Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/888 E. 2023/478 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/888
KARAR NO: 2023/478
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12.11.2019
NUMARASI: 2018/813 E. – 2019/1194 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıdan … plaka sayılı 2014 Model … Marka aracı 25/11/2014 tarihinde 112.500,00 TL bedelle satın aldığını, ancak aracın motor arızası ışığı yandığını, servise bir yıl boyunca git gel yaptığını fakat bir türlü arızayı tespit edemediklerini, sonradan mazot valfının ve enjektörlerin dördünün arazalı olduğunu söylediklerini, bu arızanın yakıttan kaynaklı olduğunu söylediklerini, bu yüzden garanti kapsamında olmadığını söylediklerini, kendisinin “madem yakıttan kaynaklanmakta ise bana bir yazı verin” dediğini, böyle bir yazı veremeyceklerini söylediklerini, arızanın dış etken kaynaklı olduğunu söylediklerini, aracın 15.000 KM den beri 5 nci vitese atarken geri attığını, bir türlü arızayı tespit edemediklerini, çağrı merkezini yani … kendi firmasını aradığını, üç aydan fazla süre oyalandığını, mağduriyetinin giderilmediğini, aracı eşi olan … kullandığı gibi o ilgilendiğini, daha sonra ekte sunduğu 29/02/2016 tarih ve … nolu fatura ile belirtildiği üzere 8.150,00 TL kendi imkanlarıyla masraf yaptığını, yaptığı masrafları talep etmesine rağmen de garanti kapsamı dışında diyerek ödemediklerini belirterek, aracında meydana gelmiş olan hasarların tespitini, kendi imkanlarıyla yapmış olduğu faturada belirtilen 8.150,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp tarafına ödenmesine karar verilmesini talep ve davaa etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; dava konusu aracın müvekkilinden satın alınmış olduğunu, hali hazırda satın alınma tarihindenitibaren davacı tarafından kullanıldığını, davacı tarafça iş bu davada dava konusu araçta ayıp yahut gizli ayıp bulunduğuna dair hiçbir iddia ve talepte bulunulmadığını, dava konusu servis işleminin garanti kapsamında olduğu iddiası ile 8.150,00 TL servis bedelinin iadesinin talep edildiğini, davacı tarafça iddia edildiği üzere dava konusu servis işleminin garanti kapsamında olmayıp, davacının talebinin de kabulünün mümkün olmadığını, dava konusu aracın 11/02/2016 tarihinde motor arıza ikazı yanıyor şikayeti ile müvekkili şirket servisine getirildiğini, yapılan kontroller ve incelemeler neticesinde araçtaki yakıtın kötü olduğunun görüldüğünü, davacı ile yapılan ön görüşme sonucunda davacının vermiş olduğu kararın, araç çalışır durumda olduğu için kötü olan yakıtın araçtan alınması ve yeni alacağı yakıtın araca konulması yönünde olduğunu, davacının yeni almış olduğu yakıt araca koyularak aracın kendisine teslim edildiğini, kötü yakıt alımından sonra araçta ileriye dönük arıza olabileceği ya da mevcut arızaların devam edebileceği bilgisinin de davacıya verildiğini, motor arıza ikazının devam etmesi üzerine davacının başta da kendisine bilgisi verildiği şekilde enjektör ve miktar ayar valfi değişim işlemini yaptırmayı kabul ettiğini, enjektör ve miktar ayar valfi değişimleri yapılarak arızanın giderildiğini, tüm işlemlerin davacı tarafın bilgi ve onayı çerçevesinde gerçekleştirilmiş olduğunu, davacı tarafça da yapılan işlemlerin kabul edildiğini 8.150,00 TL servis bedelinin hiçbir itirazi kayıt olmaksızın ödenmesi ile ispatlandığını, kaçak veya standart dışı yakıt kullanımndan kaynaklandığı tespit edilen ve doğal olarak kullanım hatasından kaynaklanan arızaların garanti kapsamında sayılmasının mümkün olmadığını, dava konusu araçta gerçekleştirilen enjektör değişimi işleminin de davacının kullanımından kaynaklı bir arıza olması sebebiyle garanti kapsamında değerlendirilemeyeceğini ve dilekçe de belirtilen diğer nedenlerle; haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul Anadolu 6. Tüketici Mahkemesinin 2016/1245 Esas 2018/276 Karar ve 22.03.2018 tarihli kararı ile görevli mahkemenin Asliye Ticaret mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. İstinaf incelemesine konu karar, grevli mahkemece verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davacının davalı şirketten 25/11/2014 tarihinde … plakalı aracı satın aldığı ve taraflar arasında ticari satım akdi kurulduğu, davacının 11/02/2016 tarihinde motor arızası şikayeti ile servise götürüldüğü, servis tarafından yapılan incelemede arızanın araca kirli yakıt konulmasından kaynaklandığının tespit edildiği, bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere kadri maruf olan enjektör değişimi ve servis ücretinin davacı tarafından ödendiği, bu işlem yapıldıktan 3 ay sonra ise davalı aleyhine dava açarak servis bedelinin ödenmesini talep ettiği, somut olaydaki uyuşmazlığın araçta meydana gelen hasarın garanti kapsamında ve davalının sorumluluğunda olup olmadığı noktasında toplandığı, her ne kadar bilirkişi raporunda kirli yakıt kullanımına ilişkin tespite dair ispat yükü davalıya bırakılmış ve bu hususun ispat edilemediği belirtilmiş ise de davalı tarafından yakıt analizi yapılmasının söz konusu olmasının beklenemeyeceği kaldı ki davalı tarafından sunulan belgelerde davacı adına aracı servise getiren kişi olan Dağıstan …’ya bu durumun izah edildiği ve imzası alınarak söz konusu işlemin yapılmasına çekince koymaksızın izin verdiği, 4 adet enjektörün değişmiş olması sebebi ile de servis tarafından yapılan tespitin doğru olup olmadığının da bu aşamada tespitinin mümkün olmadığı zira enjektörlerin davacının rızası ile değişmiş olduğu dolayısı ile davacının onarım bedelinden davalının sorumlu olduğunu ispat edemediği; bir an için arızanın kirli yakıttan değilde araçtaki ayıptan kaynaklandığı düşünülse bile davacının TTK 23, TBK 223/2 ye göre ve TTK m.18/3 te yazılı şekilde davalıya ayıbı ihbar etmesi gerektiği ancak sunulan deliller arasında buna ilişkin bir delilin de bulunmadığı, davacı tarafça aracın aynı şikayet ile 11/02/2016 ve 23/02/2016 tarihlerinde iki kere üst üste servise götürüldükten sonra dava açılmış olması sebebiyle davanın ayıp ihbarında niteliğinde olduğu aksinin MK.m.2 anlamında kötü niyet teşkil ettiği düşünülse bile TBK.m.223/2 düzenlemesi gereğince söz konusu ihbarın hemen yapılmasının gerektiği ancak huzurdaki davanın servis tarafından yapılan işlemden 3 ay geçtikten sonra açılmış olması sebebiyle davacının bu hususa da riayet etmediği değerlendirildiği…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece TBK’nın 223/2. maddesi gereğince söz konusu ihbarın hemen yapılmasının gerektiği, ancak davanın servis tarafından yapılan işlemden 3 ay geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkillinin aracı servise götürdükten sonra … A. Ş. İsimli firmanın çağrı merkezini arayarak şikayet kaydı oluşturulmaya çalışılmışsa da söz konusu firma tarafından 3 ay boyunca oyalandığını, bu durumun davalı firma tarafından da kabul edildiğini, dolayısıyla ihbarın hemen yapılmamasının gerekçe gösterilmesinin gerçeğe aykırı olduğunu, 3 ay boyunca mağduriyetini gidermeyen davalıların kötü niyetinden bahsetmek gerektiğini, 25.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda da dava konusu araçtaki zararın meydana gelmesinin kötü yakıttan kaynaklandığını anlaşılmasının mümkün olmadığını, bunun ispatının davalı tarafça yapılması gerektiğinin belirtildiğini, müvekkilinin kullanım hatasından kaynaklanan aracında bir arızanın söz konusu olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satıma konu araç arızası nedeniyle ödenen fatura bedelinin garanti kapsamında tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında, dava konusu aracın davalı şirketten 20.11.2014 tarihinde satın alındığı, aracın 11.02.2016 tarihinde motor arıza ikazı yaptığı gerekçesiyle servise getirildiği, davacı tarafça 29.02.2016 tarihinde davalı şirket tarafınca düzenlenen ve tahsil edilen 8.150,00 TL fatura bedelinin iadesi için iş bu davayı açmış olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık mevcut değildir. Uyuşmazlık, ihtirazi kayıt konulmaksızın 29.02.2016 tarihli ödenen fatura bedelinin tahsili için açılan iş bu davada, talebin yasal süre içerisinde olup olmadığı, ayrıca arızanın kullanım hatasından kaynaklanan ve garanti kapsamında sayılamayacak servis işlemlerinden olup olmadığı, kararın usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı adına kayıtlı olan … plakalı … ticari aracın davalı şirketten 20.11.2014 tarihinde satın alındığı, davacı aracının motor arıza ikazı yaptığı gerekçesiyle 11.02.2016 tarihinde davalı şirketin servisine getirildiği, davalı şirket tarafından aracın arızasıyla ilgili olarak davacı adına KDV dâhil toplam 8.150,00 TL tutarında 29.02.2016 tarihinde fatura düzenlendiği, davacı tarafça iş bu faturanın ihtirazı kayıt konulmaksızın ödenmiş olduğu ve iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, tarafların delilleri dosyaya ibraz edildikten sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 25.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu 20/11/2014 tarihinde satın alınan … plaka sayılı aracın … markal/tip, 2014 model, beyaz renkli, dizel, minibüs-okul servisi ticari araç olduğu, aracın tescil tarihi-trafiğe çıkış tarihinin 25/11/2014 olduğu, davalı … San.aş.(…) antetli, davacı … adına düzenlenmiş, 20/11/2014 tarih ve … nolu KDV dahil 111.129,09 TL tutarlı aracın satışına ait fatura fotokopisinin bulunduğu, davalı … San.A.Ş(…) antetli, davacı … adına düzenlenmiş, 29/02/2016 tarih ve … nolu KDV dahil 8.150,00 TL tutarlı aracın “enjektör yenilenmesi” ile ilgili dava konusu fatura fotokopisinin bulunduğu, (Bu faturaya göre aracın km’sinin 55033 olduğu- periyodik bakım sonrasında 130 km yol kat eden aracın enjektörlerinin yenilendiği) yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, değerlendirme, hukuki takdir mahkemeye ait olmak üzere, mevcut verilerin değerlendirilmesi sonucu; dava konusu aracın 24/02/2016 tarihinde periyodik bakımının yapıldığı ve 24/02/2016 tarih ve … nolu KDV dahil 695,52 TL tutarlı, aracın Toz, Hava, Yakıt filterinin değişim-bakım servisi- satış ve işçiliğine ait fatura fotokopisinin bulunduğu ,aracın fatura tarihinde km’sinin 54893 olduğu, davacıya ait … plaka sayılı … marka/tip, 2014 model araçta oluşan enjektör arızası ile ilgili 29/02/2016 tarih ve … nolu KDV dahil 8.150,00 TL tutarlı fatura fotokopisinin bulunduğu, hesaplanan bu tutarın serbest piyasa koşullarında kabul edilebilir makul fiyat aralığında, günün rayicine ve dosya kapsamına uygun olduğu, dosya kapsamında dava konusu … plaka sayılı araçta, dava konusu hasara sebep olduğu iddia edilen yakıt örneğinin, usulüne uygun olarak alınıp laboratuvar koşullarında fiziksel özellikleri ile kimyasal bileşim analizi yapılıp yapılmadığına dair imzalı/kaşeli bir bilgi/belge bulunmaması nedeniyle araç hasarının davalının iddia ettiği gibi akaryakıt istasyonlarından alınan yakıttan kaynaklandığına dair bir değerlendirme yapılamadığı, dava konusu aracın enjektör arızası ile ilgili 29/02/2016 tarih ve L 316811 nolu fatura kapsamında davacı tarafça ödendiği anlaşılan KDV dahil 8.150,00 TL’nin 5 gün önce aracın periyodik bakımını yapan davacı tarafın kullanım hatası veya kaçak veya standart dışı yakıt kullanımından kaynaklandığına dair bir delil olmadığından bu hasarın garanti kapsamı dışında değerlendirilmesinin uygun olmadığı belirtilmiştir. Davalı vekili, rapora karşı beyan dilekçesinde, raporun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, hatalı bir değerlendirme yapıldığından raporda da tespit edildiği üzere araçtaki yakıtın kötü olduğunun görüldüğünü, davacıya kötü yakıt kullanımının sonucunu izah edilerek arızaya ait onarım ve bedeli de kadri maruf olan enjektör ve miktar ayar valfi değişimleri yapılarak arızanın giderildiğini, tüm işlemlerin davacı tarafın bilgi ve onayı çerçevesinde gerçekleştiğini, yetkili servislerin yakıt inceleme ve analiz yükümlülüklerinin olmadığını, yakıt konusunda görsel duruma göre müşteri yönlendirmek görevlerinin olduğunu, raporda bu hususunun hatalı değerlendirildiğini, her iki servis gelişinde de davacı tarafa kirli yakıttan dolayı bilgi verildiğini, arızaya yol açtığının izah edildiğini, dava konusu araçta üretimden kaynaklı bir arızanın mevcut olmadığını, aracın halen davacı tarafça sorunsuz şekilde kullanıldığını belirterek yeniden inceleme yapılmasını talep etmiştir. Mahkemece, yukarıda yer verildiği üzere, davacının onarım bedelinden davalının sorumlu olduğunu ispat edemediği, bir an için araçtaki ayıptan kaynaklandığı düşünülse bile TTK’nın 23, TBK’nın 223/2. maddelerine göre ve TTK’nın 18/3. maddesine göre davalıya ayıp ihbar etmesi gerektiği, deliller arasında bu delilin bulunmadığı, davacı tarafça aracın aynı şikâyet ile 11.02.2016 ve 23.06.2016 tarihlerinde iki kere servise götürüldükten sonra davanın ayıp ihbarı niteliğinde olduğu düşünülse bile TBK’nın 223/2. maddesi gereğince ihbarın hemen yapılması gerektiği, davanın serviste yapılan işlemden üç ay geçtikten sonra açıldığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. TTK’nın 23/3. fıkrasında malın ayıplı olduğunun teslim sırasında açıkça belli olması halinde alıcının iki gün içinde durumu satıcıya ihbar gerektiği, açıkça belli değil ise malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelettirmek ve malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa bu durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğu, diğer durumlarda TBK’nın 223. maddesinin 2. fıkrasının uygulanacağı belirtilmiştir. TBK’nın 223/2. maddesinde ise alıcının gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal etmesi halinde satılanı kabul etmiş sayılacağı, ancak satılanda olağan bir gözden geçirme ile anlaşılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde bu hükmün uygulanmayacağı, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği, bildirilmediği takdirde satılanın bu ayıpla birlikte kabul etmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Ne var ki eldeki davada davacı tarafın talebi, araçta meydana gelen ve davalı tarafa ödenen bedelin garanti kapsamında olduğu ve davalı tarafça karşılanması gerektiği yönündedir. Bu durumda mahkemece değerlendirilmesi gereken öncelikle TBK’nın satış sözleşmesine dair hükümleridir. Ayıptan sorumluluk TBK’nın 219. maddesinde düzenlenmiştir. Maddede, satıcının alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan kullanım amacı bakımından değerinin alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olduğu belirtilmiştir. Davalı şirket tarafından davacıya satılmış olduğu uyuşmazlık konusu olmayan araçta, satım tarihinden itibaren yaklaşık iki yıl sonra arıza meydana geldiği, bir kaç defa servise gittiği, arızanın ise davalı şirket servisi tarafından giderildiği sabittir. Davacı tarafça, mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere, arızanın araçtan kaynaklı olduğunu ispatlayacak delil tespiti, yakıt analizi vb. delilleri dosyaya ibraz edilememiştir. Bilirkişi raporunda, araç onarımına ilişkin faturanın enjektör yenilenmesi ile ilgili olduğu belirtilmiştir. Ancak davalı tarafın iddiasına yönelik olarakta enjektör yenilenmesine neden olan hasarın yakıttan kaynaklandığına dair iddianın bilirkişilerce yeterli değerlendirmesi yapılmamıştır. 25.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda, ihbar olunan Mercedes-Türk vekilinin dosyaya sunduğu aracın servisten değiştirmeden sonraki enjektör değerleri olduğu belirtilen belgenin 24.02.2016 tarihli olduğu, tarih bilgisinin dava konusu araçta düzenlenen faturadaki enjektör arızası ile ilgili 29.02.2016 tarihli itibariyle uyumsuz olduğu hususlarına yer verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece HMK’nın 31. maddesi gereğince taraf vekillerinden bu konuda açıklama yapmalarının talep edilmesinden sonra belgelerdeki uyumsuzluğu da açıklayacak şekilde ek rapor alınması gerekirken, bu konuda gerekli araştırmanın yapılmaması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Mahkemece alınacak ek raporda ayrıca, araçtaki arızanın ayıplı yakıttan kaynaklanıp kaynaklanmadığının bilirkişiler tarafından teknik ve bilimsel veriler doğrultusunda açıklığa kavuşturulması sağlanmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesini istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 23.03.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.