Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/808 E. 2020/444 K. 20.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/808
KARAR NO: 2020/444
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2020/352 Esas
KARAR TARİHİ: 14/02/2020
DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
Taraflar arasındaki şirketin haklı nedenle feshi istemli dava içinde istenilen denetim kayyımı atanması yönünde ihtiyati tedbir isteminin reddine yönelik olarak verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette % 10 oranında pay sahibi olduğunu, davalı şirketin hakim hissedarı … A.Ş. arasında yaşanan uyuşmazlıklar ile hakem ortağın davacı üzerinde tahakküm kurduğunu, şirketin kötü yönetildiğini, şüpheli birtakım mali işlemler bulunduğunu, davacının şirketten ayrılma talebinin sürüncemede bırakılarak paylarının yok pahasına alınmaya çalışıldığını, bilgi edinme haklarının da kullandırılmadığını, müvekkiline kar payı verilmediği gibi, şirkete borçlu olduğunun ileri sürüldüğünü, ileri sürerek davalı şirketin TTK’nın 531. maddesi uyarınca haklı nedenlerle feshine, fesih talebinin yerinde görülmemesi halinde davacı paylarının gerçek değeri ödenerek hisselerinin şirketçe devralınmasına karar verilmesini, davalı şirkete yargılama süresince görev yapmak ve şirketin iş ve işleyişini denetleyerek ve düzenli olarak raporlamak üzere tedbiren denetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 14/02/2020 tarihli ara kararıyla; ” …HMK’nun 390/3.maddesi uyarınca, davacı iddiaları yönünden, bu aşamada yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, davacı tarafın iddialarının yargılamayı gerektirmesi ve şirkette organ boşluğu bulunmadığı…” gerekçesiyle, davalı şirkete tedbiren denetim kayyımı atanmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın, müvekkili … ve ortağı olduğu dava konusu şirketteki hakim ortak … Anonim Şirketi arasında yaşanan uyuşmazlıklar ile hakim ortağın müvekkili üzerinde tahakküm kurma çabaları, şirketlerin kötü yönetimi, şüpheli birtakım mali işlemlerin varlığı ve müvekkilinin şirketten ayrılma taleplerini sürüncemede bırakarak müvekkilin paylarını yok pahasına satın alma çabaları nedeniyle ikame edildiğini, ortaklığın başlangıcından bugüne kadar müvekkilinin mali ve idari haklarının sürekli olarak ihlal edildiğini, 2007 senesinden bugüne kadar; Türkiye’nin rüzgar enerjisi sektörünün en az %7 payına sahip bir grubun ortağı olan müvekkilinin tek bir kuruş dahi kar elde edemediğini, bunun yanı sıra ortaklık hukukunun başlangıcı olan ve ön sözleşme’den doğan mali haklarına tam anlamıyla kavuşamadığını, ortağı olduğu şirketlerin sürekli ya zararda ya da kar etmemiş durumda gösterildiğini, müvekkilinin şirket iş ve işleyişini denetlemesinin, yönetim süreçlerine katılmasının çeşitli yollarla engellendiğini ve en sonunda müvekkilinin şirket ile olan fiili bağları kopartılmaya çalışıldığını, müvekkilinin bu ve bunun gibi taleplerinin reddedilmesi ve üstelik paylarını satıp devretmek istemesi karşısında hakim ortak …’nin tabiri caizse komik bir bedel teklif etmesi, payları alma iradesi göstermeyerek müvekkili ile arasındaki pay alım sürecini sürüncemede bırakması karşısında TTK m.531 kapsamında işbu davanın ikame edildiğini, İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/352 Esas sayılı dosyada, 12/02/2020 tarihinde tensiben vermiş olduğu denetim kayyım atanması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve tedbiren dava konusu şirkete denetim kayyımı atanmasını, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 531. maddesi uyarınca, davalı … Şirketin fesih ve tasfiyesine, bu talebin uygun görülmemesi halinde davacının şirket ortaklığından çıkartılmasına, ortaklık payının gerçek değerinin ödenmesine, şirkete tedbiren denetim kayyumu atanmasına ilişkindir. İlk derece mahkemesince, tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Limited şirketler yönünden TTK’nın 636 ve 638. maddelerinde özel geçici hukuki koruma düzenlemesi getirildiği halde, anonim şirketler yönünden geçici hukuki korumaya ilişkin özel düzenleme yapılmadığından, tedbiren denetim kayyımı atanması talebi hakkında genel hüküm olan HMK’nın 389 vd. maddelerinin uygulanması gerekir. HMK’nın 389. Maddesi uyarınca; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir “. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda ileri sürülen iddia, savunma, mevcut deliller ve dosya kapsamı gözetildiğinde, yaklaşık ispat olgusunun dosyanın geldiği aşama itibariyle gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varıldığından ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesi yerindedir. Bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20/05/2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/son maddeleri uyarınca karar kesindir.