Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/644 E. 2023/66 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/644
KARAR NO: 2023/66
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2019
NUMARASI: 2019/208 E. – 2019/1314 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan cari hesaptan kaynaklanan alacağının tahsili amacı ile Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, ancak davalı-borçlu tarafından itiraz edildiğini ve takibi durduğunu, itirazın haksız olduğunu, davalının borcunu ödemediğini, davalı tarafça yetkiye itirazın haksız olduğunu, para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğini, bu nedenle yetkili icra dairesinde takibin yapıldığını iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalıdan takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; icra takibinin yetkisiz yerde başlatıldığını , yetkili dairesinin ve mahkemenin İskenderun icra Daireleri ve İskenderun Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkili tarafından narenciye ürünlerinin ilaçlama makinası ile yıkanarak ilaçlanması amacıyla suda kullanılan ilaçları faturalarda belirtilen cins ve miktarlarda davacıdan satın aldığını, davacı şirketten satın alınmış olan ve narenciyelerin çürümeden korunabilmesi, muhafaza edilmesi ve raf ömrünün uzatılması için kullanılan ilaçların işlevlerini yerine getirmediğini, ayrıca tersine etki yaparak narenciyelerin çürümesine ve bozulmasına neden olduğunu, bu hususta davacı şirkete İskenderun …Noterliğinin 05.03.2019 tarih – … yevmiye numarası ile ihtarname keşide edilerek sözleşmeden dönme haklarını kullanarak ödenilen satış bedelinin iadesini ve uğranılan zararı talep ettiklerini, bu nedenlerle müvekkilinin davacı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığını, davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin koşullarının oluşmadığını, takip konusu asıl alacağın %20’nden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini ve davanın kabulü halinde takas-mahsup definin olduğunu belirterek davanın reddinekarar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Olayımızda ise davacı tarafından delil dilekçesi ekinde sunulan faturaların incelenmesinde taraflar arasındaki ticari ilişkiye konu malların sevkedildiği yerin Arsuz/Hatay olduğu ve bu haliyle sözleşmenin ifa yerinin örtülü olarak Arsuz/Hatay olduğu anlaşılmıştır. Sözleşmenin ifa yerinin tespiti halinde TBK madde 89’daki seçimlik haklar uygulama alanı bulamayacaktır. Dolayısıyla davacının genel hükümlere göre ya davalının yerleşim yerinde ya da sözleşmenin ifa edileceği yerde icra takibi yapması gerekmektedir. Olayımızda davacı doğru yerde icra takibi başlatmamış olup söz konusu itirazın iptali davalarında usulüne uygun geçerli bir takibin olması özel dava şartı olması nedeniyle davalının itirazı yerinde görülerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili ile davalı arasında ticari alım satım ilişkisi olduğunu, müvekkilinin davalıya tarımsal ilaç teslim etme borcu altına girdiğini, davalı tarafın ise satım konusu ilaç bedelini ödeme borcu altına girdiğini, davalı tarafça müvekkilinin alacaklarının ödenmediğini, bu sebeple icra takibi başlatıldığını, taraflar arasında ifa yeri belirlenmediğinden TBK’nın 89. maddesi gereğince alacaklının yerleşim yeri mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin yerleşim yerinin Bakırköy Adliyesi yargı çevresi içinde kaldığından icra takibinin Bakırköy … İcra Müdürlüğünde başlatıldığını, takibin yetkili icra dairesinde başlatılmış olduğunu, davalı tarafın gerek takip dosyasına itirazında gerekse davaya cevap dilekçesinde ticari ilişkiyi reddetmediğini, taraflar arasında sözleşme ve ticari ilişkinin olduğunun tartışmasız bulunduğunu, bu halde HMK’nın 10. maddesi yollaması ile TBK’nın 89.maddesi gereği para borçlarında alacaklının yerleşim yeri mahkemelerinin yetkili olduğunu, mahkeme gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, emsal Yargıtay kararlarında da ifa yerinin bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğini, borcun para borcu olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satıma ilişkin faturalardan kaynaklanan açık hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine karşı itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Uyuşmazlık, ticari ilişkinin itiraz konusu olmadığı işbu davada, alacaklının kendi adresine göre yetkili olduğu belirtilen icra dairesinde başlatmış olduğu icra takibinde icra dairesinin yetkili olup olmadığı ve mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı tarafça davalı adına değişik tarihli faturalar ve sevk irsaliyelerinin düzenlendiği, faturalarda davalı adresinin Arsuz/Hatay olarak gösterilmiş olduğu, davacı şirket adresinin ise Bahçelievler/İstanbul olduğu, davacının ticari merkezinin bulunduğu Bahçelievler/İstanbul adresinin Bakırköy adli yargı çerçevesinde yer aldığı, davacı şirket tarafından davalı hakkında Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 11.01.2019 tarihinde 21.638,25 Euro karşılığı 136.786,20 TL olarak faturalardan kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu tarafından ödeme emrine yasal süre içerisinde itiraz edildiği, itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itirazda bulunduğu, yetkili icra dairesinin İskenderun icra dairesi olduğunu, Hatay ili Arsuz ilçesinde ikamet ettiğini, ayrıca alacaklı olduğu iddia edilen şirkete hiçbir borcu bulunmadığını belirttiği, davacı şirket tarafından İİK’nın 67. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu anlaşılmıştır. İcra dairesinin yetkisi İİK’nın 50. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK’daki mahkemelerin yetkisini düzenleyen hükümler çerçevesinde, ön sorun (hadise) şeklinde incelenip karara bağlanması gerekir. İcra müdürlüğünün yetkisine vaki itirazın haklı olduğu sonucuna varılması halinde, mahkemece, davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekecektir. Çünkü, itirazın iptali davalarında, icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesince ödeme emri tebliğ edilmiş olması, HMK’nın 114/2.anlamında özel dava koşuludur. Somut olayda ise davalı icra takibine yapmış olduğu itirazda ve cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki satım sözleşmesini kabul etmiştir. Satılan ilaçların faturalarda belirtilen cins ve miktarlarda satın alındığını, ancak ilacın işlevlerini yerine getirmediğini iddia etmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin varlığı ihtilafsızdır. TBK’nın 89. maddesi gereğince para borcu alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olduğundan, HMK’nın 10. maddesi uyarınca davacının yerleşim yeri icra dairesi ve mahkemeleri de yetkilidir. Davacı alacaklının merkez adresinin bulunduğu yer itibariyle Bakırköy İcra Daireleri yetkili olduğundan davalı borçlu vekilinin icra dairesinin yetkisine itirazı yerinde değildir. TBK’nın 89/1 ve HMK’nın 10. maddeleri uyarınca, davanın para alacağına ilişkin bulunması nedeniyle alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri icra dairesi de yetkili olduğu gözetilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir (Bkz. Yargıtay 19. HD, 04.11.2015 tarih, 2015/2795 Esas; 2015/14017 Karar sayılı ilamı). Bu nedenle ilk derece mahkemesince, icra dairesinin yetkisine vaki itirazın reddine dair ara karar oluşturularak işin esası incelenip karara bağlanması gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan ve yasanın hatalı yorumlanmasına dayalı şekilde verdiği karar usul ve yasaya aykırı olmuştur.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinaf konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesince, talep halinde iadesine,4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan giderlerinin, İlk Derece Mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.26.01.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.