Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/90 E. 2023/154 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/90
KARAR NO: 2023/154
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 10.05.2018
NUMARASI: 2016/349 Esas – 2018/540 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkil sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı … A.ş tarafından muhtelif bayilere sevk edilen yedek parça emtialarının davalı taşıyıcı şirket sorumluluğunda karayolu iletaşınması sırasında hasarlanması nedeniyle, davacı/alacaklı müvekkil sigorta şirkti tarafından dava dışı sigortalısına ödenen hasar tazminatından doğan rücuen tazminat alacağının sağlanması amacı ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden (1) nolu taşıyıcı şirket ile onun sigortacısı konumundaki (2) nolu davalı sigorta şirketi aleyhine ilamsız icra takibi başlatılıdğını, alacaklı müvekkil şirket nezdinde … numaralı Nakliyat Abonman Blok Sigorta Sözleşmesi ile sigortalı olan dava dışı sigortalı … A.ş tarafından yurt içindeki muhtelif bayi ve servislere gönderilmek üzere sevk edilen yedek parça emtialarının nakliye sırasında hasarlandığını, dava konusu hasarın müvekkil şirkete ihbar edilmesi üzerine yapılan ekspertiz incelemesi soncunda işbu hasarlanma olayının nakliye esnasında gerçekleştiğinin anlaşıldığını, meydana gelen hasarlanma olayı sonucu müvekkilsigorta şirketinin ilgili nakmiyat sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalısı … A.Ş ye %20 poliçe marjı ilavesiyle 01/10/2014 tarihinde 4.614,09 TL hasar tazminatı ödediğini, bu ödeme ile TTKmadde 1472 alacağın temliki ve sair kanun maddeleri uyarınca sigortalısının haklarına halef olmuş ve zarar sorumlusuna %20 poliçe marjı hariç tutulmak suretiyle hasar tazminatı olarak ödenen 3.845,08 TL için rücu hakkı doğduğunu, mezkur rücuen tazminat alacaklarının tahsili amacıyla davalı şirketler aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosaysı üzerinden ilamsız icratakibi başlatıldığını, ancak davalı şirketler tarafından bu takibe haksız olarak itiraz edilmesi üzerine davayı açmak zorunda kaldıklarını, açıklamış oldukları nedenlerle davalıların 3.845,08 TL asıl alacağına ve bu asıl alacağın takip öncesi işleyen avans faizine yaptıkları haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür. Davalı vekili, savunmasında özetle; mahkememizde görülen davanın davacı yanın açtığı on üç aynı konuyla ilgili fakat farklı tarihlere ilişkin davalardan yalnızca biri olduğunu, tüm bu davaların taraflarının sigortalayan ve sigortalanan şirketler dahil aynı olduğunu, tüm davaların İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüldüğünü, usul ekonomisi gereği davaların esasına girilmeden önce birleştirme için karar verilmesini, uyuşmazlık konusunun eşya taşımasına ilişkin olduğunu, bununla birlikte bu dava konusu takip ile benzer olmak üzere tüm takiplerin yalnızca bir taşıma için değil belirli tarihler arasında yapılan çeşitli taşımalar için olduğunu her bir taşıma için ayrı ayrı zaman aşımı itirazlarının olduğunu, davacı yanın her ne kadar bildirim yaptığına ilişkin bildirim mektuplarını sunmuş ise de mektuplarda yazılı tarihlerin davacı şirketin antetli kağıdında bulunan tarihler olduğunu, bu bildirimlerin ulaşıp ulaşmadığına , ulaştı ise hangi tarihte ulaştığına dair her hangi bir delil bulunmadığını, bu nedenlerle öncelikle davacının zaman aşımına tabi taleplerine ilişkin bildirimlerinin her bir taşıma için ayrı ayrı olmak üzere hangi taşıma için hangi tarihte yaptığına ilişkin belgeleri sunması gerektiğini, aksi halde bildirim yapıldığını kabul etmediklerini, dava dışı … şirketinin yedek parçalarının müvekkil şirket tarafından bayilere taşınmasına ilişkin taşımalara ilişkin olduğunu ve buna ilişkin şartların … ile müvekkil … arasında yapılan sözleşmenin davacı yanın sunduğu Nakliye Sözleşmesinde bulunduğunu, açıklanan nedenlerle davacı yan tarafından açılan davaların birleştirilmesine, haksız ve dayanaksız iddialara dayalı taleplerin ve icra inkar tazminatı taleplerinin reddi ile davanın reddine, davacı taraf aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dosyanını bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde; dava dışı sigortalı … Otomotiv AŞ.’nin 2014 yılı Nisan- Mayıs tarihleri arasında … şirketi tarafından … Aş’ye gönderilen yedek parçaların nakliyesinin yapılan taşımanın yurt dışı kara yolu ile taşıma olduğunu, nakliye sırasında oluştuğu öne sürülen hasarlarla ilgili olarak herhangi bir tutanak bulunmadığını, eksper raporunda davaya konu hasarın ne zaman ve ne şekilde oluştuğu yönünde herhangi bir tespitin bulunmadığı, hasarın yapılan taşımaların tamamlanmasından sonra 16/05/2014 tarihinde görevlendirilen eksper tarafından 42 adet otomotiv yedek parçaları ve aksesuarları için hasar bedeli 3.845,05TL tespit edildiği, hasar yedek parçalarının ekonomik değerinin kalmadığı ve hasara ilişkin rücu şartları oluşmadığı belirtilerek düzenlenen rapora rağmen davacı sigorta şirketinin sigortalısına 01/10/2014 tarihinde hasar ödemesi yaptığı, dava dışı sigortalı ile davalı taşıyıcı … arasında sigortalının Türkiye topraklarının tamamındaki yedek parça dağıtımı konusunda nakliye sözleşmesi olduğu hususu da nazara alındığında, kamyon ile ifa edilen uluslarası karayolu taşıma işinin davalı … tarafından belli bir ücret karşılığında üstlenildiği ve gönderenden çekincesiz olarak teslim aldığı dava konusu oto yedek parçalarını alıcısı emrine çekincesiz teslim edilmediğine ilişkin dosyada taşıyıcının sorumluluğunun doğduğunu gösterebilecek nitelikte ve CMR 30.maddesine uygun olarak taşıyıcıya 7 gün içerisinde yazılı ihbarda bulunulduğuna dair herhangi bir belgenin mevcut olmaması ve davalı … Sigorta’nın diğer davalı … adına düzenlenmiş CMR konvansiyonu hükümleri dahilinde taşıyıcının üzerine düşecek mesuliyeti sigorta korumasına alan CMR sigorta poliçesi de bulunmadığı ve bu nedenle icra takibine konu alacak yönünden halefiyet koşullarının oluşmadığı…” gerekçesiyle, davanın reddine ve davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin sigortalısı mal satıcısı/taşıtan … A.Ş.ile (…) 1 nolu davalı taşıyan … Taşımacılık ve Lojistik A.Ş. (…) arasında delil sözleşmesi niteliğinde olan bir “Nakliye Sözleşmesi” akdedildiğini, halefiyet/alacağın temliki hükümleri icabı davacı müvekkiline hak ve borçları ile devrolunan bu nakliye sözleşmesinin tarafları olan … ve …, muhtelif hükümlerle birlikte, “Zarar ve Ziyanlar Konusundaki Sorumluluk- Tazminat” başlıklı 7.madde ile TTK. ve CMR’nin ilgili maddelerine kıyasla daha geniş hükümler tesis ederek taşınan bir emtiada zarar meydana gelmesi halinde davalı taşıyan … şirketinin sorumluluğunu (kusurunu) ve sorumlu olduğu tutarı bazı kriterlerin belirlendiğini, ancak mahkemenin, bahse konu Nakliye Sözleşmesi’nin varlığını dikkate almayarak dava konusu emtiaların hasarlanmasından davalı taşıyan …’yu sorumlu tutmadığını, hasar tespit tutanaklarının davalının “…” anteti ile düzenlenmiş olduğu da dikkate alındığında, ifa yardımcısı sıfatındaki araç sürücüleri tarafından imzalanması ile davalı taşıyan, taşıdığı emtianın hasarlandığından haberdar durumda olduğunu, dava konusu emtianın taşıma sırasında hasara uğradığını, emtianın davalı taşıyanın depoya alınması ile belli olduğunu ve davalı taşıyanın, emtiayı deposunda tutması sebebiyle şüphesiz ki hasarı bildiğini, tüm bu nedenlerle davalı taşıyan …’nun hasardan sorumlu olduğunu, Bahse konu “Nakliye Sözleşmesi” ile sözleşme taraflarının, davalı taşıyan …’nun tazminat sorumluluğunu, T.T.K ve CMR’de düzenlenen brüt ağırlığının kg başına 8.33 SDR azami değeri yerine, malın uğradığı zarar kadar / mal değeri kadar kararlaştırıldığını, dolayısıyla bir emtia zayi olduğunda, davalı taşıyan, o malın brüt ağırlığı üzerinden SDR hesabı yapılarak değil, malın değeri her ne kadar ise o tutarda tazminat ile sorumlu olacağını, ancak mahkemenin bahse konu nakliye sözleşmesini incelemeye almaksızın T.T.K ve CMR çerçevesindeki SDR hesabına esas teşkil eden hasarlanan emtianın brüt ağırlıklarını gösterir ilgili belgelerin dosyada bulunmadığına kanaat ettiğini, oysa ilk derece mahkemesinin nakliye sözleşmesi icabı malın uğradığı zarar kadar mal değeri kadar tazminat hesabı yapması gerektiğini, bu hesabın ise ekspertiz raporunda (sayfa 8 ve 9) belli olduğunu, davalı taşıyan …’nun tazminat sorumluluğunun, her bir mal alıcısının (bayi) ayrı ayrı kesmiş olduğu iade faturasındaki tutarlar (mal değerleri) kadar olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, nakliyat sigorta poliçesi kapsamında taşıma sırasında hasarlandığı ileri sürelen emtia nedeniyle sigortalıya ödenen hasar tutarının davalı taşıyıcı ve onun sigortacısı olan davalı sigorta şirketinden rucuen tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Yargılama aşamasında alınan bilirkişi rapor içeriğinden, dava konusu oto yedek parçalarının … firması tarafından dava dışı sigortalı … AŞ’ye gönderildiği sırada hasarlandığına ve hasardan davalının sorumlu olduğunu ispat için çekinceli taşıma belgesinin (CMR), gümrük rezerv zaptının, hasar tutanağının sunulmadığı, yine davacı yanca derdest davada uyuşmazlık konusunu oluşturan taşıma işinde eksper raporunda kamyon ile ifa edildiği anlaşılan uluslararası karayolu taşıma işinde, davalı taşıyıcının sınırlı seviyede de olsa mesuliyetinin doğduğunu gösterecek belgelerin sunulmadığı, CMR’nin 30. madde hükmüne uygun olarak taşıyıcıya yedi gün içinde gönderilmiş yazılı ihbar gibi kanıt ve belge sunulmadığı anlaşılmakla ve bunun dışında diğer davalı sigorta şirketi yönünden ise davalı taşıyıcı yararına tanzim edilmiş olan ve onun CMR hükümleri dahilinde üzerine düşebilecek mesuliyeti sigorta korumasına alan CMR sigorta poliçesi bulunmadığından, davanın reddi yönünde kurulan hüküm isabetli olup, aksi yöndeki davacı istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.İlk derce mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye irat kaydına; bakiye 135,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince davacı vekiline tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 03.02.2023 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, karar miktar itibariyle kesindir.