Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/634 E. 2020/293 K. 16.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/634
KARAR NO: 2020/293
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2019
NUMARASI: 2019/506E. – 2019/1060K.
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 2017-2018 yıllarına ilişkin genel kurul toplantısının 07/05/2019 tarihinde yapıldığını, bu toplantıda faaliyet raporunun tek bir rapor olarak sunulduğunu, bunun ilgili yönetmelik hükümlerine aykırı olduğunu, 2017 yılına ait faaliyet raporunun süresinde hazırlanmadığını, ayrıca rapor içeriğinden hangi yıla ait faaliyet hesabının verildiğinin anlaşılamadığını, müvekkilince görüşmelerin bir ay sonrasına ertelenmesine yönelik talepte bulunulduğunu, finansal tabloların görüşülmesinin 11/06/2019 tarihine ertelendiğini, 11/06/2019 tarihindeki toplantıda özel denetçi tayinine karar verilmesine yönelik taleplerinin oy çokluğu ile reddedildiğini, faaliyet raporları ile ilgili olarak şirket ortaklarının bilgi alma hakkının alenen engellendiğini, faaliyet raporunun TTK’ya aykırı olarak ortaklara sunulmadığını, finansal tablolardaki tutarların gerçeğe aykırı olduğunu, şirketin borca batık durumda olup yönetim kurulunun keyfi olarak faaliyetlerini sürdürdüğünü, tüm bu nedenlerle davalı şirketin 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin faaliyetleri ile ilgili olarak şirket ana sözleşmesinin uyumluluğu ile mali uygunluk denetim konularında özel denetim talebinde bulunulmasının zorunluluk haline geldiğini belirterek, TTK’nın 439 ve devamı maddeleri uyarınca genel kurul toplantısında arz edilen ve dilekçede belirtilen şirketin varlıklarının korunup korunmadığı, son iki yılda zarar edilmesinin makul gerekçelerinin bulunup bulunmadığı, davalış şirket yöneticilerine ve diğer ortaklarının ilişkili bulunduğu diğer şirketlere borçlarının bulunup bulunmadığı hususları ile ilgili olarak, davalı şirkete özel denetçi atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cep dilekçesinde özetle; TTK’nın 438. maddesi gereğince özel denetimin konusunu belirli olayların oluşturması gerektiğini, genel nitelik taşıyan ve şirketin genel işleyişi hakkında bilgi almak amacıyla özel denetim yapılmasının istenemeyeceğini, davacının bilgi edinme ve inceleme hakkını kullanmadığını, bu nedenle davacının özel denetçi talep etmesinin yasal olarak mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…TTK 437/2 bendinde bilgi alma hakkının genel kurulda kullanılması gerektiği, genel kurulda bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan haksız olarak reddedilen ertelenen ve bu fıkra anlatımında bilgi alamayan pay sahiplerinin reddi izleyen 10 gün içinde diğer hallerde makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu Asliye Ticaret Mahkemesine başvurabileceklerinin düzenlendiği görülmektedir. TTK 438.maddesine göre, mahkemeden denetçi tayininin istenmesi ön koşulu bilgi almaya veya inceleme hakkının daha önceden belirli olaylarla ilgili olarak istenmesinin ön koşul olarak yer aldığı görülmektedir. Genel kurulda belirli olaylarla ilgili bilgi inceleme talep edilip bu talep karşılandığında verilen bilgi yeterli değilse yada talebin red edilmesi veya cevapsız bırakılması halinde davacıların denetçi tayini talep etmeden önce TTK 437.maddesine göre bilgi alma hakkının Asliye Ticaret Mahkemesi vasıtası ile kullanılması amacıyla dava açmaları gerekmektedir. Açılan dava sonunda verilen bilgi de yeterli olmadığı takdirde bu defa bilgi alma talep edilen belirli taleplerle aynı konuda TTK 439.maddesi kapsamında özel denetçi talebinin genel kurulda ileri sürülmesi genel kurulunun özel denetçi talebini red etmesi halinde Asliye Ticaret Mahkemesinden denetçi tayin edilmesi talebinde bulunmaları gerekmektedir. Davacı TTK 437/2.bendi gereğince genel kurulda bilgi alma haklarının ileri sürmediklerinden, denetçi atanmasının talep edilebilmesi için TTK 438.maddesinde ki ön şart gerçekleşmediği…”, gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarlamış, özel denetçi atanmasının yasal koşullarının gerçekleşmesine rağmen mahkemece ret kararı verildiğini, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, TTK’nın 439. maddesi uyarınca, anonim şirkete özel denetçi atanması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi, davacının özel denetçi atanması isteminin reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın 438. maddesi uyarınca, ”Her pay sahibi, pay sahipliği haklarını kullanılabilmesi için gerekli olduğu taktirde bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir. ” TTK’nın 439/1. maddesi uyarınca, ”Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi halinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını talep edebilirler.” Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca, “Mahkeme, şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra karar verir. Mahkeme istemi yerinde görürse, istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzman görevlendirir. Mahkemenin kararı kesindir.” Yukarıda açıklandığı üzere, TTK’nın 440/2. maddesi gereğince özel denetçi atanması talebi hakkında ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararlar kesindir. İlk derece mahkemesi kararında da bu husus belirtilmiştir. Kesin kararın istinafı halinde HMK’nın 346. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekir. Ancak, ilk derece mahkemesince bu konuda bir karar verilmeden dosyanın istinaf mahkemesine gönderilmesi halinde, HMK’nın 352/1.b maddesi uyarınca istinaf mahkemesince de bir karar verilmesi mümkündür. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 352/1.b maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenle; 1-HMK 346 ve 352. maddeleri gereğince, davacılar vekilinin kesin karara yönelik istinaf başvuru dilekçesinin REDDİNE, 2-İstinaf karar harcının davacılara iadesine, 3-İstinaf başvurusuna ilişkin sarf edilen giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına, 4- Kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.16.03.2020
KANUN YOLU: TTK’nın 440.maddesi uyarınca ve ayrıca, çekişmesiz yargı işi olması nedeniyle HMK’nın 362/1.ç maddesi uyarınca karar kesindir.