Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/513 E. 2023/138 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/513
KARAR NO: 2023/138
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 14/11/2019
NUMARASI: 2018/1458 E. – 2019/1092 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Eşya taşımadan kaynaklı)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirketin müşterilerine ait malları bildirilen adresten teslim alarak belirlenen teslim süreleri içerisinde taşıma, dağıtım, yükleme, istifleme, boşaltma, alıcıya teslim hizmetlerini verdiğini, davalının sorumluluğunda gerçekleştirilen müvekkili şirketin müşterisi …’ya ait malların nakliyesinde ortaya çıkan masraf ve teslim edilmeyen ürünler için müvekkili şirketin müşterisi …’nın müvekkili şirket adına … numaralı, 27/11/2017 tarihli, 4.681,80 TL bedelli, … numaralı 28/12/2017 tarihli, 101,15 TL bedelli, davalının nakliye hizmeti sırasında ortaya çıkan trafik idari para cezası nedeniyle … numaralı, 16/11/2016 tarihli, 578,25 TL bedelli faturalar düzenlendiğini, söz konusu fatura bedellerinin müvekkili şirket tarafından müşterisine cari hesaptan mahsuben ödendiğini, bu ödemelerin davalıya aynen rücu edilmek amacıyla yansıtma faturalarının düzenlendiğini, cari hesap dökümüne göre davalının 4.724,75 TL borcu olduğunu, bu borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin, davacı müşterilerinin mallarını alarak teslim işlemini gerçekleştirdiğini, teslim sırasında araçların rampaya yanaştığını, ürün yükleme bölümündeki görevlilerin ürünleri yüklediğini, müvekkilinin bu aşamada rampaya çıkmasının ve ürün yükleme bölümüne girmesine izin verilmediğini, malların yüklenmesinin akabinde davacı şirket yetkilileri tarafından aracın mühürlediğini ve müvekkili tarafından teslim yerine götürüldüğünü, mührün teslim alan firma tarafından açıldığını, müvekkilinin malları kontrol etme gibi bir imkanı olmadığını ve sorumluluğunun da olmadığını savunarak, davanın reddi ile davacının %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Dava, taşımadan kaynaklı ve malların alıcısı dava dışı … Şirketine ödenen zararın, taşıyıcıdan rucüen tahsili için yapılan takibe itirazın iptali davasıdır. Davacının; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile cari hesap alacağına ilişkin 4.724,75 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibine başladığı ,davalının süresinde itiraz ettiği ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkememizin 04/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirket vekili tarafından İstanbul Anadolu … icra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla 20/07/2018 tarihinde cari hesap alacağına dayanarak davalı borçlu aleyhinde başlatılan icra takibinde 4.724,75 TL asıl alacağın ödenmesinin talep edildiği, davacı şirket ticari defter kayıtlarına göre, davacı şirketin icra takip tarihi olan 20/07/2018 tarihi itibariyle davalıdan 4.724,75 TL alacaklı durumda bulunduğu, 4.724,75 TL alacağının kaynağının, 30/11/2017 tarih … numaralı 4.681,80 TL tutarlı yansıtma faturası ve 30/12/2017 tarih … numaralı 101,15 TL tutarlı yansıtma faturası olduğu, taraflar arasında söz konusu iki fatura haricinde 18/11/2016 tarih … numaralı 578,25 TL tutarlı yansıtma faturasmın mevcut olduğu ve fatura tutarının taraflar arasındaki cari hesaptan mahsuplaşarak ödenmiş olduğu, dava dışı … Tic. A.Ş. ticari defter kayıtlarında, dava dışı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenmiş 27/11/2017 tarih … numaralı 4.681,80 TL tutarlı yansıtma faturası ve 28/12/2017 tarih … numaralı 101,15 TL tutarlı yansıtma faturası toplamı olan 4.782,95 TL’nın davacı şirkete borç kayıt edildiği ve cari hesap içerisinde mahsuplaşma yoluyla dava dışı şirkete ödenmiş olduğu, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 4.724,75 TL asıl alacak yönünden iptali gerekeceği kanaatini bildirmiştir.TTK’nın 875/1 maddesinde “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.” denilmek suretiyle taşıyıcının sorumluluğu düzenlenmiş, sorumluluktan kurtulma halleri 876 ve 878 maddelerinde düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı taşıtan ile davalı taşıyan arasında taşıma sözleşmesi yapıldığı, sözleşme kapsamında taşıtanın mallarının alıcısına taşınması işini davalının üstlendiği, söz konusu taşıma işinin fiili taşıyıcı davalı tarafından yerine getirildiği, taşıma eşyasının alıcısına teslim edilmediği, davacının dava dışı … Şirketinin zararlarını giderdiği çekişme konusu değildir. Uyuşmazlık, eşyanın kaybından davalı fiili taşıyanın sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ile fiili taşıyanın TTK’nın 876 ve 878 maddelerinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma hallerinin gerçekleşip gerçekleşmediği konusundadır. Taşıyıcının sorumluluğu, ispat külfeti ters çevrilmiş bir kusur sorumluluğudur. Taşıyıcı, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim edildiği tarihe kadar geçen sürede uğradığı ziya ve hasardan sorumlu olup, bu mesuliyetten ancak kendisinin kusuru olmadığını ispatladığı taktirde kurtulabilir. Davalı taraf, teslimde görev alan nakliyecilere şoförlerin ve diğer taşıma görevlilerinin ürün yükleme bölümüne girmelerinin yasaklandığını, yüklemeye nezaret etmediklerini savunmuş ise de davalının bu savunması TTK’nın 876 ve 878 maddelerinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma nedenleri arasında düzenlenmediğinden davalının savunmasına itibar edilmemiştir. Diğer yandan davacı alacağının faturaya dayalı olduğu, alacağın likid olduğu … ” gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranını aşmamak kaydı ile değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak likit olmakla, dava konusu 4.724,75 TL alacağın %20’si oranında belirlenen icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın eksik inceleme sonucu verildiğini, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, gerekçeleri, gerekçeli kararın tebliği akabinde sunulmak üzere yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak “davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi” mümkün değilse “hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine” karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı vekilince, gerekçeli kararı tebliğinden sonra herhangi bir gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, yurt içi eşya taşıması kapsamında doğduğu iddia edilen alacağın, davalı taşıyıcıdan rücuen tahsili amacı ile başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içeriğinde bulunan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı (takip alacaklısı) tarafından davalı (takip borçlusu) aleyhine 19.07.2018 tarihinde 4.724,75 TL asıl alacağın tahsili için ilâmsız icra takibi başlatıldığı, alacağın sebebi olarak cari hesap alacağının gösterildiği, ödeme emrinin davalıya (borçluya) 02.08.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı (borçlu) vekilince süresinde takibe itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının da bir yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamının incelenmesinde; davacı ile davalı arasında, davacının müşterilerine ait malların yurt içinde nakliyesi ve teslimi konusunda anlaşma bulunduğu, davacının akdi taşıyan, davalının fiili taşıyan olduğu, yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davacının, dava dışı müşterisi olan …AŞ’nin mallarının davalı tarafından teslimi sırasında bir kısım malların kaybolduğu ve eksik teslim edilmesi üzerine dava dışı … AŞ tarafından teslim edilmeyen-kayıp ürün bedeli olarak 27/11/2017 tarihli, 4.681,80 TL bedelli ve 28/12/2017 tarihli, 101,15 TL bedelli iki adet adet fatura düzenlendiği, bu fatura bedellerinin davacı tarafından ödenmesi üzerine, davacı tarafça bu bedellerin davalıdan rücuen tazmini için bu kez davalı adına iki adet fatura düzenlendiği, davacının düzenlediği bu faturaların davalı tarafından ödenmemesi üzerine başlatılan ilamsız icra takibine itiraz sonrasında eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, taşıyıcının, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim edildiği tarihe kadar geçen sürede uğradığı ziya ve hasardan sorumlu olduğu, kendisinin kusuru olmadığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. HMK’nın “İstinaf Dilekçesi” başlıklı 342/2.maddesi hükmünde, istinaf dilekçesinde bulunması gereken hususlar açıklanmış olup istinaf başvuru sebepleri ve gerekçesi ile talep sonucunun dilekçede yer alması gerektiği belirtilmiş, aynı Kanun’un 355. maddesinde, istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde gösterilen “istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılacağı, ancak Bölge Adliye Mahkemesi verilen kararda kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bu aykırılık istinaf sebebi yapılmasa dahi ilk derece mahkemesi kararının bu aykırılık yönünden kendiliğinden değerlendirileceği” hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre kamu düzenine aykırılık mutlak istinaf nedenidir. HMK’nın 342/2.e maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık halleri dışında kalan durumlarda istinaf nedenlerinin istinaf dilekçesinde gösterilmesi gerekir. Aynı Kanun’un 355/1 maddesi uyarınca, karradaki kamu düzenine aykırı olmayan hususlar istinaf dilekçesinde istinaf sebebi olarak gösterilmemiş ise istinaf mahkemesince re’sen nazara alınamaz. Yukarıda açıklanan Kanun hükümleri ve ilkeler çerçevesinde yapılan değerlendirmede; hükmü istinaf eden davalı vekili istinaf dilekçesinde somut herhangi bir gerekçe bildirmeksizin, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, yeterli olmayan araştırma ve inceleme ile karar verildiği gibi soyut ifadelere yer vermiş olup dilekçede istinaf sebep ve gerekçesi hiç gösterilmediği için istinaf talebi sadece kamu düzeni ile ilgili olarak incelenmiştir. Dairemizce bu kapsamda yapılan incelemede, ilk derece mahkemesince verilen kararda eksik inceleme bulunmadığı gibi herhangi bir kamu düzenine aykırılık da tespit edilmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 242,06 TL nispi istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,3-Davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.03.02.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.