Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/727 E. 2023/442 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/727
KARAR NO: 2023/442
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2018
NUMARASI: 2017/252 E. – 2018/409 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ortağının şirket hesaplarını bağımsız denetim şirketine inceletmesi sonucu düzenlenen raporda şirket muhasebesinden sorumlu … ve … tarafından şirket hesaplarının suistimal edilerek şirket zararına kendi menfaatlerine iş ve işlemler yapıldığının belirlendiğini, davalı … Tic. Ltd.Şti.ile herhangi bir ticari ilişki bulunmamasına rağmen müvekkili davacı şirket hesabından 47.634,53 TL ödeme yapıldığının belirlenmesi üzerine davalıya Beyoğlu …Noterliği’nin 18.01.2017 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderilerek mal ve hizmet alımı karşılığı olmayan ödemenin iadesinin talep edildiğini, cevabı ihtarda davacı ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunmadığının kabul edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amacı ile Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında başlatılan takibe vaki itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %20’i oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Ltd.Şti.vekili, cevap dilekçesinde özetle; davalı olarak gösterilen … Ltd.Şti. … Ürünlerinin tüzel kişiliğinin bulunmaması nedeni ile davanın usul yönünden reddi gerektiğini, takip dosyasındaki ödeme emrinden borcun nedeninin açıkça gösterilmemesi nedeni ile takibin geçersiz olduğunu, davacı tarafından keşide edilen ihtarda sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre yapılan ödemenin iadesinin istendiğini, cevabi ihtarda gerekçeleri ile birlikte sebepsiz zenginleşme bulunmadığının açıklandığını, davalı tarafından düzenlenen inceleme raporunun müvekkili açısından bağlayıcılığı bulunmadığını, davacının zarara neden olduğunu ileri sürdüğü çalışanları aleyhine başvuru yollarının tüketmeden müvekkili aleyhine dava açmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin, davacı şirket tarafından yapılan ödemeler karşılığında şirke çalışanı olan …’in kullanımında bulunan motorlu araca akaryakıt vermesi nedeni ile sebepsiz zenginleşme bulunmadığını belirtilen ilişkinin yaklaşık 5 yıl sürdüğünü, süresi içerisinde faturalara itiraz edilmediğini, davacının niteliğine göre zamanaşımına uğramış olan zararın giderilmesi için kendi çalışanları olan ve haksız eylemleri sonucu zarara sebep olan kişiler aleyhine dava açmasının mümkün olduğunu savunarak, davanın reddi ile kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Dava, cevap dilekçeleri, Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı… Vs. Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 25/01/2017 tarihinde davacı tarafından davalılar aleyhine 47.634,53-TL alacağın tahsili amacı ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun borç ve fer’ilerine süresinde itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafından davalılar adına keşide edilen Beyoğlu …Noterliği’nin 18 Ocak 2017 tarihli … yevmiye sayılı ihtarının incelenmesinde; şirket hesaplarında yapılan inceleme sonucunda 18.01.2017 tarihi itibari ile 47.634,53-TL’nin mal ve hizmet karşılığı olmaksızın davacı şirket hesaplarından davalıya aktırıldığını belirterek bu miktarların iadesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafından, davalı … Ürünleri Ltd.Şti. Tarafından keşide edilen Gaziosmanpaşa … Noterliği’nin 24.01.2017 tarihli … yevmiye numaralı cevabı ihtarının incelenmesinde; sebepsiz zenginleşme bulunmadığını, davalı muhasebinde çalışan … isimli şahsın davalı şirkete başvurarak çalıştığı davalı şirketçe kendisine aylık yakıt tahsisi yapıldığını belirterek akaryakıt aldığını, talebin kabul edilerek Nisan 2012 ile Ocak 2017 tarihleri arasında 5 yıla yakın sürede başvuruna ait aracın satılan yakıt parasının plaka numarasına göre müvekkiline ödendiğini, iade koşullarının oluşmadığını bildirdiği görülmüştür. Davacı şirket hesaplarından davalı şirkete gönderilen havalelere ilişkin banka dekontları davalı vekili tarafından dosyaya sunulmuştur. Mahkememizce taraların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman mali müşavir bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından ibraz edilen 26.02.2018 tarihli raporun incelenmesinde; taraflar defter ve belgelerini usulüne uygun şekilde düzenlenmesi nedeni ile taraflar lehine delil niteliğinde bulunduğu, taraflar arasında doğrudan satım ilişkisinin bulunmadığını, davalı tarafından davacının çalışanına Nisan 2012 ile Ocak 2017 tarihleri arasında 5 yıl süre ile şirket çalışanın kullanımında olan araca akaryakıt sattığı, akaryakıt bedelinin davacı şirket hesaplarında davalıya ödendiğinin belirlendiği anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Her ne kadar davacı tarafından davalı şirket yanında tüzel kişiliği bulunmayan davalı şirketin işletmesi olduğu anlaşılan … Ltd.Şti. …petrol ürünleri aleyhine dava açılmış ise de, belirtilen davalının tüzel kişiliğinin bulunmaması ve davalı şirketin işletmesi olması nedeni ile bu davalıya yönelik davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir. Davalı, … Tic. Ltd.Şti. Yönünden yapılan değerlendirmede; taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmadığı tarafların kabulündedir. Davalı yan, 2012 yılı Nisan ayından ittibaren Nisan ayında davalı çalışanı …’in müvekkili şirkete başvurarak davacı şirket tarafından kendisine davacı şirketçe yakıt tahsisatı yapıldığını, akaryakıtın davalı şirketten aldığını beyan etmesi üzerine bedeli aylık peşin ödenmek sureti ile pompadan şirket çalışanına ait araca benzin satıldığını, bedelin tahsil edildiğini, ihtar ve aşamalardaki yazılı beyanları ile savunmuştur. Dosyada bulunan makbuz suretleri ile bilirkişi raporundan şirket çalışanına ait araca satılan akaryakıt bedelinin düzenli şekilde davacı şirket hesaplarından davalı şirkete banka aracılığı ile ödendiği görülmüştür. Basiretli bir tacir gibi davranması gereken davalının, aralarında sözleşmesel hiçbir ilşki bulunmasına rağmen davacı çalışanına beyanına itibar edilerek, çalışana ait araca akaryakıt satarak bedelini davacı şirketten tahsil etmesi basiretli bir tacir davranışı değildir. Aslolan sözleşme bedelinin sözleşme yapılan kişiden tahsil edilmesi, ödemenin bir başka kişi tarafından veya onun hesabından yapılacağı konusunda bilgi sahibi olan davalı tacirin bu hususu davacı şirkete bildirmesidir. Davalı tacirin, belirtilen şekilde bir yol izlememesi nedeni ile aralarında ticari ilişki bulunmayan davacı zararına sebepsiz zenginleştiği mahkememizce sabit görülmüştür. Ticari ilişkinin yaklaşık olarak 5 yıl sürmüş olması karşısında yapılan işlemlerin davacı tarafından benimsenip benimsenmediği üzerinde de durulmalıdır. İşlemi yapanın davacı şirketin muhasebe servisinde çalışan görevli olması, benzin faturaların küçük miktarda ve zamana yaygın şekilde yapılması nedeni ile fark edilmesinde güçlükler bulunduğu gözetilerek davacının belirtilen işleme onay veya icazet vermediği kabul edilmiştir. Bu durumda, davacı hesabından herhangi bir ticari ilişki bulunmadan davalı şirket hesabına gönderilen 47.634,53-TL’nin sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince davalıdan tahsili gerektiği sonucuna varılarak takip dosyasına vaki itirazın iptaline, alacak yargılamayı gerektirip likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine …” gerekçesiyle, davacının davasının kabulü ile davalı … Tic. Ltd.Şti.’nin Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin takip konusu alacağın yıllık %9.75 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine, davalı olarak gösterilen … Ltd.Şti. … Ürünleri’ne yönelik davanın böyle bir tüzel kişilik bulunmaması nedeni ile reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; özel denetim raporuna göre, davacı şirketin büyük ölçekli alımlar ve karşılığı büyük miktarlı ödemeler dahil olmak üzere 2010-2017 tarihleri arasındaki yaklaşık 7 yıllık sürede şirket zararına milyonlarca liralık işlem gerçekleştirildiğinin tespit olunduğunu, tespit olunan zararın bir tek kişi tarafindan gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını, mahkemece bu yönde ayrıca bir araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, muhasebe evrak kaydı ile ödeme iş ve işlemlerinin hangi süreçlerde ve kimlerin katılımı ile gerçekleştirilmiş olduğu, keza her yıl yapılan şirket genel kurullarına sunulan biançoların hazırlanması ve denetimi görevlerinin kime ya da kimlere ait olduğu, genel kurulda hesapların ibra edilmesi sürecinin ne şekilde yönetildiği hususunun araştırılmadığını, bu durumun HMK’nın 31. maddesinde gösterilen hakimin davayı aydınlatma görevine uygun düşmediğini, müvekkili şirket tarafından düzenlenen satış fişlerinin veya bunun yerine çalışanlarınca oluşturulan sahte belgelerin- gider kayıtlarına işlenmesi ve karşılığı ödemelerin yapılmasından kaynaklanan kusur ve sorumluluk hali müvekkili şirkete değil, gözetim ve denetim görevini yerine getirmeyen (basiretli bir tacir gibi hareket etmediği kendisinin düzenlettirdiği özel denetim raporuyla da ortaya çıkan) davacı şirkete ait olduğunu, davacı şirketin bir çalışanının yıllarca süren iş ve eytemleri sonucunda büyük zararlara sebebiyet vermesinin davacı şirketin örgütlenme ve denetim işlerinin hatalı olduğuna, basiretli bir tacir gibi hareket etmediğine dalalet ettiğini ve üçüncü kişiden talepte bulunamayacağını, davacının dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, davacıya yakıt teslim edildiğinden sebepsiz zenginleşmenin bulunmadığını, hiç kimsenin kendi kusurundan kaynaklanan zararı üçüncü kişiden isteyemeyeceğini, zamanaşımı hükümleri yönünden inceleme yapılmamasının eksiklik olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, sebepsiz zenginleşemeden doğan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı şirket, davalılar ile arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmamasına rağmen şirket hesabının çalışanları tarafından suistimal edilmesi suretiyle davalı … Tic. Ltd.Şti.’nin banka hesabına sebepsiz para gönderildiğini iddia ederek, bu paranın istirdadı için ilamsız icra takibi başlatmış, itiraz üzerine eldeki davayı açmıştır. Dosya kapsamında bulunan Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 47.634,53 TL asıl alacak yönünden 24.01.2017 tarihinde icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı olarak ”18.01.2017 tarihli ihtarname, 18.01.2017 tarihli özel inceleme raporu ve müvekkil şirket defter ve kayıtları”nın gösterildiği, ödeme emrinin 06.02.2017 tarihinde davalı … Ltd. Şti.’ne tebliğ edildiği, davalı tarafından 08.02.2017 tarihinde süresinde verilen itiraz dilekçesi ile borcun tamamına ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın bir yıllık yasal hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında, paranın gönderilmesi ve miktarı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, havale edilen paraların karşılıksız olup olmadığı noktasındadır. Davacı şirket, havale edilen paraların kendi şirket çalışanları … ve …’ın haksız fiili sonucu davalıya gönderildiğini iddia etmekte, davalı … Tic. Ltd.Şti.ise şirket çalışanının şahsi borcu nedeniyle paranın gönderildiğini, bu nedenle sebepsiz zenginleşmediğini savunmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan 26.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda; taraf defter ve belgelerini usulüne uygun şekilde düzenlenmesi nedeni ile taraflar lehine delil niteliğinde bulunduğu, taraflar arasında doğrudan satım ilişkisinin bulunmadığı, davalı tarafından davacının çalışanına Nisan 2012 ile Ocak 2017 tarihleri arasında 5 yıl süre ile şirket çalışanın kullanımında olan araca akaryakıt sattığı, akaryakıt bedelinin davacı şirket hesaplarından davalı … Tic. Ltd.Şti.’ne ödendiği, davacı şirket kayıtlarına göre toplam mal ve hizmet bedeli kadar mal ve hizmet satımı yapılmış gibi davacı defterlerine kayıt yapıldığı, ancak davacı şirketin muhasebe kayıtlarında görünen faturaların muhasebe fişleri ekinde görünmediği kanaati bildirilmiştir. Taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmadığı tarafların kabulündedir. Davalı taraf, davacı çalışanı …’in kendisine başvurusu sonucunda, davacı şirket tarafından kendisine yakıt tahsisatı yapıldığını, akaryakıtın davalı şirketten alındığını beyan etmesi üzerine 2012 yılı Nisan ayından itibaren, bedeli aylık peşin ödenmek sureti ile pompadan şirket çalışanına ait araca benzin satıldığını, bedelin tahsil edildiğini cevabi ihtarnamesinde ve yazılı beyanlarında belirtmiştir. Dosyada bulunan makbuz suretleri ile bilirkişi raporundan şirket çalışanına ait araca satılan akaryakıt bedelinin düzenli şekilde davacı şirket hesaplarından davalı … Tic. Ltd.Şti.ne banka aracılığı ile ödendiği görülmektedir. Davalı … Tic. Ltd.Şti.tacir olup malvarlığına giren paranın kim tarafından, ne amaçla ve hangi ticari ilişkiye dair gönderildiğini bilebilecek durumda olduğu gibi davacı çalışanının davacı adına yakıt aldığını beyan ettiği zaman davacı şirketten bunu teyit etmesi gerekmektedir. Somut olayda basiretli bir tacir gibi davranması gereken davalının, aralarında sözleşmesel hiçbir ilişki bulunmamasına rağmen davacı çalışanının beyanına itibar ederek, çalışana ait araca akaryakıt satarak bedelini davacı şirketten tahsil etmesi basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini göstermektedir. Bu nedenle davacı hesabından gönderilen paraların davalı … Tic. Ltd.Şti.açısından, aralarında hiç bir hukuki ilişki bulunmadığından sebepsiz zenginleşmeye yol açtığı kabul edilmelidir. Zira sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması olup böyle bir durumda haksız olarak iktisap eden bunu iadeye mecburdur. Bu sebeplerle, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekili, zamanaşımı konusunun değerlendirilmediğini de istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür. TBK’nın 82.maddesine göre, sebepsiz zenginleşmede iade alacaklısının geri alma hakkının varlığını öğrenmesinden itibaren 2 yıl ve herhalde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren 10 yıl sonra sebepsiz zenginleşmeden doğan iade istemi zamanaşımına uğrar. Bir yıllık sürenin başlaması için iade alacaklısının kendisi aleyhine zenginleşen kişiyi ve zenginleşmenin kapsamını (nedensiz olarak uğranılan malvarlığı azalmasını) bilmesi aranmalıdır. Zira, davalının zenginleşmesinin, davacının hukuk alanının ihlali sonunda elde edildiği bilinmeden dava açılamaz. Somut olayda, davacı taraf bünyesinde yapılan bağımsız denetim faaliyeti sonunda düzenlenen 18.01.2017 ve 24.01.2017 tarihli özel inceleme raporları ile dava konusu ödemelerden haberdar olmuş ve ardından 24.01.2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatmış, itiraz üzerine eldeki davayı açmıştır. Davacı hesabından davalıya yapılan ilk ödemenin tarihinin ise 20.04.2017 tarihi olduğu da nazara alındığında talebin zamanaşımına uğradığı yönündeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı usul ve yasaya uygun olup davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına, 2.439,91 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.16.03.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.