Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/488 E. 2023/31 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/488
KARAR NO: 2023/31
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 20/09/2019
NUMARASI: 2017/1399 E. 2019/1063 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalıya tütün mamulleri satışı yaptığını, bu kapsamda tahakkuk eden borcun ödenmediğini, bu nedenle İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça borca itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin esnaf olduğunu ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını, davalının ürün bedellerini peşin olarak ödediğini, cari hesap ilişki bulunmadığını, davalının imzası olmayan fatura ve irsaliyeleri kabul etmediklerini, alacağın davacının kendi personelinin hukuksuz olarak kota tamamlamak, maddi menfaat sağlamak adına spot satışı yapan kişilere ürün verilip davalının davacı nezdinde hesabı olmasından dolayı ürün çıkışlarını davalının hesabı üzerinden gösterilmesi ve davalıya satış yapılmış gibi gösterilmesinden kaynaklandığını, davalıya borcun bulunmadığını, takibin haksız olduğunu savunarak, davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Dava hukuki niteliği itibariyle, mal alım satımından kaynaklanan ticari ilişki sebebiyle faturaya dayalı başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. … İtirazın iptali istemine konu, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 22/06/2015 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının … Merkezi Hollanda Türkiye İst.Şubesi, borçlusunun …, takibin 14.292,31 TL cari hesap ve işlemiş faiz alacağın tahsili için ilamsız takibe ilişkin olduğu, ödeme emrinin borçluya 18/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından verilen 19/12/2017 tarihli itiraz dilekçesinde borca, faize ve borcun tüm ferilerine itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı, huzurdaki davanın 22/12/2017 tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Taraf delilleri toplanmış, tarafların tacir olması ve davacı yanca delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle TTK.83-85 ve HMK.222.maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir. İnceleme gün ve saati her iki taraf vekilinin de hazır olduğu duruşmada belirlenmiş, gerekli ihtarlar yapılmış ve defterlerin mahkeme kaleminde incelenmesi yönünde karar oluşturulmuştur. Davacı vekili tarafından yerinde inceleme talep edilmiş, bu yöndeki talep kabul edilmiş, bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmiştir. Taraf defterleri ile tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış , bilirkişi Mali Müşavir … ile nitelikli hesaplamalar uzmanı, borçlar hukukçusu … tarafından 18/06/2019 tarihli rapor düzenlenmiştir. Yapılan yargılama sonucu toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinden; Her iki tarafın da defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacının davalıya satış yaptığına dair düzenlediği toplam 34.078,48 TL tutarındaki faturaların davalı tarafça da defterlerine kayıt edildiği, faturalara ilişkin her iki taraf kaydının da birbirini teyit ettiği, davalı defterlerindeki bu kayıtların kendi aleyhine delil teşkil edip, davalının bu durumda satım konusu bu fatura bedellerini ödediğini ispat külfeti altında olup, her ne kadar bu bağlamda kendi defterlerine kasadan ödeme yaptığına dair kaydı söz konusu ise de; davacı elinden sadır olan ödeme yapıldığına dair her hangi bir delil ve belge sunulmadığından icra takibine vaki itirazının haksız olduğu sonuç ve kanaatine varılarak itirazın iptaline karar vermek gerekmiş, ancak davacı icra takibinde işlemiş faiz de talep emiş ise de; davacının davalıyı temerrüte düşürdüğüne dair bir delili bulunmadığından işlemiş faiz yönünden takip talebi haksız olmakla … ” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 13.955,09 TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya dair talebin reddine, alacak likit olmakla davalının, takibin devamına karar verilen 13.955,09 TL alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından ihtilaf konusunun doğru bir şekilde belirlenmediğini, buna bağlı olarak da incelemenin doğru yapılmadığını, ihtilafın, müvekkilinin ticari defterlerine kayıtlı olan faturalarla ilgili olmayıp davacının iddiasına göre mal verilip, faturalar kesilmesine rağmen faturaların davalı defterlerine kayıt edilmediği olduğunu, ancak dava dosyasında mahkemece yapılan inceleme de davacının iddiası olan ihtilaf konusuna göre değil, taraflar arasındaki tüm alışverişe ilişkin defterlerin incelendiğini, aslında hiç ihtilaf konusu olmayan dönemler üzerinden inceleme yapan bilirkişilerce haksız ve mesnetsiz hesaplama yapıldığını, davacı tarafın gerek icra takibinde gerekse davada takibin hangi fatura alacağından kaynaklandığı, hangi tarihte verilen maldan kaynaklandığı ya da alacağın hangi döneme ait olduğuna dair herhangi bir belge fatura ya da delil sunamadığını, hal böyle iken yerel mahkemenin, davacının talebi dışında ticari defterler üzerinden tüm dönemlere ilişkin olarak inceleme yapması ve ödeme yapıldığına dair delil sunulmadığı gerekçesiyle davayı kabul etmesinin yasaya, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkemece sadece defterlerin incelenmesi yönünde karar verildiği için faturaları ve diğer belgeleri değil sadece defterleri ibraz ettiklerini, kaldı ki davacı tarafın satışa dair herhangi bir fatura ibraz etmediğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca, açık hesap ve faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içeriğinde bulunan İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı (takip alacaklısı) tarafından davalı (takip borçlusu) aleyhine 10.06.2015 tarihinde, 13.955,09 TL asıl alacak ve 337,22 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.292,31 TL alacağın tahsili için ilâmsız icra takibi başlatıldığı, borcun sebebinin cari hesap alacağı olarak gösterildiği, ödeme emrinin davalıya (borçluya) 18.12.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı (borçlu) vekilince 19.12.2017 tarihinde borca itiraz edildiği, itirazın süresinde yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının da 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında tütün mamullerinin satımına ilişkin ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafından cari hesap alacağı bulunduğu iddiasıyla ilamsız icra takibi yapıldığı, itiraz üzerine eldeki itirazın iptali davası açıldığı, davalı tarafından borcun ödendiğinin savunulduğu görülmektedir. Taraflar arasında tütün mamullerinin alım satımına ilişkin ticari ilişki bulunduğu, malların davalıya teslim edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece tarafların ticari defterlerinin sunulmasının istenmesi üzerine taraflarca 2014,2015,2016,2017 yıllarına ait ticari defterler sunulmuş, defterle üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen ve hükme esas alınan raporda; taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalı defterlerinde davacı tarafından kesilen 13 adet 2015 yılına ait toplam 34.078,48 TL değerinde faturanın olduğunun tespit edildiği, davalının defterlerinde de kayıtlı olan bu faturaların peşin ödendiği kaydı bulunduğu ancak ödeme belgesinin bulunmadığı, davacı defterlerinde davalı borcunun kayıtlı olduğu, bu miktar kadar malın teslim edildiği ve davalının 13.955,09 TL borçlu olduğunun tespit edildiği görülmektedir. Her ne kadar takip talebinde alacağın kaynağının cari hesap alacağı olarak belirtilmiş ise de dosya kapsamından bir cari hesap ilişkisinin bulunmadığı, bilirkişi raporu içeriğinden de anlaşılacağı üzere taraflar arasında 2015 yılında tütün mamulleri satışı nedeniyle ticari ilişki bulunduğu, davacının davalıya kestiği faturaların davalı defterlerinde de kayıtlı olduğu, davalının ödeme yaptığını savunduğu ancak ödemeye ilişkin yazılı bir delil sunamadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı kendi defter ve kayıtlarına göre davacıya borçlu olduğundan mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilince ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına; bakiye 714,87 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irat kaydına,3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 19.01.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.