Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/457 E. 2023/333 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/457
KARAR NO: 2023/333
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2019
NUMARASI: 2014/1017 E. – 2019/513 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Gemi tamir ve bakımından kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davacı ve davalı vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilince davalı …’a ait … İsimli gemiye 2014 yılı Mart-Mayıs ve devam eden aylarda gemi bakım onarım hizmeti verildiğini, bu hususta ihtiyati hacze konusu olan faturaların düzenlendiğini, borçlu gemiye kesilen faturaların … numaralı, 33.690 USD, … numaralı 26.000 USD, … numaralı 20.710 TL, … numaralı 19.400 TL, … numaralı 7.000 USD bedelli faturalar olduğunu, söz konusu faturalara istinaden davalı tarafından 15.000 USD ve 16.000,00 TL ödeme yapıldığını, bakiye alacak miktarının 51.690 USD ve 24.100,00 TL olduğunu, davalının ödeme savunmasına esas sunduğu makbuzların 2013 yılına ait olduğunu, gemiye yapılan işlere ilişkin gemi kaptanı tarafından alınan iş teslimleri, mail yazışmaları bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe davalı tarafından itiraz ediliğini, itirazın haksız olduğunu, bilirkişi incelemesinde haklılıklarının ortaya çıkacağını ileri sürerek, itirazın iptali ile % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacının …’ya ait … isimli gemiye bir dönem bakım ve onarım hizmeti verdiğinin doğru olduğunu, ancak buna ilişkin alacaklarının tümünün ödendiğini, ödenmemiş hiçbir alacağının bulunmadığını, davalı tarafından yapılan ödemeleri gösterir belgelerin ibraz edildiğini, davacının bu ödemelerin başka faturalara ilişkin olduğu yönündeki iddialarının hiçbir surette gerçeği yansıtmadığını, davacının takibine konu faturaları karşı tarafın haksız alacak iddiasına ve buna bağlı ihtiyati haciz talebine dayanak oluşturmak üzere tanzim edildiğini, davacının ibraz ettiği 28.02.2014 tarihli, … sayılı ve 7.000 USD bedelli, 27.06.2014 tarihli, … sayılı ve 26.000 USD bedelli, 27.06.2014 tarihli, 82776 sayılı ve 33.690 USD bedelli, 27.06.2014 tarihli, … sayılı ve 19.400 USD bedelli faturalarda muhatap olarak … unvanlı bir firmanın yer aldığını, bu şirketin gemi ile hiçbir ilgisinin olmadığını, faturalarda bahsi geçen mal ve hizmet teminin hangi gemiye verildiğine dair bir detay da bulunmadığını, davacının ilk başvurusundan 9 gün sonra anılan dosyaya sunduğu başka bir dilekçe ile faturaların sehven ibraz edildiğini iddia ederek bu kez donatan … adına düzenlenmiş olan 27.06.2014 tarih … sayı ve 26.000 Usd bedelli, 27.06.2014 tarih … sayı ve 33.690 Usd bedelli, 27.06.2014 tarih … sayı ve 19.400 Usd bedelli 10.07.2014 tarih … sayı ve 20.710 TL bedelli faturaları ibraz ettiğini, faturalar incelendiğinde yine gemi adı bulunmadığını, sunulan iş listeleri ile ilgisiz kalemler içerdiğinin görüldüğünü, toplam dört adet faturadan üçünde yer alan detayların her nasılsa sehven sunulduğu söylenen ilk faturalarla muhatap firma bilgisi dışında aynı olduğunu, sunulduğunu, faturanın sıra numarasının 26.07.2014 günü düzenlenmiş görünen faturalardan daha küçük olduğunu, ihtiyati haciz dosyasından verilen 21.08.2014 tarihli kararda 10.07.2014 tarihli ve … sayılı fatura talep tarihinden sonra düzenlenmiş olup bu hususta itiraz eden yanın haklı itirazının kabulüne hükmedildiğini, faturanın davacı tarafça iddiasına dayanak oluşturmak üzere tanzim edildiğinin tespit edildiğini, VUK md 231/5 maddesine göre faturanın malın teslimi ve hizmetin yapıldığı tarihten azami 7 gün içinde düzenlenmesi gerektiğini, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılcağının ifade ettiğini, davacının basiretli tacir olmanın yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davanın, gemi bakım ve onarım hizmetinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali davası olduğu, uyuşmazlığın, davacının davalı yandan tahsili gereken alacağının olup olmadığı, var ise miktarının ne olduğu, borcun ödenip ödenmediği, hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.Taraf vekillerince davaya ilişkin tüm delilleri dosyaya sunulmuş, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır. Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, Davaya konu … isimli geminin donatanının …, işletenin de … Ltd. Şti. olduğu anlaşılmış, dosya içerisinde taraflar arasında düzenlenen, dava konusu gemiye yapılacak işler ve bedellerini belirten yazılı bir sözleşme bulunmadığı görülmüştür. Davacı … Denizcilik tarafından … gemisine verilen tedarik, bakım onarım hizmetleri karşılığında; 28.02.2014 tarih ve … numaralı … adına Ana makine bakım onarım için 7.000 USD bedelli, 27.06.2014 tarih ve … numaralı … adına Gemi üzerinde yapılan malzemeli Çeşitli işler için 19.400 TL bedelli, 27.06.2014 tarih ve … numaralı … adına Gemi üzerinde yapılan malzemeli Çeşitli işler için 26.000 USD bedelli, 27.06.2014 tarih ve … numaralı … adına Gemi üzerinde yapılan malzemeli Çeşitli işler için 33 .690 USD bedelli, 10.07.2014 tarih ve … numaralı … adına Gemi üzerinde yapılan malzemeli çeşitli işler için 20.710 TL bedelli olmak üzere, toplam 66.690 USD ve 40.110 TL fatura düzenlendiği, faturalar … adına düzenlenmiş ise de, gemi adının faturada yazılı olmadığı ve yapılan işlerin detaylandırılarak belirtilmediği görülmektedir. Hükme esas alınan 27/02/2019 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, … gemisine verildiği anlaşılan mal ve hizmetlerin, davacı tarafından tanzim edilen fatura içeriklerinde ayrı ayrı yazılmadığı fatura içeriklerinde genel bir ifade kullanıldığı görülmekte ise de, fatura içeriğinde yer alan genel ifadenin, temin edilen mal ve hizmetleri kapsar nitelikte olduğu, davacı … Denizcilik tarafından 12.03.2014 tarihli, … gemisine verilen …tarafından imzalanan “Yapılan işler ve verilen sarf malzemeleri”ne ait belgedeki tutarın 33.517 USD, 10.05.2014 tarihli … gemisine verilen gemi mührü üzerinde kaptan … tarafından imzalan “Yapılan işler ve verilen sarf malzemeleri”ne ait belgedeki tutarın 8.940 USD + 20.710 TL olduğu, davacı tarafından … gemisine 19.04.2014 ile 05.06.2014 tarihleri arasında toplam 206 saat kaynakçı ve borucu işçiliği verildiği, verilen bu hizmetin 22.660 USD olarak kabul edilebileceği, dolayısıyla … gemisine verilen malzeme bakım, onarım ve işçilik bedeli toplam tutarın 65.117 USD ve 20.710 TL olduğu, davacı … Denizcilik tarafından düzenlenen, 27.06.2014 tarih ve 082780 numaralı ve içerik olarak “Gemi üzerinde yapılan malzemeli çeşitli işler” olarak gösterilen faturada belirtilen 19.400 TL bedelinin, davalı tarafça teslim alındığına dair bir belge olmadığından kabülünün mümkün olmadığı, dolayısıyla davacı tarafından davalı adına tanzim edilen fatura bedellerinin; 27.06.2014 tarih, 82780 seri no.lu ve 19.400 TL tutarlı fatura hariç, tespit edilen iş bedelleri ile örtüştüğü, … gemisine verilen malzeme, bakım onarım ve işçilik bedellerinin toplam değerinin 65.117 USD (33.517 USD+8.940 USD +22.660 USD) + 20.710 TL olduğu, verilen hizmetlerinin karşılığında davalı tarafından davacıya yapılan 40.855 USD karşılığı 86.044,50 TL ödemenin mahsubu ile davacının, 18.07.2014 takip tarihi itibariyle davalıdan 24.262 USD (65.117 USD -40.855 USD) +20.710 TL alacağının bulunduğu, takibin TL. Üzerinden yapıldığı dikkate alınarak, takip tarihi itibariyle Merkez Bankası efektif satış kuru TL karşılığı esas alınarak davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle … “gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 72.475,40 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihindan itibaren ticari faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı ve davalı vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi heyetinin USD bazında meydana gelen farkın yapılan işlerin karşılığı olarak kabul edilmesinin mümkün olduğu tespitine aynen katıldıklarını, ancak TL bazında meydana gelen farka ait 19.400,00 TL’lik faturanın hangi işin bedeline ait olduğuna dair tespit yapılamamasının kabul edilmediğini, 19.400,00 TL’lik faturaya davalı tarafın yasal süresi içerisinde itiraz etmemesi, bu faturadaki bedelin davalı tarafından ödendiğine dair dosyada makbuz bulunmaması, yine USD bazında meydana gelen farkın kabul edilmesinde dikkate alınan kriterlerin TL bazındaki farkın değerlendirilirken dikkate alınmaması ve sadece TL bazındaki farkın çok fazla olması nedeniyle kabul edilmemesinin yasaya ve hukuka açıkça aykırılık teşkil ettiğini, davalı şirketin yaptığı ödemelerden üç adedinin taraflarınca kabul edilmediğini, bu ödemelerden 12.03.2014 tarihli banka havale yolu ile … hesabına ödenen 6.500,00 TL ödemenin müvekkili şirketin banka hesaplarında kaydı bulunmadığını, şirket alacağı ile ilgilisi de bulunmadığını, 26.04.2014 tarihinde … ödenen 8.000,00 TL’lik ödemenin de adı geçen şahsı müvekkili şirketin yetkilisi olmaması sebebiyle kabul etmediklerini ve bu ödemenin … gemisine yapılan hizmet karşılığı yapılan bir ödeme olduğunun davalı tarafından ispatlanamadığını, 03.05.2014 tarihli ve 5.000,00 TL tutarındaki ödemenin tutanak ile …’a teslim edildiğinin belirtildiğini, … şirket yetkilisi olmadığını, işbu ödemenin müvekkil şirketin defterlerinde bulunmadığını, bu nedenle bu üç ödemenin kendilerince kabul edilmemesine rağmen bilirkişilerce ve mahkemece bu ödemenin kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, (65.117-31.597,57) 33.519,43 USD ve 20.710,00 TL alacaklarının tespiti ile tahsiline karar verilmesini gerekirken yerel mahkeme tarafından 24.26 USD ve 20.710,00 TL üzerinden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, reddedilen 9.247,43 USD yönünden istinaf incelemesi neticesinde kararın kaldırılması gerektiğini, davalının kötüniyetle takibe itiraz etmesine rağmen e %20 icra inkar tazminatına hükmedilmemesininde hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının, … isimli gemiye bir dönem bakım ve onarım hizmeti verdiğini, bu hizmetlere ilişkin davacının tüm alacaklarının ödendiğini, ödenmemiş hiç bir fatura bulunmadığını, dosyaya davacının ibraz ettiği faturalarda gemi adı bulunmadığını, sunulan iş listeleri ile ilgisiz kalemler içerdiğini, davacının davasını ispat edemediğinin 30.11.2015 ve 11.04.2016 tarihli bilirkişi raporlarında da isabetle tespit edildiğini, bu durumun 02.07.2018 tarihli ara kararı doğrultusunda hazırlanan ek raporda ve 30.10.2017 tarihli ara karar doğrultusunda hazırlanan raporda da tespit edildiğini, mahkemece davacının sunmuş olduğu 12.03.2014, 10.05.2014, 16.05.2014 tarihli 3 adet iş listesi esas alınmakta ise de 10.05.2014 tarihli iş teslim listesi, tarafların herhangi bir fiyatlandırma bilgisi ve onayını içermediğini 16.05.2014 tarihli listede ise davacının bir önceki (10.05.2014) tarihli listeyi tek taraflı olarak değiştirip fiyatlandırma eklediği liste olduğunu, bu belgede müvekkilinin onayı ve imzası yer almadığını, ayrıca 12.03.2014 ve 16.05.2014 tarihli iş teslim listelerinde yer alan toplam tutar ile davacının davasına dayanak gösterdiği faturaların toplam tutarının birbirinden farklı olduğunu, oysa önceki kök ve ek bilirkişi raporlarında isabetle tespit edildiği üzere, her biri davacıdan sadır belgeler arasında ki tutarsızlık karşısında davacının iddiasını ispat edemediğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, gemi bakım ve onarım hizmetinden kaynaklanan faturalı alacağın tahsili için girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davacı ve davalı vekillerince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya konu … isimli geminin donatanının …, işletenin de davalı … Denizcilik Ticaret Ltd. Şti. olduğu, davacı tarafından adı geçen gemiye bakım onarım hizmeti verildiği, bunun karşılığında düzenlenen fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmediği ileri sürülerek dava konusu takibin başlatıldığı, itiraz üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Dosya içeriğinde bulunan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı (takip alacaklısı) tarafından davalı (takip borçlusu) aleyhine 18.07.2014 tarihinde, 134.313,00 TL asıl alacağın tahsili için ilâmsız icra takibi başlatıldığı, borcun sebebinin ”27.06.2014 tarihli 4 adet fatura, 28.02.2014 tarihli bir adet fatura ve cari hesap alacağı” olarak belirtildiği, ödeme emrinin davalıya (borçluya) 24.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı (borçlu) vekilince 25.07.2014 tarihinde borca itiraz edildiği, itirazın süresinde yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının da bir yıllık yasal süre içinde açıldığı görülmektedir.Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede: Taraflar arasında bakım onarım işine ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davalı taraf, davacının önceden gemi bakım onarım hizmeti verdiğini, ancak bedelinin ödendiğini, davacının takip ve dava konusu ettiği alacağının bulunmadığını savunmuştur. Davacı tarafından adı geçen gemiye verilen tedarik, bakım onarım hizmetleri karşılığında; 28.02.2014 tarih ve … numaralı … adına Ana makine bakım onarım için 7.000 USD bedelli, 27.06.2014 tarih ve 082780 numaralı … adına Gemi üzerinde yapılan malzemeli Çeşitli işler için 19.400 TL bedelli, 27.06.2014 tarih ve 082781 numaralı … adına Gemi üzerinde yapılan malzemeli Çeşitli işler için 26.000 USD bedelli, 27.06.2014 tarih ve 082779 numaralı … adına Gemi üzerinde yapılan malzemeli Çeşitli işler için 33 .690 USD bedelli, 10.07.2014 tarih ve 082779 numaralı … adına Gemi üzerinde yapılan malzemeli çeşitli işler için 20.710,00 TL bedelli olmak üzere, toplam 66.690 USD+ 40.110,00 TL fatura düzenlendiği, faturaların … adına düzenlenmekle birlikte gemi adının faturada yazılı olmadığı ve yapılan işlerin detaylandırılarak belirtilmediği görülmektedir. Mahkemece 27.02.2019 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak; … gemisine verildiği anlaşılan mal ve hizmetlerin, davacı tarafından tanzim edilen fatura içeriklerinde ayrı ayrı yazılmadığı, fatura içeriklerinde genel bir ifade kullanıldığı, fatura içeriğinde yer alan genel ifadenin, temin edilen mal ve hizmetleri kapsar nitelikte olduğu, davacı tarafından 12.03.2014 tarihli, … gemisine verilen gemi çarkçı başı tarafından imzalanan “Yapılan işler ve verilen sarf malzemeleri”ne ait belgedeki tutarın 33.517 USD, 10.05.2014 tarihli … gemisine verilen gemi mührü üzerinde kaptan … tarafından imzalan “Yapılan işler ve verilen sarf malzemeleri”ne ait belgedeki tutarın 8.940 USD + 20.710,00 TL olduğu, davacı tarafından … gemisine 19.04.2014 ile 05.06.2014 tarihleri arasında toplam 206 saat kaynakçı ve borucu işçiliği verildiği, verilen bu hizmetin 22.660 USD olarak kabul edilebileceği, gemiye verilen malzeme bakım, onarım ve işçilik bedeli toplam tutarın 65.117 USD ve 20.710,00 TL olduğu, davacı tarafından düzenlenen, 27.06.2014 tarihli , 082780 numaralı ve “Gemi üzerinde yapılan malzemeli çeşitli işler” içerikli faturada belirtilen 19.400,00 TL bedelli hizmetin davalı tarafça teslim alındığına dair bir belge olmadığından kabülünün mümkün olmadığı, dolayısıyla davacı tarafından davalı adına tanzim edilen fatura bedellerinin; 27.06.2014 tarih, … seri no.lu ve 19.400,00 TL tutarlı fatura hariç, tespit edilen iş bedelleri ile örtüştüğü, gemiye verilen malzeme, bakım onarım ve işçilik bedellerinin toplam değerinin 65.117 USD (33.517 USD+8.940 USD +22.660 USD) + 20.710 TL olduğu, verilen hizmetlerin karşılığında davalı tarafından davacıya toplam 40.855 USD ödeme yapıldığı, bunun karşılığı 86.044,50 TL ödemenin mahsubu ile davacının, 18.07.2014 takip tarihi itibariyle davalıdan 24.262 USD (65.117 USD -40.855 USD) +20.710 TL alacağının bulunduğu, takibin TL üzerinden yapıldığı dikkate alınarak, takip tarihi itibariyle Merkez Bankası efektif satış kuru TL karşılığı esas alınarak davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Gerek bilirkişi raporunda gerekse mahkeme kararında belirtildiği gibi; 12.03.2014 tarihli olup … gemisine verilen gemi çarkçı başı tarafından imzalanan “Yapılan işler ve verilen sarf malzemeleri”ne ait belge ile 10.05.2014 tarihli … gemisine verilen gemi mührü üzerinde kaptan … tarafından imzalan “Yapılan işler ve verilen sarf malzemeleri”ne ait belgelere göre davacı tarafından davalıya … gemisine ilişkin gemi bakım onarım hizmeti verildiği, bu kapsamda 19.04.2014 ile 05.06.2014 tarihleri arasında toplam 206 saat kaynakçı ve borucu işçiliği hizmeti verildiği sabittir. Davalı tarafından ödeme yapıldığı savunulmuş ve buna ilişkin ödeme makbuzları ve dekontları sunulmuş olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu ödemeler nazara alınarak hesaplama yapılmıştır. Bu nedenlerle, davacı tarafından davalıya gemi bakım onarım hizmeti verildiği anlaşıldığından davalı vekilince ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmemiş ve istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede; Davacı vekili, 19.400,00 TL’lik fatura bedelinin reddinin hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de; mahkemece hükme esas alınan ve Dairemizce de denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 27.02.2019 tarihli bilirkişi raporunda uzman bilirkişilerce 082780 numaralı ve “Gemi üzerinde yapılan malzemeli çeşitli işler” içerikli faturada belirtilen 19.400,00 TL bedelli hizmetin davalı tarafça teslim alındığına dair bir belge olmadığı tespit edilmiştir. Buna göre davacı tarafça bu fatura içeriği hizmetin davalıya verildiği ispatlanmamış olup kabulü mümkün olmadığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davacı vekili, 12.03.2014 tarihli banka havale yolu ile … hesabına ödenen 6.500,00 TL, 26.04.2014 tarihinde … ödenen 8.000,00 TL ve 03.05.2014 tarihinde …a yapılan 5.000,00 TL tutarındaki ödemenin kendileri tarafından kabul edilmediğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.Dosya kapsamına göre davacı vekilince bu itirazların bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde de ileri sürüldüğü ancak mahkemece bu konuda herhangi bir tespit ve değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Dosyada bulunan 12.03.2014 tarihli banka dekontuna göre davalı tarafından dava dışı … hesabına 6.500,00 TL ödendiği görülmektedir. Ticaret sicil kayıtlarına göre o tarihte davacı şirketin ortağı olan … hesabına yapılan bu ödemenin davalı ödemesi olarak kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yine geminin kaptanı tarafından imzalanan ve mühürlenen, açıklama kısmında ise ”… Denizciliğin yaptığı işler karşılığında 5000 Türk Lirası elden …’a verildi” ibaresi bulunan imzalı belge ile gemi bakım onarımında davacı adına çalıştığı anlaşılan …’a yapıldığı anlaşılan 03.05.2014 tarihli ve 5.000,00 TL’lik ödemenin de davacıya yapıldığı kanaatine varılmış olup bu miktarın mahsubunda da bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak davacı tarafça itiraz edilen, 26.04.2014 tarihli ve …’ya yapılan 8.000,00 TL’lik ödemenin, …’nın davacı şirket ortağı veya yetkilisi olmadığı anlaşıldığından yapılan bu ödemenin geçerli bir ödeme olarak kabulü mümkün görülmemiştir. Bu nedenle, mahkemece 8.000,00 TL’lik ödemenin de davalı ödemesi gibi kabul edilip mahsubu ve bu şekilde davanın daha az tutar üzerinden kabulü yerinde görülmediğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebeplerinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekilince, icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu hususu da istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de davacı alacağının likit olmadığı, bilirkişi incelemesi ile yargılama sonunda tespit edilebildiği nazara alındığında, mahkemece icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiş, Dairemizce yeniden hüküm kurulurken de davcı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353.1.b.2 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının düzeltilmek üzere kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm verilmesine ve neticede davanın 80.475,40 TL asıl alacak üzerinden kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353.1.b.2 maddesi uyarınca kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca kısmen iptali ile 80.475,40 TL asıl alacağın, takip tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Kanun’un 2/2.maddesi uyarınca avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte tahsili için takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,2-Yasal koşulları oluşmadığından , davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 5.497,27 TL harçtan, dava açılırken peşin alınan 1.619,25 TL’nin ve icra dosyasına yatırılmış olup dava harçlarına mahsup edilmiş olan 671,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.206,52 TL harcın davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydedilmesine,4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 1.619,25 TL ile icra dosyasından dava harçlarına mahsubu yapılan 671,50 TL olmak üzere toplam 2.290,75 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacının harcadığı bilirkişi ücreti 10.250,00 TL, tebligat gideri 217,60 TL olmak üzere toplam 10.467,60 TL yargılama giderinin, davadaki haklılık oranlarına göre belirlenen 6.271,13 TL’lik bölümünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 12.876,04 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Artan gider avanslarının yatıran taraflara iadesine 9-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden;a-Her iki tarafça yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; her iki tarafça yatırılmış olan istinaf peşin karar harçlarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince, yatıran taraflara iadesine,b-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,c-Davacı tarafından harcanan 148,60 TL istinaf başvuru harcı gideri, 48,60 TL posta gideri olmak üzere, toplam 197,20 TL kanun yolu giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,10-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02.03.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.