Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/51 E. 2022/1442 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/51
KARAR NO: 2022/1442
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/09/2019
NUMARASI: 2017/664 E. – 2019/776 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan 12.08.2016 tarihli 3.048,00 TL tutarlı, 17.08.2016 tarihli 1.365,96 TL tutarlı, 17.08.2016 tarihli 408,87 TL tutarlı ve 01.09.2016 tarihli 1.745,22 TL tutarlı fatura içeriği emtianın davalıya teslim edildiğini, faturaların tebliğine rağmen alacağın ödenmemesi üzerine, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, savunmasında özetle; taraflar arasındaki önceki ticari ilişkiden kaynaklanan borçların ödendiğini, takibin dayanağı 6 adet fatura konusu emtianın teslimine ilişkin kanıt sunulmadığını, irsaliyelerdeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, davacının emtiayı teslim ettiğini kanıtlaması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davalı tarafın takibe itiraz dilekçesinde, takibe dayanak yapılan faturaları ve faturaların içeriği malları almadığına ilişkin itirazı olmamıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde, malların müvekkiline teslim edilmediğini ve irsaliyeler üzerindeki imzaların müvekkili yetkilisine ait olmadığını, davacı ile yapılan ticari faaliyet olduğunu belirterek bundan kaynaklı tüm borçların ödendiğini iddia etmiş, müvekkilinin borcu bulunmadığını iddia etmekle birlikte ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir belge ibraz etmemiştir. Mahkememizce irsaliyeli faturalar üzerinde imza incelemesi yaptırılmış ve imzaların davalı yetkilisine ait olmadığı tespit edilmiş ise de, davalı tarafça icra müdürlüğüne itirazında malların ve faturaların teslim edilmediğinin ileri sürülmemesi ve cevap dilekçesinde ticari ilişkinin ve borcun varlığının kabul edilmesi karşısında malların ve faturaların tesliminin de gerçekleştiğinin davalı tarafça kabul edildiği sonucuna varılmıştır. Kaldı ki faturaların teslim edilmediğinin kabulü halinde dahi faturaların teslim edilmemiş olması sadece işleyen faiz yönünden sonuç doğurur, asıl alacağın varlığını etkilemez. Ödeme iddiası nedeni ile ispat yükü yer değiştirmiş, davalı tarafça ödeme belgesi sunulamadığından davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davalı tarafından yöneltilen itirazın 6.116,69 TL asıl alacak ve 273,18 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.389,87 TL yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak…” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yönelik itirazının 6.116,69 TL asıl alacak ve 273,18 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.389,87 TL yönünden iptaline, asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İcra takibine ve tüm borca itiraz edilmiş olmakla, faturaya, emtianın teslimine faturanın içeriğine itiraz edildiğini, bu nedenle faturalara, faturada yazan malların teslim edildiğine, imzaya da itiraz edildiğini, senetler gibi ayrıca imzaya itirazın gerekmediğini, cevap dilekçesinde ve diğer beyanlarda emtianın teslim alınmadığını belirtilmesine karşın, mahkemece emtianın teslim alınmadığını kanıtlama yükümlüğünü müvekkiline yüklediğini, müvekkilinin emtiayı teslim aldığı yönünde bir kabulü bulunmadığını, faturaların davalıya tebliğ edilmediğini, takipte daha önce müvekkiline tebliğ edilmeyen 4 adet irsaliyeli faturaya dayanıldığını ve faturaların hukuki sonuç doğurması için tebliği gerektiğini, emtianın teslim edildiğini kanıtlama yükümlüğünün davacıda olduğunu, imza incelemesi sonucunda emtianın müvekkiline teslim edilmediğinin belirlendiğini, fatura ve irsaliyelerdeki adı geçen kişilerden iki tanesinin müvekkil şirkette hiç çalışmadığını, birinin de emtianın teslim tarihinden 6 ay önce işten ayrıldığını, imzası bulunan kişilerin müvekkili şirkette çalışıp çalışmadığının araştırılmadan karar verildiğini, önceki ticari ilişkiye ilişkin borçların ödendiğinin beyan edildiğini, mahkemece bu beyanın ticari ilişkinin kabulü şeklinde algılandığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibe yönelik itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Satım sözleşmesinde, sözleşme konusu emtianın alıcıya teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü satıcıya aittir. Davacı, takip konusu edilen dört adet fatura içeriği emtianın davalıya teslim edildiğini ancak satım bedelinin ödenmediğini ileri sürerek takip başatmıştır. Davalı ise, takip konusu borç ve ferilerine itiraz etmiştir. İtirazda, borcun varlığına ve ferilerine itiraz edilmesi nedeniyle, ayrıca emtianın teslim edilmediğini belirtilmesine gerek bulunmamaktadır. Zira, davalı takibe konu borç ve ferilerine itiraz etmekle, duran takibin devamı için açılacak itirazın iptali davasında, davacının emtiayı teslim ettiğini kanıtlaması gerekir. Davalı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde de emtianın teslim edilmediğini savunmuş ve teslim olgusunun davacı tarafından kanıtlanması gerektiğini belirtmiştir. Savunmada, taraflar arasındaki ticari ilişkinden kaynaklanan diğer borçların ödendi, ancak bu emtianın teslim edilmediğin belirtilmiştir. Ödendiği belirtilen borçların bu faturalara ilişkin olmadığı ve bu faturalardan önceki ticari ilişkiden kaynaklanan borçların ödendiği savunulmuştur. Bu durumda, davalının dava konusu emtiayı teslim aldığını kabul ettiği söylenemez. Davalının, buna ilişkin açık veya örtülü bir kabulü bulunmamaktadır. İtirazın iptali davasındaki savunma sebepleri, itirazdaki savunma sebepleriyle sınırlı değildir. İtirazın iptali davasında, takibe yönelik itirazda ileri sürülmeyen savunma sebepleri de ileri sürülebilir. İlk derece mahkemesince, sevk irsaliyeleri üzerinde yapılan incelemede, irsaliyelerdeki imzanın davalı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı belirlenmiştir. Bu durumda, davacının satıma konu emtiayı davalı şirkete teslim ettiğini kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince, sözleşme konusu emtianın teslim edildiğinin kanıtlanmamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına ve neticede davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda;1-Davanın reddine,2-Yasal koşulları oluşmadığından, davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,3-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan, peşin alınmış olan 77,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 2,83 TL harcın davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca belirlen 6.447,33 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,6-Artan gider avanslarının HMK’nın 333. maddesi gereğince, talep halinde, yatıran tarafa ilk derece mahkemesince iadesine,7-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden;a-Davalı tarafından istinaf başvurusu sırasında yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 110,00 TL istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince davalıya iadesine, b-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı gideri ile ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı 42,0 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 163,30 TL istinaf kanun yolu giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,8-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekilline tebliğine,9-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.03.11.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, iş bu karar tarihi itibariyle, dava değerine göre karar kesindir.