Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/706 E. 2020/1280 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/706
KARAR NO : 2020/1280
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/05/2018
NUMARASI : 2017/262 E. – 2018/328 K.
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
Zayi belgesi verilmesi talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı/tespit talep eden şirketin … Mah. … Sok. No:… Sultanbeyli/ İstanbul adresinde bodrum katta bulunan deposunda şiddetli yağış neticesinde taşan kanalizasyon suyunun dolması sonucunda su basması meydana geldiğini, su basması sonucu zayi olan ticari defter ve belgelerin zayi olduğunun tespitini, TTK. 82/7 maddesi gereğince işbu tespite ilişkin bir belgenin verilmesini talep ile dava açtığı görüldü.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince; ” Davacı tarafın sunduğu deliller bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı taraf basiretli bir tacir gibi davranarak su basması akabinde mahkemeden tespit isteyip, hasar gören belge ve defterlerin tespit ettirebilmesi mümkün iken böyle bir tespit yaptırmamıştır. Yangın raporu, şirket yetkililerinin tuttuğu tutanak ve davacı tarafın dava dilekçesinde zayi olduğunun tespiti istenen ticari defter ve kayıtların, şirketin depo olarak kullandığı yerde bulunup, şiddetli yağış sonrası kanalizasyon taşması neticesinde meydana gelen su basmasıyla defter ve kayıtların zayi olduğunun ileri sürüldüğü dikkate alındığında; tacirler tarafından yasa gereğince saklamakla yükümlü oldukları ticari defter ve kayıtların atölye ve depo gibi yerlerde muhafaza edilmesinin olağan sayılamayacağı, defter ve kayıtların şirketler yönünden önemi gözetildiğinde elden çıkacak ölçüde zarar görmemeleri için defter ve belgelerin bodrum kat gibi korunaksız yerlerde muhafaza edilmemeleri gerekeceği, buna aykırı durumun ise ağır koruma kusuru oluşturacağı, kusura dayanarak hak talep edilmesinin ise mümkün olmayacağı gözetilerek zayi belgesi verilmesi istemi yerinde görülmeyerek talebin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; 29.12.2016 tarihinde İstanbul’da meydana gelen büyük çaptaki fırtına ve yağışın yol açtığını selin bir çok binada ve depoda su baskınına neden olduğunu, davacı şirketin deposunda koruma altında bulunan emtiası ile dava konusu belgeler ve defterler de dahil olmak üzere bazı önemli belgelerin de su baskını nedeni ile kanalizasyonların taşması sonucunda zarara uğradığını, dosyada bulunan 30.12.2016 tarihli Anadolu Yakası İtfaiye Müdürlüğünün 30.12.2016 tarihli yangın raporunda olayın şiddetli yağış sonucu taşan kanalizasyon suyundan hasarın kaynaklandığının belirlendiğini, mahkemece keşif yapılarak taşkına ilişkin fotoğraflar ve CD görüntüleri değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğini, bu kapsamda davacının zayi olayında kusurunun bulunup blunmadığı, olayın sistemden kaynaklanan bir kanalizasyon taşması sonucunda meydana gelip gelemeyeceği, yağışla kanalizasyon taşması arasındaki illiyet bağı bulunup bulunmadığının keşif yapılarak değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, çözümünün hakimlik mesleği dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi görüşü alınmadan ve yerinde keşif yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, eksik delillerin toplanması sonucu davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeyle talebin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.TTK’nın 82/7.maddesi gereğince”Tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları (bir ticari işe ait yazışmaları), gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.”TTK’nın 82/3.maddesinde ise” Bilanço ve finansal tablolar hariç, sayılan bu belgelerin, Türkiye Muhasebe Standartlarına da uygun olmak şartı ile görüntü veya veri taşıyıcılarda saklanmasına da öngörülen koşullarla izin verilmiştir”denilmektedir. Aynı Kanun’un 64/2.maddesinde ise “Tacir, işletmesi ile ilgili olarak gönderilmiş olan her tür belgenin fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekilde bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.” denilerek, böylece, söz konusu belgeleri, yazılı olarak saklama yanında, teknolojinin diğer imkânları ile saklama da kabul edilmiştir.Saklama süresi 10 yıl olup sürenin başlangıcı da kanunda belirtilmiştir (TTK m.82/5-6). Defter ve belgelerin saklanması yükümü, gerçek kişi tacirlerde ticaretin terk edilmesinden sonra sürdüğü gibi, tacirin ölümü halinde mirasçılar bakımından da devam eder. Mirasın resmi tasfiyesi veya tüzel kişiliğin sona ermesi durumlarında, defter ve belgeler Sulh Hukuk Mahkemesince saklanır (TTK m.82/8).Saklanması gereken defter ve belgeler, saklama süresi içinde, yangın, deprem, su baskını gibi bir afet veya hırsızlıktan dolayı zayi olursa, tacirin (ölmüşse mirasçılarının), durumu öğrendikten itibaren on beş gün içerisinde işletmenin olduğu yerdeki mahkemeye başvurarak zayi belgesi alması gerekir. Kanun’da “isteyebilirler” denmiş ise de bu bir zorunluluk niteliğindedir. Zayi belgesi için açılan dava, çekişmesiz yargı işidir (TTK m.82/7).Dosya kapsamı ile davacı tarafça zayi olduğu iddia edilen defter ve belgelerin şirket merkezi dışında bodrum niteliğindeki depoda muhafaza edilirken zayi olduğu ididası karşında mahkemece bir kısım Yargıtay kararlarına atıf yapılarak istemin reddine karar verilmiştir. Hasımsız açılan zayi nedeniyle iptali isteminin HMK nın 385/2.maddesi uyarınca resen araştırma ilkesine tabi olduğu da dikkate alınarak, gerekli araştırma yapılmadan ve deliller toplanmadan karar verilmiştir. Somut olayda; davacı tacir ziya durumunun nedenini açıklamış olup, bununla ilgili itfaiye tarafından tutulan tutanak ve görselleri dosyaya sunmuştur. Dava dilekçesinde keşif ve bilirkişi deliline dayanılmış olup, gerekirse ticari defter ve belgelerin saklandığı iddia edilen yerde keşif yapılmak suretiyle gerekçede değerlendirilen ilamlarda belirtilen olguların gerçekleşip gerçekleşmediği, belgelerin saklandığı yerin durumu da dikkate alınarak, belgelerin saklanmasında tacir olan davacının kusurunun bulunup bulunmadığı belirlendikten sonra zayi olan belgeler tespit edilerek sonra karar verilmesi gerekirken dayanılan deliller toplanmadan karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, HMK’ nın 385/2.maddesi uyarınca eldeki uyuşmazlığın resen araştırma ilkesine tabi olduğu da dikkate alınarak, gerekli araştırma yapılmadan ve deliller toplanmadan karar verilmiş olduğundan, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, istinafa konu kararın kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,2-Davanın, yukarıdaki açıklamalar ışığında yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine,4-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 26.11.2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.