Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/780 E. 2023/270 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/780
KARAR NO: 2023/270
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2019
NUMARASI: 2018/345 E. – 2019/1343 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı taralından İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasıyla davalı taraf aleyhine cari hesap ekstrelerine dayanarak icra takibi başlatıldığı, davalının borca itiraz etmesi sonucu icra takibinin durdurulduğu, ödemeye konu cari hesap alacağından da anlaşılacağı üzere müvekkilinin davalıya dilekçe ekinde belirtilen cari hesapta yer alan hizmeti verdiğini ancak bedelini tahsil edememiş olduğunu, davalının davacıya borcunun olmadığı şeklindeki itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ederek, itirazın iptaline, icra takibinin devam etmesine ve alacağın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak cevap vermediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde: Davacının cari hesaba dayalı icra takibi başlatmış olduğu, taraflara defterlerini belirlenen günde ibraz etmeleri için kesin süre verildiği, davalının ise defterleri belirlenen günde ibraz etmediği anlaşılmış, davacı delil listesinde münhasır davalının ticari defterlerine de dayanmadığından, davalının defterleri ibraz etmemiş olması malın ya da hizmetin teslimini kabule yeterli olmayıp davacı tarafından cari hesaba konu olan faturalara konu mal ya da hizmetin davalı tarafa teslimine ilişkin davalının isim ve imzasının bulunduğu irsaliye faturası, vergi beyannamesi ya da başkaca yazılı delil sunulamaması ayrıca yemin deliline de dayanılmamış olması nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu kanıtlayamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili ticari defterlerin delil vasfını taşıması için HMK’nın 222. madde gereğince eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş onaylarının yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirlerini doğrulamış olmasının şart olduğunu, davalıya ticari defterlerini sunması için kesin süre verildiğini, ancak davalı tarafça ticari defterlerin sunulmadığını, mahkemenin ticari defterlerin kendilerinin lehine kabul edilmemesinin gerekçesini davalının ticari defter ve kayıtlarına dayanmamış olmasına dayandırdığını, halbuki deliller arasında ticari defter ve kayıtların yer aldığını, bu ibareden anlaşılacağı üzere müvekkilinin hem karşı tarafın hem de kendi ticari defter ve kayıtlarını delil olarak gösterdiğini, mahkemenin ara kararına uyularak verilen kesin süre içinde müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının ibraz edildiğini, karşı tarafın ibrazdan kaçındığını, faturaların zaten ispata yeterli delil olmaması nedeniyle ticari defter ve kayıtların yanında destekleyici delil olarak sunulduğunu, dava dışı …Ltd. Şti’nin müvekkili şirketin yazışma sebebinin davalı borçlunun borcunu hala ödememesi dolayısıyla davalı şirketin iletişim numarası alabilmek adına yazışmalardan ibaret olduğunu, diğer destekleyici delillerden biri olduğunu, ayrıca mahkeme tarafından davalının davaya konu faturaların vergi dairesine bildirilmemiş olduğuna değinildiğini, davaya konu faturaları bildirmenin davalı tarafın sorumluluğunda olduğunu, sahte fatura düzenlendiği anlamına gelen kararı kabul etmediklerini, taşıma irsaliyeleri açısından ise davalı şirketin çalışan ve yetkililerinin malı teslim aldığına ilişkin isim ve imzasının bulunmaması nedeniyle davalının borçlu olmadığına karar verildiğini, diğer sebep olarak ise yemin deliline başvurulmamış olmasının gerekçe gösterildiğini, kesin delillerden olan ticari defter ve kayıtların sunulmasına rağmen mahkemece halen takdiri delilin varlığının aranmasının taraflarınca kabul edilmediğini, ayrıca tanık deliline dayanıldığını, ancak karşı tarafın katılım göstermemesi sebebiyle muvafakatının alınamadığını ve bu delilin işlevsiz kaldığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taşıma ilişkisine dair açık hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın esastan reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya kapsamından, davacı kooperatif tarafından davalı şirket hakkında İstanbul Anadolu …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında 09.10.2017 tarihinde 12.336,36 TL asıl alacak ve 191,13 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.527,49 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirket yetkilisi tarafından borca ve takibe itiraz edildiği, davacının ise İİK’nın 67. maddesi gereğince işbu itirazın iptali davasını açmış olduğu, davacı kooperatif tarafından davalı şirket adına 08.08.2017 tarihli taşıma irsaliyesi düzenlendiği, taşıma irsaliyesinde giriş ve çıkış tarihlerine ilişkin ve teslim eden ile teslim alan bilgilerinin yer almadığı, yine davacı kooperatif tarafından davalı şirket adına düzenlenen değişik tutarlı ve tarihli faturaların olduğu, faturalara ilişkin taşıma irsaliyelerinin dosyaya ibraz edildiği ancak taşıma irsaliyelerinde tarafların imzasının yer almadığı anlaşılmıştır. Mahkemece taraf şirketlere ait ilgili vergi dairesinden BA ve BS formları dosya içerisine celp ve ibraz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 01.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacı S.S. Haydarpaşa Karayolu Yük Taşıma Kooperatifi’nin 2017 yılına ait ticari defterlerinin mükellefiyetlerin tam ve eksiksiz yerine getirilmiş olduğunun anlaşıldığı, belirlenen inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını sunmayan davalı tarafın, yerinde inceleme yapılmasına ilişkin bir talebinin de dosya muhteviyatında bulunmadığından davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenemediği, davacı S.S. Haydarpaşa Karayolu Yük Taşıma Kooperatifi’nin ticari defterlerindeki kayıtlarla örtüşen muavin kayıtları incelendiğini, dava konusu icra takibinin dayanağı hesap ilişkisinin 2017 yılındaki faturalar ve ödemeden oluştuğunun anlaşıldığı, dökümü verilen faturaların davacı şirket tarafından düzenlendiği ve ticari defterlerine kaydedildiğinin görüldüğü, davacı tarafından sunulan 2017 Temmuz ve 2017 Ağustos dönemlerine ait BS (Bilanço Esasına Göre Defter Tutan Mükelleflerin Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim) formları ve mahkeme tarafından celbedilen davalı tarafın BA (Bilanço Esasına Göre Defter Tutan Mükelleflerin Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim) formlarının incelendiği, davacı tarafın BS ve davalı tarafın BA formlarının karşılaştırılması sonucunda; 2017 Temmuz ve 2017 Ağustos dönemlerinde 18.674,00 TL (KDV hariç) tutarındaki 8 adet faturanın, davacı şirket tarafından beyan cdildiği; ancak davalı şirket tarafından beyan edilmediğinin anlaşıldığı, toplam 16.074,76 TL tutarındaki 8 adet faturanın ve 3.738.40 TL tutarındaki davalı ödemesinin, davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu; incelemeye sunulan taşıma irsaliyelerinde teslim alan imzasının bulunmaması ve düzenlenen faturaların davalı şirket tarafından BA formlarıyla beyan edilmemesi nedenleriyle dava konusu icra takibinin dayanağı hesap ilişkisini oluşturan faturalar karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilemediği belirtilmiştir. Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı itiraz ederek yeni bir bilirkişiden rapor alınmasını talep etmiştir. İtiraz dilekçesine ekli olarak ibraz edilen irsaliye örneklerinde, dava dışı …Ltd.Şti’ye ait kaşe ve imza mevcuttur. Mahkemece bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. HMK’nın 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK’nın 6. maddesinde ise taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Davalı tarafça HMK’nın 128. maddesi gereğince cevap dilekçesi vermemiş olması nedeniyle davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır. Fatura tek başına akdi ilişkinin ve alacağın varlığını kanıtlamaz. Davalının fatura konusu mal veya hizmet bedelinden sorumlu tutulması için faturaların tebliği ve malların tesliminin veya hizmetin verildiğinin kanıtlanması gerekir. Somut olayda davalı şirket tarafından bağlı bulunduğu vergi dairesine ibraz edilen BA formunda, davacı tarafın düzenlemiş olduğu faturaların beyan edilmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, HMK’nın 222. maddesine göre ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulması, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılması ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması gerektiği, bu şartlara uygun biçimde tutulmuş defter kayıtlarının, sahiplerinin lehine delil olarak değerlendirilmesinin ise diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması şartlarına bağlı olduğu, ayrıca söz konusu maddenin son fıkrası uyarınca, davadaki taraflardan birinin diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtmesine rağmen karşı tarafın defterlerini ibrazdan kaçınması halinde ibrazı talep eden tarafın iddiasını ispat etmiş sayılacağının düzenlendiği; davacı tarafın HMK’nın 222/son maddesi uyarınca delillerini davalının defterlerine hasretmediği, bu nedenle davalının ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olmasının, davacı iddiasının ispatlanmış kabul edilmesi için yeterli olmadığı, davacının takip konusu cari hesap alacağının dayanağı olan taşıma ilişkisini kanıtlayamadığı gözetildiğinde, ilk derece mahkemesi kararı isabetli olup aksi yöndeki davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından peşin olarak yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 23.03.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.