Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/623 E. 2021/737 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/623
KARAR NO : 2021/737
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/01/2020
NUMARASI : 2019/890 E. – 2020/17 K.
DAVANIN KONUSU:Şirketin İhyası
Taraflar arasında görülen şirketin ihyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Çevre ve Orman Bakanlığı adına İstanbul 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/180 Essas sayılı dosyasında ihyası istenilen Tasfiye Halinde … San. ve Tic. Ltd. Şti ve diğer davalılar aleyhine açılan rüucan tazminat davasının yargılaması sırasında …ürlüğü tarafından, ihyası istenilen şirketin tasfiyesinin sona erdiğinden ticaret sicilinden terkin edildiğinin bildirildiğini, mahkemece davalı şirketin ihyası yönünde dava açılması için süre verildiğini ileri sürerek, devam eden davada taraf teşkilinin sağlanması için Tasfiye Halinde … San. ve Tic. Ltd. Şti. ‘nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tasfiye memuru … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından ihyası istenilen şirketin tasfiyesinin usulüne uygun şekilde tamamlandığını, tasfiye işlemleri tamamlandıktan çok sonra ihya talebinde bulunulamayacağını, müvekkilinin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı … Ticaret Sicili Müdürlüğü davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; “….Somut olayda, davacı tarafından, ihyası istenilen şirkete yönelik açılmış İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/180 esasında görülmekte olan tazminat davası mevcuttur. Bu davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infazı işlemlerinin yapılması TTK’nın 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemi niteliğinde olup, tasfiye işleminin tam olarak tamamlanabilmesi için anılı dava dosyasının sonuçlanıp infazı gerekirken tasfiye işlemleri tamamlanıp ticaret sicilinde ilan edildiği tarihte şirketin herhangi bir borcunun bulunup bulunmadığını tasfiye memuru bilebilecek durumda olmasına rağmen tasfiyeyi kapattığı açık olup, davalı tasfiye memurunca bu dosyanın akıbeti beklenilmeden şirketin tasfiyesinin gerçekleştirildiği anlaşılmakla söz konusu ek tasfiyenin sağlanması için şirketin ihyasının gerektiği ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğundan, Tasfiye Halinde … San. ve Tic. Ltd. Şti. ünvanlı şirketin sicildeki terkin kaydının İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/180 Esas sayılı dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleriyle sınırlı olarak iptali ile, TTK 547. maddesi gereğince aynı ünvanla ticaret siciline tescili sureti ile ihyasına ve ek tasfiye işlemlerini yürütmek üzere TTK 547/2 maddesi gereğince şirketin son tasfiye memuru olan …’nin tasfiye memuru olarak atanmasına, davalı tasfiye memurunca şirket hakkındaki dosyanın akıbeti beklenilmeden şirketin tasfiyesini gerçekleştirmesi nedeniyle davalı tasfiye memuru kusurlu olup davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutularak, şirketin son tasfiye memuru olması nedeni ile tasfiye memuru için takdiren ücret tayinine yer olmadığına ve davalı … Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden bu davalı aleyhine harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti tayinine yer olmadığına…” gerekçesiyle davanın kabulü ile Tasfiye … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin İstanbul 8 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/180 Esas dosyasının görülüp sonuçlandırılması ve infazı işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla ihyasına, davalı … tasfiye memuru olarak atanmasına, karar vermiştir.Bu karara karşı davalı tasfiye memuru vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde;İhya davasının açılabilmesi için baş yıllık yasal sürede başvurulması gerektiğinin gerekçede belirtilmesine karşın tasfiyeden 14 yıl sonra açılan davada ihya kararı verilmesinin hatalı olduğunu, ihyası istenen şirketin 11.08.2005 yılında tasfiyesinin tamamlanarak terkin edildiğini, beş yıllık yasal süreden sonra 14.10.2019 tarihinde açılan davada TTK’nın geçici 7.maddesinde belirlenen beş yıllık sürenin dolması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin tasfiye işlemlerini usulüne uygun şekilde tamamlaması nedeniyle ek tasfiyeye gerek bulunmadığını, tasfiye edilen şirketin tasfiyesi ve tasfiye bakiyesinin dağıtılmasına ilişkin İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/62-423 E.K.sayılı kararıyla şirketin tasfiyesinin tamamlandığını, tasfiyenin eksiksiz tamamlanmasından sonra açılan bir dava için şirketin ihyasının usulsüz olduğunu, aksi halde şirketlerin ihyasının sonsuza kadar istenebilmesi nedeniyle tasfiyeye ilişkin hükümlerin yok sayılacağını, tasfiye memuru olan müvekkilinin hiç bir kusuru bulunmaması nedeniyle aleyhine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 547. Maddesi uyarınca, tasfiye sonucu sicilden terkin edilen şirketin, ek tasfiye için ticaret siciline yeniden tescili (ihyası) talebine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.TTK’nın 547. maddesi gereğince “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”. Bir şirket veya kooperatifin ihyası davasında davacı taraf, şirket ortaklarından herhangi biri, şirket veya kooperatifin en son yetkilileri, o şirkette veya kooperatifte daha önce çalışmış bulunan herhangi bir işçi, şirket veya kooperatiften alacağı bulunan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi alacaklı, özetle hukuki menfaati bulunan herhangi bir kişi olabilir. İhya davalarında davalı taraf ise şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir.Davacı yanca, tasfiyenin tamamlanmasından sonra tasfiye edilen şirket hakkında alacak davası açıldığı sabittir. Başka bir anlatımla tasfiyenin tamamlanarak şirketin sicilden terkin edildiği tarihte davacı tarafından İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/180 Esas sayılı davası henüz açılmamıştır. Dava dilekçesindeki anlatımlardan, tazminat davasına ilişkin vakıaların şirketin terkininden önceki döneme ilişkin olduğu açık olduğundan, tazminata hükmedilip edilmeyeceği yargılamaya muhtaçtır. Yargılamanın yapılabilmesi için şirketin ihyası gerekmektedir. Davacı vekilince cevap dilekçesinde ileri sürülen hususlar rücu davasında değerlendirilmelidir. Mevcut şekliyle tasfiye öncesi döneme ilişkin davacı iddiaları nedeniyle tasfiye işlemlerinin tam olarak yapıldığından söz edilemeyeceği gibi, mahkemece son tasfiye memurunun ek tasfiye için görevlendirilmesi de TTK’nın 547.maddesine uygundur. HMK’nın 326.maddesi uyarınca yargılama giderlerinden aleyhine hüküm verilen davalının sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Şirket TTK’nın geçici 7.maddesi gereğince resen terkin edilmemiş, alınan tasfiye kararı uyarınca şirket organlarınca tasfiye edildiğinden davalı tasfiye memuru vekilinin tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir.İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, bakiye 4,90 TL istinaf harcının davalıdan tahsiline, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,6-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10.06.2021