Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/71 E. 2023/244 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/71
KARAR NO: 2023/244
KARAR TARİHİ: 16/02/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 06.11.2019
NUMARASI: 2017/62 Esas – 2019/1192 Karar
DAVA: Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davacı ve davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tekstil sektöründe faaliyet gösteren tekstil örme makineleri ve parçaları ithalatı, satışı ve servis işiyle iştigal ettiğini, müvekkilinin distribütörü olduğu Güney Kore merkezli … firmasından tekstil makine iğneleri ithal etmiş ve bu iğneler davalı … AŞ’de muhafaza edilirken yeminli gümrük müşaviri …’nın yanında çalışan ve kendisi tarafından yetkilendirilen …’un söz konusu ürünleri çalmak suretiyle piyasada sattığı, bu hususun müvekkil tarafından tespit edildiğini, davalı sigorta şirketinin de sigorta ettiren olarak talep edilen alacaktan sorumlu tutulması gerektiğini, bu nedenlerle müvekkilinin oluşan toplam 125.888-USD alacağının davalı şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili, savunmasında özetle; davacının alacağına dayanak yapmış olduğu olayın meydana gelmesinde müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, olayı gerçekleştiren kişinin … olduğunu, kendisinin hırsızlık eylemi nedeniyle cezalandırıldığını, verilen kararın kesinleştiğini, bu nedenlerle müvekkili yönünden davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta vekili, savunmasında özetle; öncelikle zarara sebebiyet veren 20/02/2016 tarihli olayın poliçe vade başlangıcından önce gerçekleştiğini, dolayısıyla 20/02/2016 tarihinde meydana gelen zararla ilgili müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, 27/02/2016 tarihinde gerçekleşen olayla ilgili zarara sebebiyet veren hırsızlık olayının … tarafından kendisine teslim edilen anahtar ve yetkisi kullanılarak ortaya çıkmış olması nedeniyle hırsızlık sigorta poliçesi kapsamında kalmadığını, bu nedenlerle müvekkilinden herhangi bir zarar istenemeyeceğini, bu bağlamda müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın ithal ettiği makine iğnesi ürünlerinin davalı … şirketine ait antrepoda hırsızlık olayı sonucunda zayi olmasından dolayı iş bu davalının … işletmecisi olarak kendisine saklama sözleşmesi kapsamında tevdii edilen ürünlerle ilgili meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin poliçenin düzenlendiği tarihten önce meydana gelen 20/02/2016 tarihli olay nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olmadığı, ancak 27/02/2016 tarihli hırsızlık olayı nedeniyle meydana gelen zarardan poliçe kapsamında ve poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere sorumluluğu bulunduğu, nitekim zararın meydana gelmesine sebebiyet veren olayın sigorta şirketi tarafından iddia edildiği gibi emniyeti suistimal eylemi şeklinde gerçekleşmediği, bilakis kesinleşen ceza kararına göre olayın muhafaza altına alınan eşyanın çalınması suretiyle hırsızlık olarak nitelendirildiği, hırsızlık eyleminin de poliçe kapsamında kaldığı, bu nedenlerle bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 09/01/2019 havale tarihli ek raporda tespit edildiği üzere davacı tarafın çalınan iğnelerle ilgili gümrük mevzuatı kapsamında oluşan toplam zararının 365.007,65-TL olduğu, iş bu zarardan davalı sigorta şirketinin poliçe limiti kapsamında 312.166,35-TL’sinden sorumlu tutulması gerektiği, davalı … işleticisi şirketin ise zararın tamamından sorumlu olduğu, bu bağlamda 365.007,65-TL davacı zararının tazminine, zayi olan iğnelerle ilgili kar mahrumiyeti kapsamında davacının oluşan zararıyla ilgili herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığı, zira zayi olan ürünlerin misli eşya niteliğinde bulunduğu, hangi koşullarda ne şekilde satılıp kar mahrumiyetinin oluşmasının tespit edilemeyeceği…” gerekçesiyle, davacının davasının kısmen kabulü ile davalı sigorta şirketi 312.166,35-TL’sinden sorumlu olmak koşuluyla 365.007,65-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili ve davalılar vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … Sigorta Şirketi vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece poliçe özel şartları kapsamında hatalı değerlendirme yapılmış olup mahkeme kararının hukuka ve poliçe kapsamına aykırı olduğunu, Dava konusu zarar yangın sigortası genel şartlarında belirlenmiş olan haller sebebi ile meydana gelmemiş olduğundan teminat kapsamı dışında kaldığını, Poliçede 10.000 TL limitli ve her bir olayda tazmınat tutarının 420’si oranında muafiyetli olarak emniyeti susitimal teminatı bulunduğunu, ancak hırsızlık olayının sigortalı şirket çalışanı tarafından gerçekleştirilmediğinden tazminat talebinin iş bu teminat kapsamına da girmediğini, Poliçede 3. şahıslara ait emteanın hasarlarının da teminat kaspamına alındığını, ancak dava konusu zararın poliçe ile bu konuda getirilen istisa kapsamında kalmakta olduğundan tazminat talebinin teminat kapsamına girmediğini, hükmedilen hasar tutarı ve faiz cinsi haksız olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davaya konu … markalı iğnelerin Güney Kore’den ithal edildiğini ve bedelinin mahkemeye sundukları ithalat belgelerinde de görüldüğü üzere 120.888 USD (Amerikan Doları) olarak müvekkili şirket tarafından … firmasına ödenerek Türkiye’ye ithal edildiğini, açmış oldukları davada da bu husustan bahsedildiğini ve açılan davada, dava değeri 125.888 USD olarak yazılmış ve davanın 125.888 Amerikan Doları üzerinden kabulü ile davalılardan tahsili talep edildiğini, dolayısıyla mahkemenin, açmış oldukları davada, davaya konu malların ithalat bedeli olan Amerikan Doları üzerinden davanın kabulüne karar vererek davalılardan … Lojistik A.Ş.’yi dava değerinin tamamından sorumlu tutması gerektiğini, davalı … Sigorta Şirketi’ni ise sigorta poliçesi ile sınırlı olarak sorumlu tutması gerektiğini ve bu doğrultuda karar vermesi gerektiğini, kararın bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olduğunu, Dava dilekçesinde, davaya konu malların çalınması sebebiyle, müvekkili şirketin uğradığı zarar sebebiyle tazminat talebinde bulunulduğunu, davaya konu çalınan malların, Türkiye’de faaliyet gösteren Tekstil firmalarının siparişi üzerine ithal edildiğini, malların çalınması sebebiyle bu siparişler yerine getirilemediğini, tekrardan ithalat yapılmak zorunda kalındığını, yeniden yapılan ithalat ile malların Türkiye’ye gelişi ve müşterilere teslim edilmesinin yaklaşık 1,5 ayı bulduğunu, bu süreçte, ithal edilen bu mallar çalınmadan satılabilseydi, müvekkili şirket bu malları %20-25 kar marjında satabileceğini, ancak satış gerçekleşemediği için müvekkili şirketin, bu malların satışından elde edeceği kardan yoksun kaldığını, dava dilekçesinde yoksun kalınan kar bedelinin tazmini talep edildiğini, ancak mahkemenin bu konuda delil araştırması ve bilirkişi incelemesi yaptırmadan talebini reddettiğini, mahkemenin kararının bu yönüyle de kaldırılması gerektiğini, yoksun kalınan kar yönünde de davalıların tazminata mahkum edilmesine karar verilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın talepleri gibi tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı … Şirketi vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Gümrük Genel Müdürlüğü tarafından belirlenen usul ve mevzuatlar kapsamında müvekkili şirketin somut olayda herhangi bir kusur veya ihmali bulunmadığını, …Hizmetleri Ltd. Şti. bünyesinde çalışan Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirleri ve Yardımcıları vasıtası ile, Gümrük Genel Tebliği (Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği) (Seri No:2) uyarınca, Gümrük İdareleri denetimi altında olan Antrepolara eşyanın giriş çıkış kayıtlarını tutmak, aylık, yıllık ve dönemsel raporları düzenleyerek ilgili Gümrük Müdürlüklerine tevdi etmek, … açılması, tadilatı, adres değişikliği konusunda rapor düzenlemek, geçici kabul dahilde işleme rejimlerinde süre uzatımı taleplerine ilişkin rapor düzenlemek, takas, nihai kullanım, zor durum tespiti ve elleçleme talepleri vb. konularda rapor düzenlemek gibi gümrük işlemlerini Bakanlıkça belirlenen asgari ücret tarifesine uygun olarak yaptığını, dolayısıyla, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 10.maddesi ve yukarıda belirtilen tebliğ uyarınca Ticaret Bakanlığınca yetkilendirilen … Hizmetleri Ltd. Şti.’nin müvekkili ile yaptığı sözleşme uyarınca müvekkili adına işlem yapmadığını, gümrük idaresi adına, kamu adına yukarıda belirtilen işlemleri yaptığını, Gümrük mevzuatına göre yapılan değerlendirmelerde kanunda zikredilen antrepoya ait 3 adet asma kilit takılması zorunluluğu sebebi ile 1.sinin anahtarı gümrük idaresince görevlendirilmiş olan Gümrük memurunda, 2.sinin … Yetkilisinde ve 3.sünün de …’nin temsilcisinde bulunması zorunlu olduğunu …’un vermiş olduğu en az 3 ifadede de bu hususu bildiğinden bahsetmiş olduğu ve konuyu bildiği beyan edildiğini, Somut olaya konu hırsızlık hadisesinin gerçekleştiği dönemde müvekkili şirketin antreposunda gümrük memuru da görevli olduğundan, Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2015/14 sayılı genelgesi uyarınca antreponun üç kilit altına alındığını, üç kilitten biri … işleticisinde, biri antrepoda görevli memurda, diğerinin de yetkilendirildiği gümrük müşavirinde olduğunu, davacının iddia ettiği gibi müvekkilinin sigortalı şirket çalışanları kendilerine ait kilidin anahtarını …’a vermediği gibi, gümrük memurunun da kendisine ait kilidin anahtarını vermediğini, dolayısı ile …’un antrepoyu açmak için kullandığı anahtarları yetkili kişilerin izni ve bilgisi dışında bir şekilde temin ettiği, kopyaladığı, çoğalttığı veya çaldığının açık olduğunu, Davaya konu edilen ve meydana gelen 2 hırsızlık olayında da … Yetkilisi ile … Sorumlu Gümrük Memurunun Antrepoda olmadıkları, ellerindeki anahtarları kimseye vermedikleri ve konu ile ilgilerini gösteren hiçbir bulguya rastlanmadığı sebebi ile suça iştiralarının söz konusu olmadığı hatta Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 18.01.2017 tarih ve 2016/8488 sayılı soruşturma dosyasında da kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar verildiğinin görüldüğünü, bu sebeple …’un bahse konu anahtarları çalmak, çoğaltmak, kopyalamak ve benzeri bir yöntem ile elde ettiği anlaşılmakta olduğundan bu olayı 2 kez tekrarlamış olması sebebi ile hırsızlık kastı ile bilerek planladığı ve yetkililerin bilgisi dışında elde ettiğinin anlaşıldığını, dolayısıyla …’un söz konusu eylemi gerçekleştirirken kendisine rızaen teslim edilen anahtarları kullanmadığı, somut olay nezdinde meydana gelen hırsızlık olayında …’un çaldığı veya haksız yere elde ettiği asıl anahtar uydurmak suretiyle hırsızlık fiilini gerçekleştirmiş olduğu hususunun aşikar olduğunu, …’ın, …, … ve … Ltd. Şti.’ne ihbar taleplerinin mahkeme tarafından değerlendirilmediğini, Somut olayda müvekkili şirketin herhangi bir kusuru olmamasına rağmen bütün sorumluluk ve alacak tutarının müvekkili şirkete yüklendiğini, bu sebepledir ki mahkeme kararında yer alan bu hatalı değerlendirmeden hareketle müvekkilinin müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna gidilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Yukarıda arz ve izah olunan nedenler ile birlikte dosya kapsamında yer alan beyanları dikkate alındığında huzurda görülmekte olan davanın müvekkili şirkete haksız bir şekilde yöneltilmiş olduğunun sabit olduğunu, meydana gelen olayda müvekkili şirketin herhangi bir kusuru ve ihmali bulunmadığından reddi gerektiğini, iş bu beyan dilekçesi ve ekinde bulunan Büyükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/658 E. 2019/85 K. sayılı ilamı ve kesinleşme şerhi ile Büyükçekmece 8.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/266 E. 2019/223 K. sayılı ilamı ve kesinleşme şerhinin davanın esası için önem arz etmesi sebebi ile beyan ile sunulduğunu, dolayısıyla iş bu huzurda görülmekte olan dava dosyası kapsamında müvekkili şirketin üzerine atfedilecek herhangi bir kusur ve ihmal bulunmadığından sorumluluğunun da söz konusu olmadığını, Müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın davacının uğradığını iddia ettiği zarardan kat ve kat fazla olduğunu, mahkemece karar verilen hasar tutarı ve faiz cinsinin de hatalı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacıya ait davalı şirket nezdinde saklanan emtiaların çalınması nedeniyle uğranılan zararın, davalı saklayan ve onun sorululuk sigortacısı olan diğer davalı sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir.İlk derce mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı yasal süresinde tüm taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı sigorta şirketi vekilince hasarın teminat dışı olduğu belirtilerek, bu yönde davaya dayanak sigorta poliçesinde üçüncü şahıslara ait emtia için teminat verildiğini, poliçenin 5. sayfasında üçüncü şahıslara karşı mali mesuliyet sigortası genel şartlarına atıfta bulunularak poliçenin 32 ve 33 sayfaları ile bu teminata ilişkin istisnaların öngörüldüğünü, üçüncü şahsa ait emtiaların sigortalıya ait olmadığı da dikkate alındığında, üçüncü şahıs sorumluluk istisnaları başlığı altındaki 16. maddesindeki “Hırsızlık, aşırma, kaybolma nedeniyle doğacak zararlardan sigortalıya düşecek sorumluluklar teminat kapsamı dışında kalmaktadır” şeklindeki istisna hükmünün gözetilerek davalı sigorta şirketi bakımından zararın teminat kapsamı dışında olduğu yönündeki savunmasının karar gerekçesinde tartışılıp değerlendirilmesi gerekir.Anayasa’nın 141/3. maddesi ”Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmünü içermektedir. HMK’nun 297/c, 27/c maddelerinde ise mahkeme kararlarında her iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonucu ve hukuki sebeplerin açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. Somut olayda istinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararında, davalı sigorta şirketinin hasarın poliçedeki üçüncü şahıslara karşı mali mesuliyet sigortası genel şartları kapsamında teminat dışı olduğu savunması kapsamında gerekçe bulunmadığı, yani ilk derece mahkemesince iddia ve savunma doğrultusunda delil değerlendirmesi yapılmamış olduğu anlaşıldığından, karar bu haliyle istinaf incelemesine elverişli değildir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılması gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Taraflarca yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Taraflarca İİK’nın 36.maddesi uyarınca yatırılan teminatların, yatıran tarafa iadesine,5-Taraflarca yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 16.02.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.