Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/819 E. 2023/368 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/819
KARAR NO: 2023/368
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15.10.2019
NUMARASI: 2018/602 E. – 2019/881 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketle davalı arasında 2014 yılında başlamış ve şifahen kurulmuş ticari münasebetin söz konusu olduğunu, davalının bakiye 35.827,58 TL borcunu ödememesi üzerine Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, yetkiye ve borca itiraz ettiğini, davalı borçlu şirketin yetki itirazının kabul edilerek dosyanın yetkili İstanbul İcra Müdürlüklerine gönderildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında çıkartılan ödeme emrine davalının tekrar itiraz dilekçesini sunduğunu, taraflar arasında 2014-2018 yılları arasında devam etmiş bir ticari ilişkinin mevzubahis olduğunu, taraflar arasındaki mutabakatların tamamının davalı şirketin kaşe ve imzasını taşıdığını, itirazın haksız olduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına,%20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; takip konusu alacakların müvekkili şirketin kayıtlarında borç olarak görünmediğini, takip miktarı 35.827,58 TL’lik alacağın 30.260,00 TL sinin … Erenler Şubesi’ne ait 05.05.2017 keşideci …Ltd. Şti.’ne ait çek ile geri kalan 5.567,58 TL’lik bakiyenin de 26/03/2018 tarihinde banka kanalıyla EFT olarak müvekkili şirket kayıtlarında ödendiğinin göründüğünü, müvekkili şirket kayıtlarında davacı alacaklı şirkete herhangi bir borç kaydı bulunmadığını, çek vadesi geldiğinde bankaya ibraz edildiğinde çek üzerinde mal müdürlüğünün tedbiri bulunması nedeniyle işlem yapılamadığını, bankaya müzekkere yazılarak çekin davacı şirkete iade edilip edilemeyeceğinin sorulmasını talep ettiklerini, şirket hesaplarında borç görünmediğini savunarak, davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;”…Tarafların ticari defter kayıtlarının 05/05/2017 keşide tarihli 30.260,00-TL bedelli çek haricindeki tüm kayıtların birbirini doğruladığı, davalı yanın davaya konu takipten önce … Bankası A.Ş. üzerinden 5.567.58-TL tutarında EFT havalesi ile haricen ödemede bulunduğu, takipte talep edilen 35.827.58-TL’lık tutarın 5.567.58-TL’lık kısmının takip öncesi 26.03.2018 tarihinde haricen tahsil edilmesinden sonra bakiye takip alacağının 30.260.00-TL kaldığı, işbu tutarın ise, davalı tarafından davacıya 25.04.2016 tarihinde cari hesap borcuna ödeme olarak verilen … /Erenler -Sakarya Şubesine ait … seri nolu keşide yeri Sakarya, Keşide tarihi 05.05.2017, keşideci … San. Tic. Ltd. Şti. olan 30.260.00-TL bedelli çekin Davalı … Ltd. Şti. tarafından davacı … San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye ciro edilerek teslim edildiği, söz konusu çekin davacı tarafından, davalıdan tahsilat amacıyla alındıktan sonra, davalının cari hesap borcuna mahsup edildiği, akabinde söz konusu çekin davacı kayıtlarından çıkışı yapılarak davacı şirket ortağı … tarafından … Hizmetleri Tic. A.Ş’ne bağlı … Okulu’nda eğitim gören velisi bulunduğu …, … ve …’nun 2016/2017 öğretim yılı okul ücretleri ödemesi olarak 10.05.2016 tarihli tahsilat makbuzu ile teslim edildiği, dava dışı … A.Ş. hakkında OHAL kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirme ile FETÖ/PDY terör örgütü kapsamında soruşturma başlatıldığı ve tüm malvarlığının Hazineye devredilmesi nedeniyle 30.260.00-TL bedelli çekin de bu kapsamda inceleme ve değerlendirmeye tabi tutulduğu, söz konusu çekin davacı şirket hissedarı ve yöneticisi tarafından iade edilmesi için talepte bulunulduğu, talebin değerlendirildiği ve eğitim ve öğretim ücreti ödemesini çek/senetle yapanlara ilişkin iade sürecinin ilgili Bakanlık onayından ve FETÖ/PDY irtibat, iltisak veya aidiyet araştırmasının sonucuna göre işlem yapılacağının bildirildiği, bu bağlamda davalı yanca davacı tarafa teslim edilen çekin, keşideci hesabından halen ödenmemesinde davalı yanın her hangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmıştır. Kambiyo senedi niteliğindeki çek bir ödeme aracı olup mevcut bir borcun tediyesi için verildiğinin kabulü gerekmekte olup; aksini iddia edenin ispat etmesi gerekir. Çekin henüz tahsil edilmemiş olması ödeme karinesini geçersiz kılmaz. Ayrıca davalının ödemeyi çekle yaptığı sabit olup, çekin ödeme aracı niteliğinde olduğu ve “ifa uğruna” davacıya tevdi edildiği nazara alındığında ve ibraz edilmediğinden keşide tarihinde karşılığının bulunup bulunmamasının sonuca bir tesiri olmadığı anlaşılmış, bu nedenle davacı tarafın takipte talep ettiği alacak kalemlerinin çek ve EFT yolu ile ödendiği anlaşıldığından davalı aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67/2. maddesinde; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda takibinde haksız ve kötüniyetli alacaklı aleyhine istem halinde kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden ve takip tarihi itibariyle 5.567,58-TL’lik kısmın davalı tarafça ödendiği anlaşıldığından ödemeye rağmen takipte talep edilen kısma ilişkin davacı tarafın takipte kötüniyetli olduğunun kabulü ile davalı aleyhine talep edilen 5.567,58-TL’lik alacağın %20’si oranında kötüniyet tazminatına hükmetmek gerekmiş, kalan kısma ilişkin davacının takipte ayrıca kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden bu kısım yönünden kötüniyet tazminatına hükmedilmemiş, buna ilişkin davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle, bilirkişi raporunda 5.567,58 TL ödemenin görüldüğü, 30.260,00 TL çekle ilgili olarak ibraz tarihinde karşılığının olup olmadığının dosya kapsamında belli olmadığını, buna göre işlem yapılması gerektiğinin beyan edildiğini, çekin karşılığının olup olmadığının sorulması taleplerinin mahkemece kabul edilmediğini, lehdarı davalı şirket olan çekin davacı şirket yetkilisi tarafından çocuklarının eğitim ödemelerine mahsuben dava dışı … AŞ’ye teslim edildiğini, söz konusu eğitim kurumu hakkında FETÖ/ PDY terör örgütü soruşturması yapılırken çeke el konulduğunu, davacının bu hususu çek iade bordrosu başlıklı belgeye konu ederek davalıya bildirdiğini, çeke soruşturma nedeniyle devletin el koyduğunu, tahsil edilemediğinin beyan edildiğini, soruşturma kapsamında el konulmasının TTK’nın 811. maddesi gereğince mücbir sebep olduğunu, bu madde hükümleri değerlendirildiğinde davalının çeki müvekkiline teslimi ile borçtan kurtulduğunu varsaymasının hukuki temelden yoksun olduğunu, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki ticari satıma dair açık hesap ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında, ticari ilişkinin varlığı konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, takip konusu borcun karşılığı olarak davacı şirkete ciro edilen çekin, davacı şirket yetkilisi tarafından eğitim bedeli olarak dava dışı üçüncü bir şirkete verilmesi ve çekin söz konusu şirket uhdesinde iken şirket hakkında FETÖ/ PYD soruşturması kapsamında tüm malvarlığının Hazineye devredilmesi nedeniyle TTK’nın 811. maddede düzenlenen mücbir sebep hükümlerinin uygulanmasının gerekip gerekmediği ve kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Dosya kapsamından, davacı şirket tarafından davalı şirket hakkında, 35.827,58 TL alacağın tahsili amacı ile Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 20.03.2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalı şirketin takip ve borca itiraz ettiği ve davacının İİK’nın 67. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını açtığı, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen çok sayıda fatura ve sevk irsaliyeleri olduğu, davalı şirketin davacı şirkete teslim ettiği çekin, dava dışı … Tekstil Ürünleri ve Tic. Ltd. Şti.nin … Erenler Şubesindeki çek hesabından davalı şirket adına 05.05.2017 keşide tarihli, 30.260,00 TL bedelli çek olduğu, çekin davalı şirket tarafından davacı şirkete ciro edildiği, davalı şirketin 20.03.2018 tarihli olarak çek iade bordrosu düzenlediği, not olarak, çekin FETÖ kapsamında incelemeye alınıp devlet tarafından el konulduğu için tahsil edilmediği ve taraflarına iade edilmediği bilgisine yer verildiği, dava dışı banka tarafından mahkemeye hitaben yazılan 03.01.2019 tarihli cevabı yazıda, çekin ibrazı ile bilgiye rastlanılmadığının belirtildiği anlaşılmıştır. 25.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda; her iki tarafın ticari defter kayıtlarının 05.05.2017 keşide tarihli 30.260,00 TL bedelli çek haricindeki tüm kayıtlarının birbirini doğruladığı, davacı tarafından davalı aleyhine 20.03.2018 tarihinde başlatılan takibin hemen akabinde 26.03.2018 tarihinde … Bankası A.Ş. üzerinden 5.567,58 TL tutarında EFT havalesi ile haricen ödemede bulunulduğu, takipte talep edilen 35.827,58 TL tutarın 5.567,58 TL kısmını takip sonrası 26.03.2018 tarihinde haricen tahsil edilmesinden sonra bakiye takip alacağının 30.260,00 TL kaldığı, iş bu tutarın ise davalı tarafından davacıya 25.04.2016 tarihinde cari hesap borcuna ödeme olarak verilen …/Erenler-Sakarya şubesine ait keşide yeri Sakarya, keşide tarihi 05.05.2017, keşideci … Tekstil Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. olan 30.260,00 TL bedelli çekin davalı tarafından davacı şirkete teslim edilen çek bedeli olduğu, iş bu çekin davacı tarafından davalıdan tahsilat olarak alındıktan sonra, davalının cari hesap borcuna mahsup edildiği, akabinde söz konusu çekin davacı kayıtlarında çıkışı yapılarak şirket ortağı tarafından dava dışı şirkete bağlı okulda eğitim gören velisi bulunduğu öğrencilerin 2016/2017 öğretim yılı okul ücretleri ödemesi olarak 10.05.2016 tarihli tahsilat makbuzu ile teslim edildiği, dava dışı şirket hakkında OHAL kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirme ile FETÖ/PDY terör örgütü kapsamında soruşturma başlatıldığı ve tüm mal varlığının hazineye devredildiği söz konusu 30.260,00 TL bedelli çekin de bu kapsamda değerlendirildiği, inceleme ve değerlendirme raporunda iş bu çekin davacı şirket hisssedarı ve yöneticisi tarafından iade edilmesi için talepte bulunulduğu, talebin değerlendirildiği ve eğitim öğretim ücret ödemesini çekle yapanlara iş bu çekin iade edilmesine karar verildiği, ancak iade sürecinin ilgili bakanlık onayından yapılabileceği, ayrıca alacaklı hakkında irtibat, iltisak veya aidiyet araştırmasının sonucuna göre işlem yapılacağının bildirildiği, sonuç olarak çekin keşideci hesabından halen ödenmemesinde davalı tarafın herhangi bir kusurunun bulunmadığı, kaldı ki çekin davacı tarafından tahsile alındığı ve şirket hissedarı tarafından eğitim öğretim hizmet bedeli olarak dava dışı üçüncü bir şirkete verilmiş olduğu, çekin ibraz edilmemesinden karşılığının bulunup bulunmadığına dair banka tarafından bilgi verilmediği, çek aslının davalıya iadesi halinde çek bedelinden kaynaklanan tutarın davacı tarafından talep edilebileceği belirtilmiştir. Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı yazılı beyanında, söz konusu çekin ibraz tarihinde karşılığının bulunup bulunmadığının bankadan sorulmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde, müvekkili şirketin 2018 yılına dair muavin kayıtlarında davalının davacıya borçlu olmadığının tespit edildiğini, her iki taraf ticari defter kayıtlarının 05.05.2017 keşide tarihli 30.260,00 TL bedelli çek haricindeki tüm kayıtların birbirini doğruladığı kanaatine varıldığını, müvekkili şirket kayıtlarında davacı şirkete herhangi bir borç kaybının bulunmadığını, müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülüğü yerine getirdiğini, müvekkiline affedilecek bir kusurun olmadığını, mükerrer ödeme olacağından borcun varlığından bahsedilemeyeceğini belirtmiştir.Mahkemece bilirkişi raporunda belirtilen gerekçelere ve tespitlere istinaden davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından ve özellikle bilirkişi raporundaki tespitlerden, davalı borçlu tarafından dava tarihinden önce takip konusu borcun kısmen EFT ile ödendiği, diğer kısmın ise çek verilmek suretiyle ifa edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı borçlu şirketin edimi olan ödemeyi yerine getirmiş olduğunun kabulü gerekecektir. Çünkü uyuşmazlık konusu olan çek davacıya, davacının da kabulünde olduğu üzere borcun karşılığı olarak teslim edilmiştir. Bilindiği üzere çek bir ödeme vasıtasıdır. Davacı, söz konusu çeki alacağına mahsup etmek üzere alarak davalının cari hesap borcundan mahsup etmiştir. Davacı şirketin bu çeki şirket yetkilisine devrettiği, şirket yetkilisinin de dava dışı üçüncü şirkete, eğitim ödemesi olarak tahsilat makbuzu ile teslim ettiği hususları uyuşmazlık konusu değildir. Davacı vekili tarafından her ne kadar TTK’nın 811. maddesinde düzenlenen mücbir sebeplere ilişkin hükümlerin iş bu davada uygulanmasının gerektiği iddia edilmiş ise de yasada belirtilen düzenlemenin, davacının çek hamili olmaması nedeniyle uygulanması mümkün görülmemiştir. Davacı şirket, davalının ödeme aracı olarak vermiş etmiş olduğu çeki önce şirket yetkilisine vermiş, şirket yetkilisi de bu çeki üçüncü bir şirkete tahsilat makbuzu ile ciro ve teslim teslim etmiştir. Çekin üçüncü kişi elinde iken OHAL kapsamında yapılan soruşturma kapsamında henüz tahsil edilememiş olmasında davalı borçlunun herhangi bir kusurundan söz edilmeyeceği gibi çek bir ödeme aracı olduğundan ve davacı şirket çekin son yetkili hamili olmadığından, davalının sorumluluğundan söz etmek mümkün görülmemiş, davacının aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye irat kaydına; bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353.1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 09.03.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.