’nın 687 ve Faktoring Kanunu’nun 9/3 maddesinin amir hükmü gereğince çek borçlusu ile lehtarı arasındaki şahsi defilerin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı … Hiz. Dış Tic. San. ve Tic. Ltd. Şti 28/09/2018 havale tarihli dilekçesinde, açılan davayı kabul ettiklerini, cari hesap içeriğinde yer alan faturalardan bazılarının diğer davalı …’ye temlik edildiğini ve davacıdan alınan avans çeklerinin de teslim edildiğini belirterek, davayı kabul etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…6102 sayılı TTK’nın 687.maddesinde ise; ‘Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.’ denilmiştir. Yanlar arasındaki ‘Faktoring Sözleşmesi’ alacağın temliki sözleşmesidir. Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2015/18300 E. 2016/9294 K. sayılı ilamında özetle; ‘6361 sayılı Kanun’un 9/3. maddesindeki hüküm, faktoring işleminin tarafları olan borçlu, önceki alacaklı ve temlik alan faktoring şirketi dışındaki kambiyo senedinde ciro silsilesinde yer alan diğer kambiyo borçluları bakımından getirilmiş bir hükümdür. Kanunun 9/3 maddesi hükmünün, faktoring işleminin tarafları arasında yer almayan kambiyo borçlularını ilgilendirdiği madde gerekçesinden de anlaşılabilmektedir. Zira gerekçenin son cümlesinde, Bu bağlamda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun defi’ler başlıklı 687. maddesi ile paralellik sağlanması hedeflenmiştir. denmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ nun 687/2. maddesinde ‘Alacağın temliki hükümleri saklıdır.’ hükmü yer almaktadır. 6361 sayılı Kanun’ un 9/2. maddesi hükmünden hareketle faktoring sözleşmelerinde de alacağın temliki hükümleri uygulanacağından, gerek 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 687/2. maddesi, gerekse 6361 sayılı Kanun’un 9/2. maddesi karşısında faktoring işleminin taraflarından olan kambiyo borçluları hakkında alacağın temliki hükümlerinin uygulanacağı, aynı kanunun 9/3. maddesi hükmünün ise faktoring işleminin tarafı olmayan ve ciro silsilesinde yer alan diğer kambiyo borçluları bakımından uygulanabileceği anlaşılmaktadır.’ şeklinde açıklandığı gibi, davaya konu uyuşmazlıkta taraflar faktoring ilişkisi içinde bulunduğundan, aralarında alacağın temliki hükümleri uygulanacağından, 6361 sayılı Kanun’ un 9/3. maddesinin olayda uygulanma yeri yoktur. Diğer davalı tarafça da avans çeki olduğu bildirilen çeklere istinaden mal tesliminin yapılmadığı, ikrar edilerek davanın kabul edildiği dikkate alındığında davacı tarafça bedelsizlik iddiasının faktoring şirketine karşı da ileri sürülebileceği anlaşıldığından bu dava yönünden de davanın kabulüne, davalı …Ş’nin takibinde kötü niyetli olduğu davacı tarafça ispat edilemediğinden kötüniyet tazminat talebinin reddine…” gerekçesiyle davalı … Dış Tic. San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden davanın kabulüne, davalı … AŞ yönünden davanın kabulü ile davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün 2015/17306 Esas sayılı dosyasına konu alacaktan dolayı davacının davalı …’ne borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … AŞ vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … AŞ vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, faktoring faaliyetlerine ilişkin yönetmeliğe uygun hareket etmiş olmakla, davanın kabulüne ilişkin kararın hatalı olduğunu, TTK’nın 687.maddesinde yer alan “…Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” hükmüne dayanılarak taraflar arasındaki “Faktoring Sözleşmesi” alacağın temliki sözleşmesi kabul edilerek davanın kabulüne ilişkin verilen kararın hatalı olduğunu, faktoring sözleşmesinde faktoring şirketi müşterisi ile borçlu arasında imzalanan sözleşme, sipariş formu, proforma fatura ve/veya akreditif belgeleri ile varsa bunlara ilave olarak doğacak bir alacak olacağını gösteren diğer belgelerle tevsik edilmesi, mal veya hizmet satışından kaynaklanan bir ticari ilişki bulunduğunu ve temlike konu alacakların da bu ticari ilişki çerçevesinde doğacağını ispatlayacak şekilde bütün bu belgelerin doğruluğunun ve tutarlılığının bir bütün halinde kontrol edilerek değerlendirilmesi gerektiğini, bu belgelerin sunulması ile faktoring sözleşmesinin imzalandığını, 6361 sayılı Kanunun 9/3.maddesine göre alınan çekler üzerindeki araştırma sorumluluğun, sadece davacı ile … arasındaki ticari ilişki ile sınırlı olduğunu, ticari ilişkiye dair sunulan belgelerin gerçek olduğunu ve buna ilişkin araştırmanın yapıldığını, ileri sürülen şahsi definin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, faturanın gerçek bir mal veya hizmet teslimine ilişkin olduğunu, çekin bu belgeler incelenerek iyi niyetle iktisap edildiğini, müvekkilinin diğer borçlular arasındaki şahsi defileri bilecek durumda olmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki netiliği itibariyle, İİK’nın 72. maddesi uyarınca menfi tespit ve TTK’nın 790. maddesi uyarınca çek istirdadı istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı … vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı şirket ile davalı şirket arasında düzenlenen satım sözleşmesi kapsımında dava ve takip konusu çekler davacı tarafından düzenlenerek satıcı şirkete verilmiştir. Davacı vekili, satım sözleşmesinin avansı olarak verilen çeklere rağmen satım konusu emtianın teslim edilmediğini ve çeklerin usulsüz şekilde faktoring sözleşmesi ile davalı … şirketine temlik edildiğini ileri sürerek, menfi tespit talebinde bulunmuştur. Çek lehtarı olan davalı şirket çeklerin avans çeki olarak alındığını kabul etmiştir. Davalılar arasında düzenlenen 25.04.2013 tarihli faktoring sözleşmesi kapsamında dava konusu çekler davalı şirket tarafından davalı … şirketine verilmiştir. Sözleşme ekinde davacı ile davalı şirket arasındaki mal ve hizmet teslimine ilişkin 01.09.2014 tarihli 435.620 TL bedelli irsaliyeli fatura bulunmaktadır. Belirtilen faturanın gerçek bir fatura olduğu, sözleşme kapsamında verilen çeklerin çek tevdi bordrosu ve alacak bildirim formu ile faktoring şirketine devir edildiği ve faktoring şirketine özel yasadan kaynaklı araştırma yükümlülüğünü yerine getirdiği anlaşılmıştır.6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunu’nun 9/2. maddesine göre, “Faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulaca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz ve tahsilini üstlenemez.” düzenlemesi bulunmaktadır. Maddenin 3. Fıkrasında ise, “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri hâlinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğerki, faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” düzenlemesi bulunmaktadır, 04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 8/1 madesinde ise “Faturalı alacağa istinaden kambiyo senedi veya diğer senetlerin alınması halinde alınan kambiyo senedi veya diğer senetteki ciro silsilesinde kuruluşa kambiyo senedi ve diğer senedi ciro edip veren kişinin, devralınan faturada alacaklı olarak gözüken kişi ve bu kişiden bir önceki cirantanın veya keşidecinin de faturadaki borçlu ile aynı kişi olması gerekir. Fatura ile kambiyo senedi veya diğer senetteki tutarın uyumlu olmasına dikkat edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirildiğinde; davalı … şirketinin özel yasada ve yönetmelikte düzenlenen iktisap koşullarını şeklen yerine getirip getirmediği, bu nedenle özel yasa gereğince gerekirse davacı ile davalı şirketin ticari defterleri de incelenmek sureti ile davacı ile davalı şirket arasındaki şahsi definin faktoring şirketine karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği, faktoring şirketinin iktisabında ağır kusurlu veya kötü niyetli olup olmadığının değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, 6361 sayılı Kanun’un 9/3. maddesindeki “… meğerki, faktoringşirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmünün değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmediğinden, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması gerekmiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, uyuşmazlığın esasına ilişkin önemli delillerin tam olarak toplanıp değerlendirilmemesi nedeniyle, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harçlarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 09.03.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.