Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/743 E. 2020/389 K. 09.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/743
KARAR NO : 2020/389
KARAR TARİHİ: 09/04/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/01/2020
NUMARASI : 2020/38Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında talep edilen ihtiyati tedbirin reddine yönelik olarak verilen ara kararına karşı süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, Dava dışı …Ticaret A.Ş. ile dava dışı … arasındaki gayrimenkul alım satımı işinde; … aracısı olarak müvekkili …, dava dışı … aracısı olarak davalı …’in hareket ettiklerini, bu iş için alıcılar tarafından 618.000,00TL kapora bedelinin ödeneceği; bu bedelin 268.000,00TL’sının elden verileceği kalan 350.000,00TL’sının ise müvekkilin kızı … hesabına gönderileceği hususunda taraflar arasında anlaşmaya varıldığını, kapora bedeline teminat olması için müvekkili tarafından dava konusu teminat senedinin imzalanıp verildiğini, ancak taraflarca kararlaştırıldığı üzere 268.000,00TL elden verilmediği gibi 350.000,00 TL’nin de müvekkilin kızı … hesabına gönderilmediğini, buna karşın davalının elinde tuttuğu ve bedelsiz kalan teminat senedini müvekkili aleyhine icra takibine konu ettiğini, teminat senedinin tanzim tarihi boş olarak verildiğini, davalının senedi anlaşmaya aykırı olarak sonradan doldurarak icra takibine konu yaptığını ileri sürerek icra takibine konu senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, dava sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması konusunda ihtiyati tedbire hükmedilmesine ve % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kambiyo senedinden dolayı davacının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince, İİK’nun 72/3 maddesine göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği düzenlenmiş olup, işbu dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası niteliğinde olduğundan davacının yerinde görülmeyen takibin durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir.Bu ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; İİK 72. Maddesinde icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında hiçbir koşul altında tedbir kararı verilemeyeceği şeklinde bir düzenlenmenin bulunmadığını, sırf bu sebeple dahi mahkemece kurulan hükme gösterilen gerekçenin dayanaksız olduğunu, senedin teminat senedi olup, tanzim tarihi olmadan verildiğini, sonradan bu kısmın davalı tarafça anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu, özel belgede sahtecilik suçu ile ilgili suç duyurusunda bulunulduğunu, sonuç olarak, bono vasfını taşımayan dava konusu senet adi senet hükmünde olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Talep, hukuki niteliği itibariyle, İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılmış bir menfi tespit davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı tarafça süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davanın, dava konusu icra takibinden sonra açıldığı ihtilafsızdır. İİK’ nın 72. maddesinde; ”İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir” denilmiştir. Bu durumda, ilk derece mahkemesince, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, ihtiyati tedbiren icra takibinin durdurulmasına karar verilemese de, HMK.noın 389 vd. maddelerinde öngörülen yaklaşık ispat koşulları bulunduğu takdirde, teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde ihtiyati tedbire hükmedilebilecektir.HMK’nın 389. Maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.Bu durumda, davada davacı tarafça senetten dolayı davalıya borçlu olunmadığı iddia edilmiş olup, iddia, savunma ve dosyanın geldiği aşama itibariyle yaklaşık ispat olgusu da gerçekleşmediğinden ilk derece mahkemesince, davacının tedbir talebinin reddine karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.Bu nedenlerle, HMK.353/1.b.1 maddesi uyarınca başvurunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 09/04/2020