Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/558 E. 2023/98 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/558
KARAR NO: 2023/98
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2017
NUMARASI: 2014/215 E. – 2017/620 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali ( Bankacılık İşleminden Kaynaklanan )
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; … bank AŞ. Beylikdüzü şubesi ile borçlu … San. ve Tic.Ltd.Şti. arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesine, davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak katıldığını, banka alacağının ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek borçlulara ihtarname tebliğ edildiğini, ihtara rağmen ödenmeyen alacağın tahsili amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, oranın sözleşmeye uygun belirlendiğini, alacağın 03.04.2006 tarihli temlik sözleşmesi ile müvekkilince devir alındığını ileri sürerek, davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; bankacılık sözleşmesinin tarihsiz olduğunu, tüketici mahkemesinin görevli olduğunu, lehe olan kanun hükümlerinin ve kefalete ilişkin lehe hükümlerin uygulanması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, dava dışı borçlu … San. Ve Tic.Ltd.Şti ile alacağı davacı tarafça temlik alınmış … bank T.A.Ş Beylikdüzü şubesi arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi kapsamında ödenmeyen borcun genel kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı bulunan davalılardan tahsili amacı ile başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.30.6.2001 tarihine ilişkin kredi hesaplarının faiz ve eklentilerinin ödenmemesi üzerine 23.08.2001 tarihinde Büyükçekmece …Noterliğinin … no.lu yevmiyesi ite Kredi lehdarı … San. Tic ltd .Şti. ,müşterek borçlu müteselsil kefiller … ve … muhatap alınarak kredi hesaplarının kat edildiği ve bu krediden ötürü 21.08,2001 itibariyle 4.308,357.219,- TL (4.308,-) borçların temerrüt faizi ve ferileri ile ödenmesi ihtarı yapıldığı,ihtarnamenin kefillerden …’a 04.09.2001 tarihinde tebliğ edildiği, diğer muhatap …’a ise yapılan her iki tebligatında geri dönmesi nedeniyle, noter kaydından tebligat tarihi anlamında bir sonuca ulaşılamadığı,… için 26.06.2013 takip tarihinin temerrüt tarihi olarak kabulü gerektiği ve genel Kredi Sözleşmesindeki 3 500,- TL limitin aynı zamanda kefalet limiti kabul edilerek Davalı … yönünden takibin 1.614,22 TL si asıl alacak olmak üzere toplam 3.500,00 TL için iptaline ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren %27,5 temerrüt faizi ve faizin %5 i gider vergisi yürütülmek suretiyle takibin devamına, , davalı …’ın ise takip tarihinden önce 08/09/2001 tarihinde temerrüte düşürüldüğü nazara alınarak ek rapor doğrultusunda davalı … yönünden takibin 1.614,22 TL si asıl alacak olmak üzere toplam 14.993,41 TL için iptaline ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren %27,5 temerrüt faizi ve faizin %5 i gider vergisi yürütülmek suretiyle takibin devamına, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan icra inkar tazminatı takdirine” gerekçesiyle davanın kısmen kabülü ile tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının kısmen iptaline, davalı … yönünden 1.614,22 TL asıl alacak olmak üzere toplam 3.500,00 TL yönünden asıl alacağa takip tarihinden itibaren %27,5 temerrüt faizi ve faizin %5 i gider vergisi yürütülmek suretiyle takibin devamına, davalı … yönünden 1.614,22 TL asıl alacak olmak üzere toplam 14.993,41 TL için takip tarihinden itibaren %27,5 temerrüt faizi ve faizin %5 i gider vergisi yürütülmek suretiyle takibin devamına, alacak likit olduğunun 2.998,68 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline (davalı …’ın 7.000 TL’den sorumlu tutulmasına) fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takibe konu alacağın … bank T.A.Ş. Beylikdüzü Şubesi tarafından, takip borçlusu … A.Ş.’ne genel kredi sözleşmesi ile kullandırılan krediden kaynaklandığını, borcun ödenmemesi üzerine bankaca Büyükçekmece … Noterliğinin 23.08.2001 tarihli ihtarıyla hesabın kat edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine de takip başlatıldığını, gerekçeli kararında davalı … yönünden temerrüt faizi başlangıcı ile ilgili yapılan değerlendirmenin yerinde olmadığını, oysa sözleşmesinin tebligat maddesinde, borçluların adres değişikliklerini bankaya bildirmeleri, bildirmedikleri takdirde sözleşmede belirtilen adrese yapılan tebligatın geçerli olacağının kararlaştırıldığını, bankaca …’ın bildirdiği son adresine hesap kat ihtarnamesinin gönderildiğini, bu nedenle bu davalı yönünden de 04.09.2001 tarihinin tebliğ tarihi kabul edilerek, 08.09.2001 tarihinden itibaren temerüt faizinin hesaplanması gerektiğini, mahkemece genel kredi sözleşmesindeki 3 500,00 TL limitin aynı zamanda kefalet limiti kabul edilerek, davalı … yönünden takibin 1.614,22 TL asıl alacak yönünden karar verilmesinin hatalı olduğunu, sözleşmede kefalet limitinin belirtilmediğini ve kefillerin tüm borçtan sorumlu olduğunu kaldı ki kat ihtarı tarihine kadar akdi faiz talep edilebileceğini, bu nedenle bilirkişi raporundaki, takip tarihine kadar akdi faiz uygulanması yönündeki görüşünün yerinde olduğunu, takip tarihi itibariyle temerrüt oluştuğunun varsayılması halinde dahi hesaplanan asıl alacağın kefalet limitinden düşük olması halinde kefilin temerrüt tarihine kadar işleyen akdi faiz ile birlikte tüm borçtan sorumlu olması gerektiğini, ek raporda takip tarihi itibariyle asıl alacak miktarının 4.799,63 TL olduğu ve kefalet limiti 7.000,00 TL ile mukayese edildiğinde anapara miktarının kefalet limitinin altında kaldığının belirlenmesi nedeniyle bu kefilin de hesaplanan 33.401,10 TL borçtan sorumlu olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava dışı … Bank ile borçlu … San ve Tic. AŞ arasında düzenlenen 3.500.000 TL bedelli genel kredi sözleşmesine davalılar müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imza atmışlardır. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nın 484.maddesi gereğince, kefaletin geçerli yazılı şekilde yapılmasına ve kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın gösterilmesine bağlıdır. Kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olacağı ayrı bir miktarın gösterilmemesi nedeniyle genel kredi sözleşmesindeki yazılı olan 3.500.000 TL bedelin kefalet limiti olarak kabul edilmesi yerindedir. Kefalet limitinin açıkça kararlaştırılmadığı hallerde, kefilin sözleşmedeki miktarı aşar şekilde sorumlu tutulması mümkün değildir. TBK’nın 117. maddesi gereğince kural olarak muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. İİK’nın 68/b maddesi ile genel kredi sözleşmesinin asıl borçluları yönünden düzenleme yapılmıştır. Yasa maddesinde; “Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır. Kefil, kefalet ettikleri sözleşmelerden dolayı asıl borçlunun borcundan kefalet limiti kapsamında tüm feriler dahil olmak üzere (temerrüt faizi, masraflar) sorumludur. Bunun dışında kefil temerrüde düşürülmüş ise asıl borçtan kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile de sorumludur. Kefil hakkında icra takibi yapılabilmesi için ayrıca kendisine temerrüt ihtarında bulunulmasına gerek yoktur. Temerrüt ihtarı kefile tebliğ edilmediyse kefilin temerrüdünün, takip tarihinde başladığı kabul edilir (Yargıtay 19.HD’nin 14/12/2015 tarih, 2015/6616E. 2015/16781K. sayılı ilamı). Somut olayda, sözleşmede hüküm olsa dahi kefilin temerrüdünün ancak kat ihtarının kefile tebliği ile mümkün olabileceği, bu nedenle kat ihtarının tebliğine kadar akdi faiz bu tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanarak kefilin sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi gerekir.Davalı kefil … ‘a takip öncesi kat ihtarının tebliğ edilmemesi nedeniyle ilk derece mahkemesince sözleşmede hüküm bulunmasına rağmen bu kefil yönünden takip tarihi itibariyle temerrüt faizini hükmedilmesi yerindedir. Ancak, temerrüt tarihine kadar akdi faiz uygulanması gerektiğinden bilirkişi tarafından belirlenen akdi faizin de davalı kefil … yönünden hüküm altına alındığı, asıl borç miktarının 1.614,022 TL olduğu, bunu aşan kısmın ise faiz alacağı olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf başvuru nedenlerinin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılmayan 492,00 TL istinaf başvuru harcı ve 179,90 TL peşin karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.26.01.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.