Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/484 E. 2023/139 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/484
KARAR NO: 2023/139
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08.10.2019
NUMARASI: 2018/1035 E. – 2019/945 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilince aralarındaki ticari ilişki nedeniyle davalı adına 7.425,00 TL bedelli fatura düzenlendiğini, müvekkilinin üzerine düşen edimleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini ancak davalının fatura bedelini ödemediğini, taraflar arasında bir çok kez ticari ilişki gerçekleştiğini, fatura bedelinin ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının borca itiraz etmesi sonucu takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, savunmasında özetle; takip konusu faturada belirtilen 275 çift ayakkabının teslim edilmediğini, davaya konu faturanın kendisine verilmediğini, davacı ile ticari ilişkisinin olmadığını, takip alacaklısı davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatını istemeye hakkı olmadığını, temerrüt bulunmadığından faiz istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Dava; davacının fatura alacağını icra takibine koyması üzerine davalı borçlu tarafından faturada belirtilen 275 çift ayakkabının tarafına teslim edilmediği ve faturanın tarafına tebliğ edilmediği gerekçesiyle borca, faize ve ferilerine itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Davacı şirket tarafından sunulan ticari defterlerin incelenmesinde davalı ile olan ticari münasebetini 120.10.0053 Alıcılar hesabı altında takip ettiği, davacı tarafından davalıya düzenlenen faturanın 10/08/2016 tarihinde 198 yevmiye madde numarasında kayıtlı olduğu, davalı tarafından yapılan bir ödemeye ticari defterlerde rastlanılmadığı tespit edilerek davacının kendi ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 7.425,00.-TL alacaklı olduğu teknik mali bilirkişi raporundan anlaşılmıştır.Takibe ve davaya konu 01/08/2016 tarihli, … seri nolu, “275 çift ayakkabı” açıklamalı, KDV Dahil 7.425,00.-TL lik irsaliyeli faturanın davacı tarafından davalıya düzenlenmiş olduğu, faturanın bedeli ödenmemiş açık fatura olduğu, teslim eden ve teslim alan kısımlarının boş olduğu anlaşılmıştır.Taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin mevcut olmadığı, takibe ve davaya konu 01/08/2016 tarihli, … seri nolu, “275 çift ayakkabı” açıklamalı, KDV Dahil 7.425,00.-TL lik irsaliyeli faturanın davacı tarafından davalıya düzenlendiği, faturanın bedeli ödenmemiş açık fatura olduğu, teslim eden ve teslim alan kısımlarının boş olduğu, davacının dava konusu faturayı ticari defterlerine, davalıyı borçlandıracak şekilde kaydetmiş olduğu ve kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 7.425,00 TL alacaklı durumda olduğu teknik mali bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Davacı vekilince taraflar arasında bir çok ticari ilişki olduğu iddia edilmiş ise de incelenen 2015 yılı ticari defterlerinde, düzenlenen faturalar ve yapılan ödemelere ilişkin kayıtların davalı ile aynı soyadını taşıyan dava dışı …-… Ayakkabıya ait olduğu mali rapordan anlaşılmıştır. Davalı tarafa mahkememizin 1 nolu celsesinde yüze karşı bilirkişi inceleme gün ve saati tefhim edilmiş ancak davalı taraf incelemeye katılmayarak herhangi bir ticari defter ve belge ibraz etmediğinden takibe ve davaya konu alacağa ilişkin davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığına ilişkin herhangi bir karşılaştırma ve tespit yapılamamıştı. Davaya konu faturanın açık fatura olduğu, faturada teslim eden ve teslim alan imza kısımlarının boş olduğu, davacının tasdik ve ibraz mecburiyeti olan envanter defterlerini bilirkişi incelemesine ibraz etmediği dikkate alındığında davacı defterlerinin HMK 222. Mad. Kapsamında sahibi lehine delil vasfında olmadığı, faturaya konu malların davalıya teslim edildiğinin davacı tarafça ispat edilemediği kanaatine varılarak mahkememizin 26/09/2019 tarihli ara kararı ile davanın yazılı belge ile ispat edilebileceği ve miktarı itibariyle tanık dinlenemeyeceğinden bahisle davacının bu yöndeki taleplerinin reddi ile davasını ispat edemediği anlaşıldığından ve delil listesinde açıkça yemin deliline dayanmış olduğu gözetilerek yemin davetiyesini sunması için süre verilmesine rağmen davacı vekilince 04/10/2019 tarihi itibariyle yemin deliline dayanılmayacağına dair beyan dilekçesinin mahkeme dosyasına sunulduğu anlaşılmakla ispatlanamayan davanın … “gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait ticari defterler arasında yalnızca envanter defterin inceleme esnasında sunulmamasından bahisle davanın reddine karar verilmiş olmasının kabul edilemez olduğunu, müvekkilinin incelenen ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulduğu ve birbirleri ile uyumlu ve doğrular nitelikte olduğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, yerinde inceleme yetkisi verilen bilirkişinin yerinde inceleme yetkisi kapsamında eksiklik olması halinde temin etmesi ve noksanlıkların giderilmesi gerekmekte iken bilirkişi tarafından yerinde inceleme yetkisini haiz görevi yerine getirilmediğini, mahkemece taraflarına bu hususta süre verilmediğini, kaldı ki envanter defterinin mevcut olduğunu, aksi yönde bir beyan yahut kabullerinin de bulunmadığını, Yargıtay kararlarında yerinde inceleme yetkisi verilen bilirkişilerin incelenecek dokümanlarda eksiklikleri gidererek rapor tanzim etmesi gerektiğinin açıkça belirtildiğini, bilirkişi tarafından yerinde inceleme yetkisinin gereğinin yerine getirilmediğini, mahkemece bu husus dikkate alınmadan karar verildiğini, ayrıca davacının haklılığının ticari defterler ile ispat olunduğunu, bu husus dikkate alınmaksızın yemin delili yönünden taraflarına süre verilmiş olmasının kabulünün mümkün olmadığını, duruşmada hazır olan davalı vekiline ticari defterlerin ibrazı için ihtarat yapılmasına rağmen davalı tarafın ticari defter sunmadığını, Yargıtay, defter incelemesine engel teşkil etmek amacıyla istenilen kayıtların sunulmamasını hukuka uygun bulmayarak karşı tarafın ticari defterlerin ibraz edilmesinin alacak ilişkisinin tespiti için zorunlu olduğunu kabul ettiğini (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 2016/4087 E., 2017/261 K., 23.01.2017 T.), davalı tarafça defterler ibraz edilmeyerek ticari defter kayıtlarının tam olarak incelenebilmesinin engellendiğini, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunun fatura ve defter kayıtları ile sabit iken bilirkişinin yetkisini kullanmayarak eksik inceleme yapması ve davalının ihtarat gereğini yerine getirmemesi ile müvekkili şirkete yemin için süre verilmesinin, haklılığı ispat edecek yazılı delillerin varlığı beyan edilmesine rağmen göz ardı edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içeriğinde bulunan İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı (takip alacaklısı) tarafından davalı (takip borçlusu) aleyhine 16.11.2017 tarihinde, 7.425,00 TL asıl alacağın ve 959,50 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 8.384,50 TL alacağın işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili için ilâmsız icra takibi başlatıldığı, borcun sebebi olarak 01.08.2016 tarihli bir adet fatura alacağının gösterildiği, ödeme emrinin davalıya (borçluya) 11.12.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça 13.12.2017 tarihinde borca itiraz edildiği, itirazın süresinde yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının da 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır.Davacı taraf, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, bu kapsamda davacıya 275 çift ayakkabı satıp teslim ettiğini, bu nedenle 01.08.2016 tarihli ve 7.425,00 TL bedelli irsaliyeli faturanın düzenlendiğini, ancak fatura bedelinin davalı tarafça ödenmediğini ileri sürmüş, davalı tarafça, ticari ilişki bulunmadığı, kendisine mal teslimi yapılmadığı savunulmuştur. Davacı tarafından düzenlenen 01.08.2016 tarihli ve 7.425,00 TL bedelli irsaliyeli faturanın teslim eden ve teslim alan kısımlarında imza ve isim bulunmadığı görülmektedir. Davacı taraf, ticari defter ve kayıtlarına delil olarak dayanmış, taraflara verilen kesin süre içinde ticari defterlerin sunulması istenmiştir. Davalı tarafça defterler sunulmamış, davacı defterlerinin ise yerinde incelenmesi için yetki verilmiştir. İnceleme sonunda düzenlenen bilirkişi raporunda, davacı defterlerinden envanter defterinin sunulmadığı belirtilerek, davacı defterlerinde takip konusu faturanın kaydedildiği, ödeme kaydının yer almadığı, 2015 yılı ticari defterlerinde davacının, davalı ile bir ticari ilişkisi bulunmayıp davalı ile aynı soyadı taşıyan … ile bir ticari ilişkisinin bulunduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafından bu fatura konusu malların teslim edilmediğinin savunulduğu, davacının bu malları teslim ettiğine dair herhangi bir delil sunamadığı görülmektedir. HMK’nın 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK nun 6. maddesinde ise, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Fatura ise tek başına alacağın varlığına delil olmaz. Bu nedenle fatura konusu alacağını ispat külfeti davacıya aittir. Dava konusu sevk irsaliyesindeki ürünlerin teslimi hukuki bir işlem olup, ancak TMK’nın 6 ve HMK’nın 190, 200 maddeleri gereği yazılı delillerle ispat edilebilir. Dosyaya ibraz edilen fatura malın teslim edildiğini göstermez. Davacı yasal delillerle teslim olgusunu ispat etmelidir. Dava dosyasında yer alan irsaliyeli faturada teslim eden ve alan kısmında imzalar mevcut değildir. Davacı teslime ilişkin başkaca bir belge sunamamıştır.Davacı taraf dava dilekçesi ile aynı gün e imza ile sunduğu delil listesinde yemin deliline de dayandığından mahkemece yemin hakkı hatırlatılmış, davacı vekilince yemin edilmeyeceği beyan edilmiştir. Tüm dosya kapsamına göre, davacının defterlerinde düzenlediği faturanın kayıtlı olması alacağın varlığını tek başına kanıtlamayacak olup somut olayda, davacının davasını ispat ettiğinin ve alacağa hak kazandığının kabulü mümkün görünmemektedir. Envanter defterinin sunulmamasının da bu aşamada sonuca bir etkisi de bulunmayacağından davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı usul ve yasaya uygun olup davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.03.02.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.