Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/497 E. 2020/385 K. 09.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/497
KARAR NO : 2020/385
KARAR TARİHİ: 09/04/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :20/02/2019
NUMARASI : 2018/264 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasında, ilk derece mahkemesince 05/04/2018 tarihli ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin 20/02/2019 tarihli ara kararına karşı davacı/tedbir isteyen vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı (İhtiyati tedbir isteyen) vekili, müvekkili ile davalı banka arasında akdedilen kredi sözleşmeleri gereğince, müvekkilinin, davalı bankadan KOSGEB kredisi kullandığını, ödemelerini düzenli şekilde yaptığını, ayrıca davalı bankanın “Ticari Kart Sözleşmesi” adı altında, genel işlem koşulları içeren fakat müvekkili ile müzakere etmediği, doğrudan müvekkiline dayatılmış olan matbu bir kredi kartı sözleşmesini de normal kredi kartı aldığı düşüncesinde olan müvekkiline imzalatıldığını, sözleşme içeriğinde yine tek taraflı genel işlem koşulları taşıyan kredili mevduat hesabına ilişkin düzenlemelerin olduğunu, müvekkilinin ayrı ve açıkça imzasını içeren bir talimatı olmaksızın kredili mevduat hesabının tanımlandığını, müvekkilinin haberi ve bilgisi dışında hukuka aykırı şekilde, bu hesaptan, hesap işletim ücretleri, kredi tahsis ücretleri, Maksi Kobi Paket Ücretleri, Metlife Emeklilik ve Hayat sigorta tahsilatları, işletme kart bakiye süpürme tahsilatları, … Poliçe Prim Tahsilatları vb. vergi ve faiz tahsilatları yapılarak davalı bankanın müvekkilini kredili mevduat hesabından dolayı borçlandırıldığı gibi davalı bankanın birleşik faiz işlettiğini ileri sürerek davacının davalıya kredili mevduat hesabından dolayı borçlu olmadığının tespitine, alacak ve borç miktarı ihtilaflı olduğundan öncelikle dava konusu alacağın icra ve dava yoluyla talep edilmesinin, merkez bankası ve kredi kayıt bürosu gibi kurumlara davalı bankaca bildirim yapılmasının ihtiyati tedbiren engellenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı ile müvekkili banka arasında genel kredi sözleşmesi, ticari kart sözleşmesi ve temel bankacılık hizmet sözleşmesi ve eki sözleşmelerin akdedildiğini, dava konusu kredili mevduat hesabından kredi kullandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesinin 05.04.2018 tarihli ara kararıyla davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir.Davalı vekili, davacının kredi sözleşmesi kapsamında açılan dava konusu kredili mevduat hesabından bir çok işlem yaptığını, tacir olan davacının müvekkili bankaya borçlu olduğunu belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince, 20.02.2010 tarihli arar kararıyla, davalı tarafından sunulan ekstre ve kayıtlar değerlendirildiğinde yaklaşık ispat koşulunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla 05.04.2018 tarihli tedbir kararının kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek davalı bankanın müvekkilini bilgisi dışında kredili mevduat hesabından dolayı borçlandırdığını, davalı banka işlemlerinin haksız ve dayanaksız olduğunu, tedbir koşullarının oluştuğunu belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, kredili mevduat hesabından dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararıyla, davalı bankanın itirazı üzerine, davada verilen ihtiyati tedbiri kaldırılarak talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nın 389. Maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.Kanun hükmü, tedbirin sadece dava konusu olan şey hakkında verilebileceğini ve tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu düzenlemiştir.Somut olayda, davanın başında dava dilekçesinde talep edilen tedbirin ilk derece mahkemesince karara bağlandığı, henüz delillerin tam toplanmamış olduğu, davanın bulunduğu aşama itibariyle mevcut veya yakın bir tehlikenin varlığı konusunda yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varıldığı, yargılamanın ilerleyen aşamalarında her zaman tedbir istenebileceği gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince, talebin reddine karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.Bu nedenlerle, HMK.353/1.b.1 maddesi uyarınca başvurunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 09/04/2020