Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/47 E. 2020/119 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/47
KARAR NO: 2020/119
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2019/1250 D.İş – 2019/1256 Karar
KARAR TARİHİ: 02/12/2019 tarihli ek karar
DAVA: İhtiyati Haciz Kararına İtiraz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz davasının yapılan yargılaması sonucunda ihtiyati hacze itirazın reddine yönelik verilen ek karara karşı borçlular vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile borçlular arasında imzalanan sözleşme gereği kullandırılan, Ticari Kredili Mevduat Hesabı ve Taksitli Ticari Kredi kredilerinin vadesinde ödenmemesi sebebiyle anılan Kredi hesabı kat edildiğini, 27/08/2019 tarihi itibariyle 245.940,50 TL’ye ulaşan nakdi alacağın ödenmesi için Kahramanmaraş … Noterliğinden ihtarname keşide edilmişse de borcun bugüne kadar ödenmediğini ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile borçlular hakkında icra takibi başlatılmış olup takibin kesinleştiğini, borçluların mal kaçırmak maksadıyla hareket ettiklerine dair şifahi beyanlar bulunduğunu, alacağın ipotek veya rehin ile teminat altına alınmadığını, borçluların sözleşme hükümlerini ihlal edip ödeme yapmayarak müvekkili bankayı zarara uğrattıklarını belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, 245.940,50 TL’ye ulaşan alacağın tahsilini teminen, borçluya ait taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, masraf ve avukatlık ücretinin borçlular üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince 09/09/2019 tarihli kararla; “…Dilekçe ve mübrez vesikalar incelenip gereği düşünüldü. Yukarıda hüviyeti yazılı alacaklının borçludan alacağı olan (245.940,50 TL)’nin ifasının temini bakımından vaki isteği İcra iflas kanunun 257. maddesinin 1. fıkrasına uygun bulunmuş, alacak rehinle temin edilmemiş ve diğer tarafla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı kafi teminat da alınmış bulunduğundan adı geçen borçlu (nun/ların) yukarıda gösterilen malları ile alacaklarının; İcra iflas Kanununda muayyen tahditler dairesinde…” ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
İHTİYATİ HACZE İTİRAZ İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili; müvekkilleri aleyhine verilen ihtiyati haciz kararına itiraz ettiklerini, sabit ikamet yerlerinin, …’in Çankaya/ANKARA, …’in sabit ikamet yerinin Gölbaşı/ANKARA olduğunu, yetkisiz mahkemede verilen ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacaklı banka nezdinde kredi ödemesi ve belirtilen borç miktarlarının gerçeği yansıtmadığını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya üzerinden yapılan icra takibine bu nedenlerle itiraz edildiğini belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince 02/12/2019 tarihli ek kararla; “…Aleyhine ihtiyati haciz talep edilen vekili tarafından yetkiye ve borç miktarına itiraz edilmiştir. Davacı ile asıl borçlu arasında yapılan ve davalının da müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imza attığı sözleşmede yetkili mahkeme ve icra dairesi olarak İstanbul (Çağlayan) Adliyesi öngörülmüştür. Müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalayan davalı tacir olmasa bile, tacirler arasındaki yetki sözleşmesi 6102 sayılı TTK’nın 7. maddesinde öngörülen teselsül karinesi gereğince kefil yönünden de bağlayıcı olacağı Dairemizin istikrar kazanmış uygulaması gereğidir. (Y. 19. HD. 11/12/2017 T. 2016/14598 E. 2017/7866 K.). Taraflar arasındaki Genel Kredi sözleşmelerinin incelenmesinde m. 31.1 maddesi gereğince İstanbul Mahkemelerinin uyuşmazlıkların çözümü için yetkili kılındığı anlaşılmıştır. Asıl borçlunun … ve müteselsil kefilin … olduğu yukarıdaki Yargıtay ilamı ışığında yapılan değerlendirme neticesinde tacirler arasındaki yetki sözleşmesi, TTK’nın 7. maddesinde öngörülen teselsül karinesi gereğince kefil yönünden de bağlayıcı olacağından yetki itirazının ve yine borç miktarının tespitinin yargılamayı gerektireceği…” gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati hacze itiraz borçlular vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtayati haciz kararı sonrasında yapılan takibe de itiraz edilmiş ancak … A.Ş. tarafından yedi günlük süre içerisinde itirazın iptali davası ikame edilmediğini, bu nedenle öncelikle ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, Müvekkillerin ikamet yeri Çankaya/Ankara olması sebebiyle ihtiyati haciz kararının Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde alınması ve uygulanması gerekmekte iken yetkisiz mahkemeden karar alındığını ve uygulandığını, anılan kararın bu yönle de bozulması gerektiğini, … adına verilen kefaletin, yetkilinin kendi el yazısı ile yazılı bir onayı ile değil sadece imza karşılığında verildiğini, bu hususun diğer müvekkili açısından da aynı şekilde olduğunu, TBK’nın 583. maddesinde ve yerleşik Yargıtay kararlarında borçlu kimsenin kefalet sözleşmesinde el yazısı ile sorumlu olunan tutarı ve kefalet tarihini yazması gerektiğini, bu nedenlerle müvekkillerin tüm borçtan sorumlu tutulması kefalet uyarınca da mümkün olmadığını, Hali hazırda borcu karşılar mahiyette müvekkilleri tarafından verilmiş ipotekleri bulunduğunu, Açıklanan bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ihtiyati haczin reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati hacze itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, ihtiyati hacze itirazın reddine dair kararın kaldırılması istemine ilişkindir. Karar itiraz eden borçlular vekilince istinaf edilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Alacaklı banka ile asıl borçlu … arasında imzalanan ve …’ in borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı ticari nitelikteki 24/02/2017 tarihli Genel Kredi sözleşmesinin 31.1. maddesinde İstanbul mahkemelerinin yetkili olacağı öngörülmüştür. Kullandırılan kredi ticari kredi olmakla, müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalayan … tacir olmasa bile tacirler arasındaki yetki sözleşmesi, TTK’nın 7. maddesinde öngörülen teselsül karinesi nedeniyle muteriz …’i de bağlar. (Yargıtay 19. HD 2014/11550 E 2015/1636 K 10.02.2015 T.) Bu durumda sözleşmenin 31.1. maddesi uyarınca her iki borçlu bakımından ve ihtiyati haciz yönünden İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından, borçlular vekilinin aksi yöndeki istinaf nedeni yerinde değildir. İhtiyati haciz kararı sonrasında yapılan takibe itiraz üzerine 7 günlük sürede itirazın iptali davası açılması zorunluluğunun yerine getirilip getirilmediği itiraz kapsamında incelenecek bir husus olmayıp, haczin yasa gereği kalktığı iddiasının takip hukuku çerçevesinde halli gerekir. Borçlular vekilince istinaf dilekçesinde borcun ipotekle temin edilmiş olduğu ileri sürülmüşse de bu hususun ihtiyati hacize itirazda ileri sürülmediği gibi, bu yönde soyut beyandan öte herhangi bir kanıt da sunulmadığından, bu yöndeki istinaf nedeni de yerinde değildir. Dosyada mübrez kredi ve kefalet sözleşmesi örneğinde kefil …’in usule uygun şekilde el yazısı ile yazılmış kefalet beyan ve tutarı görülmekle, kefil …’in TBK’nın 583. maddesine uygun kefaletinin bulunmadığı yönündeki istinaf da yerinde değildir. Mahkemenin karara ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca reddine, 2-İstinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, başvuran üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 06/02/2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.