Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/863 E. 2023/483 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/863
KARAR NO: 2023/483
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19.12.2019
NUMARASI: 2017/1106 E. – 2019/1380 K.
DAVANIN KONUSU: Haksız rekabetin tespiti
Taraflar arasındaki haksız rekabetin tespiti davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … markası ile gıda sektöründe faaliyet gösterdiğini, Kağıthane … AVM’de bulunan franchise işletmesinde 11/06/2017 günü … isimli kişinin müşteri gibi davranarak müşterilerin ve mağazanın fotoğraflarını çektiğini, müşterilerin rahatsız olması üzerine arbede yaşandığını, söz konusu eylemin işletmenin çalışma ortamını olumsuz yönde etkilediğini, müşterilere karşı itibarın zedelendiğini, yaşanan arbede sonrasında …’ın kendisinin … Danışmanlık firması adına çalıştığını ve … Gıda firmasının (…) rakiplerini araştırmak amacıyla gönderildiğini ifade ettiğini, Beyoğlu …Noterliği tarafından ihtarname gönderildiğini, ihtarnamede haksız rekabet teşkil eden davranışlarına son vermelerini ve tekerrür etmesinin önlenmesinin istendiğini, davalı tarafından ihtarnameye cevap verilmediğini, işletmenin maddi zarara uğratıldığını, yaşanan olaylar nedeniyle şirketin manevi şahsiyetinin de zarar gördüğünü iddia ederek; müvekkil şirketin Kağıthane … AVM’deki işletmesinde 11/06/2017 tarihinde meydana gelen olayların haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Gıda vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … markası altında faaliyet gösterdiğini, davacı aleyhine gerçekleştirilen haksız bir rekabet eyleminin bulunmadığını, diğer davalı … Danışmanlık şirketinin müvekkil şirkete gizli müşteri pazar araştırması hizmeti verdiğini, bu hizmetin ticari bir hizmet olduğunu, söz konusu hizmet kapsamında gizli müşteri pazar araştırmasının bir casusluk eylemi veya haksız rekabet unsuru değil, bir iş geliştirme aracı olduğunu, iş bu davadaki asıl hukuki meselenin haksız rekabet ile rekabetin korunması arasındaki sınırın tayininde toplandığını, bahsi geçen kıyaslamanın davacı tarafından haksız rekabet olarak lanse edilmesinin kesinlikle doğru olmadığını, bu tarz kıyaslamaların firmaların sektördeki yerini, rakiplerine nazaran avantajlarını ve dezavantajlarını tespit ederek gerekli aksiyonları gerekli zamanda alma ve tam rekabet piyasasını sağlama ve sürdürme şansı sağladığını, davacının talep ve iddialarına dayanak olarak gösterdiği TTK 55/1/d maddesinin de müvekkil şirketin gizli müşteri araştırmasının haksız rekabet teşkil etmediğini kanıtladığını, araştırma formunda yer alan bilgilerin tamamen subjektif müşteri memnuniyetini ölçmeye yönelik olduğunu, gizli bilgileri, iş ve üretim sırlarının hedeflenmediğini, gizli müşteri değerlendirme formunda davacının ne ürün fiyat listesi ne de müşteri portföyüne ilişkin hiçbir bilginin talep edilmediğini, davacının dayandığı tek şeyin gizli müşteri olarak … firması tarafından görevlendirilen …’ın mağazada kendisi için fotoğraf çekerken müşteri ile sorun yaşaması olduğunu, müvekkilinin ve diğer davalı … Danışmanlık firmasının fotoğraf çekimine yönelik bir talebinin olmadığını, …’ın benzer çalışmaları pek çok sektörde yaptığını ve tecrübeli bir katılımcı olduğunu, fotoğraf çekmemesi gerektiğinin de bilincinde olduğunu savunarak; davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı … Danışmanlık vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, görevlendirdiği kişiler aracılığı ile kurumlara pazar araştırması hizmeti sunduğunu, yapılan pazar araştırmalarının tüketicinin gözünden pazardaki firmaların değerlendirilmesi temeline dayandığını, 01/03/2017 tarihinde diğer davalı … Gıda firması ile müşterisinin içinde bulunduğu pazara ilişkin araştırmalar yapmak için anlaştıklarını, …’ın gizli müşteri olarak görevlendirildiğini ve ziyaret neticesinde edindiği tecrübelere ilişkin anket formunu doldurmasının talep edildiğini, hiçbir şekilde bulunduğu ortamı görüntülemesi veya kayda alınmasının istenmediğini, araştırma hizmetlerinin kapsamında böyle bir uygulamanın bulunmadığını, davacı tarafından … aleyhine başlatılmış hukuki işlemin bulunmadığını, yaşanan olayda davacının işletmesinin işlerine hiçbir etkisinin olmadığını, görevlendirilen kişinin gizli ve izinsiz olarak davacının işletmesine ilişkin hiçbir bilgi elde etmediğini, …’dan talep edilen aleni ve kamuya açık herkesin kolaylıkla erişebileceği ve hatta tüketiciye yönelik bireyin kendi görüşüne dayalı bilgi olduğunu, davacı tarafından gelen ihtarname muhteviyatını kabul etmemekle ve tamamına itiraz ile birlikte herhangi bir şüpheye mahal vermemek adına araştırma çalışmalarını durdurarak davacı firma nezdinde başkaca bir işlem yapılmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dosyaya sunulan 18/06/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; “Davaya konu edilen olayın davacının franchise verdiği dava dışı bir işletmede gerçekleştiği, bu işletme sahibi şirketin davada taraf olmadığını, yine de davacının ciro ve satış rakamlarından etkilenmesi nedeniyle dava açmakta hukuki menfaatinin olduğunu, davacı şirket ile davalılardan … Gıda’nın aynı piyasada olmaları nedeniyle aralarında rekabet olduğu, davalılar tarafından yapıldığı anlaşılan gizli müşteri araştırmasının serbest piyasada olağan olan işlemlerden olduğu, rakiplerin birbirlerinin satış fiyatlarını öğrenmeye çalışmasının doğal olduğu ve bunun tüketici lehine fiyatların aşağıya inmesine imkan sağladığını, davaya konu edilen olayda davalı … tarafından araştırmacı olarak gönderilen …’ın fotoğraf çekmesi üzerine tartışma yaşandığının iddia edildiği, ancak tarafların birbirlerinden şikayetçi olmadığı, bu eylemin davacının müşterilerini kaçırma, marka değerine zarar verme, o işletmeye başka müşterilerin gitmesini engelleme niyetiyle yapıldığı konusunda hiçbir delilin bulunmadığı, bu nedenle eylemin münferit bir eylem niteliğinde olduğu, süreklilik arz etmemesi ve belirtilen özellikleri taşımaması nedeniyle somut olayda haksız rekabet şartlarının bulunmadığı”nın bildirildiği görülmüştür. Yukarıda özetlenen ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporunda açıklandığı üzere; dava konusu yapılan “Fotoğraf çekilmesi ve buna bağlı olarak tartışma yaşanması” şeklindeki olayda, davalıların davacı firmaya “Davacının müşterilerini kaçırma, marka değerine zarar verme, o işletmeye başka müşterilerin gitmesini engelleme” niyetiyle araştırmacı gönderildiği konusunda hiçbir delilin bulunmaması, olayın bir defaya mahsus gerçekleşmesi ve davalıların zarar verme niyetinin ispatlanamamış olması nedeniyle haksız rekabet koşullarının oluşmadığının kabulü…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin “…” markası ile hizmet verdiği AVM’de bulunan işletmesine 11.06.2017 tarihinde sektörde rakibi olan davalı … Gıda ile danışmanlığını yapan davalı … A.Ş. tarafından gönderildiği ihtilaf konusu olmayan şahsın haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyle taraflarınca 11.10.2017 tarihinde tespit davası açıldığını, mahkeme tarafından, gerek haksız rekabetin gerçekleşip gerçekleşmediği ,gerekse hukukça bilirkişi yasağının ihlal edilmiş olması nedeniyle hükme esas teşkil edemeyecek bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddine karar verildiğini, hatalı ve eksik inceleme sonucu verilen kararın kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin … markası ile gıda sektöründe Türkiye çapında yaklaşık 70 bayisi ile faaliyet gösteren sektörün önde gelen şirketlerinden biri olduğunu, AVM’deki işletmesinde 11.06.2017 tarihinde iftar vaktinde … isimli bir kişinin müşteri gibi davranarak diğer müşterileri ve mağazanın fotoğraflarını çekmesi ve müşterileri rahatsız etmesi üzerine müşteriler ile … arasında büyük bir arbede yaşandığını, olayların şirket çalışanlarınca zorda olsa yatıştırıldığını, müşterilerin mağazayı terk etmek durumunda kaldığını, söz konusu eylem nedeniyle işletmenin çalışma ortamının olumsuz yönde etkilendiği gibi müşterilere karşı itibarının da zedelendiğini, bu hususun bilirkişi raporunda irdelenmediğini, her ne kadar davalı şirket tarafından pazar araştırması iddiasıyla gizli müşteri gönderildiği belirtilse de gönderilen kişinin izinsiz fotoğraf çekmek suretiyle, ürünlerin fiyat listesinin, müşteri portföyünü ve işletmenin işleyişini öğrenmek üzere görevlendirildiğini, her ne kadar davalının gizli müşteri değerlendirme formunda müvekkilinin müşteri portföyü ve ürün fiyat listesinin talep edilmediği belirtiyor olsa da fotoğraf çekilmemesi hususunda gizli müşteri değerlendirme formunda yer almasına rağmen fotoğraf çekildiği ile ilgili fotoğraf ve bilgilerin müvekkilinden izinsiz şekilde temin edildiğinin izahtan vareste olduğunu, davalılar tarafından yapılan bu davranışların müvekkilini piyasada zor durumda bırakmak amacı taşıdığını, haksız rekabet teşkil ettiğini, TTK 54. Maddesi uyarınca haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacının bütün katılanların menfaatine dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması olduğunu, 2. fıkrada rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların haksız ve hukuka aykırıdır denmek suretiyle hangi hallerin haksız rekabet teşkil edeceğini açıkladığını, 55/1-d bendinde ise üretim ve iç sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek, özellikle gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildirenin dürüstlüğe aykırı olduğu hükmünün bulunduğunu açıkça görüldüğü üzere gizli müşteri adı altında yapılan sözleşme ile piyasadaki rekabetin tesis edilmesi ve korunması ile ekonomik etkinliğin arttırılmasından ziyade müvekkili şirkete zarar verme ve bilgisi dahilinde işletmesel sırlarının elde edilme amacı taşıdığını, davalı şirket tarafından görevlendirilen şahsın izinsiz fotoğraf çekmek suretiyle ürünleri, fiyat listesini, müşteri porftöyünü ve işletmenin işleyişini öğrenmek üzere hareket etmekle kalmayıp aynı zamanda işletmedeki müşterilerin kışkırtarak olay çıkmasına neden olduğunu, mahkemece hukukça bilirkişiye başvurulmasının bile raporun hükme esas alınmaması için yeterli olduğunu ,hukukçu bilirkişi yasağının Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2014/2465 Esas 2017/10 Karar sayılı kararında açıkça belirtildiği üzere hukuki sorunların bizzat hakim tarafından çözülmesinin zorunlu olduğunu, denilmek suretiyle hukukçu bilirkişi raporu marifetiyle haksız rekabetin var olup olmadığının saptanamayacağının hüküm altına alındığını, yaşanan olaylar nedeniyle müvekkili şirketin manevi şahsiyetinin de zarar gördüğünü, davalıların eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin açık olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 56. maddesi gereğince haksız rekabetin tespiti talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında, davacı şirketin … adı altında işletme sahibi olduğu, davalılardan … Gıda … A.Ş.’nin “…” markası altında faaliyet gösterdiği, davalı …’nin davalı … A.Ş.’ne gizli müşteri pazar araştırması hizmeti verdiği, davalı … firmasının hizmet kapsamında görevlendirdiği …’ın mağazada fotoğraf çekerken 11.06.2017 tarihinde müşteri ile sorun yaşadığı hizmet sözleşmesinde fotoğraf çekimine dair bir talebin olmadığı konularında herhangi bir uyuşmazlık mevcut değildir. Uyuşmazlık, davalıların kabulünde olan eylemlerin neticesinde çalışan vasıtasıyla gerçekleştirilen fotoğraf çekimi ve müşteri ile yaşanan arbedenin TTK’nın 54. maddesi kapsamında ve aynı yasanın 55.1/d bendinde belirtildiği üzere, üretim ve iş sırlarının hukuka aykırı olarak ifşa etmek, özellikle gizlice ve izinsiz olarak ele geçirilen veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildirenin dürüstlüğe aykırı davranmış olur hükmü kapsamında dürüstlük kuralına aykırı davranışlar olarak haksız rekabet teşkil edip etmediği, ilk derece mahkemesince yapılan bilirkişi incelemesinin yeterli ve usulüne uygun olup olmadığı ve kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, davalı …. AŞ tarafından firmaların ürettiği ve sattığı malların kalitelerini artırmaya yönelik danışmanlık hizmetleri verildiği bu konuda anketler düzenleyerek raporlar hazırladığı, pazar araştırmalarını görevlendirdiği gizli müşteri aracılığıyla yaptığı ve geri bildirimler neticesinde oluşturulan raporların müşterilere sunulduğu, 01.03.2017 tarihinde diğer davalı … Gıda A.Ş. ile pazara ilişkin araştırmalar yapmak üzere anlaştıkları dava dışı gerçek kişinin gizli müşteri olarak görevlendirildiği, davacı şirketin française veren olarak yer aldığı … ziyaret etmesi ,ziyareti neticesinde edindiği tecrübelere ilişkin anket formunu doldurmasının talep edildiği, buna ilişkin görevlendirme yazısının mevcut olduğu, görevlendirme yazısında uyulması gereken kuralların belirtildiği, …rakip proje kuralları başlıklı yazıd,a yine yapılması gereken kuralların belirtildiği, “restoran içinde asla resim çekmeyiniz!” ifadesinin yer aldığı gizli müşteri değerlendirme formunda yine uygulanması zorunlu kuralların belirtildiği, kurallar arasında restoran içinde asla resim çekmeyiniz ifadesinin formda farklı yazı karakteriyle yer verildiği, davalının kabulünde olduğu üzere dava dışı gizli müşteri olarak görevlendirilen şahsın resim çekmesi ve/veya çekmeye çalışması üzerine, tartışma çıktığı ve davacı şirketin ihtarname sonrasında iş bu davayı açmış olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece tanıklar dinlenildikten sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Davacı tanığı Deniz, 28.03.2019 tarihli duruşma zaptına geçen beyanında, kendisinin davacı şirkete bağlı … operasyon müdürü olarak çalıştığını, 11.06.2017 tarihinde meydana gelen olayı görmediğini, olay sonrasında aradıklarını, bir kişinin fotoğraf çektiğini, daha sonra sebebini sorduklarında şahsın kendisinin gizli müşteri olduğunu söylediğini anlattıklarını, olanların tepki ile karşılandığını, kişinin zarar görmemesi için arkadaşlarının şahsı korumak amacıyla mutfağa aldıklarını, olay sonrasında müşterilerin restoranı terk ettiğini, ondan sonra ciro kayıplarının olduğunu, diğer şubelerde de gelir kaybı olduğunu, beyan etmiştir. Tanık … aynı celsedeki beyanında, davacı şirkette mutfak koordinatörü olarak çalıştığını, olayı görmediğini, şubelerden her gün rapor geldiğini, olay tarihinde Kağıthane şubeleri olan … isimli iş yerinde arbede çıktığı konusunda rapor geldiğini, bir adamın bir ailenin resmini çektiğini, ailenin bundan rahatsız olduğunu ve arbede çıktığını, kavga büyüyünce şahsın mutfağa kaçırmak zorunda kaldıklarını, bütün müşterilerin restoranı terk ettiğini, marka imajlarının zarar gördüğünü ifade etmiştir. Talimat yolu ile dinlenilen davalı tanığı …, 26.02.2019 tarihli zapta geçen beyanında, davalı … şirketinde pazarlama direktörü olarak çalıştığını, … isimli çalışanlarının olmadığını, … Gıda olarak düzenli şekilde her ay gizli müşteri adı ile bir pazar araştırması yaptıklarını, sektördeki müşteri memnuniyetini ve müşteri beklentilerini anlamaya çalıştıklarını, … Gıdanın … markasının sahibi olduğunu, bu araştırmayı … A.Ş. Aracılığı ile hem kendi restoranlarında hem de rakip firmaların mağazalarında yaptıklarını, … ile bu husustaki anlaşmalarının halen devam ettiğini, iki yıldır sadece kendi restoranlarında araştırma yaptıklarını araştırma kapsamında, … şirket çalışanlarının restoranda yemek yiyerek hizmet alarak gözlem yaptığını ve buna dair rapor sunduklarını, bu rapor sonucunda kendilerinin vermediği fakat diğer firmaların verdiği veya daha iyi vermiş olduğu, hizmetin olup olmadığının raporlanarak kendi markaları için kullandıklarını, kendi hizmetlerini iyileştirmeye çalıştıklarını, bunun hizmet sektöründe genel olarak kullanılan bir araştırma metodu olduğunu belirtmiştir. 18.06.2019 tarihli bilirkişi raporunda, davacının davasını ‘Türk Ticaret Kanunundaki Haksız Rekabet hükümlerine dayandırdığı, haksız tekabete ilişkin Türk Ticarct Kanunu m. 54 de düzenleme yapılmış olduğu, rekabetin haksız görünümlerinin yaptırıma tabi tutulmasını sağladığı, Türk Ticaret Kanunundaki haksız rekabete ilişkin düzenlemenin amacının serbest piyasada rekabetin dürüstlük kuralına uygun yapılması ve rekabetten dolayı, son tüketicinin bundan fayda görmesinin sağlanması olduğu, ticaret hayatında rekabet özgürlüğünün işletmelerin veriminin arttırılmasında üretilen mal ve hizmetlerin kalitesinin yükseltimesinde ve fiyatların dengelenmesinde önemli bir işlev taşıdığının açık olduğu, bunun temelini, girişimcilere geniş bir hareket serbestisi tanımak ve bu imkanı korumak düşüncesini oluşturduğunu, bu bağlamda yararlı bir olgu olarak ortaya çıkan rekabetin, dürüstlük kuralları çerçevesinde yapılması ve kötüye kullanılmaması gerektiği, bunun gerçekleştirilmesi için hemen her ülkede yapıldığı gibi ülkemizde de rekabet özgürlüğünün sınırlarının çizilmesinin amaçlandığı ve başlangıçta, bu yöndeki ihlallere karşı öncelikle rakiplerin korunması düşüncesinden hareket edildiği, dava konusu olay değerlendirildiğinde; davaya konu edilen olayın davacının Franchise verdiği dava dışı bir işletmede gerçekleştiği, Franchising alan şirketin davaya taraf olmadığı, davacı şirketin Franchise veren olduğu, Franchising veren şirket ile Franchising alan şirket arasındaki sözleşmesel ilişkide, ciro ve satış miktarının etkisinin söz konusu olacağı ve Franchise veren firmasının genel müşteri kaybının Franchise alanı ve Franchise vereni olumsuz etkileyeceği, davacının dava açmakta hukuki menfaati olduğunun kabul edilebileceği, davacı şirket … San. Ve Tic. Ltd. Şti.ile davalı şirket … Gıda Ve Enerji San. Tic. AŞ’nin aynı piyasada olmaları sebebiyle rakiplik durumunun söz konusu olduğu, davalı … Gıda Ve Enerji San. Tic. AŞ.nin, faaliyet konusunun serbest piyasa araştırmasının olağan bir işlem olduğu, ‘Ticari hayatın olağan akışı, piyasaya girenlerin veya piyasada olanların rakiplerin kalite ve yenilik araştırmaları yapmalarının doğal olduğu, rakiplerin birbirlerinin satış fiyatlarını (gizli olmamak ve gizli yolla öğrenmemek kaydı ile) öğrenmeye çalışmasının doğal olduğu, son tüketici lehine fiyatın aşağıya inmesi imkanını sağlayacağı, rakiplerin birbirlerinin fiyatlarını öğrenerek daha çok mal veya hizmet satmak için belirledikleri fiyatlarını aşağıya yönelik kırmalarının piyasanın beklediği bir durum olduğu, kalite standartlarını öğrenmekte, son tüketici lehine olduğu ve kanun koyucunun piyasanın serbestçe oluşmasına ve piyasada rakiplerin oluşmasına, piyasanın tekel olmasının önüne geçilmesinin amaçlandığı, genel olarak haksız rekabet hükümlerine göre, piyasa araştırması yapan kişinin, rakip firmanın ticari sırlarını gizlice ve izinsiz olarak elde etmesi, ifşa etmesi, öğrendiği gizli iş sırlarını başkalarına yaymasının hukuka aykırı olduğu, dava konusu olayda, piyasa araştırması yapan kişinin davacı şirketin iş sırlarını gizlice elde edip etmediği, elde ettiği gizli bilgileri başkalarına paylaşıp paylaşmadığı davanın konusu itibatiyle gerekli olduğu, piyasa araştırması amacıyla müşteri gibi davranarak, davacının franchising verdiği işletmeye giden kişinin Franchising alan şirketin, ürün pazarlama fiyatını menü denilen fiyat listesinden gördüğü, Resmi Gazete 29960 mükerrer 26.1.2017 tarihli … Kodeksi Gıda Etiketi ve ‘Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliğinin 15. Maddesine göre gıda satışı yapan fırmaların fiyat bilgisi vermek zorunluluğunun olduğu, işletmenin menü şeklinde fiyat belirleyip müşteriye bilgi verilmesi zorunlu olduğu, menüde olan fiyat herkese açık olduğu, yemek dahi yemeden müşteri olma ihtimali olan herkesin yemek sunan işletmeye gidip fiyat listesini görebileceği ve karşılaştırma yapabileceği, Franchising alan şirketin fiyat listesi açık olduğu gibi son tüketici müşterilerine sunumu da açık olduğu, aleni olduğu, bir işletmeye giden herkes ürün sunumunu ve işletmenin kendisine açık olan kısımlarını gözleyebileceği ve buna göre kalite anlayışına göre değerlendirebileceği, işletmeye gelen müşterilerin de açık olduğu, gözlenebilir olduğu, davacı şirket tanıklarının da ifade ettiği gibi tartışma yaşandığında, garsonların tarafları arka tarafa aldıkları ifade edildiği, daha sonrasında da taraflar birbirlerinden şikayetçi olmadan olayın kapandığı, dosyada, davacı şirket veya dava dışı Franchising alan şirketin olaydan dolayı ceza hukukuna konu bir şikayetlerine ilişkin dosyada delil mevcut olmadığı, davacı tanıklarının verdiği ifadelerin görgüye dayalı bir ifade olmadığı, 3. kişilerden duyuma dayalı ifadeler olduğu, halihazırda, davacı şirket ile menfaat ilişkisinin etkisinde ifade verdiklerinin değerlendirilebileceği, …’ın eyleminin Franchising alanın ve dolaylı olarak davacının müşterilerini kaçırma, marka değerine zarar verme, o işletmeye başka müşterilerin gitmesini engelleme niyetli bir eylem olduğunun ispat edilebilmiş olmadığı, her türlü delil ile ispat edilebilen Ceza Hukukuna konu bir eylemin, hukuka aykırı bir eylem olarak suç teşkil eden bir eylem olduğunun tespit edilebilmiş olmadığı, olayın oluş şekli ve 1 kez oluşu, sürekli olmayışı da değerlendirildiğinde münferit bir eylem olduğunun değerlendirilebileceği, davacı şahitlerinin de …’ın eylemsel olarak, davacının markasına karşı kötüleyici, müşterilerini kaçırmaya dönük eylem veya beyanları olduğuna ilişkin bir ifadelerinin mevcut olmadığı, iletişim çağının yaşandığı günümüzde, “sözde akıllı” telefona sahip olan herkesin olur olmaz yerde fotoğraf çekmekte ve özçekimler yapmakta olduğunu, eylemin de bu şekilde olduğu, hayatın olağan akışına uygun göründüğü, davaya konu eylemin münferit bir eylem olmayıp, sırf davacının işletmesine zarar yermek amaçlı bir eylem olarak değerlendirilir ise; istihdam edenin sorumluluğu da dikkate alınarak bu kez olayın haksız rekabet olarak değerlendirilebileceği ve her iki davalının müteselsilen sorumlu olacağı, …’ın eyleminin sırf davacı şirkete müşteri gelmesini engelleme amaçlı marka değerine saldırmak amaçlı eylem olduğu kabul edilirse haksız rekabet yapıldığının tespit edilebileceği, rakip olan davacı ve davalı arasındaki hukuki durumda, davacının işletmesine marka değerini kötüleme amaçlı ‘TTK 55.a.1 maddesi uyarınca, haksız rekabet olduğu tespit edilebileceği belirtilmiştir. Davacı vekili, bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde, raporun eksik ve hatalı olduğunu hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, HMK’nın 266. maddesine ve emsal yargı kararlarına aykırı olarak hukukçu bir bilirkişiden alınan raporun hükme esas alınamayacağını, hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgi ile çözümlenebilecek bir konu olduğu, davalıların ortak bir irade ile gerçekleştirmeye çalıştığı eylemin tam olarak TTK’nın 55.1.d maddesi ile birebir örtüştüğünü, davalı işletmenin bu amaca ulaşmak için üçüncü bir firma ile anlaşarak hareket ettiğini ve ikrar ettiğini belirterek yeni bir bilirkişiden rapor alınmasının talep etmiştir. Mahkemece davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı yapmış olduğu itirazları 15.10.2019 tarihli celse ara kararının bir nolu bendinde cevaplandırılarak, raporun denetime elverişli, dosyayı aydınlatmaya yönelik ve objektif olduğundan ve ayrıca hukuki değerlendirme mahkemeye ait olduğu gerekçesiyle davacının yeniden rapor alınması talebinin reddine ve ek rapor alınması talebinin ise dava dilekçesinin sonuç bölümünde haksız rekabetin tespiti talep edildiğinden zararın tespiti için araştırma yapılmasına ve ek rapor alınması yer olmadığına dair karar verilmiştir.Davacı vekili, hukukçu bilirkişiden rapor alınarak hüküm tesis edilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 33.maddesi uyarınca hâkim, Türk hukukunu resen uygular. Mahkeme hukuk kurallarını resen araştıracağından, hukuki konularda bilirkişi görüşüne başvurulamaz. Mahkemenin hukukçu bilirkişiden rapor alması HMK’nın 266. maddesine aykırı ise de bilirkişinin hukuki değerlendirmeleri mahkemeyi bağlamayacağından ve bu usule aykırılık esasa etki etmediğinden, bu husus ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını gerektirmeyen bir husus olarak değerlendirilmiştir. Haksız rekabet TTK’nın 54 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup 54/2. maddede rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırı olarak nitelendirilmiştir. TTK’nın 55. maddesinde sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, başlıca haksız rekabet halleri düzenlenmiştir. Davacının iddiası TTK’nın 55/1.d.1 maddesi kapsamında ileri sürülmüştür. Anılan maddeye göre; “Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek, özellikle, gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur.” ifadelerine yer verilmiştir. Haksız rekabetin bulunması hâlinde açılacak davalar ise anılan Yasanın 56.maddesinde düzenlenmiştir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde; davacı, davalıların müvekkiline ait franchise işletmesinde dava dışı şahsı gizli müşteri olarak görevlendirerek diğer müşterilerin ve mağazanın fotoğraflarını çektiğini, müşterilerini rahatsız ettiğini, işletme ortamının olumsuz yönde etkilendiğini, itibarının zedelendiğini, davranışlarının haksız rekabet oluşturduğunu, işletmeye izinsiz olarak gönderilen şahsın fotoğraf çekmek suretiyle ürünleri, fiyat listesini, müşteri fortföyünü, işletmenin işleyişini öğrenmek üzere görevlendirildiğini, aynı zamanda olay çıkmasına neden olduğunu, bu durumun ise haksız rekabet oluşturduğunu iddia ederek haksız rekabetin tespitini talep etmiştir. Yukarıda yer verildiği üzere dava dışı fotoğraf çektiği belirtilen gerçek kişinin gizli müşteri değerlendirme formu ve ekleri gereğince davalı tarafça görevlendirildiği, görevlendirme amacının piyasa araştırmasına ilişkin olduğu, piyasa araştırmasının ise müşteri memnuniyeti ve müşteri beklentilerini belirlemek amacıyla yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı firmaların eylemlerini rekabet hukuku kapsamında, dürüstlük kurallarına aykırı ve rekabetin kötüye kullanımı şeklinde değerlendirmek isabetli olmayacaktır. Pazar araştırmasının rakip proje kurallarının öğrenilmesine yönelik olduğu görülmektedir. Firmalar arasındaki kurallara uygun şekilde gerçekleştirilecek rekabet ise nihai müşteri olan tüketiciye kaliteli hizmet ve uygun fiyat olarak yansıyacaktır. Aynı sektörde hizmet veren firmalar arasında pazar araştırması aşamasında, davacı firmaya ait yasada belirtildiği şekilde üretim ve iş sırlarının hukuka aykırı olarak ifşa edildiğine, izinsiz ve gizlice ele geçirilen veya başkaca hukuka aykırı şekilde öğrenilen bilgilerin ve iş sırlarının değerlendirildiğine veya başkalarına bildirilerek dürüstlüğe aykırı olarak davranıldığına dair somut bir delil ibraz edilmemiştir. Dinlenen tanıklar olayı görmemiş ve üçüncü kişilerden duyumlarını aktarmışlardır. Arbede olduğu iddiası karşısında herhangi bir şikayet de yoktur. Diğer taraftan müşterilere açık olan bir yerde fotoğraf çekimi sıkça yapılan bir eylem olduğu gibi davacı firma ile ilgili olarak yemek fiyatları, firma bilgileri gibi herkes tarafından farklı kaynaklardan kolayca ulaşılabilecek bilgilerin edinilmesinin haksız rekabet oluşturmadığı açıktır. Bilgiye ulaşım kaynakları, teknolojik veriler vb hususlar dikkate alındığında, kazanç amacı ile kurulan bir sermaye şirketinin pazar araştırması yapmasının haksız rekabet oluşturduğundan söz edilemeyecektir. Sonuç olarak davalı tarafın gerçekleştirilmiş olduğu iddia edilen eylemlerin haksız rekabet oluşturmadığı, dürüstlük kuralına uygun ve tüketicinin lehine amaçlar taşıyan bir rekabet çalışması olduğu kabul edilmelidir. Bu nedenlerle davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenlerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 23.03.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.