Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/650 E. 2023/65 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/650
KARAR NO: 2023/65
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2019
NUMARASI: 2018/980 E. – 2019/1134 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin borçlu davalıdan alacağı olan bakiye bedelin tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından takibe itiraz edildiğini, itirazın kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili ile davalı borçlu arasında süregelen bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, muhtelif zamanlarda ticaret yapıp fatura kestiklerini, ancak borçlu davalının ticaret neticesinde ortaya çıkan borcunu ödemediğini, müvekkili ile davalı borçlu arasında yapılan ticaret neticesinde müvekkilim satmış olduğu ürünlere ilişkin davalı borçluya 04.04.2018 tarih … seri … sıra numaralı fatura düzenlediğini ve davalı borçlunun faturayı kabul ettiğini, fakat davalının hali hazırda 79.635,15TL tutarındaki cari hesap bakiye alacağını müvekkile ödemediğini iddia ederek, davalının icra takibine yapmış olduğu haksız itirazının iptalini ile takibin devamına, haksız itiraz eden davalı borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı adına duruşma gün ve saatini bildirir davetiye usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde duruşmalara katılmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı taraf her ne kadar rapora itiraz etmiş ise de karşı tarafın defter sunmaması nedeniyle ibraz eden tarafın iddiasını ispat etmiş sayılacağından bahsetmiş ise de söz konusu kanun maddesinin ‘davacının lehine delil hükmünde bulunan defterlerindeki lehe kayıtların ispat gücünde bulunduğundan bahsetilmekle, Davacı yasal defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, taraflar arasında imzalanmış yazılı cari hesap sözleşmesine rastlanılmadı,faturalara tabi ürünün teslimine dair herhangi bir delilin bulunmadığı davacının davasının ispata muhtaç bulunduğu anlaşıldığından reddi cihetine gidilmiştir.” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ret gerekçesinde her ne kadar davanın ispatlanamadığı belirtilmişse de müvekkilinin tüm ticari defterlerini ibraz ettiğini, alacağını ispatlamış olduğunu, dosyada aksini ortaya koyan herhangi bir belge ve defter bulunmadığını, davalı tarafın sürekli defterlerini ibrazdan kaçınarak davayı sürüncemede bıraktığını, HMK’nın 222. maddesinin son fıkrasında ibraz edilmemenin sonucu karşı tarafın iddialarının ispat edilmiş sayılacağının belirtildiğini, ibrazdan kaçınması nedeniyle defterlerin incelenmesi mümkün olmadığından müvekkilinin ticari defterlerindeki kayıtların dikkate alınarak buna göre hesaplama yapılıp karar verilmesi gerektiğini, davalı adına muhtelif faturalar kesilmekle birlikte fatura muhteviyatı ürünlerin davalı tarafından teslim alınıp alınmadığının belirlenemediğinin gerekçede belirtildiğini, ayrıca müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu gösteren cari hesap sözleşmesinin de olduğunu, eksik, hatalı ve bir önceki raporla aynı şekilde düzenlenen raporun hükmü esas alınarak verilen ret kararının hukuka aykırı olduğunu, defterlerin ibraz edilmemesinin sonucu iddialarının ispat edilmiş sayılacağını ve ticari defterlerin ticari davalarda kesin delil teşkil edeceğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan kaynaklanan açık hesap bakiye alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine karşı itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya kapsamından, davacı şirket tarafından davalı şirket adına, taze dönerli piliç göğüs, piliç bütün vb mallarını ihtiva eden irsaliyeli faturalar düzenlendiği, dosya içerisinde bulunan irsaliye fatura örneği üzerinde taraf imzalarının mevcut olmadığı, davacı şirket tarafından davalı hakkında, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 18.09.2018 tarihli 79.635,15 TL tutarında cari hesap alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin icra takibine karşı itirazda bulunarak müvekkili şirket adresinin Konya ilinde bulunduğunu, yetkili icra dairesinin Konya İcra Müdürlüğü olduğunu, ayrıca herhangi bir borçlarının bulunmadığını belirttiği, davacı şirket tarafından icra takibine karşı İİK’nın 67.maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, işbu davada ispat külfetinin hangi tarafta olduğu ve davacının ispat külfetini yerine getirip getirmediğine ilişkindir. 16.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacı firma tarafından incelemeye ibraz edilen 2017 yılı ticari defterlerin, defteri kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu görülmekle birlikte T.T.K” na göre (2017 yılına) yevmiye defterinin yazdırılmamış olduğu, yevmiye defterine ilişkin açılış tasdikinin zamanında ve usulüne uygun olarak yapıldığı, yevmiye defteri için yıl sonunda yaptırılması zorunlu olan 2017 yılı kapanış tasdikinin yaptırılmamış olduğu ve ilgili yıla ait kapanış tasdikine ilişkin ispat edici belge sunulmadığı, dolayısıyla davacı defterlerinin T.T.K. hükümlerine göre usulüne uygun olarak tutulmadığı sahibi lehine delil teşkil eder nitelikleri taşıdığından söz edilemeyeceği sonucuna varıldığı, dosyanın tetkikinde, taraflar arasında imzalanmış olan yazılı bir cari hesap sözleşmesinin ve gerekse de başkaca akdedilen yazılı bir sözleşmesinin mevcut olmadığının görüldüğü, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 31.08.2017 yılında başladığı ,davalı tarafından 2017 yılında kısmi ödemeler yapıldığı, davalı borcunun 2018 yılı başında 66.653,78TL borç bakiye ile açıldığı, davalı tarafından 16.03.2018 tarihinde 20.021.58TL ödeme yapıldığı başka ödeme bulunmadığı, 2017-2018 yıları arasında davacı tarafından düzenlenen 2017 yılı ve 2018 yılında muhtelif tarihlerde kesilen faturaya karşılık davalı tarafından muhtelif tarih ve tutarlarda yapılan ödemelerin düşülmesinden sonra 18.09.2018 takip tarihi itibariyle cari hesabın 77.860,13.TL+ 2.525,52=80.385,65 TL borç bakiyesi vermekte olduğu, davacı … San. Tic. Ltd.şti ile davalı … San Tic A.ş. arasında cereyan eden ticari alışveriş neticesinde, davacı tarafın 79.635,15 alacaklı olduğu gerekçesiyle davacının davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü nezdinde … nolu dosya ile takip başlattığı, takip talebinin 79.635,15 TL (Asıl Alacak) olduğu, davacı tarafından başlatılan icra takibine karşı davalı şirketin borca yapmış olduğu itirazla takibin durdurulduğu, davacı tarafından davalı adına muhtelif faturalar kesilmekle birlikte fatura muhteviyatı ürünlerin davalı tarafından teslim alınıp alınmadığının belirlenemediği, faturanın davacı tarafından davalıya tebliğ edilip edilmediğine ilişkin dosya içeriğinde delil görülemediği, davacının ticari defter kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı tarafa ait bazı yasal defterlerin incelemeye sunulmaması sebebiyle sahibi lehine delil teşkil eder niteliklere sahip olmadığı, muavin-cari hesap defteri kayıtlarına göre taraflar arasında dava konusu olan faturaların deftere işlendiği ve davalının 80.385,65 TL tutarında borçlardırıldığı, ancak davacının gerek takip talebinin gerekse dava talebinin 79.635,15TL olduğu, davalı tarafın ise incelenmek üzere herhangi bir defter kaydı sunmadığı, davacı firma tarafından borcun ödenmesi amacıyla davalı aleyhine keşide edilmiş herhangi bir ihtarname bulunmadığı belirtilmiştir. Davalı şirkete ait sicil bilgileriyle birlikte davalı şirketin adres bilgileri davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilmiştir. Davalı şirkete ait BA ve BS formları Gelir İdaresi Başkanlığından dosya içerisine celp edilmiştir ve bilirkişiden ek rapor alınmıştır. 09.09.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacı vekili tarafından dava dosyasına sunulan 02.05.2019 tarihli dilekçe ekinde ki İstanbul Ticaret Odası Kayıtlarından alınan davalı … San. Tic. A.ş Firma adresi olan … Mah … Sokak Dış Kapı No:… D…. K…. Kağıthane adresine 05.09.2019 tarihinde gidildiği, davalı … San. Tic. A.Ş. firmasının 6 – 7 ay önce taşınmış olduğu , firma tabelasının hala bulunduğu ancak yerinde Marangozhanenin bulunduğunun görüldüğü, davalı firmaya yerinde olmadığından defter incelemesi yapılamadığı belirtilerek kök raporu sonucu tekrar edilmiştir. Mahkemece bilirkişi rapor ve ek rapor sonucuna göre davacı tarafın iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. HMK’nın 190. maddesinde ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK’nın 6. maddesinde ise taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Fatura tek başına alacağın varlığının kanıtı olamaz. Faturada yazılı malların teslim edildiğini ispat yükü satıcı olan davacı taraftadır. Fatura konusu mal bedellerinden davalıyı sorumlu tutmak için faturaların tebliği ve malların tesliminin kanıtlanması gerekir. Diğer taraftan HMK’nın 222. maddesine göre ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulması, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılması ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması gerekmektedir. Bu şartlara uygun biçimde tutulmuş defter kayıtlarının, sahiplerinin lehine delil olarak değerlendirilmesinin ise diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Ayrıca söz konusu maddenin son fıkrası uyarınca, davadaki taraflardan birinin diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtmesine rağmen karşı tarafın defterlerini ibrazdan kaçınması halinde ibrazı talep eden tarafın iddiasını ispat etmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Davacı taraf HMK’nın 222/son maddesi uyarınca delillerini davalının defterlerine hasretmemiştir. Bu durumda, davalının ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması, iddianın ispatlandığı sonucunu doğurmaz. Bu sebeple ticari defter ve kayıtları yasal düzenlemeler kapsamında delil vasfını taşımayan davacı şirketin defter kayıtlarındaki yer alan bilgilerden alacak iddiasını kanıtlamış olduğu kabul edilemeyeceğinden davacı vekilinin yasanın düzenlemesinin aksine iddiaları yerinde kabul edilmemiştir. Diğer taraftan dosyaya ibraz edilen taraf şirketlere ait BA/BS formlarından takip konusu faturanın düzenlendiği yıla ilişkin olarak davalı şirket tarafından bilirkişi raporunda belirtildiği üzere ödemeye konu edilen miktarda ilgili vergi dairesine beyanda bulunduğu, her iki tarafa ait BA ve BS formlarında iddia edilen ticari ilişkiye dair başka herhangi bir beyanda bulunulmadığı anlaşılmıştır. Fatura düzenlenmesi tek başına alacağın varlığını ispata yeterli olmayacağından ve ispat külfeti alacak hakkı olduğunun iddia eden davacı tarafa ait olduğundan alacağa konu faturaların karşı tarafa tebliğ edildiği ve fatura konusu malların ise yine usulüne uygun şekilde teslim edildiği iddia sahibi davacı tarafça ispat edilmemiş olduğundan ret kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353 1.b.1 maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından peşin olarak yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 26.01.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.