Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/770 E. 2023/269 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/770
KARAR NO: 2023/269
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2019
NUMARASI: 2015/1249 E. – 2019/923 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Sigorta sözleşmesinden kaynaklanan)
Taraflar arasındaki istirdat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin doğalgaz boruları aracılığıyla doğalgaz dağıtımı yaptığını, müvekkili şirketin faaliyetlerini yürütürken üçüncü kişiler tarafından mülkiyeti kendisine ait doğalgaz boru hatlarına verilebilecek zararların sigorta ile teminat altına alınmasını teminen davalı şirket ile 17/04/2007 tarihli Endüstriyel Paket Döviz Sigorta Poliçesini tanzim ettiğini, söz konusu poliçe ile üçüncü kişiler tarafından yapılan kazı çalışmaları sırasında müvekkili şirkete ait doğalgaz boru hatlarına ve/veya tesislere verilebilecek olan zararların olay başına 25.000,00 USD bedel ile sigortalandığını, poliçe devam ederken mülkiyeti müvekkili şirkete ait doğal gaz boru hattının dava dışı … Tic. A.Ş. tarafından yapılan kazı çalışması sırasında hasar gördüğünü, müvekkili şirketin sigorta kapsamındaki doğal gaz hatlarının uğradığı zararın (98.725,90 TL) tazmini için davalı şirkete başvurduğunu, talep sonucunda davalı şirket tarafından 25.000,00 USD karşılığı olan 32.152,90 TL’nin ödendiğini, ancak bu meblağın müvekkilinin 98.725,90 TL’lik zararını karşılamaya yetmemesi nedeniyle eş zamanlı olarak haksız fiil faili sıfatına haiz …A.Ş.’ye karşı Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde 2008/244 Esas numaralı davayı açtıklarını, yapılan yargılama sonucunda mahkemece müvekkili şirketin uğradığı zararın miktarını 54.294,62 TL olarak tespit ettiğini, aynı dava neticesinde … A.Ş. tarafından müvekkili şirkete 32.576,77 TL ödenmesine hükmedildiğini, davalı şirketin zarara ilişkin ödeme yapmasından sonra müvekkili şirketten yaptığı ödeme tutarının iadesini talep ettiğini, müvekkili şirketin davalı sigorta şirketince talep edilen ödemenin hukuka aykırı olması sebebiyle talebi reddettiğini, bunun üzerine davalı şirketin müvekkili şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını ve poliçe tahtında ödemiş olduğu tutarın icra takibi yoluyla ödenmesini talep ettiğini, müvekkili şirketin yapılan takibe itirazda bulunmasına karşılık usulsüz tebligat neticesinde takibin kesinleştiğini, müvekkili şirketin takip neticesinde ticari itibarını zedeleyen başta banka hesapları üzerindeki hacizleri kaldırmak ve ticari faaliyetlerine devam edebilmek amacıyla icra dosyasına itirazı kayıt ile 184.420,26 TL tutarında ödeme yapmak zorunda kaldığını, tüm bu nedenlerden dolayı davalı şirketin poliçe kapsamındaki yükümlülüklerine aykırılık teşkil eden ve haksız yere tahsil edilen anapara ve fahiş faiz sebebiyle müvekkili şirketin ödemek zorunda kaldığı 184.420,26 TL’nin ödeme tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası’nın avans işlemleri için belirlediği faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacı tarafça işbu dava açılmadan önce İstanbul 21. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1364 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve davanın henüz sonuçlanmadığını, işbu davada derdestlik itirazlarının kabulüyle davanın usul yönünden reddini talep ettiklerini, dava dışı … İnşaat tarafından belirtilen mahalde yapılan çalışma esnasında doğalgaz boru hattına zarar verilmesi neticesinde davacı tarafça müvekkili şirkete başvuru yapılması üzerine müvekkili şirketçe davacıya poliçe teminatı kapsamında üçüncü şahıslar ve kamu idareleri tarafından yapılan kazı çalışması nedeniyle verilebilecek zararlara ilişkin olay başı 25.000 USD teminata binaen 25.000 USD ödendiğini, müvekkili şirketçe işbu ödemenin davacı tarafa yapılmasına binaen zarara sebebiyet veren dava dışı … İnşaat ve … Sigorta A.Ş.’ye karşı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/753 Esas sayılı dosyası ile halefiyet/temlik hükümleri gereğince dava açıldığını, bu dosyada yapılan yargılama sonucunda sigortalının zararının dava dışı … İnşaat tarafından karşılandığından bahisle mükerrer tahsilat yapılamayacağından davanın reddine karar verildiğini, davacı tarafın aynı hasara ilişkin gerek müvekkili şirketten ve gerekse dava dışı … İnşaat’tan dava konusu zararını tahsil ederek mükerrer ödeme aldığını, davacı tarafın mükerrer tahsilat yaptığının mahkeme kararı ile kesinleşmesi üzerine davacı tarafa müvekkili şirketçe ödenen 25.000 USD ödemenin iadesi için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını ve davacı tarafça yapılan ödeme ile dosyanın kapandığını, takipten sonra talep edilen faizin yasal olduğunu, tüm bu nedenlerden dolayı öncelikle davanın derdestlik itirazı sebebiyle usulden reddinğe, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacının 02.06.2008 tarihinde Gebze 3.Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış olduğu dava neticesinde dava dışı zarar veren … İnşaat AŞ kusuru oranında 32.576,77 TL ödemeye mahkum edildiği ancak sigortalı davacı firmanın sigortasız kıymet hasarının 55.883,72 USD olarak belirlendiği, zaten davalı sigorta şirketince de bu miktar benimsenerek fakat poliçe limiti dahilinde 25.000 USD ödeme yapıldığı dolayısıyla davacı bakımından mükerrer tahsilat durumu olmadığı ve davalı tarafından haksız olarak başlatılan İstanbul … İcra müdürlüğü …Esas sayılı dosyasında ödeme emri itiraz süresinin kaçırılması sebebiyle takibin kesinleştiği ve davacının ödeme emrine konu 52.510,42 USD miktarı, dosya kapak hesabı yaptırmak suretiyle ve de ihtirazi kayıt ile 02/11/2015 tarihinde 184.420,26 TL olarak ödemek zorunda kaldığı ve bu haliyle davalı tarafça haksız şekilde tahsil olunan bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği kanaati ile davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davacının davasının kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece ara kararda tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmediğinden heyetçe resen inceleme kararı alınmasının anlaşılamadığını, davacı defterleri üzerinde taraflarına bilgi verilmeden inceleme yapıldığını, yokluklarında yapılan incelemeye istinaden hazırlanan raporun kabulünün mümkün olmadığını, davacı ticari defterlerinde müvekkili şirketten aldığı 32.156,90 TL tutarındaki tazminatın kayıtlı olduğunun belirtildiğini, söz konusu tespitin dahi yanlış yapıldığını, zira bu meblağın davacı tarafça Gebze 3.Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasına istinaden … İnşaat’tan tahsil edildiğini, davacı talebine istinaden 25.000,00 USD hasar tazminatının davacı şirket nezdinde bulunan USD bazlı poliçe primlerine mahsup edildiğini, davacı yana uyuşmazlığa istinaden müvekkili şirket tarafından 32.156,90 TL ödendiğinin kabulünün mümkün olmadığını, dava dışı şirket ve sigorta şirketine karşı davacı tarafça Gebze 3.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2008/244 Esas sayılı dosyada yapılan sulhe binaen yapıldığının açık olduğunu, defter incelemesi yapılmasının sebebinin anlaşılamadığını, davacının tahsil edemediği zararının 10.700,72 USD olarak tespitinin anlaşılamadığını, davacıya ait hasar kalemlerine ilişkin hem hasara sebebiyet veren … İnşaat – … Sigortadan zararını tazmin ederek mükerrer ödeme aldığı ve Gebze 3.Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasına istinaden almış olduğu ödeme ile müvekkilinin rücu hakkını engellediğini, dava dışı şirketlerden alınan ödemelerin ekspertiz raporunda tespit edilen toplam zararı karşılayıp karşılamadığının araştırılarak sonuca varıldığını, oysa davacının dava konusu hasar bedeli için mükerrer ödeme alması ve müvekkili şirketin rücu hakkını engellemiş olmasının uyuşmazlık konusu olduğunu, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığını, müvekkili şirket tarafından ödemenin davacı tarafa yapılmasına binaen zarara sebebiyet veren dava dışı şirket ve sigorta şirketine karşı İstanbul 4.ATM’nin 2014/753 sayılı dosyası ile temlik halefiyet hükümleri gereğince dava açıldığını, bilirkişi raporunda gerekçeli kararda davacının zararının ödenmesine karar verildiğinden müvekkili şirketin talep edebileceği zararın olmadığının mütala edildiğini, kararın Yargıtay’dan geçerek kesinleştiğini, davacının kesinleşmiş mahkeme ilamları ile sabit olduğu üzere aynı hasara ilişkin gerek müvekkili şirketten gerekse dava dışı şirketten dava konusu zararını tahsil ederek mükerrer ödeme aldığını, davacının bu işlem ile müvekkilini zarara uğrattığını ve rücu hakkını engellediğini, davacı tarafın 98.725,90 TL zarara uğradığını iddia etse de müvekkili şirket tarafından teminat kapsamına giren zararı karşılandıktan sonra bakiye zararı için talepte bulunması gerekirken aynı zarar kalemleri için dava açtığını, ödenen meblağ içerisinde takip konusu faiz kalemininde olduğunun görüleceğini, faize faiz işletilmesine yol açıldığını, avans faizi işletilmesine karar verilmişse de icra takibinde yasal faiz işletildiğini, icra dosyasında kesilen tahsil harcı ve cezaevi harcının müvekkili tarafından ödenmesine karar verilmesinin yerinde olmadığını, harçların devlet adına kesildiğinden davacı tarafın harç bedelini taraflardan istemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek. kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya yapılan ödemenin iadesi amacıyla başlatılan ilamsız icra takibi sonucunda itirazı kayıt ile yapılan ödemenin, sigorta şirketinden geri tahsili istemiyle açılış bir istirdat davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında, sigorta poliçesinin varlığı meydana gelen hasar başlatılan icra takip dosyası hakkında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacı şirket tarafından poliçe kapsamında mükerrer tahsilat yapılıp yapılmadığı, kararın usul ve yasaya aykırı olup olmadığı, davacının alacak kalemleri arasında talep etmiş olduğu icra takip dosyasındaki masrafların isabetli olup olmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı sigortalı ile davalı sigorta şirketi arasında “Endüstriyel Paket Döviz Sigorta Poliçesi” düzenlendiği, poliçe başlangıç tarihinin 11.04.2007 olduğu, bitiş tarihinin ise 11.04.2008 tarihi olduğu, poliçe üzerinde dava dışı … A.Ş Marmara şubesinin daini mürtekin olarak yer aldığı, banka şubesi tarafından 22.07.2008 tarihininde hasar bedeli 25.000,00 USD’nin firmaya ödenmesine muvafakat edildiği, 09.05.2008 tarihli ekspertiz raporunda Gebze Doğalgaz bölgesinde 09.04.2008 tarihinde … Caddesindeki çelik doğalgaz hattına İSU taşeronu … İnşaat A.Ş tarafından hasar verildiği, yapılan çalışmada çelik borunun onarılmış olduğu, hat boyunca devam eden borunun delinen kısmının iki noktadan kesilerek çıkartıldığı, yeni borunun kaynakla birleştirildiği, hasarla ilgili olarak poliçede yer aldığı üzere olay başı 25.000,00 USD limit bedel yer almakla birlikte sigorta süresince 100.000,00 USD ile sınırlı olduğu bilgisinin olduğu belirtilerek hasar bedellerinin tespit edildiği, davalı sigorta şirketi tarafından dava dışı hasara neden olan …A.Ş ve sigorta şirketi … Sigorta A.Ş lehine kapatılan İstanbul 46.ATM’nin 2009/252 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, dilekçede müvekkili şirketin sigortalısına poliçe teminatına giren kırılan boru bedelini ödediğini, Gebze 3.Asliye Hukuk Mahkemesinde sigortalı tarafından açılan dava konusu poliçe himayesine girmeyen gelir kaybı boru delinmesi dışarıya sızarak gaz bedeli vs. ilişkin olduğunu belirttiğini, mahkemece Gebze 3.Asliye Hukuk Mahkemesi kararı gereğince kararda kusur oranına göre bilirkişilerce belirlenen 32.576,77 TL’nin yasal faizi ile …’nın tahsiline karar verildiği, söz konusu dosyadaki bilirkişi raporunda tamirat giderlerinin kaçak doğalgaz gideri olduğu ve toplam hasarın 54.294,62 TL olarak bulunduğu, mükerrer tahsilat yapılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, ret kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.HD’sinin 2012/16320 Esas, 2013/15226 Karar ve 07.10.2013 tarihli ilamı ile davacının sigortalısının, davalının da aralarında bulunduğu kişilere karşı açtığı davada istenilen alacak kalemleriyle işbu davada rücu talebine konu olan alacak kalemlerinin aynı olduğunun bilirkişi raporlarıyla saptandığı, mükerrer ödeme olabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği ancak daha önceden verilen kararın kesinleşip kesinleşmediğinin anlaşılamadığı ve bu karara bağlı olarak davacının sigortalısına ödeme yapıp yapmadığı hususlarının araştırılarak karar verilmesi gerekçesiyle bozulduğu, İstanbul l4.ATM’nin ( kapatılan İstanbul 48.ATM) 2014/753 Esas, 2015/53 Karar ve 11.02.2015 tarihli karar ile davanın reddine karar verildiği, söz konusu davanın davacı sigorta şirketi tarafından 16.12.2008 tarihinde haksız fiil sorumlularına karşı açılmış olduğu, Gebze 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/244 Esas, 2011/191 Karar sayılı dosyasında ise davacı sigorta şirketi tarafından 02.06.2008 tarihinde dava dışı …A.Ş ile İzmit Su ve Kanalizasyon İdaresine karşı dava açtığı, mahkemenin 08.04.2011 tarihli kararı ile davalı İSU hakkındaki davanın kusursuz olması nedeniyle reddine, davanın … İnşaat’a yönelik olarak kısmen kabulü ile 32.576,77 TL’nin yasal faiziyle tahsiline karar verildiği, dosyada taraflar arasında karar tarihinden sonra 22.06.2011 tarihinde sulh ve tasfiye protokolü düzenlendiği, protokolde 43.861,36 TL’nin … İnşaat tarafından ödenmesi kararı alındığı, davalı sigorta şirketi tarafından 03.07.2015 tarihinde İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında 25.000,00 USD asıl alacak, (67.002,50 TL), 27.510,42 USD (73.730,68 TL) toplam 52.510,42 USD ( 140.733,18 TL)’nin tahsilinin talep edildiği, borcunun sebebi olarak ise 28.07.2008 tarihli 25.000,00 TL tutarında Gebze 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/244 Esas sayılı dosyası ile mükerrer ödeme aldığı belirtilerek ödenen meblağın tahsili olarak açıklandığı, davacı şirket tarafından icra takip dosyasına 02.11.2015 tarihinde 184.420,26 TL ödendiği, ödemeye ilişkin dekontun mevcut olduğu ve davacı şirket tarafından işbu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. 03.10.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda; sonuç olarak davacı şirketin sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış onayına sahip olmakla birlikte kapanış tasdikleri yönünden de gerekli onaya sahip olduğu, davacı ticari defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun taktirinin mahkemeye ait olduğu, davacı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı sigorta şirketinden aldığı 32.156,.90 TL tutarındaki tazminatın defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak davacının hasarının davalı şirket ekspertiz raporunda belirtildiği üzere poliçe teminatının üzerinde olduğu. bu tutarın ekspertiz raporunda 55.885,72 USD olarak tespit edildiği. davacının dava dışı şirketten tahsil ettiği tutarın güncel döviz cinsi karşılığının 20.183,00 USD olduğu, davalı sigorta şirketinin davacı yana ödediği 25.000 USD tazminatla birliktle davacı yanın toplam 45.183.00 USD tahsil ettiği tespit edilen 55.883.72 USD zararın bu bedelden mahsubu şunrasında davacının tahsil edemediği zararının 10.700.72 USD olarak tespit edildiği. bu nedenle davacının mükerrer veya zararının üzerinde bir tahsilat yapmadığı, davacı yanın davalı yana borçlu olmadığı belirtilmiştir. Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna itirazda bulunulmuştur. 18.02.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacı yanın mükerrer veya zararının üzerinde bir tahsilat yapmadığı, dolayısı ile davacının davalı yana borçlu olmadığı ve istirdat talebinin kaydi anlamda yerinde olduğu kanaatine varıldığı, davalı yan itirazında; davacı yanın 25.000 USD tutarlı hasar tazminatının USD bazlı sigorta poliçelerinden mahsup edilerek ödendiğini, poliçe teminatının 25.000,00 USD olduğunu, davacı yanın mükerrer tahsilat yapması nedeniyle de, dava dışı 3.şirket olan … İnşaat firmasına tazminat tutarının rücu edilemediğini beyan ettiği, ancak, kök raporda belirtildiği üzere, dosyada mübrez 09.05.2008 tarihli eksperiz raporunda; sigortalı firmanın sigortasız kıymet hasarının 55.883,72 USD olarak tespit edildiği, bu durumda sigorta şirketinden tahsil edilen 25.000,00 USD haricindeki bakiye zararının (55.883,72 USD – 25.000,00 USD) 30.883,72 USD olduğu, işbu bakiye tutarın ise dava dışı 3.şirketten tahsil edildiği, dolayısı ile davacının fazladan (mükerrer) tahsil ettiği bir bedelin bulunmadığı belirtilmiştir. Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir. Mahkemece bilirkişi raporu ve ek rapora göre dosyadaki bilgi ve belgelerde değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından ve özellikle taraflarca dava dışı haksız fiil sorumlusu ile sorumlunun sigorta şirketine karşı açılan ve kesinleşen karar ve dosya içeriğinden; davacı sigortalının meydana gelen hasar nedeniyle mükerrer tahsilat yapmadığı, davacı sigorta şirketinin sigortalısı olan davacıya ödemiş olduğu hasar bedelini dava dışı haksız fiil sorumlularından tahsil ettiği gerekçesiyle icra takibi yolu ile iade istemi sonucunda davacının icra takip dosyasındaki alacak ve ferilerini takip masraflarıyla birlikte icra dosyasına ödediği, davacının mükerrer tahsilat yapmadığı, davalı sigorta şirketinin ödemiş olduğu bedel için bedelin iadesi amacıyla davacı sigortalıya başlatmış olduğu icra takibinin haksız olduğu, bu nedenle davacı tarafın icra dosyasına ödemiş olduğu bedelin istidadını talep etmekte haklı olduğu sonucuna varılmıştır.Davacının icra dosyasına yaptığı tüm ödemeleri (ana para, faiz, icra harç ve masrafları) davalıdan talep hakkı vardır. Çünkü davacı bu ödemeleri, davalının haksız takibi nedeniyle yapmak durumunda kalmıştır. Yaptığı tüm ödeme, faiziyle birlikte davalıdan talep edilebilir. Burada faize faiz yasağı söz konusu değildir. Davacının icra dosyasına yaptığı tüm ödeme, davacının davalıdan istirdadını talep edebileceği asıl alacağa dönüştüğünden, tüm alacak bakımından faiz talebi yasaya uygundur. Davacının icra dosyasına ödediği faizin türü, davacının davalıdan ticari işler için öngörülen temerrüt faizini talep etmesine engel değildir. Davalı tacir olup, ticari işler için öngörülen temerrüt faizinden sorumludur.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye ‬9.448,32‬ nispi istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davanı esası bakımından oy birliğiyle, davalı taraftan alınması gereken nispi istinaf karar harcı yönünden ise üye hakim …’nun karşı oyu ile oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi.23.02.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.
KARŞI OY: Nisbi harca tabi olan davalarda, özellikle 492 sayılı Harçlar Kanunu ile bağlı tarife hükümleri, 5235 sayılı Kanun ve ilgili tüm yasal mevzuat, ulusal ve uluslararası yargı kararları kapsamında, ilk derece mahkeme kararı kaldırılarak esas hakkında karar verilmedikçe Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf kanun yoluna başvuran davalıdan başvuru aşamasında ve istinaf başvurusunda nisbi değil maktu karar ve ilam harcı alınması gerektiği kanaati nedeniyle, çoğunluğun nisbi harç alınmasına dair görüşüne katılmadığımı ve hükmün ilgili bentlerine muhalif kaldığıma dair görüşümü bildiririm.