Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/463 E. 2023/339 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/463
KARAR NO: 2023/339
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2019
NUMARASI: 2018/1273 E. – 2019/1060 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin davalıdan 16 adet faturadan kaynaklı bakiye alacağı bulunduğunu, bu nedenle Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak bu bakiye alacağın, icra takibine konu edilen bedelden daha az bir bedel olduğunu, müvekkil tarafından davalı/borçlu şirketin bazı ödemelerinin sehven kayıt altına alınmadığı ve icra takibinin 15.461,00 TL yerine 22.715,00 TL olarak sehven ikame edildiğini, dolayısıyla davalının n anapara borcuna itirazlarının 7.254.00 TL’lik haklı kısmının kabul edildiğini, davalı tarafın gönderdiği ihtarname ile taraflar arasında imzalanan sözleşmenin tarafımızca yok etmesi gereken ürünlerin “…” adlı firmaya verildiği iddia edilerek gizlilik hükümlerini ihlal edildiğinin ileri sürüldüğünü, davalının bu asılsız iddia ile sözleşmeyi fesih ettiğini bildirdiğini, kendi hesabına göre 30.10.2018 tarihi itibariyle 8.968,00 TL alacağı kendi cezai şart alacağına mahsup ettiğini keyfi olarak bildirdiğini, bu iddiaların asılsız olduğunu, ayrıca alacağın davalının iddia ettiği gibi 8.968,00 TL değil 15.461,00 TL olduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, davalının itirazlarının 15.461,00 TL’lik kısmının iptaline, 15.461.00 TL ve bu bedelin tüm ferileri için takibin devamına, davalının hükmolunacak meblağın % 20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacıya ödenmeyen kısım iddiasının aksine 8.968,00 TL olduğunu, davacı ile müvekkili davalı arasında bulunan sözleşmenin ihlal edildiğini, davacının imha etmesi gereken numuneleri başka bir şirkete vererek sözleşmenin 5.maddesini ihlal ettiğini, sözleşmenin 3.1 maddesine göre davacının “Bureus Veritas”tan teslim alacağı tehlikesiz atıkların geri kazanımını gerçekleştireceğini, davacıya teslim edilecek atıkların geri kazanımının sağlanması gerektiğini, ancak davacıya gönderilen ihtarnamede numunelerin dava dışı başka bir firmada tespit edildiğini, aynı sözleşmenin 5.maddesinde “Bureau Veritas” ve “Metalsan Hurda” sözleşme süresince ve sözleşme süresinin bitiminden sonra üçüncü kişilere bu bilgileri vermeyeceğinin kabul ve taahhüt edildiğini, işbu maddede bahsedilen yükümlülüklere uymayan tarafın, karşı tarafa 10.000,00 TL tutarında bir cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davacının imha etmesi gereken numuneleri başka bir şirkete vererek sözleşmenin 5.maddesindeki gizlilik hükümlerinin ihlal edildiğini dekontların, faturaların ve cezai şartın ücrete ilişkin hesaplamalarının ardından müvekkil şirketin 1.032,00 TL alacağı kaldığını, söz konusu alacakla ilgili olarak davacıya Beşiktaş … Noterliğinden 28.10.2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, davalının davacıya borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddi ile belirterek, müvekkil şirketçe yapılmış itirazın kabulü ile davanın reddine, davacının kötü niyet ile takibinden dolayı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedİlmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ticari defterlerdeki kayıtlar ve bilirkişi raporundaki tespitler esas alınarak, davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 9.027,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak üzerinden % 20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının davacıya ödememiş olduğu herhangi bir tutarın bulunmadığını, davacıya ödenmeyen tutarın 8.968,00 TL olmasına rağmen mahkemece hatalı olarak ödenmeyen tutarı 9.027,00 TL tespit edildiğini, buna ek olarak, davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin davacı tarafından ihlal edilmesi sebebiyle sözleşmenin davalı müvekkilince feshedildiğini ve davacının 10.000,00 TL cezai şart borcu bulunduğunu, sözleşmenin 5.maddesinin ”… ve … sözleşme süresince ve sözleşme süresinin bitiminden sonra üçüncü kişilere bu bilgileri vermeyeceğini kabul ve taahhüt eder. İşbu maddede bahsedilen yükümlülüklere uymayan taraf, karşı tarafa 10.000,00 TL tutarında bir cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” şeklinde olduğunu, anılan madde gayet açık bir şekilde gizlilik ihlali olduğu takdirde buna sebebiyet tarafın cezai şart ödeyeceğini düzenlediğini, cevap dilekçesi ekinde sunulan görsellerden açıkça anlaşıldığı üzere: …, …, …, …, …, .., …, …, …, …, …, …, … numaralı numunelerin ” … (DYDD) ” adlı firmada tespit edildiğini, sözleşmenin 5.maddesinde düzenlenmiş olan gizlilik hükümlerinin ihlal edildiğinin açıkça orta olduğunu, davacının ödemesi gereken cezai şart tutarından müvekkili şirketin ödemesi gereken tutar arasında mahsuplaşma yapıldığında davacının 1.032,00 TL’lik bir ödeme daha yapması gerektiğini, buna rağmen, ne ilk derece mahkemesi ne de bilirkişi raporu davacı ile müvekkili şirket arasında olan sözleşmenin gizlilik hükümlerinin ihlali hakkında herhangi bir tespitte bulunulmadığını, Beşiktaş …. Noterliğinin 28/10/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cezai şart bedelinin talep edildiğini, eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edildiği şekilde müvekkili şirketin cezai şart bedeli için davacıya fatura vb herhangi bir belge düzenleme ve ticari deftere kayıt etme gibi bir zorunluluğu bulunmadığını, TBK’nın 179.maddesinde cezai şartın düzenlendiğini, müvekkilinin icra takibine haklı olarak itiraz etmesine rağmen ilk derece mahkemesi kararı uyarınca icra inkar tazminatına mahkum edildiğini, halbuki haksız yere kötü niyetli olarak icra takibi başlatan davacının %20’den aşağı olmamak kaydıyla tazminat ödemesini gerektiğini, kararının aksine davacının davalıya borçlu olduğunu, davacı haksız olarak müvekkili şirkete icra takibi başlattığı için İcra ve İflas Kanunu 169/a maddesinde düzenlenmiş %20’den aşağı olmayan tazminata mahkum edilmesi gerektiğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle beraber ilk derece mahkemesi’nin davayı kısmen kabulüne yönelik kararı sonucunda davacının da kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi gerekirken sadece müvekkili davalının n icra inkar tazminatına mahkum edilmesinin de hukuken hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca, açık hesap ve faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içeriğinde bulunan Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı (takip alacaklısı) tarafından davalı (takip borçlusu) aleyhine 16.11.2018 tarihinde, 22.715,00 TL asıl alacağın tahsili için ilâmsız icra takibi başlatıldığı, borcun sebebinin fatura alacağı olarak belirtildiği, ödeme emrinin davalıya (borçluya) 19.11.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı (borçlu) vekilince 26.11.2018 tarihinde borca itiraz edildiği, itirazın süresinde yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının da bir yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında tehlikesiz tekstil atıklarının toplanması, ayrıştırılması, taşınması ve geri dönüşümüne ilişkin olarak ticari ilişki bulunduğu, bu kapsamda davacının davalıya faturalar düzenlediği, bakiye fatura alacağı nedeniyle icra takibi başlattığı, itiraz üzerine eldeki davanın açıldığı görülmektedir. Davalı taraf, davacıya borcun 8.968,00 TL olduğunu, ancak, davacının sözleşmedeki gizlilik maddesini ihlal ettiğinden 5. madde uyarınca cezai şart ödemesi gerektiğini, davacıya ihtarname gönderilerek talepte bulunulduğunu, 10.000,00 TL’lik bu alacağının mahsup edilmesi halinde 1.032,00 TL alacaklı olduğunu, bu nedenle borcu bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporu uyarınca, taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, lehe delil olma özelliği taşıdığı, davacı ticari defterlerinde 2018 yılında davalı şirkete 45.430,00 TL’lik kırk yedi adet fatura düzenlendiği, davalının bu faturalara karşı davacıya 36.403,00 TL ödeme yaptığı, davalının davacıya 9.027,00 TL borçlu olduğu, davalı şirketin ticari defterlerinde ise davacı tarafından düzenlenen kırk altı adet, 44.604,00 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu ve davalının davacıya 36.403,00 TL ödeme yaptığı, aradaki 59.00 TL lik farkın davalı şirketin davacıya borç kaydı olarak defterlerine işlediği, ancak buna ilişkin bir belgenin olmadığı dolayısıyla davalının davacıya takip tarihi itibariyle 9.027,00 TL borçlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı tarafından davacının alacağı kabul edilmekle birlikte kendisinin de gizliliğin ihlali sebebiyle sözleşmenin feshinden dolayı cezai şart alacağı bulunduğu belirtilerek takas mahsup talebinde bulunulmuştur. Ancak mahkemece bu talebe ilişkin herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadan, sadece taraf defterleri incelenerek ve cezai şart alacağına ilişkin davalının fatura da kesmediği belirtilerek yazılı şekilde, eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davalının, davacının sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle cezai şart alacağının doğduğu, bu nedenle davacıdan alacaklı olduğu şeklinde ileri sürdüğü takas mahsup talebi kapsamında, sözleşme hükümleri ve davalı tarafça sunulan deliller değerlendirilerek davalının bu savunmasının araştırılması ve davacıdan takasa konu alacağının bulunup bulunmadığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalının bu alacağa ilişkin fatura kesmediği şeklinde gerekçeyle, eksik inceleme ve araştırmayla karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Zira, salt fatura kesilmemesi, alacğın doğumuna engel değildir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesinde dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 03.02.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.