Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/500 E. 2020/391 K. 09.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/500
KARAR NO : 2020/391
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/358 D.İş – 2018/354 Karar
KARAR TARİHİ: 17/12/2019 tarihli ek karar.
DAVA: İhtiyati Haciz Kararına İtiraz
İlk derece mahkemesince bonaya dayalı talep üzerine verilen ihtiyati haciz kararına karşı üçüncü kişilerce yöneltilen itirazın reddine yönelik olarak verilen ek karara karşı, süresi içinde ihtiyati hacze itiraz eden üçüncü kişiler vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Talep eden alacaklı vekili, talep dilekçesinde özetle; 31/03/2016 düzenleme tarihli 31/08/2016 vadeli 500.000,00-TL, 31/03/2016 düzenleme tarihli 30/09/2016 vadeli 500.000,00 TL,31/03/2016 düzenleme tarihli 31/10/2016 vadeli 500.000,00TL, 31/03/2016 düzenleme tarihli 30/11/2016 vadeli 500.000,00TL, 31/03/2016 düzenleme tarihli 31/12/2016 vadeli 500.000,00TL tutarılı senet asılları nedeniyle borçluların bir ödeme yapmadıklarını, borçluların muvazaalı satışlarla mal kaçırma hazırlığı içinde olduğunu belirterek, borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borca yeter miktarının ihtiyaten haczine, masraf ve vekalet ücretinin borçlulara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince 12/09/2018 tarihli kararla; İİK’nın 257/1. maddesi gereğince alacaklının 2.500.000,00TL tutarındaki alacağının tahsilini sağlamak için borçluların borca yetecek miktardaki menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, borçlu ile üçüncü kişilerin uğrayabileceği muhtemel zararlar karşılığı takdiren %15 oranında teminat alınmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden üçünçü kişiler vekillerince verilen itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz isteyen …’in 11/09/2018 tarihinde mahkemeye müracaat ederek toplam 2.500.000,00TL tutarlı emre muharrer senetlere dayanarak 11/09/2018 tarihinde mahkemeden …, … Sanayi ve Ticaret A.Ş. aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu ve ihtiyati haciz kararı alındığını, alınan ihtiyati haciz kararının İİK’nın 257. maddesi hükmüne aykırı olduğunu, mahkemeden ancak vadesi gelen bir senet için ihtiyati haciz talebinde bulunulabilecekken vadesi gelmeyen senetler için de ihtiyati haciz kararı alındığını, TAKBİS mal varlığı sorgusu ile borçlulardan …’in sahibi bulunduğu ve üzerine kayıtlı olan 24 adet gayrimenkullerin tüm ayrıntıları ile yine TAKBİS listesinde belirtildiği üzere borçlulardan …’in sahibi bulunduğu ve üzerine kayıtlı olan toplam 35 adet gayrimenkullerin listesi ile yine borçlulardan … San. Tic. AŞ’nin sahibi bulunduğu toplam sekiz aracın bulunduğuna dair yazıda bunların üzerine bu dosya üzerinden ihtiyati haciz ve mahrumiyet konduğunu icraya cevaben bildirdiğini, İstanbul Ticaret Odası tarafından icraya cevaben gönderilen yazı ile borçlulardan … ve …’in …Ltd. Şti.’ndeki hisseleri üzerine 2.500.000,00 TL için ihtiyati haciz konulduğunun bildirildiğini, 14/09/2019 tarihli haciz tutanağı ile borçlular …, … ve …’nin Yeşilköy’deki ofislerine gidilerek borçluların beyanı ile takibe, icraya, borca itirazları olmadığı ve senetlerdeki imzaların kendilerine ait olduğunu beyan ederek teminatın iadesine muvafakat ettiklerini bildirdikleri yazılarak alacaklı vekili tarafından hiçbir haciz yapılmadan mekanın terk edildiğini, bunun üzerine alacaklı vekilinin teminatın iadesini talep ettiğini ve mahkemeden bu yönde karar aldığını belirterek, gerçekte var olmadığı halde muvazalı ve danışıklı olarak yaptırılan borç, alacak ilişkisi ile kendilerini borçlandırmak suretiyle sırf hissedarı bulundukları …Ltd. Şti.’ndeki ortaklık paylarını icra kanalı ile sattırmak ve böylece şirketi ve şirketin diğer hissedarlarını zarara sokmak amacıyla yasaya aykırı olarak kendisi aleyhine aldırdığı ihtiyati haciz kararından rücu edilmesini, bu karara dayanak şirket hissesinin satışı amacıyla yaptırdığı icra takip işlemlerinin kıymet tektiri raporu da dahil olmak üzere iptalini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği ve dosya üzerinden verdiği, istinafa konu 17/12/2019 tarihli ek kararla; itiraz dilekçeleri uyarınca ihtiyati haczin öğrenilme tarihinin 21/03/2019 olduğu, işbu ihtiyati hacze 7 gün içinde itiraz edilmediği gerekçesiyle, süresi içinde ileri sürülmeyen ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesinde özetle: İhtiyati haciz kararını 20/09/2019 tarihinde öğrendikleri halde istinaf konusu yaptıkları mahkeme kararında gerçeğe aykırı olarak itiraz dilekçeleri uyarınca ihtiyati haczi öğrendikleri tarihin 21/03/2019 tarihi olduğunun belirtilmesi ve ihtiyati hacze 7 gün içerisinde itiraz edilmediği gerekçesiyle süresi içinde yapılmamış olan itirazın reddine dair verilen ilk derece mahkemesi kararının kanuna aykırı olduğundan belirtilen kararın istinaf yoluyla kaldırılması gerektiğini, usul ve esas yönünden istinaf başvurusunun kabul edilerek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ek kararın kaldırılmasına ve itirazın süresinde olması nedeniyle kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
İstem, bonolara dayalı verilen ihtiyati haciz kararına karşı, İİK’nın 265. maddesi uyarınca üçüncü kişinin itirazına ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, itirazın süresinde yapılmadığı gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiş ve bu karara karşı, itiraz eden üçüncü şahıslar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Mahkemece bonoya dayalı talep edilen ihtiyati haciz talebinin kabul edilerek ihtiyati haciz kararı verildiği, karara karşı menfaati ihlal edildiğini ileri süren üçüncü Kişi … Yapı…. Tic. Ltd. Şti. ortakları tarafından İhtiyati haciz kararına itiraz yöneltildiği anlaşılmaktadır. İİK’nın 265/2. maddesindeki düzenleme uyarınca “Menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilirler.” Yapılan itirazın incelenmesi usulü İİK’nın 265. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan maddenin 4. fıkrasında, mahkemenin itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra itirazı varit görürse kararını değiştirip veya kaldırabileceği, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yaparak karar verebileceği belirtilmiş olmasına göre, itirazın duruşma açılarak incelenmesi yasa tarafından zorunlu bir usul olarak kabul edilmiştir.Somut olayda, ihtiyati haciz kararına karşı üçüncü kişiler vekili tarafından verilen 25.09.2019 tarihli itiraz dilekçesi üzerine mahkemece taraflara davetiye gönderilmeden, duruşma açılmadan, önce 15.10.2019 ve sonrasında 17.12.2019 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu itirazın reddine karar verildiği, duruşma açılması yönündeki yasal zorunluluğa uyulmadan itirazın dosya üzerinden sonuçlandırıldığı, böylece itirazın inceleme usulünü emredici şekilde düzenleyen yasa hükmünün ihlal edildiği anlaşılmaktadır.Ayrıca, HMK’nın 120. maddesinde yer alan “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.” hükmü nazara alındığında; ihtiyati hacze itirazın duruşma açılarak incelenmesi gerektiğinden taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapılmasını sağlamak üzere tebligat masrafları bulunmaması halinde, tamamlanması için ihtiyati haciz kararına itiraz edene kesin süre verilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece dosya üzerinden karar verilmesi doğru olmamıştır. Buna göre ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin ara kararının, itirazın incelenmesiyle ilgi yasal koşullar sağlanmadan verildiği anlaşılmakla; HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin kararın kaldırılarak, itirazın yeniden ve usulüne uygun şekilde değerlendirilmesin için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-HMK’nın353/1.a.4. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu 17.12.2019 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA, 2-İtirazın yeniden ve murafaa açılarak değerlendirilmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,3-İtiraz edenler tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf kanun yolu harcının talep halinde iadesine, 4-İtiraz edenler tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, ilk derece mahkemesi tarafından kararla birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 09/04/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.