Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/757 E. 2020/416 K. 15.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/757
KARAR NO : 2020/416
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17.02.2020
NUMARASI : 2020/46 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)- İhtiyati Haciz.
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davası içinde verilen ihtiyati haciz kararına karşı borçlu vekili tarafından yapılan itirazın kabulüne ilişkin verilen ara karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı-borçlunun, müvekkili şirketten satın almış olduğu fatura içeriklerinde yazılı ürünler nedeni ile takip tarihi itibari ile 35.948,33 TL borcu bulunduğunu, davalının müvekkil şirkete olan borcunun 2018 ve 2019 yılı mal alımından kaynaklandığını, müvekkili şirketin alacağının tahsili için İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, haksız olarak takibe itiraz ettiğini, 12.07.2017 tarihli cari hesap mutabakatına göre davalının müvekkil şirkete 35.948,33 TL borcu olduğunun kabul edildiğini, borçlunun ödeme belgesi sunmadığını, kaçma ve mallarını kaçırma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğunu, İhtiyati haciz için yaklaşık ispat olgusunun somut olayda gerçekleştiğini belirterek, müvekkil şirketin 12.07.2019 tarihli cari hesap mutabakatındaki 35.948,33 TL rehinle teminat altına alınmayan alacağı nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilmesini, davalı-borçlunun İstanbul Anadolu …. icra Müdürlüğü’nün,…. E. sayılı dosyasına vaki borca itirazının iptaline ve takibin devamına, takip konusu alacağa, icra takip tarihinden tarihten itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi yürütülmesine, takip konusu asıl alacağın % 20 ‘nden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 24/01/2020 tarihli ara kararıyla; “…dosyaya sunulu mutabakat belgesi, cari hesap ekstresi, e-faturalar ve sevk irsaliyesi gözetilerek yaklaşık ispat kuralı dairesinde yapılan değerlendirmede; davacı tarafın 35.948,33 alacağı olduğu kanaatine varılarak para borcunun ödenmemesi nedeniyle…” davacının ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir.İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekili vekili, dilekçesinde özetle;İlk derece mahkemesince sözde mutabakat metninin imzaya yetkili kişilerce imzalanıp imzalanmadığı araştırılmadan, Ticaret Sicil Müdürlüğünden şirket yetkililerinin kim olduğu sorulmadan, imza sirkülerinin celbi istenmeden, bilirkişi incelemesi yapılmadan, cevap dilekçesinin dosyaya sunulması dahi beklenmeden karar verildiğini, davacı yanın ibraz etmiş olduğu sevk irsaliyelerinde imza bulunup bulunmadığının anlaşılamadığını, imza bulunması ihtimalinde dahi irsaliyelerin müvekkil şirket yetkilileri tarafından imzalanıp imzalanmadığının şüpheli olduğunu, söz konusu mutabakat metni ya da faturaların müvekkil şirkete tebliğ edildiğine ilişkin dosyada hiçbir yazılı delil bulunmadığını, müvekkili şirketin, İstanbul’da bulunan Axis İstanbul Avm ve Axis Kağıthane Avm’nin yönetim şirketi olduğunu, 2013 yılından beri aynı adreste faaliyet gösterdiğini ve mallarını gizleme ya da kaçma ihtimali bulunmadığını, ihtiyati haciz kararının;”…35.948,33 TL alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere…İhtiyaten haczine…” şeklinde olmasına rağmen davacı yanın kötü niyetli şekilde alacak miktarını aşacak şekilde 53.500,00 TL tahsil etmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, müvekkil şirket hakkında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesi ihtiyati hacze itirazı değerlendirdiği 17/02/2020 tarihli ara kararıyla; “…Eldeki davada davacı taraf haklı olduğuna dair yaklaşık ispat şartını sağlayamadığı gibi davacının talep edebileceği vadesi gelmiş bir para alacağı olup olmadığı yargılamayı gerektirmektedir. Muaccel bir para alacağı yoksa ihtiyati haciz kararı vermek sözkonusu olmayacaktır. Davacının muaccel bir para alacağı olduğu bu aşamada dosya içeriğinden anlaşılmamış…” olduğundan, ihtiyati hacze itirazın kabulüne ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle;İtirazın iptali davasına konu İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında düzenlenen 31.01.2020 tarihli 35.948,33TL tutarlı haciz tutanağında davalı-borçlu vckili Av. … “ Biz borcu kabul ediyoruz ve borcu ödeyeceğiz” şeklindeki açık kabulü ile borcun varlığı ve tutarının kesin olarak ispatlanmış olduğunu, borçlu şirketin bu beyanına uygun şekilde ödeme yaptığını, 12.07.2017 tarihli cari hesap mutabakatına göre de davalının müvekkil şirkete 35.948,33 TL borcu olduğu konusunda mutabık olunduğunu, davalı-borçlunun mutabakat yazısını mail ortamında müvekkil şirkete gönderdiğini,Davalı ile cari hesap mutabakatına bağlanan ve haciz tutanağında açıkça kabul edilen borcun doğumu anında zaten muaccel bir borç olduğunu,Açıklanan bu nedenlerle, itirazın kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraz üzerine verilen kararın istinafına ilişkindir. İlk derece mahkemesince, itirazın kabulüne dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekili, ihtiyati haciz talep dilekçesine, davalı borçlu şirket tarafından imzalanmış mutabakat metni, e-faturalar, cari hesap ekstresi, teslim alanın imzasının bulunduğu irsaliye suretlerini eklenmiş ve mutabakat da belirlenen bedel tutarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş, mahkemece de bu talep kabul edilmiştir.Dava konusu alacağın rehinle temin edilmediği hususu ihtilafsızdır. İhtiyati haciz talebi hakkında İİK’nın 257 ve 258. maddeleri kapsamında değerlendirme yapılması gereklidir. İİK’nın 258. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümle hükmü uyarınca; ”Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” Bu hükümdeki yaklaşık ispat kuralını ifade eden “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken husus, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Somut olayda, ihtiyati haciz talep edilirken e -fatura ve cari hesap ekstresinin yanı sıra borçlu tarafça imzalanmış mutabakat metni ve teslim alan imzası bulunan sevk irsaliyesi suretleri ibraz edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu ihtilafsızdır. İhtiyati haciz talep edenin alacağına dair mutabakat yapıldığı mutabakat metnin de borçluya atfedilen imzanın bulunduğu ve mutabakat metnindeki tutar ile cari hesap ektresinde belirtilmiş toplam tutarın örtüştüğü görülmektedir. Dosyaya sunulan belgeler itibariyle İİK’nın 258. maddesi uyarınca, alacağın varlığı ve miktarı konusunda yaklaşık kanaat oluşturacak belgelerin sunulduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince başlangıçta verilen ihtiyati haciz kararı isabetli olup davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, itiraz kabul edilerek ihtiyati haczin kaldırılması isabetsiz olmuştur. Açıklanan bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 353/1.b.2. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile ilk derece mahkemesince ihtiyati hacze itiraz üzerine verilen ve ihtiyati hacze itirazın kabulüne ilişkin 17.02.2020 tarihli ara kararın kaldırılmasına, ihtiyati hacze itiraz hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda;1-Davalı borçlu vekilinin ihtiyati hacze vaki itirazının reddine 2-İhtiyati hacze vaki itiraz reddedilmiş olup 24.01.2020 tarihli ihtiyati haciz kararı geçerliliğini koruduğundan, yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesine yer olmadığına, 3-Alacaklı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 54,40 TL istinaf harcının talep halinde alacaklıya iadesine, 4-Alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine, 5-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15.04.2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.