Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/761 E. 2021/776 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/761
KARAR NO : 2021/776
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/01/2020
NUMARASI: 2019/579 E. – 2020/60 K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasında görülen şirketin ihyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükme karşı davalı … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/157 Esas sayılı dosyası ile … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin iflası talep edilerek iflas davası açıldığını, dava açıldıktan sonra şirketin tasfiye edilerek ticaret sicilinden terkin edildiğinin belirlendiğini, … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ihyası için İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/579 Esas sayılı dosyasında ihya talep edildiğini, ancak ihya kararında İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/157 Esas sayılı dosyasının zikredilmemesi nedeniyle bu dosya yönünden de şirketin ihyasına ve sicil kaydının devamına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, davanın kabulü ile şirketin ihyasına, tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini istemiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; ihya davasına konu İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/157 Esas sayılı dosyasının 09.02.2016 tarihinde açılmasına rağmen şirketin 22.04.2014 tarihinde tasfiye edildiğini ve tasfiye tarihinde dava bulunmadığını, müvekkilinin TTK’nın 536 ile 548.maddelerine göre gerekli işlem ve ilanları yaparak tasfiye işlemlerini gerçekleştirdiğini, tasfiye alacaklılarının davet edilmesine rağmen davacının herhangi bir başvurusunun bulunmadığını, yasal süreler içerisinde başvuru yapmayan alacaklının tasfiye işlemleri bittikten sonra açmış olduğu dava yönünden ihya talebinde bulunmasının usulsüz olduğunu, tasfiye işlemlerinden sonra açılan iflas davasında davacının hukuki yararının bulunmadığını, iddia edilen alacaklar bakımından açılan dava ve icra takipleri yönünden şirketin ihya edilerek hukuki sürecin devam ettiğini, davacının doğrudan iflas talebinde bulunmasının yasal koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; “….Somut olayda ; davacının, tasfiye edilen ve ihyası istenen şirket aleyhine istanbul Anadolu 5 ATM nin 2016/157 e dosyası ile iflas davası görülmekte olduğu, davanın derdest olduğu, davacının ihya isteminde hukuki yararı bulunduğu, yargılamaların devamı için tasfiye edilerek sicilden terkin edilen ve bilahare başka dosyalar yönüden ihyasına karar verilen şirketin mahkeme dosyası yönünden de yeniden tescilinin gerektiği, şirket tasfiye edilirken mevcut ve muhtemel alacaklar gözetilerek tasfiye işlemlerinin yürütülmesinin gerektiği, derdest iflas yargılaması bulunduğu halde tasfiyenin sonlandırılmasının tasfiyenin eksik yapıldığı anlamına geldiği anlaşılmakla davanın kabulüne…” gerekçesiyle davanın kabulü ile tasfiye sonucu sicilden terkin edilen Tasfiye Halinde …Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin TTK’nın 547/1 maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/157 Esas sayılı dosyası yönünden geçerli olmak üzere ihyasına, …’un tasfiye memuru olarak atanmasına, karar vermiştir.Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde;Müvekkili …’un tasfiye memuru olarak Tasfiye Halinde …Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin işlemlerini yürüttüğünü, şirketin 22.04.2014 tarihinde tasfiye edilerek ticaret sicilinden terkin edildiğini, ihya davasına konu edilen İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/157 Esas sayılı davasının 09.02.2016 tarihinde tasfiyeden yaklaşık 2 yıl sonra açıldığını, tasfiye işlemlerinin usulüne uygun yapılmasından sonra tasfiye aşamasında başvuruda bulunmayan ve tasfiye öncesi dava veya takip yoluyla iflas talebinde bulunmayan davacının tasfiyeden iki yıl sonra iflas davası açmasında hukuki yararı bulunmadığını, tasfiye işlemleri gerçekleşirken derdest olmayan bir dava bakımından şirketin ihyasına karar verilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi karının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 547. Maddesi uyarınca, tasfiye sonucu sicilden terkin edilen şirketin, ek tasfiye işlemleri için ticaret siciline yeniden tescili (ihyası) talebine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.TTK’nın 547. maddesi gereğince “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”. Bir şirket veya kooperatifin ihyası davasında davacı taraf, şirket ortaklarından herhangi biri, şirket veya kooperatifin en son yetkilileri, o şirkette veya kooperatifte daha önce çalışmış bulunan herhangi bir işçi, şirket veya kooperatiften alacağı bulunan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi alacaklı, özetle hukuki menfaati bulunan herhangi bir kişi olabilir. İhya davalarında davalı taraf ise şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir.Davacının, tasfiyenin tamamlanmasından sonra tasfiye edilen şirket hakkında tasfiye öncesi alacak nedeniyle iflas davası açtığı sabittir. Başka bir anlatımla tasfiyenin tamamlanarak şirketin sicilden terkin edildiği tarihte davacı tarafından henüz ek tasfiyeye konu dava açılmamıştır. Dava dilekçesindeki anlatımlardan, sözleşme ilişkisinin tasfiye öncesi döneme ilişkin olması nedeniyle, alacak ve iflasın koşulları yargılamaya muhtaçtır. Yargılamanın yapılabilmesi için şirketin ihyası gerekmektedir. Davalı vekilince cevap dilekçesinde ileri sürülen hususların, ihya kararı sonrası görülecek davada değerlendirileceği açıktır. Mevcut şekliyle tasfiye öncesi alacak borç ilişkisinin bulunması nedeniyle, tasfiye işlemlerinin tam olarak yapıldığından söz edilemeyeceğinden ilk derece mahkemesince ek tasfiyeye ilişkin verdiği kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkeme hüküm ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalı tasfiye memuru vekilinin tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve kararı isabetli olmakla, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, bakiye 4,90 TL istinaf harcının davalıdan tahsiline, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,6-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 17.06.2021