Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/695 E. 2023/353 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/695
KARAR NO: 2023/353
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 09.12.2019
NUMARASI: 2019/371 Esas – 2019/1266 Karar
DAVA: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket …Tic. Ltd. Şti. davalı bankanın Sahrayıcedit Şubesi nezdinde, … no’lu TL, … no’lu USD ve … no’lu EUR hesaplarının olduğu, davalı banka tarafından müvekkil şirket hesaplarından 03.01.2018 tarihinden itibaren parça parça halde toplam 457.-TL, 25.02.2017 tarihinden itibaren parça parça halde toplam 1.154,85 USD ve 01.03.2017 tarihinden itibaren parça parça halde toplam 32,20 EUR tutarında haksız yere bedellerin alındığı, müvekkil şirket … Tic. Ltd. Şti. davalı bankanın Sahrayıcedit şubesi nezdinde, … no’lu TL, … no’lu USD ve … no’lu EUR, hesapları kapsamında davalı banka ile aralarında hesap kullanımı, müşteri ilişkisi vb. konuları düzenleyen hiçbir imzalı sözleşmenin bulunmadığını da belirtilerek, davalı bankanın müvekkil hesaplarından haksız yere aldığı bedellerin davalı bankadan haksız kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı bankaya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacı tarafın, müvekkil bankanın 216362 numaralı müşterisi olduğunu, davacı ile müvekkil banka arasında 1995 yılından itibaren 25 yıla yakın banka-müşteri ilişkisi bulunup, davacı şirketin müvekkili bankadan onlarca kredi kullandığını, akreditif işlemleri gerçekleştirdiğini, çek hesabı açtırarak çek defteri teslim aldığını, sigorta poliçeleri düzenletip otomatik ödeme talimatları vererek yüzlerce bankacılık işlemi gerçekleştirdiğini, davacının bu dönem aralığında müvekkil banka nezdinde çok sayıda hesabının mevcut olduğunu, davacının hesaplarında binlerce işlem gerçekleştirildiğini, bu işlemlerin büyük çoğunluğunu internet bankacılığı kanalını kullanarak davacının bizzat yerine getirdiğini, davacının müvekkil banka ile imzaladığı herhangi bir sözleşme olmadığına dair iddiaların dinlenebilir nitelikte olmadığını, belirtilerek davacı ile müvekkil banka arasında imzalanan sözleşmelerin ve davacıya ait hesap hareketlerinin celbinin talep edildiğini, dava konusu edilen işlemlerin; davacının müvekkil bankadan kullandığı kredilere ait geri ödemeler, kredi kartı borcu ödemeleri, davacı tarafından gerçekleştirilen eft, swıft, döviz aliş/satış işlemleri ve havale işlemleri nedeniyle oluşan komisyonlar, hesap işletim ücretleri, hesap ekstresi gönderim ücretleri olduğu, davacıya bu tutarları iadesinin mümkün olmadığını, bankacılık işlemlerinden bir takım işlem ücretleri alınmakta olduğu ve tacir olan davacının işlem ücretlerini bilmediği şeklinde iddiada bulunamayacağını, banka şubelerinde ve internet sitesinde işlem ücretlerinin yazılı olduğunu, davacı ile müvekkil banka arasında 2006 yılında İnternet Bankacılığı Başvuru Formu ve … Başvuru formu imzalandığı ve bu sözleşmeler ile birlikte davacı tarafın işlemleri bizzat internet bankacılığı kanalı ile gerçekleştirmeye başladığını ve yıllar içerisinde hemen hemen bütün işlemleri internet üzerinden yapmış olduğunu, internet bankacılığından yapılan işlemlerin onay aşamasında işlem ücreti konusunda müşterinin bilgilendirildiğini, işlem ücretinin müşteriye gösterildiği ve işlemi onaylayıp onaylamadığının sorulduğunu, müşterinin onay tuşuna basması ile işlemin gerçekleştirildiğini, dolayısıyla davacının onay verdiği ücret ve komisyonların iadesini talep edemeyeceğini, davacının dava konusu ettiği her bir işlemi 2 yıllık zamanaşımı süresinde dava konusu etmediğinden işlemlerin zamanaşımına uğradığını belirtilerek, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı tarafa ait hesaplardan yapılan internet bankacılığı işlemlerinden doğan masraf ve kesintilerin davacının bilgisi ve onayı dahilinde yapılmış olması ve mevzuata uygun olması sebepleriyle talep edemeyeceği, USD ve Euro hesabından yapılan kesinti ve masrafların dosyada mübrez bankaca TCMB’ye bildirilen Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Ücret, Komisyon ve Masraflar ile Bankacılık Hizmet Komisyonları’nda belirlenen oranlara ve miktarlara uygun olduğu, ayrıca Euro hesabından yapılan kesintilerin krediye ait taksitlerin ödeme günündeki kur farkı ve gecikmesinden kaynaklı gecikme faiz ile BSMV tahsilatlarından kaynaklanması sebebiyle davalı bankaca yapılan kesintilerin uygun olduğu…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Pek çok eksiklik içeren bilişkiri raporunun karara konu edinmesinin, bu konudaki itirazlar dikkate alınmadan ve davaya konu hususlarda ciddi bir eksiklikle inceleme yapılmış olmasının (bazı konularda tamamıyla hatalı inceleme yapılması) nedenleriyle İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/371 E. 2019/1266 K. ve 09.12.2019 tarihli kararı ile müvekkili tarafından açılan davanın reddine karar verildiğini, mahkemece hukuka aykırı ve eksik incelemeyle verilen hükmün esastan kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda, davanın kabulüne ve 03.01.2018 tarihinden itibaren parça parça halde toplam 457-TL, USD hesabından 25.02.2017 tarihinden itibaren parça parça halde toplam 1.154,85-USD, ve EUR hesabından 01.03.2017 tarihinden itibaren parça parça halde toplam 32,20-EUR bedellerin davalı bankadan haksız kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline ve müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının davalı banka nezdinde bulunan TL, EURO ve USD hesaplarından haksız kesildiği ileri sürülen komisyon ve masrafların davalıdan tahsili istemine ilişkindir. İlk derce mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı yasal sürede davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekilince davalı ile arasında bankacılık sözleşmesi bulunmadığını buna göre davalı yanca hesaplardan komisyon ve masraf adı ile yapılan kesintilerin dayanağı bulunmadığı ileri sürülmüştür. Her ne kadar davalı banka tarafından bankacılık sözleşmesi sunulmadığı anlaşılmışsa da, davacının davalı nezdindeki hesap ekstrelerinin incelenmesinde davacının banka hesaplarını yoğun olarak kullandığı, davalı yanca sunulan ve davacı şirketin bankacılık işlemlerini internet bankacılığından yapmasını sağlayan “şirketler için alo Garanti Başvuru Formu” nun sunulduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında imzalanmış bankacılık sözleşmelerinin saklama süresinin 10 yıl olması nedeniyle sunulmamış olmakla birlikte, taraflar arasında imzalanmış yukarıda belirtilen olan sözleşme öncesi bilgilendirme formu ve hesap ekstre içerikleri dikkate alındığında, davacı vekilinin taraflar arasında bankacılık işlemine dair sözleşme bulunmadığı, dolayısıyla sözleşme hükmü bulunmadığından masraf ve ücret kesintilerinin yasal olmadığı yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Banka kayıtları ile hesap özetleri üzerinde yapılan inceleme ile hazırlandığı anlaşılan bilirkişi raporu içeriğinden, davacının davaya dayanak TL hesabından yapılan kesintilerin internet bankacılığı üzerinden yapılmış olan muhtelif EFT, Havale ve Virman işlemlerine ilişkin olarak alınan masraf ve komisyonlar olduğu, USD hesabından alınan komisyon ve ücretlerin davacı hesabına yurt dışından gelen USD havalelere ilişkin olduğu, EURO hesabından alınan komisyon ve ücretlerin ise davacının kullandığı DEK oto kredisine ait taksit ödemelerinin kur farkındanve taksit gecikmesinden kaynaklı gecikme faizi, Bsmv’si ile davacı şirkete yurt dışından gelen EURO havalelere ilişkin olduğu, buna göre davacı hesabından yapılan bu kesintilerin kredi işlemleri olmayıp, yapılan bu kesintilerin mahiyet ve miktarları itibariyle bankanın TCMB bildirim yapılan ” Kredi işlemlerinden faiz dışında sağlanacak ücret, komisyon ve masraflar ile bankacılık hizmet komisyonları” listeleri kapsamında alınmış ücretler olup, yasa ve mevzuata uygun oldukları anlaşıldığından, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir. Yukarıdaki açıklama ışığında, ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye irat kaydına; bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince davacı vekiline tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02.03.2023 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, karar miktar itibariyle kesindir.