Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/640 E. 2023/263 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/640
KARAR NO: 2023/263
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2019
NUMARASI: 2014/369 2019/701
BİRLEŞEN DAVADA
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davaların ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı, davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, 08.02.2013 tarihli dava dilekçesinde; davalı şirketin Bozkurt/ Denizli’de bulunan istasyonu ile ilgili olarak taraflar arasında 22.09.2010 tarihli bayilik sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmenin hitam tarihinin 22.09.2015 olduğunu, yine davalı şirketin Nazilli/ Aydın ‘da bulunan istasyonu ile ilgili olarak taraflar arasında 18.06.2010 tarihli bayilik sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmenin hitam tarihinin 18.06.2015 olduğunu, davalı şirketin her iki istasyona ait sözleşmeleri Denizli … Noterliğinin 07.12.2012 tarihli ihtarnamesi ile hitam tarihlerinden evvel ve haksız olarak fesih ettiğini, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete Beyoğlu … Noterliğinin 19.12.2012 tarihli ihtarname ile feshin haksız olduğu, her iki sözleşmede belirlenen cezai şart tazminatlarını, erken fesih sebebi ile müvekkili şirketin sözleşme sonuna kadar mahrum kalacağı karı, davalıya emanet olarak verilen malzemenin iadesi aksi takdirde iadede gecikilen her gün için sözleşmede belirtilen 500 USD cezai şart tazminatlarının ödenmesinin ihtar edildiğini, davalı şirketin faaliyet gösterdiği istasyonlarda başka şirketlerin kurularak sair bir dağıtım şirketi …A.Ş ünvanlı dağıtıcı firmadan LPG tedarikine başlandığını, sözleşmenin feshindeki esas amacının bu olduğunun anlaşıldığını, davalı …’un her iki sözleşmenin de müşterek borçlu müteselsil kefili olduğunu iddia ederek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 15.000,00 TL kar mahrumiyeti, 15.000,00 TL cezai şart ve davalıya emanet verilen emtianın iadesinin gecikmesinden dolayı 1.000,00 TL kullanım bedeli alacağı olmak üzere toplam 31.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili, 22.03.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde ki 1.000,00 TL taleplerinin 42.447,50 TL olarak ıslah edildiğini belirtilerek toplam 43.448,50 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; davalı müvekkili ile davacı arasında yapılan sözleşmeye göre davacının Aliağa’da bulunan rafineriden almış olduğu LPG’nin fiyatı ile yine davacı şirketin EPDK ve müvekkiline bildirdiği satış fiyatı arasında oluşacak olan karın Nazilli için %88’i davalı müvekkilinin, %12 ‘sinin ise davacı karı olacağını, Bozkurt için ise %86’sının davalı müvekkilinin, %14’ü ise davacı şirketin karı olacağını, davacı şirketin hiç bir zaman davalı müvekkili şirkete Aliağa alış miktarı ile ilgili olarak bilgi vermediğini ve tamamen keyfi olarak kendi alması gereken %12 ve %14 kar yerine yaklaşık 3 yıla yakın bir süre devam eden bayilik süresinde %43,56’lara varan miktarlarda kardan haksız olarak pay aldığını, müvekkilinden davacının sürekli olarak gizlediği bu bilgiye müvekkilinin ulaşmaları üzerine yapılan hesaplamada, davacı şirketin yaklaşık olarak 300.000,00 TL haksız kazanç elde ettiğinin ortaya çıktığını, müvekkilinin uğradığı zararla ilgili davacı şirket hakkında dava açtığını, davacı şirketin tamamen kötüniyetli davranışları nedeniyle sözleşmeyi fesih ettiklerini ihtara açıkça yazdıklarını, davacı şirketin kendi kötüniyetli davranışları nedeniyle müvekkilinden tazminat ve cezai şart talep etmelerinin mümkün olmadığını, müvekkilinin sözleşmeyi feshetmesinin sebebinin müvekkiline verdiği zarar olduğunu, müvekkilinin başka bir şirket ile anlaşarak manevra yapmasının kesinlikle söz konusu olmadığını, Aliağa rafineri fiyatlarının davacının davalı müvekkili şirkete satış fiyatları, yine LPG önerilen satış fiyatları alınıp sözleşme ile birlikte bilirkişiler tarafından değerlendirildiğinde ve hesaplama yapıldığında davacının haksızlığının ortaya çıkacağını, kar mahrumiyeti isteyen davacının haddinden fazla kar elde ettiğini savunarak ,davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞTİRİLEN 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2013/99 ESAS, 2013/196 KARAR SAYILI DOSYASI; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … Otomotiv ve Petrol Ürünleri San.ve Tic.Ltd.Şti vekili 04.04.2013 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı şirket arasında Aydın ili Nazilli İlçesinde ve Denizli ili Bozkurt ilçesinde bulunan benzin istasyonu için iki ayrı bayilik sözleşmesi akdedildiğini, davalı şirketin Türkiye Piyasasına egemen olmasını da kullanarak tamamen kendi lehine iltihaki hükümler ile dolu bayilik sözleşmelerini müvekkili ile imzaladığını, müvekkili şirketin emsal firmalar ile kendi karlılığını karşılaştırmaya başladığında emsallerinin daha fazla kar ettiğini öğrendiğini ve araştırma işine girdiğini, sonrasında davalı şirketin %12 ve %14 oranında kar alması gerektiğine dair sözleşme hükümlerinin aksine %43 oranlarına varan miktarda kardan pay aldığını tespit ettiğini, davalı şirketin yaptığı tüm satışlar için Nazilli ve Bozkurt Petrol İstasyonları için ayrı ayrı hesaplamalar yapıldığını, davalı şirketin sözleşmeye aykırı olarak hareket ederek elde ettiği haksız kar miktarının 300.000,00 TL civarında olduğunu, müvekkilinin davalının sürekli olarak gizlediği bu bilgiye ulaşması üzerine davalı şirket ile yaptığı bayilik sözleşmelerini 07.12.2012 tarihli ihtarname ile fesih edildiğini , bayilik sözleşmeleri gereğince müvekkili şirketin alması gereken %12 ve %14 kar oranlarından fazla aldığı karlar nedeniyle müvekkilinin zarara uğratıldığını ve sözleşmeye aykırı davranıldığını iddia ederek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi zararın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 13.06.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 230.349,64 TL ‘nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacının sair bir dağıtım şirketinin bayiliğini aldığını beyan ve ikrar ettiğini, delillerin hepsinin yazılı resmî belgeler olduğunu savunarak dosyaların birleştirilerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Birleşen dosyada davacı yan iddialarının değerlendirilmesi; Taraflar arasındaki sözleşmelerin 8.1 maddesinde Oto gaz konusunda yürürlükle olan kanun yönetmelik tebliğ veya Bakanlar Kurulu Kararlarında bayi ve dağıtım şirketi için belirlenen dağılım payının bayi kar oranı (…) % 86 ya, satıcı kar oranı % 14 e, (…) % 88 ya, satıcı kar oranı %12 ye tekabül etmektedir“ hükmü çerçevesinde bilirkişi inceleme yapmıştır. İşlemlerinde kesafet oranının 0,56 olarak alındığı, bu değişim oranı üzerinden yapılan hesaplamalara göre … istasyonu için bayi kar payının % 86 Aydın Nazilli istasyonu için bayi kar payının ise % 88 olduğu müşahede edilmiştir.Davalı karşı davacı yanın birleşen dosyadaki dava dilekçesi ekinde yer alan ve iddialarına dayanak olarak sunduğu icmaldeki hesaplama kalemlerinin, davacı karşı davalı dağıtım şirketinin yapmış olduğu hesaplama kalemleri ile aynı olduğu, hesaplamalarda davalı karşı davacı şirketin, davacı karşı davalı şirketin 1 ton oto gaz için … alış fiyatını baz aldığı, halbuki sözleşmelerin 7, maddesinde fiyatlardaki artışların ve nakliye maliyetlerindeki artışların da fiyata yansıtılacağı, bir başka ifade ile nakliye maliyetlerinin bayi alış fiyatına ekleneceği hususunun belirtildiği dikkate alındığında, hesaplama farkının doğmadığı değerlendirilmiştir. Bu durumda bayi ile dağılım şirketi için sözleşmede belirlenen kar payı oranlarının doğru uygulandığı kanaatine varılmıştır. Davacı vekili davasını ıslah ederek davalıya tebliğ ettirmiştir. Dosyamız ile birleşen İstanbul 17 ATM’ nin 2013/99 Esas sayılı dosyasında ki tabeli bu dosya davacısının davasının 10.000.-Tl den 230.349,64 Tl ye ıslah ederek o dosya davalısı dosyamız davacısına tebliğ ettirmiştir.Tüm bu açıklamalardan belirlendiği üzere Asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile 2.162,66 -TL Kar mahruniyeti tazminatı ile 15.000.-Tl cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine, ayrıca Emtiaların iadesinin gecikmesi nedeniyle 43.448,50 Tl nin talep gibi 1.000.-Tl sinin dava tarihinden. 42.448,50 Tl sinin ise ıslah tarihi olan 23.03.2018 ıslah tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine,Mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul 17 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/99 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile 2.162,66 TL kâr mahruniyeti tazminatı ile 15.000 TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, ayrıca emtiaların iadesinin gecikmesi nedeniyle 43.448,50 TL’nin, 1.000 TL’lik bölümünün dava tarihinden. 42.448,50 TL’lik bölümünün ise ıslah tarihi olan 23.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine; birleşen İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesin 2013/99 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, asıl davada davalılar ve birleşen davada davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Asıl davada davalılar ve birleşen davada davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bayi kâr oranı %86 olan iki ayrı bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeler boyunca davacı – karşı davalı şirketin müvekkili şirkete rafineri alış fiyatları hakkında bilgi verilmediğini, emsal firmalar ile karlılık oranı karşılaştırılınca davacının sözleşmeye aykırı davrandığının tespit edilmesi nedeniyle bayilik sözleşmesinin feshedildiğini, birleşen dava yönünden red kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin bayi kar payı oranının %86 olduğunu, bayilik sözleşmesine göre kar payı oranlarının 8. madde hükmünden de açıkça görüldüğü üzere LPG’nin alış ve satış fiyatı arasındaki fark şeklinde bulunması gerekirken hem kar kavramının doğasına aykırı şekilde işletme gideri adı altında bir masraf bedeli belirterek nakliye giderlerinin de müvekkili şirketin karına yansıtılmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirketin sözleşmeye açıkça aykırı davrandığını tespiti üzerine bayilik sözleşmelerinin 07.12.2012 tarihli ihtarname ile haklı nedenle feshedildiğini, ihtarnamede açıkça yazıldığını, işletmesini çalıştırmaya ve para kazanmaya devam etmek zorunda olan müvekkilinin zaman kaybetmeden bir başka dağıtım firmasından LPG temin etmesinin ticaret kurallarına son derece uygun olduğunu, nakliye bedeli adı altında bayilik sözleşmesinde yer almayan bir masraf kaleminin kar paylarına yansıtılmasının mümkün olmadığını, yedinci maddedeki nakliye fiyatlarının vergi ve fon artışlarına ilişkin ifadenin … ve diğer rafineri şirketleri tarafından gerçekleştirilen düzenlemeler için olduğunu, davacı karşı davalı şirketin nakliye bedellerinin kara yansıtılmasının mümkün görülmemeyeceğini, müvekkili şirketin sözleşmeden doğan hakkı olan kar payından hukuka aykırı şekilde mahrum bırakılmasının mümkün olmadığını, bilirkişiler tarafından yapılan hesaplama ile de müvekkiline verdiği zararın 230.349,64 TL olarak hesaplandığını, tacirlerin fatura düzenlemekle mükellef olduğunu, müvekkilinin kar payına yansıtılmışsa bu hususun faturalandırılmış olması gerektiğini, davacının 23.03.2018 tarihli ıslah dilekçesinde LPG sektöründe davalıya CİF teslim yapıldığını ve buna göre malın maliyetine nakliye ve diğer işletme giderlerinin eklenmesi gerektiğini savunduğunu, CİF teslimin davacının iddia ettiği gibi tanımlanmadığını, CİF teslimde satıcının teslim yerine malı gönderebilmek için gerekli tüm giderleri ve taşıma masraflarını karşılamak zorunda olduğunu, asıl dava yönünden ise tamamen hatalı rapora göre karar verildiğini, kar mahrumiyeti tazminatının hukuka aykırı olduğunu, ayrıca davacının gelip almadığı emtiaların iadesinden doğan cezai şartın tazminat olarak ödenmesine yönelik değerlendirmenin de hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmadığını, sözleşmenin 13.4 maddesinde, iş bu sözleşmenin süresinin bitiminden önce bayi tarafından hiçbir haklı sebebe dayanılmaksızın tek taraflı feshedilmesi halinde bayi satıcıya ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt ettiği taahhütü olduğunu, davacı- birleşen davada davalı davalının şirket işletme giderlerini kara yansıtarak sözleşmeye açıkça aykırı davrandığını, nakliye bedellerine ilişkin tek bir fatura dahi bulunmadığını, müvekkilinin bu nedenlerle sözleşmenin feshinde haklı olduğunu, cezai şarta tabi tutulmasının mümkün olmadığını, davacı karşı davalının sözleşmelerin 7.,8. ve 13. maddelerine aykırılık sebebiyle müvekkili şirketin sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunun belirterek; kararın kaldırılmasına, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl dava, bayilik sözleşmelerinin haksız feshi nedeniyle, cezai şart alacağı, kâr mahrumiyeti ile verilen malzemenin geç tesliminden dolayı cezai şart tazminatı; birleşen dava ise bayilik sözleşmelerine aykırı olarak fazla alınan kâr bedelleri nedeniyle uğranılan zararın tahsili taleplerine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, asıl davada davalılar ve birleşen davada davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında, iki ayrı LPG otogaz bayilik sözleşmelerinin olduğu, sözleşmelerin, davalı birleşen dosya davacısı bayi şirket tarafından feshedildiği konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık, feshin haklı olup olmadığı, asıl davada davacının talepleri yönünden düzenlenen bilirkişi raporunun ve hükmün yerinde olup olmadığı, birleşen davada davacının zarar talebinin red kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, taraflar arasında 18.06.2010 tarihinde ve 22.09.2010 tarihinde “ LPG Otogaz İstasyonu ve Bayilik Sözleşmesi “ imzalandığı, sözleşmede davalı birleşen dosya davacı şirketin bayi, davacı, birleşen dosya davalı şirketin ise satıcı olarak yer aldığı, 18.06.2010 tarihli sözleşmenin Aydın İli, Nazilli İlçesinde ki otogaz istasyonu için 22.09.2010 tarihli sözleşmenin ise Denizli İli, Bozkurt İlçesindeki otogaz istasyonu olduğu, sözleşmenin konusunun “2”. maddede, sıvılaştırılmış Petrol Gazı ( LPG) ile çalışan araçlara satıcıdan satın alacağı LPG ‘nin dolumunun Otogaz LPG satış istasyonunun …ın vereceği teknik talimatlara, resmî mercilerce çıkarılmış ve çıkarılacak kanun, kararname, standart, bildiri, tebliğ ve sair mevzuata uymak şartı ile anlaşma hükümlerine göre yapılması işi olarak tanımlandığı, bayiye emaneten verilen mallar 3. maddede belirtilerek toplam maliyetinin 42.750,USD +KDV olarak gösterildiği, 22.09.2010 tarihli sözleşmede bayiye emanet verilen malların toplam maliyetinin 5.000 USD +KDV olarak gösterildiği, aynı maddede, sözleşmenin hitamında veya herhangi bir sebeple sona ermesi halinde madde 3’te belirtilen söz konusu malzemeleri sağlam ve eksiksiz olarak …A.Ş’nin merkez adresine iade edileceği, buna ait nakliye, vinç vs ..bedellerinin bayi tarafından peşin olarak ödeneceği, anlaşmanın herhangi bir şekilde sona ermesi halinde bayiye emanet olarak teslim edilen ve mülkiyeti satıcıya ait olan malzemelerin bayi tarafından anlaşmanın sona ermesinden itibaren 3 iş günü içinde iade etmemesi halinde bayinin her gün için 500 ABD Doları kullanma bedelini satıcıya ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğinin belirtildiği, 7. maddede, fiyatlar başlığı ile sözleşmenin imza tarihindeki bayi alış fiyatı (miktar belirtilmemiş), bu tarihten sonra LPG ‘nin bayi 14/03/1998 tarih ve Bakanlar Kurulu kararı uyarınca LPG’nin … veya diğer rafineri şirketleri tarafından çıkış fiyatlarına yapılacak fiyat ayarlamaları, vergi ve fon artışları, nakliye fiyatlarındaki artışlar, artışın yapıldığı tarihteki fiyatlara aynı oranda yansıtılacağının belirtildiği, 8. maddede “ Ödeme” başlığı ile otogaz konusunda yürürlükte olan kanun, yönetmelik tebliğ veya Bakanlar Kurulu kararlarında bayi ve dağıtım şirketi için belirlenen dağıtım payının bayi kar oranı %88,00’e, satıcı kar oranının %12,00 tekabül ettiği, dağıtım payının belirlenmesinde Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan Dolar kurunun esas alınacağı, buna göre bayi kar payının oransal olarak %88,00 olacağı, dağıtım payının belirlenmesinde Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan Dolar kurunun esas alınacağının belirtildiği, 8.2 maddede, ödemelerin zamanında yapılmaması halinde aylık %5 gecikme faizinin tahakkuk ettirileceği, 10. maddede, sözleşmenin 5 yıl süre ile 18.06.2015 tarihine 22.09.2010 tarihli sözleşmenin ise 22.09.2015 tarihine kadar geçerli olduğu, sözleşme ile belirlenen sürenin bitiminden üç ay öncesinde bayiliğin devamı için taraflarca sözleşme yenilenmez ise sürenin bitiminde bayilik sözleşmelerinin sona ereceğine yer verildiği anlaşmanın feshinin 12. maddede düzenlendiği, sözleşme maddesinde yer verilen durumların gerçekleşmesi halinde satıcının sözleşmeyi, ihtara ve hükme hacet kalmaksızın tek taraflı olarak ve derhal haklı nedenle fesh edebileceğinin belirtildiği, feshin sonuçlarının 13. maddede düzenlendiği, sözleşmenin satıcı tarafça feshi halinde bayinin sözleşmenin feshini ileri sürerek zarar, ziyan ve tazminat gibi herhangi bir talepte bulunamayacağı, 13.4 maddede, sözleşmenin sürenin bitmesinden önce bayinin hiçbir haklı sebebe dayanmaksızın tek taraflı olarak feshedilmesi halinde bayinin satıcıya 100.000 ABD Doları cezai şart ve ayrıca sözleşmenin sonuna kadar satıcının mahrum kalacağı karı ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt edeceğinin belirtildiği, davalı karşı davacı şirket tarafından Denizli … Noterliğinde düzenlenen 07.12.2012 tarihli ihtarname ile Denizli – Bozkurt, Aydın – Nazilli Otogaz İstasyonları için bayilik sözleşmeleri akdolunduğu, sözleşmenin 8.1 maddesi gereğince Denizli Bozkurt Şubesi için dağıtım payının %86 ‘sını bayiye kar payı olarak bırakılacağı, Aydın – Nazilli Şubesi için akdedilen sözleşme ile 8.1. maddede dağıtım payının %88’nin bayi kar payı olarak bayiye verileceği ve satış fiyatının bu kar payına göre belirleneceğinin hükme bağlandığı, satış faturalarının incelenmesinden şirketin sözleşmenin anılan hükmüne uygun hareket etmediği, satış bedelini yüksek belirlediği, şirkete verilecek kar paylarını vermediğinin belirlendiği ve aykırılığın giderilmesi için 14.09.2012 tarihli ihtarnamenin keşide edildiği, sözleşmeye aykırılığın giderilmediği, bayilik sözleşmelerinin haklı ve zorunlu olarak fesh edildiğinin bildirildiği, davacı karşı davalı şirket tarafından Beyoğlu … Noterliğinde düzenlenen 02.07.2012 tarihli ihtarname ile 22.06.2012 tarihli ihtarnameye cevap verilerek, LPG alımları ile satışları karşılaştırıldığında kapasitenin üzerinde bir stoğun olması gerektiği bu sebeple tank yahut tesisatta bir sızıntı olup olmadığının tespiti için şirketin teknik servisinin gerekli kontrollerin yapılmasının talep edildiği, mahkeme vasıtası ile tespit yaptırıldığı, mal alım miktarları ile satış miktarları arasındaki farkın saikinin tesisat yahut tanktaki bir sızıntı olmadığının tespit edildiğinin bildirildiği, davalı karşı davalılar ve karşı davacı şirkete Beyoğlu … Noterliğinde düzenlenen 19.12.2012 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği, ihtarnamenin haksız olduğunun 31.08.2012 tarihli ihtarname ile cevaplandırıldığı, daha öncede tanklarda sızıntı olduğu bahanesi ile ihtarname gönderildiğinin belirterek sözleşmeler gereğince emaneten verilen emtiaların iadesi aksi halde maliyeti için dava açılacağı hususlarının belirtildiği davanın ve karşı davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır.Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat sonucu düzenlenen 01.04.2014 tarihli bilirkişi raporunda; davalı … Şirketi’nin defter kayıtlarında Nazilli/Aydın istasyonunda davacı firmadan almış olduğu LPG gazının litre bazında alış-satış kar oranlarının1,07-1,08-1,09-1,10-1,11-1,12-1,13-1,14-1,15-1,16-1,17-1,20-1,23 olarak defter kayıtlarında tespit edildiği, davalı şirketin defter kayıtlarında Bozkurt/Denizli istasyonunda davacı … A.Ş firmasından almış olduğu LPG gazının litre bazında alış-satış kar oranlarının 1,07-1,08-1,09-1,10-1,11-1,12-1,13-1,14-1,15-1,16-1,17-1,18-1,21-1,23 olarak defter kayıtlarında tespit edildiği, davalı şirketin defter kayıtlarında inceleme yapılarak kar oranları tespit edilmiş ise de taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine göre kar oranlarının dağılımının tam olarak tespiti için satışı yapılan LPG ile ilgili alış fiyatlarının dosyada bulunmaması nedeniyle kar dağılımı yönünden hesaplamanın yapılamadığı belirtilmiştir. 23.09.2014 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; incelenen davacı karşı davalı yanın 2010-2011-2012 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonu kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, taraflar arasındaki sözleşmelerin 3. maddesinin son fikrası uyarınca hesaplanan kullanım bedeli tazminatının 25.000,00 USD olduğu, taraflar arasındaki sözleşmelerin 13.4. maddesi uyarınca hesaplanan kar mahrumiyeti tutarlarının Aydın/Nazilli istasyonu için 5.718,57 TL, Denizli/Bozkurt istasyonu için 9.667,76 TL olduğu, taraflar arasındaki sözleşmelerin 13.4. maddesi uyarınca hesaplanan cezai şart tutarlarının Avdın/Nazilli istasvonu için 100.000.00 USD, Denizli/Bozkurt istasyonu için 100.000,00 USD olduğu, Davalı karşı davacı bayi ile davacı karşı davalı dağıtım şirketi için sözleşmede belirlenen kâr payı oranlarının doğru uygulandığı belirtilmiştir.09.03.2015 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda; davacı şirketin, incelemeye ibraz ettiği hesaplama icmalinde, … alış fiyatları üzerine ton başı işletme gideri dahil ettiği, alış maliyetine eklenen işletme giderlerinin istasyona yapılan oto gaz ikmali için nakliye bedeli (güncel mazot bedeli x gidiş geliş km), nakliye araçlarının sigorta giderleri payı, … boru hattı katılım payı ve EPDK katılım payından oluştuğu, dolayısı ile bu hesaplama sistemi açısından her iki islasyona ait kar dağıtım marjının dikkate alınması sonucu yapılan hesaplamalarda kar marjlarının doğru uygulandığı, itiraza konu işletme gider paylarının, sektör ortalamalarında olmadığının kabul görmesi halinde, sözleşmedeki kar dağılım marjlarının işletme giderlerinin düşülmesinden sonra uygulanması durumunun, karşı dava yönünden davacı … (davalı karşı davacı) alacaklı duruma getireceği, davacı şirketten alınan icmaldeki bilgiler ışığında 2010 — 2011 ve 2012 yılı tüm faturalara yansıtılan işletme gider paylarından kaynaklanan davalı karşı davacı şirket alacağının, Nazilli istasyonu için 44.485,95 TL ve Bozkurt istasyonu için 35.121,69 TL olmak üzere toplam 79.607,64 TL olacağı, itiraza konu işletme gider paylarının sektör ortalamalarında olduğunun kabul görmesi halinde ise, davacının kar dağıtım marjı uygulamalarının sözleşmeye uygun olduğu ve davalı şirketin karşı davasının karşılıksız kalacağı, bu itibarla kök rapordaki tespitlerde bir değişiklik olmayacağı belirtilmiştir. Tarihsiz bilirkişi heyet raporunda; sektörel inceleme ile bu sürenin genel olarak dağıtım şirketleri içerisinde yeni bayilik tesisinin ortalama olarak azami 3 aylık bir zaman zarfının uygun olabileceği görüş ve kanaatinde olduğunu, kar mahrumiyeti hesabında, (operasyonel tüm maliyetler düşüldükten sonraki net tutar) mahrum kalınan net kar kaybının her iki istasyon için belirlenip sözleşmelerin kalan süre sonuna kadar ve 3 aylık süreye göre ayrı ayrı ne olacağının mali inceleme ile belirtildiği, sektör bilirkişisinin değerlendirmeleri kapsamında 3 aylık kar mahrumiyeti hesaplandığında Aydın Nazilli bayi için 1.307,95 TL ve Denizli Bozkurt bayi için 854,71 TL olmak üzere toplam 2.162,66 TL olarak kar mahrumiyeti hesaplandığı, asıl davaya ilişkin olarak, kalan süreye dair talep edilen kar mahrumiyeti sektör bilirkişi değerlendirmeleri kapsamında 3 aylık 2.162,66 TL olarak hesaplandığı, davacı tarafından talep edilen cezai şartın sözleşmenin 13..4 maddesi içeriğinde haksız fesih halinde 100.000 USD bayi için cezai şart ödemesinin kararlaştırıldığı, davacının ‘şimdilik 15.000 TL tutarda cezai şart talebinde bulunduğu, kararlaştırılan cezai şartın davalının ekonomik mahvına sebebiyet verip vermeyeceği hususunda alınan talimat raporunda mali durumun tespitinin yapıldığı hususunun görülemediği, |davalının mali durumuna göre takdirin mahkemeye ait olduğu, emanet verilen emtianın iadesinin gecikmesinden dolayı kullanım bedeli olarak 20.12.2012 tarihinden dava tarihine kadar 40.500 USD’nin hesaplandığı, itiraza konu hususlardaki inceleme ve değerlendirmelerin yukarıdaki şekilde olduğu, davacı ve davalı arasındaki yapılan sözleşmelerin 7. Ve 8 maddelerinin uygulanmasına yönelik itirazlar kapsamında dağıtım firmasının …tan alınan ürünün bayiye ulaştırılmasında yüklendiği giderlerin düşülmesinden sonraki kısmın paylaşılmasının sözleşme, sözleşmenin atıf yaptığı düzenleme kapsamında olduğu, bayinin düşülmemesi yönündeki itirazının dayanağının bulunmadığı, birleşen davaya ilişkin olarak ise, mahkemenin itirazlara ilişkin değerlendirmelerin aksi yönünde kanaat oluşması halinde ise , dağıtıcı firmanın nakliye ve diğer giderlerine ilişkin tutartarının toplamının tablo 3 ve tablo 4’te hesaplandığı belirtilmiştir. 12.03.2018 tarihli bilirkişi 2.ek raporunda; kök raporda asıl dava için yapılan hesaplamaların geçerli olduğu, birleşen dava yönünden ise sözleşmenin ilk yılında uygulandığı belirlenen işletme gideri adı altındaki sabit oran tespit edildiğinde kök rapordaki sonuç ve değerlendirmeler yapılmış ise de itirazlar sonrası ve dosyada ilaveten fatura bazında sözleşme sonrasındaki yıllara ilişkin kısmın raporda yıllar itibari ile karşılaştırılması neticesinde, Aydınllı/Nazilli’de kademeli olarak 2011 yılından sonra %6 puan, Denizli/Bozkurt için %8 puan artışı olduğu, rapor içerisinde hesaplandığı gibi fark artışa tekabül eden 45.670,82 TL’nin birleşen davaya konu tutar olarak hesaplandığı, kök raporda sözleşme başlangıcındaki kısımdan hareketle değerlendirme yapılmış olduğundan ek rapor sonucu birleşen davaya ilişkin değişiklik gerektirdiği belirtilmiştir. 12.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda; mahkeme tarafından davacı karşı davalı … A.Ş.’nin sözleşmenin vadesinden önce feshi nedeniyle kar mahrumiyeti hesaplanması kanaatine varılması durumunda, sektör bilirkişisinin görüşleri çerçevesinde bilirkişi kurulu (…-…) raporlarında yapılan kar mahrumiyeti hesabı esas alınarak, 3 aylık kar mahrumiyetinin Nazilli/Aydın İstasyonu için 1.307,95 TL ve Bozkurt / Denizli istasyonu için 854,71 TL olmak üzere hesaplanan toplam 3 aylık kar mahrumiyeti tutarının (1.307.95 TL * 85471 TL >) 2.162,66 TL olarak hesaplandığı, davalı karşı davacı … Ltd. Şti.’nin sözleşmeleri haksız olarak feshettiği kanaatine varılması durumunda, sözleşmeye göre her istasyon için sözleşmenin 13.4 maddesinde 100.000 USD cezai şart öngörülmesine karşın davacı karşı davalı … A.Ş.’nin her bir istasyon için şimdilik 15.000 TL cezai şart talebinde bulunduğu, taleple bağlılık ilkesi de dikkate alınarak takdirin mahkemeye ait olduğu, öte yandan, 15.08.2018 tarihli talimat bilirkişi ek raporu ile davalı karşı davacı … Ltd. Şti.’nin 31.12.2012 tarihli bilançoya göre şirketin mali durumunun 413.460,71 TL borca batık olduğunun tespit edildiği ve şirketin bilanço ve gelir tablolarından 2011 yılında 466.363,16 VI., 2012 yılında 2.554.674,34 TL ve 2013 yılında 573.389,75 TL zarar ettiği dikkate alındığında, kayıtlı değerler üzerinden, davalı karşı davacı … Ltd. Şti.’nin borca batık olduğunun görüldüğü; davacı karşı davalı … A.Ş.’nin 73.448,50 TL tutarındaki tazminat talebinin mahkeme tarafından yerinde bulunması durumunda davalı … Ltd. Şti.’nin ekonomik mahvına sebep olup olmayacağının değerlendirilmesinin ancak aktiflerin muhtemel satış fiyatı üzerinden değerlenmesi durumunda mümkün olacağı; birleşen dava yönünden ise, … fatura tutarma … payları (Nazilli/Aydın için 612 ve Bozkurt / Denizli için 9614 kar payı) eklenerek bayiye kesilmesi gereken fatura tutarının bulunduğu ve … tarafından fatura edilen tutarlar arasındaki farkların işletme gideri olarak dikkale alınmış olduğu, bayiye bu işletme giderlerinin davacı karşı davalı … A.Ş. Tarafından yansıtılmadığı durumda davalı karşı davacı … Ltd. Şti.’nin Nazilli/Aydın istasyonu için 132.791,04 TL ve Bozkurt/Denizli istasyonu için 97.558,61 TL olmak üzere toplam 230.349,64 TL alacaklı olacağı, öte yandan, sektör bilirkişisinin görüşü çerçevesinde, işletme giderlerinin bayinin alış faturasına yansıtılması durumunda, bayinin ilk alış faturasında bayi alış maliyeti ile pompa satış fiyatı arasındaki farkın dağıtım oranının sözleşmeye uygun olarak uygulandığı; ancak dağıtım firması davacı karşı davalı … A.Ş.’nin anlaşma ve başlangıçtaki uygulamayı değiştirir nitelikte bayi davalı karşı davacı … Ltd. Şti.’ye fazla yansıttığı, işletme giderlerinin Nazilli / Aydın istasyonu için 4.471,87 TL ve Bozkurt /Denizli için 4.532,45 TL olmak üzere toplam 9.004 32 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir. Taraflar davalarını ayrı ayrı ıslah etmişlerdir.Mahkemece , sözleşmelerin davalı birleştirilen dosya davacısı şirket tarafından haksız şekilde feshedilmiş olduğu kabul edilerek, asıl davanın ıslah edilen miktarla beraber kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir. Dosyada gerek talimat gerekse de ilk derece mahkemesinde olmak üzere çok sayıda rapor ve ek rapor alınmıştır. Taraflar arasındaki imzalanan bayilik sözleşmeleri ve sözleşme hükümleri konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Davalı birleşen dosya davacısı kendilerine verilen kâr payının sözleşmeye aykırı olarak eksik olduğu iddiası ile her iki bayilik sözleşmesini sözleşmenin bitim tarihinden çok önce ve sözleşmedeki şekil şartlarına uymaksızın feshetmiştir. Davalı karşı davacının fesih gerekçesinde iddia etmiş olduğu husus bilirkişi raporlarınca yapılan incelemelerden tespit edilememiştir. Yani davalı birleştirilen davacı şirket tarafından davacı karşı davalının sözleşmeye aykırı olarak kendilerine eksik kar payı verildiği iddiasını ispat edememiştir. Bu durumda, davalı karşı davacının sözleşmeye aykırı herhangi bir tutumu tespit edilemediğinden davalı karşı davacının feshinin haklı olduğundan söz etmek mümkün değildir. Ve davalı karşı davacı tarafça birleştirilen dava dosyasında talep edilen kar payına dair zarar alacağının subutu da söz konusu olmayacaktır. Sözleşmeyi haksız olarak vaktinden önce fesheden davalı karşı davacı şirket, sözleşmenin yukarıda yer verilen maddeleri kapsamında davacının talep etmiş olduğu, davalı bayiye sözleşme aşamasında emaneten verilen ve bayi tarafından sözleşmede ki açık düzenlemeye rağmen teslim edilmeyen emtiaların toplam maliyet bedeli ile kullanma bedelini satıcıya ödemekle yükümlü olacaktır. Diğer taraftan, sözleşmenin 13.4.maddesi gereğince sözleşmenin süresinin bitmesinden önce bayi tarafından haklı sebebe dayanılmaksızın sözleşme tek taraflı olarak feshedilmiş olduğundan davalı bayi cezai şartı ödemekle mükellef olduğu gibi davacı karşı davalı satıcının kar mahrumiyetini de karşılamak mükellefiyetinde olacaktır. Bu talepleri doğrultusunda bilirkişi raporlarınca davacı karşı davalı satıcının emsal Yargıtay kararları da dikkate alınarak , her iki bayilik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle bu sürenin genel olarak dağıtım şirketleri içerisinde yeni bayilik tesisinin oluşturulmasının azami 3 aylık bir zaman zarfının uygun olacağına dair belirleme ile her bir bayilik yönünden üç aylık kar mahrumiyeti hesabı ve yapılan bu hesaplamanın hükme esas alınmasında isabetsizlik görülmemiştir. Yargıtay 19.HD’nin yerleşik içtihadına göre, TBK’nın 114/2. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 52. maddesi uyarınca, davacının zararı azaltma yükümlülüğü bulunduğundan, kâr mahrumiyeti süresi, feshedilen sözleşmenin bakiye bölümü için değil, davacının aynı bölgede benzer bayilik kurabilmesi için gerekli makul süre kadar olmalıdır (Yargıtay 19. HD’nin 04/04/2018 tarih, 2017/4479 E.- 2018/1825 K, sayılı ilamı). Nitekim bilirkişi raporunda bu süreye ilişkin değerlendirme yapılmış ve raporda makul sürenin üç ay olduğu gerekçeli şekilde tespit edilmiştir. Bilirkişi tarafından akaryakıt piyasasında makul olan, genel kabul görmüş süre üç ay olarak tespit edilmiş ve hesaplama bu süre göz önünde bulundurularak yapılmıştır.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, asıl davada davalılar ve birleşen davada davacı vekilinin, asıl ve birleşen davalara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, asıl davada davalılar ve birleşen davada davacı vekilinin, asıl ve birleşen davalara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Asıl davada davalılar ve birleşen davada davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 3.050,79‬ TL istinaf karar harcının asıl davada davalılardan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,3-Asıl davada davalılar ve birleşen davada davacı tarafından istinaf kanun yolu giderlerinin kendilerinin üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davanın esası bakımından oy birliğiyle, davalı taraftan alınması gereken nispi istinaf harcı yönünden üye hâkim …’nun karşı oyu ile oy çokluğuyla ve kesin olarak karar verildi. 23.03.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.
KARŞI OY: Nisbi harca tabi olan davalarda, özellikle 492 sayılı Harçlar Kanunu ile bağlı tarife hükümleri, 5235 sayılı Kanun ve ilgili tüm yasal mevzuat, ulusal ve uluslararası yargı kararları kapsamında, ilk derece mahkeme kararı kaldırılarak esas hakkında karar verilmedikçe Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf kanun yoluna başvuran davalıdan başvuru aşamasında ve istinaf başvurusunda nisbi değil maktu karar ve ilam harcı alınması gerektiği kanaati nedeniyle, çoğunluğun nisbi harç alınmasına dair görüşüne katılmadığımı ve hükmün ilgili bentlerine muhalif kaldığıma dair görüşümü bildiririm.