Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/81
KARAR NO : 2020/1281
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/06/2019
NUMARASI : 2015/914 E. – 2019/344 K.
DAVANIN KONUSU:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik verilen karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirketler arasında düzenlenen 08.03.2012 tarihli hisse alım sözleşmesine göre müvekkilinin satıcı olarak davalılardan … Tic. San. A.Ş.’deki tüm hisselerini satan, davalılardan … A.Ş, … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş.’nin ise müvekkilinin davalı … Tic. San. A.Ş.’nin hisselerini satın alanlar olduğunu, hisse satın alan şirketlerin … olduğunu, davalılar …, … ve …’nun ise bu şirketlerin ortakları veya yönetim kurulu üyeleri ve temsilcileri olduğunu, davalı …’in hisseleri satılan ve alınan davalı …Tic. San. A.Ş.’nin ortağı ve yetkilisi olduğunu, davalı … San. Tic. A.Ş.’nin ise davalı gerçek kişiler tarafından 17.08.2012 tarihinde aynı sektörde … unvanıyla kurulan yeni bir şirket olduğunu, müvekkili ile davalı şirketler arasında akdedilen 08.03.2012 tarihli hisse alım sözleşmesinin 4.maddesine göre müvekkilinin … Tic. A.Ş.’deki tüm hisselerini davalı şirketlere devrettiğini, satış bedelini aldığını, ancak sözleşmede ek ve şarta bağlı satış bedelinin kararlaştırıldığını ve bu düzenlemeye göre şirketin vergi öncesi karşılığının 1 milyon Euro’yu aşması halinde, aşan kısmın %32’lik orandaki miktarının müvekkiline ek hisse satış bedeli olarak ödeneceğini, bu miktarın hesaplanmasında önceki yılların kümülatif performansının dikkate alınacağını, bu ödemenin bir önceki mali yılın denetlenmiş finansal tablolarına göre takip eden Mayıs ayının ilk haftasında gerçekleştirileceğini, söz konusu ek ve şarta bağlı hisse satış bedeli ödeme tutarının 3 yıl için azami 1.6 milyon Euro olduğunu ve bu miktarın 500.000,00 Euro’sunun ön ödeme olarak davacıya verileceğini,n ayrıca hisse satış bedeli ek ödemesine ilişkin sözleşmede öngörülen şartın gerçekleşmemesi halinde müvekkiline ödenen 500.000 Euro’nun iade edileceğinin kararlaştırıldığını, davalı şirket tarafından Beşiktaş …. Noterliğinden 04.05.2015 tarihinde gönderilen ihtarname ile 500.000,00 Euro ödemenin iadesinin istendiğini, zira şirketin 2012-2013 ve 2014 mali yılı finansal tablolarına göre vergi öncesi karlılığının 1 milyon Euro’yu aşmadığının ifade edildiğini, ihtarnamenin gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek, HMK’nın 107.maddesi çerçevesinde hisse alım sözleşmesinden doğan ek ödeme nedeniyle müvekkiline ödenmesi gereken hak ve alacakların tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 Euronun’nun faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; gerçek kişi olan müvekkillerinin ve … San ve Tic. A.Ş.’nin 08/03/2012 tarihli hisse alım sözleşmesine taraf olmadığından haklarındaki davanın husumetten reddi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, hisse satışına konu …Tic. ve San. A.Ş.’nin 20012-2013 ve 20147 yılları mali denetiminin … A.Ş. tarafından yapıldığını, bu mali tablonun davacı tarafa tebliğ edildiğini, davacıya yapılacak hisse bedeli ek ödemesinin hisse satışı yapılan … Tic. ve San. A.Ş.’nin karlılığının 1 milyon Euro bedeli aşması halinde aşan bedelin %32’sinin ödenmesine ilişkin olup, anılan yıllardaki karlılığın 1 milyon Euro’yu aşmaması nedeniyle şartın gerçekleşmediğini, davacı tarafa ödenecek ek hisse bedeli olmadığını savunarak, haksız davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; ” Taraflar arasındaki ihtilafın, … Tic. ve San. A.Ş.’deki davacı hisselerinin devri karşılığında ek hisse satım bedelinin davacıya ödenmesine ilişkin koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği hususundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.Davalı … Tic. ve San. A.Ş.’deki hisselerin devri konusundaki 08.03.2012 tarihli hisse alım sözleşmesi hükümlerine göre çözülmesi gereken bu ihtilafta HMK 14.maddesi uyarınca hisseleri devredilen davalı şirketin kurulu olduğu adresin bağlı bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi zorunludur. Nitekim HMK 14/2. maddesinde ‘ özel hukuk tüzel kişilerinin ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın ya da üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir’ denilmiştir. Hisseleri devredilen …Tic.ve San. A.Ş.’nin sicildeki adresinin Gaziemir/İzmir olduğu tespit edilmiştir. HMK 14/2.maddesindeki yetki, kesin yetki kuralına ilişkin olup, mahkemece resen dikkate alınmalıdır. HMK 114.maddesinde kesin yetkinin dava şartlarından olduğu belirtilmiştir. HMK 115.maddesinde de dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerektiği açıklanmıştır. Hisseleri devredilen şirketin sicildeki merkez adresi İzmir olduğundan bu davaya bakma konusunda kesin yetkili mahkemeniz İzmir Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu kanaatine varılmıştır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/7548 E-7971 K. sayılı 10/10/2016 tarihli kararı, 2014/10440 E-2015/7198 K. sayılı 28/05/2015 tarihli kararları da aynı doğrultudadır)Her ne kadar hisse alım sözleşmesinin tarafı olmayan, bu sözleşmede alıcı konumunda bulunan şirketlerin, ortağı/ yönetim kurulu üyesi veya temsilcisi olmaları nedeniyle davalı gösterilen gerçek kişiler yönünden davalı tarafın pasif husumete ilişkin itirazının yahut adı geçen davalıların TTK 553. maddesi ve diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde sorumluluklarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesine ilişkin yargılamada HMK 14.maddesinde belirtilen kesin yetki kuralının uygulanılamayacağı düşünülse de, davacı tarafından ileri sürülen iddialar çerçevesinde davalı şirketler ile davalı gerçek kişiler hakkındaki yargılamanın birlikte yürütülmesinin zorunlu olduğu zira talepler arasında bağlantı bulunduğu ve iddiaya konu zararın davalılardan müteselsilen tahsilinin istendiği dikkate alındığında davalı gerçek kişiler hakkındaki davanın iş bu dosyadan tefrikine gerek görülmemiş ve yukarıda açıklanan nedenlerle kesin yetki/dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Davanın kesin yetki-dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine” gerekçesiyle, kesin yetki kuralı nedeniyle mahkemenin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin İzmir Asliye Ticaret mahkemesi olduğunun tespitine, talep halinde dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde;Davacının 08.03.2012 tarihli hisse alım sözleşmesine dayanarak 2012,2013 ve 2014 yılına ait hisse satış bedeline ek ödemelerin tespiti ve tahsilin istediğini, mahkemece yargılama yapılarak raporlar alınmasına rağmen yetki yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu; davada HMK’nın 14/2.maddesinin uygulama alanı bulunmadığını, madde uyarınca ortaklık veya üyelik ilişkileri ile sınırlı olmak kaydı ile kesin yetkinin bulunduğunun düzenlendiğini, ancak davacının dava tarihi itibariyle ortak olmadığı gibi davalılardan …, …, …San.ve Tic.AŞ’nin de dava tarihinde, öncesinde veya sonrasında hiçbir zaman davaya konu hisse devir sözleşmesinin tarafı olmadıkları gibi hissesi devredilen şirketin ortak yahut üyesi olmadıklarını, bu nedenle davacı ve bu davalılar yönünden ilgili madde hükmünün uygulama alanı bulunmadığını, davacı ve bir kısım davalıların şirket ortağı olmadığı gibi esasen uyuşmazlığın konusu da ortaklık/üyelik ilişkileri olmadığını; davacı ile bir kısım davalılar arasında yapılan anlaşma kapsamında, hisse satışı yapılan … Tic.ve San. AŞ nin karlılığına bağlı olarak, karlılığın 1.000.000,00 Euro’yu aşması halinde aşan kısmın %32’lik kısmının davacıya hisse satış bedeli ön ödemesi yapılacağının kararlaştırıldığını ancak yapılan yargılamada bu miktara ulaşılamadığının açıkça belirlendiğini, buna rağmen ek bedelin talep edilmesi karşısında dava konusu şirketteki ortaklık payı sona eren davacı yönünden HMK’nın 14/2. maddesinin uygulanması mümkün olmadığını; taraflar arasındaki sözleşmenin 7.2.maddesinde , sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda İstanbul mahkeme ve icra dairelerinin yetkisinin belirlenmesi nedeniyle davanın doğru mahkemede açıldığını, belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı, hissedarı olduğu davalı …’deki payını 08.03.2012 tarihli hisse alım sözleşmesi ile davalı şirketlere devir edildiğini, sözleşme gereğince satım bedeli olarak kararlaştırılan 2012,2013,2014 yılına ait hisse satış bedeline kararlaştırılan ek ödemelerinin ödenmediğini ileri sürerek, ödenecek ek bedelin sözleşmeye göre tespiti ile şimdilik 1.000,00 Euro’nun faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini tahsilini istemiştir.İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrutusunda yetkisizlik kararı verilmiştir. Bu karara karşı davalılar vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.HMK’nın 14/2. maddesinde, “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmü mevcuttur.Somut olayda ise davacının, davalı …deki hisselerinin tamamını davalı şirketlere devrettiği, ancak davalıların sözleşmeyle kararlaştırılan ek hisse devir bedelini ödemediği iddia edilerek, sözleşmenin bedelinin tahsili talep edildiğinden, davada ileri sürülen talepler ortaklık ilişkisinden kaynaklanmamaktadır. Diğer yandan taraflar arasında ortaklık ilişkisi bulunmadığı, davalı … Ticaret A.Ş’deki davacı paylarının davalılara devir edilerek ortaklık ilişkisinin sona erdiği tarafların kabulündedir. Davacı ile davalı şirketler arasında düzenlenen sözleşmede İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu kabul edilmiş, davacı tarafından belirtilen alacak davası açılmış, davalılarca süresinde yetki ilk itirazında bulunulmamıştır. Bu durumda, kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı bulunmadığı gözetildiğinde, mahkemece taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinden kaynaklanan alacağın sözleşme hükümlerine göre belirlenerek davaya sonuçlandırması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir.Yukarıda açıklanan nedenlerle, incelenen yetkisizlik kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmadığı anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’.nın 353/1-a.3. maddesi uyarınca, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, yetkisizlik kararını veren İlk Derece Mahkemesinin yetkili olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin istinafa konu yetkisizlik karanın KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalılar vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde davalılara iadesine,4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26.11.2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.