Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/6 E. 2020/3 K. 14.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/6
KARAR NO : 2020/3
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2019
NUMARASI : 2019/333 Esas – 2019/785 Karar
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
Taraflar arasında görülen davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 2017-2018 yıllarına ilişkin genel kurul toplantısının 07/05/2019 tarihinde gerçekleştirildiğini, toplantıda özel olarak belirtilen gerekçelerle genel kurulun özel denetçi tayinine karar verilmesi yönündeki taleplerinin oyçokluğu ile reddedildiğini, davalı şirketin yönetim kurulu faaliyet raporunu yasal düzenlemelere aykırı olarak düzenlediğini ve şirket ortaklarının bilgi alma hakkının alenen engellendiğini, şirketin maddi duran varlıklarının yok denecek düzeyde bulunduğunu, şirketin TTK’nın 376. maddesi anlamında her iki esasa göre borca batık durumda bulunma emareleri çok güçlü olduğu halde yönetim kurulunun keyfi olarak faaliyetlerini sürdürdüğünü ve şirket genel kurulunu olağanüstü toplantıya çağırma görevini yerine getirmediğini, bu nedenle davacının haklarının keyfilik ile yok edilme noktasına getirildiğini, şirketin 2017 yılına ait olağan genel kurul zamanında yapılmadığını ve şirketin ödenmiş sermayesinin 31/12/2017 tarihi itibariyle %71,1 oranındaki bölümünün yitirildiğinin de gizlendiğini, yine 2017 ve 2018 yıllarına ait finansal tabloların gerçek durumu yansıtmadığını, şirket yönetiminin finansal tabloların müzakere edilmesinden kaçındığını, genel kurulda ortaklara gidişatın nedenleri ile ilgili ve objektif denetime elverişli bir bilgi sunulmadığını, sermaye kaybı nedeniyle olağanüstü toplantı çağrısı zorunluluklarını da kasten yerine getirmediklerini belirterek, davalı şirketin 07/05/2019 tarihli genel kurul toplantısında davacının özel denetçi tayini istemi reddedilmiş olduğundan, TTK’nın 439 ve devamı maddeleri uyarınca, şirkete özel denetçi atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; öncelikle davacının özel denetçi tayini istemli dava açmak için ön şart olan sermayenin en az 1/10’ine sahip olma koşulunu yerine getirmediğini, davalı şirket sermayesinin 1.000.000 TL olduğunu, davacının şirket sermayesi içindeki payının ise 20.000,00 TL olduğunu, davalı şirketin sermayesinin 1/10’unun 100.000,00 TL olduğunu, davacının sermaye payının bu oran altında kaldığından TTK’nın 439 ve devamı maddeleri uyarınca özel denetçi tayini talepli dava açmasının yasa gereği mümkün olmadığından davanın öncelikle bu nedenle reddi gerektiğini, yine özel denetçi tayininin ancak belli bir konuya ilişkin olarak talep edilebileceğini, ancak davanın belli bir konu dahi gösterilmeden açıldığını, yine davacının dürüstlük kuralına aykırı olarak seri davalar açtığını, davacının hakkını kötüye kullandığını, dava dilekçesinde belirtilen hususların gerçekle ilgisi olmadığını, yönetim kurulu faaliyet raporunun hazırlanması ve oylanması ile ilgili herhangi bir hukuka aykırılık söz konusu olmadığını, yine şirketin ödenmiş sermayesinin %94,33 oranında yitirildiği iddiasının doğru olmadığını, davalı şirketin borca batması gibi bir durumun gerçekleşmediğini, davacının iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu belirterek, davanın öncelikle usulden reddine, esasa girilmesi halinde, özel denetçi tayinini gerektiren koşullar oluşmadığından, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda: ”…her ne kadar davacı tarafça davalı şirketin 07/05/2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında özel denetçi tayini isteminin reddine karar verildiği iddiası ile davalı şirkete özel denetçi atanmasına yönelik dava açılmış ise de; TTK 439. maddesi uyarınca sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebileceği düzenlenmiş olup, davalı şirketin celp edilip incelenen sicil kayıtları ile hazirun cetveline göre şirketin sermayesinin 1.000.000,00 TL olduğu, davacı …’un sermayesinin ise 20.000,00 TL olduğu, dolayısıyla davalı şirketin sermayesinin 1/10’unun 100.000,00 TL olduğu anlaşılmakla, anılan yasa hükmü uyarınca davacının sermayenin onda birine sahip olmadığı, bu itibarla HMK 114/d.maddesi uyarınca davacı tarafın taraf ve dava ehliyetine sahip olmadığı… ” gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusund bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle:Özel denetçi tayini istekli dava açmak için ön şart olarak sermayenin en az 1/10’ine sahip olma koşulunu yerine getirmediği sebebiyle davanın reddi yönünde hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, doktrindeki görüşler ile bu hususun sabit olduğunu, sahip olunan payın oranı ve sahip olunma süresinin bu hakkın kullanımını etkilemediğini, davalı şirket yönetim kurulu faaliyet raporunu yasal düzenlemelere aykırı olarak düzenlemiş olup şirket ortaklarının bilgi alma hakkının alenen engellendiğini, davalı şirketin yönetim kurulu faaliyet raporlarını yasal düzenlemeye aykırı olarak düzenlemiş olmakla beraber şirketinin ödenmiş sermayesinin tamamen kaybı sebebiyle özel denetime muhtaç hale geldiğini, ancak mahkemede yapılan yargılamada işbu hususun incelenmeksizin davanın reddi yönünde hüküm kurulmuş olması sebebiyle hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek, usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve talebin kabulü ile özel denetçi atanmasına karar verilmesini istemiştir
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 439. Maddesi uyarınca, anonim şirkete özel denetçi atanması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi, davacının özel denetçi tayin isteminin reddine karar vermiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.TTK’nın 438. Maddesi uyarınca, ”Her pay sahibi, pay sahipliği haklarını kullanılabilmesi için gerekli olduğu taktirde bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir. ”TTK’nın 439/1. Maddesi uyarınca, ”Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi halinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını talep edebilirler.” Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca, “Mahkeme, şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra karar verir. Mahkeme istemi yerinde görürse, istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzman görevlendirir. Mahkemenin kararı kesindir.”07.05.2019 tarihli genel kurulda davacı özel denetçi atanmasını talep etmiş, davacının talebi genel kurulca reddedilmiştir. Bunun üzerine eldeki dava açılmıştır. Ancak, TTK’nın 440/2. maddesi gereğince özel denetçi atanması talebi hakkında ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararlar kesindir. İlk derece mahkemesi kararında istinaf yolunun açık olduğunun açık olduğunun belirtilmesi maddi hataya dayalıdır.Kesin kararın istinafı halinde HMK’nın 346. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekir. Ancak, ilk derece mahkemesince bu konuda bir karar verilmeden dosyanın istinaf mahkemesine gönderilmesi halinde, HMK’nın 352/1.b maddesi uyarınca istinaf mahkemesince de bir karar verilmesi mümkündür.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 352/1.b maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-TTK’nın 440/2. maddesi gereğince özel denetçi atanması talebi yönünde ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar kesin olduğundan, özel denetçi atanması talebiyle ilgili istinaf başvuru dilekçesinin HMK’nın 346 ve 352/1.b maddeleri uyarınca reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,6-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 14/01/2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin karar verildi.