Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/779 E. 2023/267 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA N : 2020/779
KARAR NO : 2023/267
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2019
NUMARASI: 2015/236 E. – 2019/1000 K.
DAVANIN KONUSU : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 01/12/2010 tarihli sözleşmenin müvekkili tarafından feshi üzerine müvekkiline ait … Bankası Yıldız Ticari Şubesindeki 4394 -0006494 nolu hesabından 8.118,73-TL’nin davalı tarafından haksız tahsil edildiğini, davalı şirketin akaryakıt fiyatlarında bir değişiklik olmamasına karşın kâr marjının düşürüldüğünden bahisle fiyatlarda değişiklik yaptığını beyanla 8.118,73-TL’nin 08/12/2013 tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin 19. maddesindeki yetki sözleşmesine göre yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirketin faaliyet alanı itibariyle regüle bir piyasada faaliyet göstermesi nedeniyle özellikle fiyatlandırma konusunda kamu kurumları tarafından alınan kararlara tabi olduğunu, davacının taraflar arasındaki sözleşmedeki Mücbir Sebepler başlıklı 17. Maddesine atıfta bulunarak mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, müvekkilinin EPDK’nın yazısı üzerine kâr marjında oluşan anormal değişiklikler nedeniyle değişen piyasa koşullarına bağlı olarak müşterisi olan davacıya sunulan satış koşullarında değişiklik yapma hakkını kullandığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Ankara 5.Asliye Tİcaret Mahkemesinin 2014/206 ESAS, 2014/659 K sayılı 21.11.2014 tarihli yetkisizlik kararıyla dosya, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesine gelmiştir. İstinaf incelemesine konu hüküm, yetkili mahkemece verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Sektörel uygulama bazında bilirkişi tarafından EPDK’nın akaryakıt sektörüne yönelik olarak tavan fiyat uygulaması yetkisini bir kez uygulamış olduğu ifade edilmiştir. Somut olayda davalı dağıtım şirketine tek taraflı değişiklik yapma yetkisinin tanınmış olmakla birlikte bu durumu haklı kılar mahiyette beklenmeyen bir ekonomik durum ya da kar marjında anormal bir değişiklik meydana geldiğine dair bir durumun söz konusu olduğuna yönelik delil sunulmadığı, EPDK tarafından yapılan uygulama neticesinde de indirim oranında yapılacak tek taraflı değişikliğin keyfi olarak uygulanabileceğinin kabulünün mümkün görülmediği, ahde vefa ilkesinin tatbiki asıl olup aksi yöndeki işlemin davalı leyhine aşırı bir yararlanmaya sebebiyet verebileceği, davalı tarafça uygulamaya sokulmak istenilen yeni iskonto oranlamasının sözleşmenin karşı tarafıyla tartışılmadığı müddetçe davacının herhangi bir cezai yaptırıma maruz bırakılmadan sözleşmeyi feshebilme hakkının makul ve kabul edilebilir olduğu, bununla birlikte davacı yanın ödeme yaptıktan yedi gün sonrasında TTK 18 ve 21-(2) maddelerine uygun olarak ihtirazi kayıt bildirimiyle iade istemini gerçekleştirdiği, bu minvalde feshin haksız olmadığı kanaatiyle sözleşmenin 16. Maddesi dahilinde davalı tarafça davacıya uygulanan cezai şartın yerinde bulunmayıp iadesi gerektiği kanaatiyle dava öncesi ihtar kapsamında hesaplanan temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak avans faiziyle birlikte 8.118,73 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine yönelik aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. ” gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme kararının eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayalı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine ve emredici kurallara aykırı karar verildiğini, sözleşmede beklenmeyen ekonomik olumsuzluklar veya kar marjında oluşan anormal değişiklikler nedeniyle değişen piyasa koşullarına bağlı olarak müvekkili şirkete tek taraflı olarak sözleşmede değişiklik yapmak ve davacıya tanınan iskonto oranları da dahil olmak üzere satış koşullarını değiştirmek hak ve yetkisinin olduğunu, davacının sözleşmenin 6. ve 14.maddelerini özgür iradesi ile kabul ettiğini, 5.015,00 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 10.maddesi ile EPDK’ya belirli koşullar altında petrol fiyatlarına müdahale etme yetkisi tanındığı için müvekkili şirketin 01.02.2010 tarihli AutoMatic Müşteri Sözleşmesi ile davacının yapacağı akaryakıt alımlarında uygulanacak iskonta oranını tek taraflı ve tartışılmadan düşürülebileceğini öngördüğünü, müvekkili şirketin 27.08.2013 tarihli yazısı ile davacıya pompa satış fiyatında meydana gelen değişikliğe istinaden uygulanan iskonto oranında da paralel bir biçimde revize edileceğini bildirdiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan değişikliğin keyfi ve ölçüsüz nitelikte bir değişiklik olmayıp aksine EPDK’nın kar marjlarına müdahalesi öncesi uygulanmakta olan kar marjları karşısında davacıya uygulanan indirim oranının EPDK’nın müdahalesi sonucu uygulanabilir hale gelen kar marjları ile uyumlu hale getirildiğini, sözleşmenin 14.maddesi gereğince düzenlemenin mevcut olduğunu ancak 8.madde ile belirtildiği üzere petrol ofisinin beklenmeyen kar marjında oluşan anormal değişiklikler nedeniyle satış koşullarında değişiklik yapma hakkına sahip olduğunu, fesih başlıklı 16.maddesinde düzenlemenin mevcut olduğunu, davacının sözleşmenin süresinden önce feshetmiş olması nedeniyle feshin haksız ve dayanaksız olduğundan müvekkili şirketin 16.maddesi uyarınca cezai şart toplamı olarak hesaplanan KDV dahil 8.118,73 TL faturayı davacıya tebliğ ettiğini, ayrıca dava tarihinden öncesi ait faize hükmedilmiş olmasının da haksız ve hukuka aykırı olduğunu iddia ederek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, AutoMatic Müşteri Sözleşmesi kapsamında müşteriden kesilen fatura bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Taraflar arasında AutoMatic Müşteri Sözleşmesi’nin varlığı, sözleşmenin davacı tarafça sonlandırılmış olduğu, davalı şirket tarafından dava konusu faturanın sözleşmenin fesih bedeli olarak düzenlendiği, davacıdan tahsil edildiği konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davalının düzenlemiş olduğu sözleşmenin fesih bedeline dair faturanın yerinde olup olmadığı, davacının sözleşmeyi sonlandırmasını usulüne uygun bulunup bulunmadığı, davalı işleticinin uygulamasının sözleşmeye uygun bulunup bulunmadığı kararın ve faiz başlangıç tarihinin usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Dosya kapsamından, taraflar arasında 01.12.2010 tarihinde AutoMatic Müşteri Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede davacı şirketin müşteri, davalı şirketin işletici bayi olduğu, sözleşmenin ikinci maddesinde konunun davalının davacı müşteriyi AutoMatic’e dahil etmek suretiyle müşteri araçlarına akaryakıt ikmal ve data hizmeti vermeyi ve buna mukabil müşterinin de AutoMatic marifetiyle muhtelif PO işletici veya bayilerinden satın almış olduğu akaryakıt ve AutoMatic kullanım bedellerini PO’ya ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği şeklinde düzenlendiği, sözleşmenin 3 yıl olarak düzenlendiğinin 3.madde de belirtildiği, ödemelerin 8.madde de düzenlendiği, maddenin ilk fıkrasında müşterinin münhasıran AutoMatic ile yapılan satışlara ilişkin ödemelerde kullanılmak üzere PO’nun tespit ve tayin ederek bildireceği bankaların müşterinin seçeceği bir şubesinde bir kredili hesap açtırmayı beyan, kabul ve taahhüt ettiği, PO’nun satış yerlerinde yaptığı alışverişlerde müşteriye fatura verilmeyeceği, fatura bedelinin pompa satış fiyatının KDV’siz tutarından %6 iskonto yapılarak hesaplanacağı, benzin ürünlerinde pompa satış fiyatının KDV’siz tutarından %6 iskonto yapılarak hesaplanacağı, ancak PO’nun beklenmeyen ekonomik olumsuzluklar veya kur marjında oluşan anormal değişiklikler nedeniyle değişen piyasa koşullarına bağlı olarak müşteriye sunulan satış koşullarında değişiklik yapma hakkına sahip olduğuna yer verildiği, 14.madde de sözleşme değişikliği başlığı ile tarafların birbirlerinin yazılı muvafakatı olmadan işbu sözleşmenin herhangi bir hükmünde, şartında veya ekinde ilave yapamayacaklarını beyan ve kabul ettikleri, son fıkrada ise ancak 8.madde ile belirtildiği üzere PO’nun beklenmeyen ekonomik olumsuzluklar veya kar marjında oluşan anormal değişiklikler nedeniyle değişen piyasa koşullarına bağlı olarak müşteriye sunulan satış koşullarında değişiklik yapma hakkına sahip olduğuna yer verildiği, 16.madde de feshin düzenlendiği, müşterinin işbu sözleşme ile üstlendiği edimlere riayet etmemesi veya sözleşmenin süresinin bitiminden önce feshine sebebiyet vermesi bankada kredi açılmaması, açılan kredi limitlerinin yetersiz kalması, kredinin banka tarafından iptal edilmesi durumları dahil olmak üzere sistemde kayıtlı bulunan beher aracın üç ay süresince yakıt almaması durumunda PO’nun işbu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebileceği, sayılan hallerde ve satılan taşıtlar üzerinden TKÜ’lerin sökülmemesi veya söküldüğü halde POye teslim edilmemesi hallerinden taşıt başına ve/veya her bir TKÜ için 150 Dolar cezai şartın ve KDV’sinin karşılığı olarak talep ve tahsil hakkına sahip olduğu hususuna yer verildiği, davacı şirket tarafından 24.10.2013 tarihinde davalıya gönderilen yazı ile firmanın taraflarına bildirdiği akaryakıt alımı indirim oranının düşük olması nedeniyle AutoMatic anlaşmasının 25.10.2013 tarihi itibariyle sonlandırmak istediklerini bildirdiği, davacı şirket tarafından davalı şirket adına 31.12.2013 tarihli sözleşme fesih bedeli açıklaması ile Auto araç çıkarma bedeli olarak 22 adet araç için toplam KDV hariç 6.880,28 TL tutarında %18 KDV ile birlikte 8.118,73 TL tutarında fatura düzenlendiği, faturanın ekinde petrol ofisi otomatik yakıt kiti kullanılan araçların ve satılan araçların plakalarının belirtildiği, davacı şirket tarafından Ankara 41.Noterliğinde düzenlenen 07.01.2014 tarihli ihtarname ile 31.12.2013 tarihli faturanın iadesi ve otomatik ödemeden tahsil edilen 8.118,73 TL’nin üç gün içerisinde iadenin talep edildiği, davalı şirket tarafından davacının ihtarnamesine cevaben Beyoğlu 41.Noterliğinde düzenlenen 24.01.2014 tarihli cevabı ihtarname ile söz konusu faturanın muhasebe kayıtlarına alınmasının ihtar edildiği, fatura aslının gönderilmiş olduğu ve davacının işbu davayı açmış olduğu anlaşılmıştır.
20.01.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacı ile davalının vardığı ticari anlaşma çerçevesinde davalı dağıtım şirketi olan Petrol Ofisi’nin amblem ve markası altında satışa arz edilen akaryakıt ürünlerinin Automatic sistemi vasıtasıyla alınması konusunda uzlaşıldığının anlaşıldığı, öncelikli olarak, Automatic sisteminin mahkemeye izah edilmesi gerektiğinin düşünüldüğü, söz konusu sistemin genel hatları ile birçok dağıtım şirketinde bulunduğu, sistemlerin araçların depo girişine takılan bir cihaz ya da “key (anahtar)” olarak tabir edilen ve araca takılmayan ufak bir cihazın pompaya okutulması ile yakıt alınmasına imkan tanıdığı, bu sistemler ile toplu alım yapan müşterilere iskonto uygulanabildiği gibi ayrıca ödemenin yakıt alındığı zaman sonrasında belirli periyodik dönemlerde vadeli olarak ödenmesine de imkan tanıdığı, Akaryakıt Sektörü ile ilgili olarak, T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca ve 2 ay süreli olarak Tavan Fiyat uygulaması yetkisi bulunduğu, bu yetkinin EPDK tarafından akaryakıt sektörü ile ilgili olarak daha evvelden birden fazla kez uygulandığının bilindiği, alacak davasına konu olan faturanın müşteri sözleşmesine istinaden 22 adet araç ( Araç başına 150 $) beher çıkarma bedelinden oluştuğu, yapılan incelemede cari hesapla ilgili 16.01.2014 tarihinde 8.118,73 TL’nin havale olarak ödendiği, davacı şirketin muhasebe teknik ve üsullerine uygun olarak 2013 yılı defter kayıtlarına işlediği ve Ek:1 de yevmiye kaydı ile detayı verilen havale bilgilerinden oluşan 31.12.2013 tarihi itibariyle 8.118,73 TL alacaklı olduğu, yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere, sözleşmede kararlaştırılan iskonto oranında revize yapılmasının ilgili EPDK uygulamalarından kaynaklandığı, bu nedenle söz konusu revize sebebinin gerçek nedenlerden kaynaklandığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesinde davacının satış konularında değişiklik yapabilme hakkının kararlaştırıldığı fakat değiştirme ve oranı belirleme hakkının tek taraflı olarak davacı da olmasının “Genel İşlem Koşulları” olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği takdirinin mahkemeye ait olduğu, ayrıca ilgili hüküm uyarınca revize hakkının davacı tarafından kullanılmasının haklı gerekçelerden kaynaklanması yanında davacı tarafından revize edilen yeni oran karşısında davalı tarafın da bu durumun başında tazminat ya da cezai şart sorumluluğu olmaksızın sözleşmenin ifasından vazgeçme hakkının olabilmesi gerektiği, böyle bir hakkının varlığının kabulü halinde ilgili faturadan sorumlu olmayacağından söz konusu tutarda alacaklı olacağı belirtilmiştir. 31.12.2018 tarihli ek bilirkişi heyet raporunda; davacı ile davalı yanlar arasında işleyen sürecin, dava dilekçesi bünyesinde yer aldığı, maddi vakıalar yönünden oradaki anlatımın özüne davalı yanın da itirazı bulunmadığı, ancak davalı yanın ilgili süreçte yapılan işlemlerin yanlar arasındaki sözleşmesel ilişkiye uygun olduğu ve muhik bulunduğu savunmasını ileri sürdüğü görülmekle, kök raporun sunulması sonrasında …İkmal Sis. Tic. A.Ş. şirketinden verilen 21.02.2018 tarihli yazıda, sisteme giren (montaj yapılan) toplam araç sayısının 22 olduğunun bildirildiği, sözleşmenin 16. maddesinde sisteme girmiş araçların daha sonradan yakıt almaması halinin de aracın sistemden çıkarıldığı anlamına geleceği ve bu durumda da araç başına 150 USD cezai şart talep edileceğinin kararlaştırıldığı, bu konuda davacı yanın sunduğu 27.2.2018 tanzim tarihli dilekçedeki anlatımların değerlendirilmesinin mahkemenin takdiri içinde kalacağı, dolayısıyla 22 araç üzerinden yapılan kök rapordaki değerlendirilmeler başta olmak üzere kök rapordaki değerlendirmeyi değiştirecek mahiyette bir itiraz ya da bir hataya rastlanmaması ve daha önce yapılan değerlendirmeler kapsamında feshin haklı olup olmadığı konusunda hukuki takdirin mahkemeye ait olduğu, davacının Ankara 41.Noterliğinin 07.01.2014 tarih ve .. yevmiye numaralı ihtarının tebliğ şerhini mahkemeye ibraz etmesi kaydı ile, o ihtarın davalıya ulaşma tarihine 3 gün ilave edilerek başlatılacak tarihten itibaren kısa vadeli avans faizi ölçüsünde faiz isteyebileceği belirtilmiştir.
Davacı vekili tarafından, ihtarnamenin davalı şirkete 14.01.2014 tarihinde tebliğine dair ihtarname örneklerini dosyaya ibraz edilerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkemece bilirkişi raporları ve taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri gereğince davacı tarafa uygulanan cezai şartın yerinde olmadığı kabul edilerek tahsil edilen bedelin temerrüd tarihininden itibaren kabulüne karar verilmiştir.
Sözleşmenin ” Ödemeler” başlıklı 8. maddesinde, “Fatura bedeli, pompa satış fiyatının KDV’siz tutarında %6 tutarında istonto yapılarak hesaplanır. Ancak PO, beklenmeyen ekonomik olumsuzluklar veya kar marjında oluşan anormal değişiklikler nedeniyle değişen piyasa koşullarına bağlı olarak müşteriye sunulan satış koşullarında değişiklik yapma hakkına sahiptir ”, şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Davalı, akaryakıt dağıtım şirketi olup, istinaf dilekçesinde dayanmış olduğu dava konusu sözleşmenin 8. maddesinin somut olayda uygulanabilirliğine ilişkin dosyaya ibraz edilen EPDK yazısı ve yazı içeriği satış koşullarında davacı aleyhine değişiklik yapma hakkının dayanağını açıklayamamaktadır. Diğer taraftan, somut olayda, sözleşmede belirtilen mücbir sebepler kapsamında herhangi bir durumun mevcut olduğuna ilişkin olarak da herhangi bir iddia yer almamakla, mevcut dosya itibariyle mücbir sebebin varlığına ilişkin bir değerlendirme de yapılamamaktadır. O halde davacı, haklı sebeple aradaki sözleşme ilişkisini sona erdirdiğinden davalının, fesih sonrasında davacının akde aykırı davranışlarıyla sözleşmenin feshine sebebiyet verdiği gerekçesiyle keşide etmiş olduğu dava konusu faturaların herhangi bir yasal dayanağı bulunmamaktadır. Ayrıca davacı tarafça tahsil edilen alacağın iadesi amacıyla davalıya gönderilen 07.01.2014 tarihli noter ihtarnamesinin 14.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve tebligatta tebliğden itibaren üç gün içerisinde ödenmesinin belirtilmiş olması da göz önünde bulundurulduğunda temerrüt tarihi olan 18.01.2014 tarihinden itibaren faiz işletilmesinde TBK’nın 117. maddesi kapsamında herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 415,95 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davanın esası bakımından oy birliğiyle, davalı taraftan alınması gereken nispi istinaf harcı yönünden üye hakim …nun karşı oyu ile oy çokluğuyla ve kesin olarak karar verildi.23.02.2023
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 23/02/2023

KARŞI OY:
Nisbi harca tabi olan davalarda, özellikle 492 sayılı Harçlar Kanunu ile bağlı tarife hükümleri, 5235 sayılı Kanun ve ilgili tüm yasal mevzuat, ulusal ve uluslararası yargı kararları kapsamında, ilk derece mahkeme kararı kaldırılarak esas hakkında karar verilmedikçe Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf kanun yoluna başvuran davalıdan başvuru aşamasında ve istinaf başvurusunda nisbi değil maktu karar ve ilam harcı alınması gerektiği kanaati nedeniyle, çoğunluğun nisbi harç alınmasına dair görüşüne katılmadığımı ve hükmün ilgili bentlerine muhalif kaldığıma dair görüşümü bildiririm.

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.