Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/817 E. 2023/362 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/817
KARAR NO: 2023/362
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03.12.2019
NUMARASI: 2018/53 E. – 2019/1062 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı firma ile ürün satımından kaynaklanan cari hesap ilişkisi ve alacağının mevcut olduğunu, bu alacak sebebiyle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile davalı aleyhinde 31.678,67-TL miktar için ilamsız icra takibi yapıldığını, lakin cari hesap dökümü incelenirken, sehven sadece 2016 carisi gözetildiğini, 2017 yılında davalının müvekkile tevdi ettiği 20.000TL’lik çek görülmediğini, icra takibine esas cari asıl alacak 11.678,67-TL olması gerekirken takibin 31.678,67-TL alacak için başlatıldığını, borçlunun takibe itirazında, müvekkili şirkete 20.000-TL tutarlı çekin verildiğini ve KDV dahil 11.678,67-TL bedelli fatura kesilerek bakiyenin sıfırlandığını bildirerek itiraz ettiğini ve takibin durduğunu , itirazının haksız olduğunu iddia ederek, itirazın iptaline ve takibin 11.678,67-TL üzerinden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; takip alacaklısı (davacı) şirketin müvekkili şirket adına bir müşterisine Led Işıklandırma işlerini yapması hasebiyle ticari ilişki doğduğunu, davacı … Elektronik firmasının taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve müvekkili adına müşterisi …’ya yapmış olduğu led ışık uygulamalarının devamlı arıza göstermesi, müvekkile vaat edilen kaliteden düşük kalitede malzeme kullanımı, ürünlerin hatalı konumlandırılması, teknik yetersizlikler, eksik ve hatalı uygulama yapılması gibi nedenlerden dolayı müvekkili şirketin bu uygulamaları kendi imkanlarıyla tamir ettirmek ve yeni personel ile malzeme tedarik etmek zorunda kaldığınğ, dolayısıyla bir hayli zarar ettiğini, müvekkil şirket tarafından sorunun çözümü için görüşülen davacı şirket yetkililerinin sorunu çözmek yerine sanki eksiksiz ve tam bir iş yapmış gibi faturalandırma yaparak müvekkil şirketi borçlandırdığını, müvekkil şirketin bu faturalara itirazı üzerine de mağduriyetlerin giderilmesi hedefli ikili görüşmeler yapıldığını ve davacı şirket yetkililerinin 31.678,67TL’lik borcun 20.000.-TL’sinin vadeli çekle ödenmesini bakiye 11.678,67 TL’sının da müvekkil şirket tarafından düzenlenecek iade faturası gönderilmesi şeklinde ödenmesini, muhasebe kayıtlarının ve borcun karşılıklı olarak bu şekilde sıfırlanmasını kararlaştırdığını, davacı şirket yetkililerinin 21 Eylül 2017 tarihinde müvekkil şirketten alacakları olmadığına dair “Sayın yetkili 31.08.2017 tarihi itibarıyla cari hesap bakiyeniz sıfır(0) TL dir. Mutabık olup olmadığınızı yanıtlamanızı rica ederiz.” şeklinde mutabakat maili atmalarına rağmen 01 Haziran 2017 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirket tarafından haksız ve hukuka aykırı ilamsız takibe yasal süre içerisinde 19 Haziran 2017 tarihinde itiraz edildiğini, itiraz dilekçesi ekinde de 1 adet iade faturası, 1 adet imza sirküleri, 1 adet tahsilat makbuzu, 1 adet çek fotokopisi sunulmak suretiyle haklı itiraz gerekçelendirildiğini, huzurdaki davanın tamamen haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davalı yanca dosya kapsamına sunulan ve davacı şirket tarafından kendilerine gönderildiği beyan edilen 21.09.2017 tarihli e-mailin; “Sayın yetkili 31.08.2017 tarihi itibarıyla cari hesap bakiyeniz sıfır(0) TL dir. Mutabık olup olmadığınızı yanıtlamanızı rica ederiz.” şeklinde mutabakata ilişkin beyan içerdiği, davacı yanca e-mailin sistem tarafından gönderildiği, davalı aleyhine icra takibi başlatıldığından davaya konu alacağın şüpheli alacak hesabına aktarıldığından bakiyenin “0” olarak göründüğünü beyan ettiği, bu bağlamda davacı yanca e-mailin varlığı ve davacı şirketten sadır olduğu hususunun reddedilmediği, her ne kadar davacı yanca mutabakat beyanının sistemsel olarak gönderildiği ve davaya konu olan alacağın şüpheli alacaklar hesabına alınması sebebiyle bakiyenin (0) TL göründüğü iddia edilmişse de; şirket mail adresinden yazıldığı anlaşılan e-maillerin davacıyı bağladığı, kaldı ki tarafların tacir olması sebebiyle davacı yanca ileri sürülen hususların kabulünün mümkün olmaması sebebiyle davacı yanca gönderilen e -mail içeriğiyle mutabakatın sağlandığı ve davacı yan alacağının bulunmadığı hususunda anlaşıldığının belirlendiği, bu nedenle dava tarihi olan 12.01.2018 tarihinden önce 31.08.2017 tarihinde cari hesap bakiyesinin “0” olduğuna ilişkin mutakabat yazışması gereğince davanın reddine karar vermek gerekmiş, buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin bilirkişi raporunu ve tarafların ticari defter ve kayıtlarını yok saydığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, yapılan kısmi ödemenin fark edilerek 11.678,67 TL alacak için dava açıldığını, davalının kendi defterlerine göre 11.678,67 TL borçlu göründüğünün tespit edildiğini, bunların dışında faturanın fiyat farkı olarak düzenlendiğini, müvekkilinin davacıdan bir mal almadığı aksine sattığı ürünler sebebiyle fiyat farkının oluşmayacağı ve herhangi bir hukuki dayanağı dahi olmadığının belli olduğunu, tüm bu tespitlere rağmen mahkemece müvekkilinin sistemden davalıya gönderilen ve cari hesap bakiyesinin sıfır olduğunu belirten mail sebebiyle davanın reddine karar verildiğini, oysa 25.10.2019 tarihinde cari hesap bakiyesinin neden sıfır gözüktüğüne dair beyanda bulunulduğunu, zaten mail tarihinin icra takip tarihinden sonra olduğunu, sistemin müşterilere belli aralıklarla mutabakat mailini otomatik olarak gönderdiği için şüpheli alacaklarda müvekkilinin alacaklı olmasına rağmen cari hesabın sıfır görünmesinden dolayı mailin bu şekilde gönderildiğini, ancak mailin davalının borç bakiyesi olduğu gerçeğini ve davanın bu sebeple açıldığı gerçeğini değiştirmeyeceğini, mahkemece bilirkişinin aksine davalının borcu olmadığını kabul ettiğini iddia ederek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan kaynaklı faturaya ve açık hesaba dayalı alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine karşı itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali talebine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Dosya kapsamından, davacı şirket tarafından davalı şirket adına değişik tutar ve miktarda 2016 yılına ait irsaliyeli faturalar düzenlendiği, faturalarda imzaların yer aldığı, davacı şirket tarafından 31.678,67 TL asıl alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 13.06.2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirket tarafından süresinde alacaklı şirketin yapmış olduğu ışıklı led uygulamalarında bir hayli aksama ve hatalar meydana geldiği belirtilerek firmaya 20.000 TL çek verildiği ve KDV dâhil 11.678,46 TL fatura kesilerek bakiyenin sıfırlandığı iddiasıyla 19.06.2017 tarihinde takip ve borca itiraz edildiği, davacı vekili tarafından takip konusu alacağın bakiyesinin ödenmiş olduğu gerekçesiyle 11.678,67 TL alacak yönünden İİK’nın 67. maddesi gereğince işbu davanın açılmış olduğu, davacı şirketin mail hesabından davalı adına gönderilen 31.08.2017 tarihli cari hesap mutabakatı başlıklı e mailde cari hesap bakiyesinin sıfır olduğunun belirtildiği, söz konusu tarihin takip tarihinden ve itiraz tarihinden sonra, ancak dava tarihinden önceki tarihli olduğu anlaşılmıştır. 07.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafça tutulan (TTK. m 64) ve (VUK. m 182) yasal defterlerin; envanter defterinin (TTK. m 64 ) ve (VUK. m 220-226) yaptırılması gereken açılış tasdiklerinin ve yasal sürelerde yaptırıldığı, kayıt nizamının (VUK. m 215-219) ve Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri hükümleri ile usulüne uygun olduğu, defterlerin birbirini tamamladığı ve teyit ettiği (TTK m 64/3) nazara alındığında defterlerin (HMK m. 222) uyarınca sahibi lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı borç bakiyesine karşılık gelen 11.678,46 TL lik 14.06.2017 Tarih ve 878569 nolu davacı adına iade faturası kesmiş olduğu, bu faturayı 14.06.2017 tarih … no.lu … Servisleri A.Ş kurye gönderi formu ile davacı şirkete gönderdiği ve ilgili gönderiyi 07/2016-05/2018 tarihleri arasında şirket çalışanı … tarafından teslim alındığı, davalı tarafça (TTK. m 64) ve (VUK, m 182) uyarınca tutulan ve ibraz edilen yasal defterlerin; ( TTK. m 64 ) ve (VUK. m 220-226) uyarınca yaptırılması gereken açılış tasdiklerinin ve (TTK m 64/3) uyarınca yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal sürelerde yaptırıldığı, kayıt nizamının (VUK. m 215-219) ve Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri hükümleri ile usulüne uygun olduğu, defterlerin birbirini tamamladığı ve teyit ettiği (TTK m 64/3) nazara alındığında defterlerin (EMK m. 222) uyarınca sahibi lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı tarafça davacı yana 14.06.2017 tarih … no.lu 11.678,46 TL lik bakiye sıfırlamak üzere kesmiş olduğu iade faturasının davalı kayıtlarında bulunmadığı, 2017 yılı yevmiye defterinin 140 no.lu sayfasında görüldüğü üzere kapanış maddesinde 320.101.032 no.lu hesap bakiyesinin 11.678,67 TL alacak bakiyesi verdiği, diğer bir ifadeyle davalının borçlu olduğu 13.06.2017 takip tarihi itibariyle davacı alacağının 11.678,67 asıl alacaktan ibaret olduğu belirtilmiştir. Davacı vekili, bilirkişi raporu gereğince davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesinde; davacı şirket yetkililerinin 21.09.2017 tarihinde müvekkili şirketten alacakları olmadığına dair mutabakat maili attıklarını, cari hesap bakiyesinin sıfır olduğu şeklinde mail attıklarını, bu kapsamda müvekkili şirket tarafından kesilen ve davacı şirket çalışanına teslim edilerek tebliğ edilmiş olan iade faturası ile davacı tarafça atılmış olan mutabakat maili dikkate alındığında müvekkili şirketin davacı şirkete hiçbir borcu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece mail mutabakat yazısı ve dosya kapsamına göre davacının alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından ve bilirkişi raporundan, davacının takip konusu ve dava konusu yapmış olduğu 11.678,67 TL alacakla ilgili olarak davalı şirket tarafından davacı şirket adına 14.06.2017 tarihinde KDV dahil 11.678,46 TL tutarlı iade faturası düzenlendiği, söz konusu iade faturasının davacı şirket çalışanı tarafından teslim alındığı, ayrıca dava tarihinden önce davacı şirket tarafından davalı şirkete gönderilen cari hesap mutabakatına dair 31.08.2017 tarihli mail yazısında cari hesap bakiyelerinin sıfır TL olduğunun bildirilmiş olması da dikkate alındığında, davalının dava tarihi itibariyle iade faturasının tebliğ ile birlikte davacıya olan borcunu sıfırlamış olduğu ve davacının bunu hesap mutabakatı içeren maille kabul ettiği anlaşılmış olduğundan ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair verilen hüküm isabetli olup, davacı tarafın aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından peşin olarak yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline Hazineye gelir kaydına,3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 09.03.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.