Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/854 E. 2020/438 K. 20.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/854
KARAR NO: 2020/438
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/01/2020
NUMARASI: 2020/41 Esas
TALEP: Alacak- Dava İçi İhtiyati Tedbir
Taraflar arasında görülen alacak davasında davacı vekili tarafından talep edilen ihtiyati tedbirin reddine dair verilen ara kararına karşı davacılar vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, geriği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri … ve …’ın kurucu ortağı oldukları … A.Ş.’nin kuruluş işlemlerinin tamamlanarak tescil ve ilan edildiği 17.01.1995 tarihinden başlayarak, hisselerini davalı …’a devrettikleri 03.12.2012 tarihine kadar hissedarı olduğunu, davalının, müvekkilere ait bir inşaat ve taahhüt şirketinde 1983 yılından başlayarak …’un kurulduğu 1995 yılına kadar 12 yıl inşaat mühendisi sıfatıyla personel olarak çalıştığını, …’un kuruluşu ile birlikte şirkete %10 oranında hissedar yapıldığını ve aynı zamanda şirketi müdür sıfatıyla temsil ve ilzama yetkili kılınmış bir şahıs olduğunu, …’un 1999 tarihinde Kocaeli İli, … İlçesi, … Köyü, … Mevkii adresinde kain … pafta, …, …, … ve … parsel numaralarına kayıtlı 4 adet tapudan müteşekkil 35773 M2 yüzölçümlü arazileri satın aldığını, müvekkilleri ile davalı arasında Hisse Devir Sözleşmesi akdedildiğini, davalının davacılara ödemesi gereken hisse bedelinin toplam 1.258.345 USD olduğunu, bu hususun taraflar arasında imzalanan protokol ile sabit olduğunu belirterek, davalıya yapılan hisse satışından kaynaklı bu alacağa karşılık, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik her bir müvekkili için 5.000 USD olmak üzere toplam 10.000 USD alacağın, 23.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde ayrıca, davalının mal kaçırma hazırlığı içinde olduğunu, müvekkillerinin alacağını tahsil etmesinin güçleşeceğini belirterek, dava sonuçlanıncaya kadar, davalıya ait taşınmazlar olan Mersin ili, … ilçesi, … Mah. … Ada, … parsel, Kocaeli İli, … ilçesi, … Mah. … Ada, … Parsel, … Kat, … nolu Bağımsız Bölüm, Antalya İli, … ilçesi, … Mah. … Ada, … parsel, … Blok, … Kat, … nolu Bağımsız Bölüm taşınmazların tapu kayıtları üzerine , HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir talebinin dosya üzerinden yapılan incelemesi sonucunda verilen 24.01.2020 tarihli ara kararıyla; davanın alacak davası olup davacının ihtiyati tedbir talebine konu taşınmazların davanın konusu olmadığı, HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca, eğer diğer koşullar mevcutsa sadece dava konusu olan malvarlığı üzerine tedbir konulabileceğini, somut olayda tedbir talebine konu taşınmazların dava konusu olmaması nedeniyle talebin hukuki dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle, öğretiden ve Yargıtay emsal kararlarından alıntılar yapılmak suretiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF BAŞVURU NEDENLERİ Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarladıktan sonra, müvekkillerinin davalıdan alacaklı olduklarını, ihtiyati tedbir için HMK’nın 389. Maddesindeki koşulların gerçekleştiğini, buna rağmen ret kararı verilmesinin isabetsiz olduğunu, kldı ki bir an için davanın konusu olmayan mal varlığı üzerine tedbir konulamayacağı kabul edilse bile, emsal Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, HMK’nın 33. Maddesi uyarınca mahkemenin hukuku resen uygulamakla ve hukuki nitelemeyi yapmakla yükümlü olduğunu, bu nedenle talebin ihtiyati haciz talebi olarak karara bağlanması gerektiğini, ihtiyati haciz için gerekli yasal koşulların mevcut olduğunu, müvekkillerinin alacağının protokolle sabit olup yaklaşık ispatın gerçekleştiğini, buna rağmen ret kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini, bu talep yerinde görülmediği takdirde talebin ihtiyati haciz talebi olarak kabulü ile İİK’nın 257 vd maddeleri uyarınca, listelenen taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, anonim şirket hisse satış bedelinin tahsili istemiyle açılmış bir kısmi alacak davasıdır. Davacılar vekili, dava içinde ihtiyati tedbir talep etmiş, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 24.01.2020 tarihli ara karar verilmiştir. Bu ara kararına karşı, davacılar vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacılar vekili tarafından ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, alacak davasıdır. Davacı vekili, davalıya ait iki taşınmaz üzerine HMK’nın 389. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, sadece davanın konusu olan mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabilir. Üzerine tedbir konulması istenilen taşınmazlar iş bu davanın konusu değildir. Bu nedenle, HMK’nın 389. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir konulamaz. İlk derece mahkemesinin bu konudaki ret gerekçeleri isabetli bulunmuştur. Diğer taraftan, HMK’nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi uyarınca, hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Davcı vekili, dilekçesinde açıkça, HMK’nın 389 vd maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir istemiştir. Mahkemenin bu talebi, başka bir kanunda düzenlenmiş olan ihtiyati haciz olarak karara bağlaması, HMK’nın 26. maddesi uyarınca mümkün değildir. Davacı, ihtiyati haciz istiyorsa bu talebini ilk derece mahkemesine yöneltmeli ve mahkemenin bu konuda bir karar vermesini istemelidir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararı isabetli olup, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin aşağıda şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20/05/2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/son maddeleri uyarınca karar kesindir.