Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/76 E. 2020/244 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/76
KARAR NO: 2020/244
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/11/2019 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2019/693 E.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen istirdat davası içinde davacı vekili tarafından talep edilen ihtiyati haczin reddine dair ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili banka müşterisi … Ltd. Şti.’ ne çek karnesi verildiğini, şirketin 25.05.2015 keşide tarihli 0060186 nolu 10.000.00 TL’lik çek yaprağını … şirketine tevdi ettiğini, çekin takas sistemi aracılığıyla 25.08.2015 tarihinde ödendiğini, mezkûr çekin takas yolu ile çeki tahsil eden bankanın arşivlerinde saklandığını, bahsi geçen çekin keşide tarihi üzerinde 25.05.2018 şeklinde tahrifat yapıldığını ve çekin davalı şirkete bu suretle ciro edildiğini, davalı şirket tarafından banka ile birlikte diğer borçlular … ve … Bankası A.Ş. aleyhine ilamsız takip başlatıldığını, icra tehdidi altında müvekkili bankaca 03.09.2019 tarihinde 15.114.40 TL ödeme yapıldığını, bu ödemeden sonra müvekkili bankaya 1.315.18 TL iade edildiğini belirterek, 13.799.22 TL’lik alacağın, ödeme tarihi olan 09.09.2019 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi hükmü gereğince değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte, davalıdan tahsiline ve dava sonuna kadar davacının alacağının temini bakımından ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borçlulardan …’nün çalıntı çeki bizzat müvekkiline ibraz ederek dolandırıcılık eylemini gerçekleştirmiş olması, borçlulardan … Bankası A.Ş.’nin zamanında kendisine ibraz edilen ve karşılığı ödenen çeke ödendi kaşesi vurmaması ve uhdesinde bulunan çeki çaldırması sebebiyle, davacı Banka ise kendi bankasına ait ödenmiş çekin piyasada dolaşması tehlikesine karşılık hiçbir önlem almaması sebebiyle sorumluluklarına gidildiğini, sözkonusu çekin 10 yıl boyunca davacı banka nezdinde saklanması gerektiğini, dava dışı … Bankası A.Ş.’nin dava konusu çeklerinin çalındığı konusunda uyarıda bulunduğunu buna rağmen davacı bankanın uyarıları dikkate almadığını, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/152353 Sor. sayılı dosyasının ve İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/190010 Sor. sayılı dosyasının derdest olduğunu belirterek, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini, derdest davanın dava dışı … Bankası A.Ş. ve dava dışı …’ ye ihbar edilmesini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takibi uyarınca müvekkilinin alacağının hukuka uygun bir alacak olmakla, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 20/11/2019 tarihli ara kararıyla; “…Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati haciz kararı verirken asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar verilmemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati hacze karar verirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati haczin amacını gözetilmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati haciz hakkında karar verecek olan Hakime geniş bir taktir alanı bırakmış ise de, Hakim her somut olayda, ihtiyati haczin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre, ihtiyati haciz kararı verdiğinin kararında belirtilmelidir, ihtayit haciz şartları mevcut değilse kanunun ön gördüğü ölçüde ıspat edilememişse, veya yaklaşıkda olsa ıspatı yargılamayı gerekiyorsa ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmelidir. İİK 257 ve devamı maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ihtiyati hacze karar verilmelidir. Bu itibarla taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden istemde İİK 257 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediğinden ihtiyati haciz isteminin bu aşamada reddine… ” kararı verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarla, bankanın icra dosyasına vermiş olduğu cevabın nazara alınmadığını, ihtiyati haczin, ödenen çek bedelinin dava sonucunda tahsil kabiliyetini sağlamak için talep edildiğini, ilk derece mahkemesince haksız, hukuka ve Yargıtay’ın yerleşik içtihadına aykırı olarak ihtiyati haciz talebinin reddedildiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, Takas sistemi içerisinde ödendiği söylenilen çekte tahrifat yapılmak suretiyle çekin yeniden tedavüle sokularak icra takibine konu edilmesi üzerine icra tehditi altında ödenen bedelin istirdadı davası olup, istinaf incelemesi iş bu dava içinde İİK’nın 257 vd maddeleri uyarınca talep edilen ihtiyati haczin reddine dair ara kararına ilişkindir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesi davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir. İİK’nın 257/1. maddesi uyarınca, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” Bu hükme göre, bir para alacağının vadesinin gelmesi hâlinde alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. İİK’nın 258/1. maddesindeki, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur….” hükme göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat yeterli olup, kesin bir ispat aranmamakta ise de özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Bu açıklamalar çerçevesinde dosyaya ibraz edilen delillere, dosya kapsamına göre davalının çeki iktisap etmekte kötü niyetli ve ağır kusurlu olup olmadığı hususunda dosyanın mevcut durumu itibariyle yaklaşık ispat düzeyinde kanaat oluşmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz isteminin reddine karar vermesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Bu gerekçeyle, davacının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Açıklanan bu gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26/02/2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: İİK’nın 258/son ve HMK’nın 362/1.f maddeleri uyarınca karar kesindir.