Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/806 E. 2023/361 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/806
KARAR NO: 2023/361
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07.01.2020
NUMARASI: 2019/838 E. – 2020/5 K.
DAVANIN KONUSU: Şirket olağanüstü genel kurul çağrısına izin.
Taraflar arasındaki olağanüstü genel kurula çağrı izni verilmesi talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 2017- 236 D. İş dosyasından verilen 23.01.2017 tarihli kararla OHAL Kanun Hükmünde Kararnameleri kapsamında davalı şirkete kayyım atandığını, şirket yönetiminin, mahkeme kararıyla Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu tarafından Kayyım sıfatıyla yönetildiğini, soruşturma dışı müvekkillerinin, … Tic. A.Ş’nin yüzde 41 oranında azınlık hisse sahipleri olduklarını, şirkete kayyım atandığı 23.01.2017’den bugüne kadar haklarında bir soruşturma olmadığı halde şirketin bütün imkanlarından fiilen ve hukuken mahrum edildiğini, TTK: 410 maddesi Yönetim Kurulu’nun Genel Kurulu toplantıya çağırmaması durumunda, pay sahiplerinin mahkeme kararı ile Genel Kurul toplanmasını isteyeceği öngörüldüğünü, İstanbul … Noterliğinin 19,10.2019 tarih. ve … yevmiye nolu ihtarının keşide edildiğini, muhatap Yönetim Kurulunun, 25.10,2019 tarihli, ihtarı tebellüğ ettiği halde Genel Kurulu toplamak için teşebbüste bulunmadığını, kar payı dağıtım talepli gündemiyle Genel Kurul toplanması talepleri hakkında 7 günlük sürede Yönetim Kurulundan olumlu bir sonuç alamadıkları için TK: 412. Maddesi gereğince Genel Kurul’un toplanması kararı vermesi için işbu davayı ikame ettiklerini, açıklanan sebeplerle TK 412. Maddesinin öngördüğü prosedür içinde, Mahkemenin … Tic. A.Ş’nin 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait kar’larından , TK: 513. Maddesine göre pay sahipleri için ödenmiş sermayenin %5’i oranında kar dağıtımı yapılması gereği de dikkate alınarak, bilançolardaki dağıtılabilir karların %20’er oranında dağıtımı gündemiyle Genel Kurul toplanmasına çağrı izni verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; İstanbul 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 2017/236 D.İş sayılı dosyasında verilen 23.01.2017 tarihli karar ile müvekkili şirkete Tasarruf Mevduatı ve Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığını, açılan işbu davaya usul, husumet ve esas yönünden itiraz ettiklerini, TMSF kayyımlığında olan şirketler bakımından TTK hükümlerinin uygulanmasınin söz konusu olmadığını, dolayısıyla huzurda açılan davanın usul yönünden reddedilmesi gerektiğini, davacıların dilekçelerinde açıkça TTK hükümlerine dayandığını ancak yukarıda bahsedilen hüküm gereğince huzurdaki davayı açmaları hukuken mümkün olmadığını savunarak, davanın usul, husumet ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsımı değerlendirildiğinde, davalı … Ticaret Anonim Şirketine İstanbul 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 2017/236 d.iş sayılı dosyasında 23/01/2017 tarihli karar ile kayyım atandığı, genel kurulun toplantıya çağrılması ve bu hususta yetki ve izin verilmesi istemlerininin, KHK ile TMSF’nin kayyımlık görevini yürüttüğü şirketlerin genel kurullarının yetkilerinin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olunmaksızın Fonun ilişkili olduğu bakan tarafından kullanılabileceği anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kâr payı dağıtım talebine karşı verilen ret kararının hukuka aykırı olduğunu, TTK’nın 408. maddesi gereğince şirketin kâr paylarının belirlenmesi ve kullanılmasına dair kararların genel kurul tarafından alınmasının zorunlu olduğunu, mahkemeden TTK’nın 407 ve devamı maddelerinde öngörülen prosedür içinde kâr payı dağıtım talebinde bulunulduklarını, kanunun öngördüğü usule uyularak önce şirket yönetim kuruluna başvurulduğunu, hiç cevap verilmemesi üzerine yönetim kuruluna tayin edilen makam olarak TMSF başkanlığına muhtelif tarihlerde aynı taleplerle başvurulduğunu, cevap olarak OHAL ile ilgili konularda yetkilinin bakan olarak gösterildiğini, hayatının bütün birikimini bu şirkete yatırmış soruşturma dışı hissedarların devletiyle hiçbir sorunu olmayan onun yanında yer alarak soruşturma dışı kalmayı sağlayan masumiyetleri üç yıldan bu yıla kesintisiz mahrumiyet ve mağduriyetle fiili cezalandırmaya dönüştüğünü, kayyum atanan aile şirketinde hissedar ve çalışan olarak yaklaşık 20 civarında aile olduğunu, mahkemenin taleplerini TTK’nın 407 ve devamı maddeleri ışığında çözmesi gerekirken davanın reddedildiğini, TTK’nın 412. maddenin son cümlesine göre kesin olması gereken kararın istinaf yolu açık olarak verildiğini, TTK’da düzenlenmiş ve şirket genel kurulunun devredilemez yetkisi olan kâr dağıtımı talebinin adli yargı önünde maruz kaldığı bu süreci izahta zorlandıklarını, 690 sayılı KHK’nın 73. maddesi ile bazı fıkralar eklendiğini, kayyumların yetkisinin devri ve tasfiye konusunun düzenlendiğini, mahkeme gerekçesinin 6. paragrafında tüm yönetimsel hakların Fon tarafından devralınmış olması sebebiyle pay sahiplerinin genel kurulda kullanabilecekleri bir haklarının bulunmadığı ibaresine yer verildiğini, bu ibarenin hukuku yok sayan bir ifade olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu karının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve TTK hükümleri gereğince davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 412. maddesi gereğince, anonim şirket genel kurulunun çağrılmasına izin verilmesi talebine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacılar vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında, davalı şirket hakkında İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 2017/236 D.İ sayılı dosyasında 23.01.2017 tarihli kararı ile CMK’nın 133. maddesi gereğince şirketin yönetim organının yetkileri ile birlikte ortaklık payları veya menkul kıymetlerin idari yetkilerinin tümüyle kayyuma verilmesine karar verildiği, davacılar tarafından İstanbul … Noterliğinin 17.10.2019 tarihli ihtarnamesi ile davalı şirketin yönetim kurulu (kayyum heyeti) başkanlığına hitaben azınlık pay sahipleri olarak genel kurulu toplantıya çağırma talebinde bulunulduğu, ihtarnamenin sonuç kısmında TTK’nın 412.maddesi gereğince yedi iş günü içerisinde cevap verilmemesi hâlinde genel kurulun toplanması talebi ile mahkemeye başvurulacağının ihtar edildiği ve devamında işbu davanın açıldığı, davanın konusunun kâr payı dağıtımı gündemi ile şirket genel kurulunun toplamasına karar verilmesi talebi olduğu, sonuç kısmında ise TTK’nın 412. maddesinin öngördüğü prosedür içerisinde genel kurul toplanmasına karar verilmesinin talep edildiği konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Özetle, davacıların talebi TTK’nın 412. maddesi gereğince şirket genel kurulunun toplantıya çağrılmasına ilişkin olup anılan maddenin son cümlesi uyarınca, bu talep hakkında ilk derece mahkemesinin verdiği karar kesindir. Kesin karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulamaz. HMK’nın 346. maddesi uyarınca, kesin karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması hâlinde, ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekir. Ancak, ilk derece mahkemesince bu konuda bir karar verilmeden dosyanın istinaf mahkemesine gönderilmesi halinde, HMK’nın 352/1.b. maddesi uyarınca istinaf mahkemesince de bir karar verilmesi mümkündür.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 352/1.b. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonucunda, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-İlk derece mahkemesinin istinafa konu kararı TTK’nın 412. maddesi uyarınca kesin olduğundan, HMK’nın 352/1.b ve 346. maddeleri gereğince davacılar vekilinin istinaf dilekçesinin reddine,2-Davacılar vekilince yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince davacılara iadesine,3-İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların başvuranlar üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 346 ve 352/1.b maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 09.03.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.ç ve TTK’nın 412. maddeleri uyarınca karar kesindir.