Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/642 E. 2023/171 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/642
KARAR NO: 2023/171
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/12/2019
NUMARASI: 2019/275 E. – 2019/1323 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne- kısmen reddine dair verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin toptan tavuk eti ve perakende satış hizmeti veren bir firma olduğunu, davalının işletmecisi olduğu … Şirketine parça parça ve toptan olarak gıda satışı ile hizmet sağladığını, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki sebebiyle cari hesap ilişkisi kurulduğunu ve davalının bu doğrultuda ödemelerini gerçekleştirdiğini, davalının son dönemde müvekkiline yapması gereken ödemelerini aksattığını ve ödeme yapmadığını, bu sebeple Bakırköy …icra müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile yasal takibe geçildiğini ancak davalı tarafından bu takibe haksız ve kötü niyetli olarak itirazda bulunduğunu, taraflar arasındaki yapılan görüşmelerde davalı şirket yetkilileri tarafından alacağın açık bir şekilde kabul edildiğini ve şirketin ödemeleri ileri bir tarihte yapacağı hususlarında anlaşıldığını, buna rağmen davalının ödeme yapmadığı gibi başlatmış olduğu yasal takibede haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini beyanla, borçlu şirketin Bakırköy …icra müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine yapmış olduğu haksız ve kötüniyetli itirazın iptalini, davalı borçlunun takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar ve kötü niyetli tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacı tarafça başlatılan takibin haksız olduğunu, müvekkilinin dosya alacaklısına herhangi bir borcu bulunmadığını, bu nedenle yasal süresi içerisinde takip konusu borca itirazda bulunulduğunu, bir dönem müvekkili ile davacı taraf arasında bir takım ticari ilişkinin söz konusu olduğunu, bu kapsamda davacının müvekkiline bir miktar gıda maddesi satıp teslim etmeyi taahhüt ettiğini, müvekkiline satın aldığı ürünlerin faturalarının teslim edildiğini, davacınin satmayı taahhüt ettiği ürünlerin bir kısmını önceleri müvekkiline teslim ettiğini, müvekkilinin teslim aldığı ürünlerin bedelini davacı tarafa ödediğini beyanla açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;”…Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre tarafların ticari defter ve belgelerinin TTK. 64-65, VUK. 229-230-231-232 hükümlerine uygun olarak tanzim edildiği, HMK. 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil niteliğini taşıdığı, davacı tarafından davalıya kesilen takibe konu irsaliyeli faturaların toplamının 42.299,38 TL olduğu ve davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, takip tarihi olan 23/11/2018 tarihinden önce davalı tarafından davacıya 5.409,98 TL ödeme yapıldığı, malın teslimi ile ilgili düzenlenen toplamda 28.134,42 TL tutarlı irsaliyeli faturalarda teslim alan imzasının olduğu, 14.164,96 TL tutarlı irsaliyeli faturalarda ise teslim alan imzasının olmadığı, teslim alan imzası olmayan 3.268,08 TL tutarlı 713106 numaralı faturanın davalı tarafından kayıt altına alındığı ve BA beyanı ile Maliye Bakanlığına beyan edildiği, davacı tarafından davalıya kesilen faturaların form BS ve BA beyanı ile ilgili vergi dairesine kanuni süre içinde taraflarca beyan edildiği, … numaralı 2.473,95 TL tutarlı 20/10/2018 tarihli faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ve taraflarca BS-BA beyanı verildiği ancak bu fatura ile ilgili ilamsız takip talebinde bulunulmadığı, davalı tarafın 8 adet fatura tutarı 14.395,28 TL ve 4 adet ödeme tutarı olan 5.510,07 TL’yi kayıtlarına aldığı, 27.904,10 TL tutarındaki faturaların davalıya ait ticari defterlerde kayıtlı olmadığı fakat 24 adet 41.555,00 TL matrah ile BA beyanlarının davalı tarafından Gelir İdaresine beyan edildiği, buna göre uyuşmazlık konusu olan tüm faturaların davalı tarafından teslim alındığı anlaşılmakla ticari defterlere delil olarak dayanan tarafların usulüne uygun ve alacağın kaynağını oluşturan kayıtları içeren ticari defterlerinin lehlerine kati delil teşkil ettiği, böylelikle icra takibine konu alacağın davacı ve davalının usulüne uygun tutulmuş ticari defter ve kayıtları ile ispatlandığı, hüküm vermeye elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi tarafından sunulan rapor da dikkate alınarak davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra takibinde davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 36.889,40 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75’i geçmemek üzere ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olmakla icra inkar tazminatına ilişkin talebin kabulüne dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın hukuka aykırı olduğunu, raporda faturaların müvekkili defterlerinde kayıtlı olduğu, sekiz gün içerisinde itiraz edilmediği, malların teslim edilmediğinin kendileri tarafından ispatlanması gerektiğinin iddia edildiğini, beyanın hukuki olmaktan uzak olduğunu, mahkemece rapor esas alınarak kısmen kabul kararı verildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, TMK’nın 6. maddesi gereğince iddianın ispatlanması gerektiğini, faturaya TTK’nın 21. maddesi gereğince sekiz gün içinde itiraz edilmemiş olmasının onun münderecatının kabul edildiği sonucunu doğurmadığını, alacaklı tarafın faturanın dayanağı olan borç doğurucu işlemlerin gerçekleştiğini de ispatlaması gerektiğini, alacaklı tarafın mal teslimini ispatlayamadığını, kaldı ki irsaliyelerin çok büyük bir kısmında imzanın da bulunmadığını, imzalarında şirket yetkilerine ve çalışanlarına ait olmadığını iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini veya kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacakların tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ve kısmen reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya kapsamından, davacı şirket tarafından davalı şirket adına 2018 yılında piliç pirzola, piliç göğüs kuşbaşı vb. ürünlere ait değişik tutarda ve miktarda birden fazla fatura düzenlendiği, faturaların irsaliye fatura olduğu, irsaliyeli faturaların bir kısmının teslim alan bölümünün imzalı olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket hakkında Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 23.11.2018 tarihinde yirmi üç adet faturadan oluşan değişik tutardaki alacak toplamı olan 42.299,38TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı şirkete 30.11.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu şirket tarafından takip konusu borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinde borçlu olunmadığının belirtildiği, ayrıca fatura konusu malların teslim edilmediğinin ifade edildiği ,davacı vekili tarafından İİK 67.maddesi gereğince işbu itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır. Taraflar delillerini dosyaya ibraz etmişlerdir. İlgili vergi dairesinden taraf şirketlere ait 2018-2019 yılı BA/BS formlarının bilgisayar çıktıları dosya içerisine ibraz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.08.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davacının davalıya mal teslim ettiğini ve aralarındaki ticari ilişkiden dolayı alacaklı olduğunu usulüne uygun delillerle ispatlaması gerektiği, davacı şirket tarafından davalı şirkete kesilen ve takibe konu irsaliyeli faturaların 42.299,38 TL olduğunun tespit edildiği, defter kayıt incelemesinde bahsi geçen davacı tarafından davalıya kesilen 42.299,38TL’lik tüm irsaliyeli faturaların davacı tarafından Maliye Bakanlığının 1994 yılında yayınlamış olduğu Tek Düzen Hesap Planına, muhasebe kayıt esas ve usulüne, VUK’na ve TTK’na uygun olarak kayıtlarının işlendiği, davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu , TTK m. 21/2’ye göre bir faturayı alan kişinin, aldığı tarihten ilibaren sekiz gün içinde faturanın içeriğine itiraz etme hakkına sahip olduğu, aksi takdirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılacağı, TTK m. 21/2 hükmünün faturaya tanıdığı kanuni karinenin, karşı tarafa gönderilen faturaya sekiz gün içinde itiraz edilmemiş olması şartına bağlı olduğunu, davacı tarafından kesilen ve davalı tarafa gönderilen faturalara kanuni itiraz süresinde itiraz olunmadığı, faturalara itiraz olunmamasının bu hizmetin yapıldığını gösterir nitelikte olduğu, yapılan incelemelerde 23.11.2018 takip tarihinden önce 5.409,98 TL’nin davalı tarafından davacı şirkete ödendiği, undan sonraki tarihlerde de herhangi bir ödeme makbuzu ve dekontunun olmadığından bu borcun cari hesap alacağı niteliğinde kalan bakiye borç olabileceğinin anlaşıldığı, davacının davalı firmadan alacaklı olduğu yirmi üç adet fatura düzenlediği, davalı tarafça faturalara kanuni süresi içerisinde itiraz edilmediği ve davacı tarafın ticari defter kayıtlarına işlendiği, taraflar arasında ticari ilişki nedeniyle düzenlenen fatura, irsaliye ve cari hesap ekstrelerinin birbirleri ile uyumlu olduğunun tespit edildiği, malın teslimine yönelik davacı tarafından irsaliyeli fatura düzenlendiği, dava konusu faturaların bir kısmının teslim alan tarafından imzalandığı, bir kısmın faturada ise teslim alanın imzasının bulunmadığı, bu durumda davalı tarafın mal ve hizmeti kabul ettiğinin anlaşıldığı, davacı tarafından davalıya kesilen faturaların FORM BS (Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu) Beyanı ile ilgili vergi dairesine kanuni süre içinde davacı şirket tarafından beyan edildiğinin tespit edildiği, davacı tarafından davalıya kesilen faturaların FORM BA (Mal ve Hizmel Alışlarına İlişkin Bildirim Formu) Beyanı ile ilgili vergi dairesine kanuni süre içinde davalı şirket tarafından beyan edildiğinin tespit edildiği, yapılan ticari defter incelemesinde … Numaralı 2.473,95 TL Tutarlı 20.10.2018 tarihli faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, iş bu faturanın davacı tarafındna BS Beyanı verildiği, davalı şirket tarafından da BA Beyanı verildiğinin tespit edildiği, tespit edilen bu fatura ile ilgili davacı tarafındın 23,11.2018 tarihinde İlamsız takipte talepte bulunulmadığı, yapılan ticari defter imcelemesinde davacı tarafında davalıya kesilen 14.395.28 TL tutarındaki faturaların kanuni süreler içinde davalı tarafından kayıt altına alındığı, 27.904,10 TL tutarındaki faturaların kanuni süreler içinde davalı tarafından kayıt altına alınmadığı fakat 24 adet 41.555,00 TL matrah ile ba beyanlarının davalı tarafından gelir idaresine beyan edildiği tespit edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın konusunun ticari ilişkiden kaynaklı cari hesap alacağı olduğu, 23.11.2018 takip tarihi itibari ile davacı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. davalı … İnş. San. Ve Tic. Ltd.Şti’den, davacı tarafın ticari resmi defter ve belgelerine göre 39.363,35 TL davacı davalıdan alacaklı olduğu, taleple bağlı kalınarak davacının davalıdan 36.889.40-TL davacı davalıdan alacaklı olabileceği, davacı tarafından kesilen ve davalı tarafa gönderilen faturalara kanuni itiraz süresinde itiraz olunmadığı, celp edilen Güneşli Vergi Dairesinin 16.07.2019 tarihli cevabına göre, davalı şirket davacı şirketten 24 adet mal/hizmet alış faturası aldığı 41.455,00 TL matrah üzerinden Gelir idaresine süresi içinde davacı ve davalı şirketlerin beyan ettiği tespit edildiği, taleple bağlı kalınarak, 23.11.2018 takip tarihi itibariyle, davacı alacaklı faiz talebinde bulunulmadığından dolayı temerrüt ve işlemiş faiz yönlerinden değerlendirme yapılamadığı belirtilmiştir.Davacı vekili davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunarak hukuka aykırı olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Bilirkişi raporu dosya kapımına uygun, yeterli ve gerekçelidir. HMK’nın 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK’nın 6. maddesinde ise taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir.Davalı tarafça ticari ilişki reddedilmemiştir. Fatura tek başına akdi ilişkinin ve alacağın varlığını kanıtlamaz.Davalının fatura konusu mal bedelinden sorumlu tutulması için faturaların tebliği ve malların tesliminin kanıtlanması gerekir. Somut olayda, davalı şirket tarafından takip konusu bir kısım faturaların ticari defter ve kayıtlarının işlendiği, TTK’nın 21. maddesi gereğince sekiz gün içerisinde itirazda bulunulmadığı, diğer taraftan takip konusu ticari defter ve kayıtlarında yer almayan faturaların ise matrah ile BA beyanlarının davalı tarafından gelir idaresine beyan edildiği, bilirkişi incelemesi ile anlaşılmıştır. Bu durumda bildirimi yapılan faturanın ve fatura konusu malların davalıya teslim edildiğinin kabulü dosya kapsamına uygundur. Bu durumda davalı tarafça vergi dairesine beyan edilen fatura bedeli nispetinde davacının takip konusu alacak hakkının ispat edilmiş olduğunun kabulü gerekecektir. Her ne kadar davalı vekili tarafından istinaf dilekçesinde sevk irsaliyesinde mevcut olan imzaların müvekkili şirket yetkililerine veya çalışanlara ait olmadığı iddia edilmiş ise de söz konusu savunmanın yargılama aşamasında ileri sürülmediği anlaşıldığından HMK’nın 357 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemeyeceğinden davalının buna dair iddiaları kabul edilmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 1.883,91 TL istinaf nispi karar harcının davalıdan tahsiline Hazineye gelir kaydına,3-Davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, işin esası bakımından oy birliğiyle, davalı taraftan alınması gereken istinaf karar harcı yönünden Üye Hakim …’nun karşı oyuyla ve oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.09.02.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.
KARŞI OY: Nisbi harca tabi olan davalarda, özellikle 492 sayılı Harçlar Kanunu ile bağlı tarife hükümleri, 5235 sayılı Kanun ve ilgili tüm yasal mevzuat, ulusal ve uluslararası yargı kararları kapsamında, ilk derece mahkeme kararı kaldırılarak esas hakkında karar verilmedikçe Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf kanun yoluna başvuran davalıdan başvuru aşamasında ve istinaf başvurusunda nisbi değil maktu karar ve ilam harcı alınması gerektiği kanaati nedeniyle, çoğunluğun nisbi harç alınmasına dair görüşüne katılmadığımı ve hükmün ilgili bentlerine muhalif kaldığıma dair görüşümü bildiririm.