Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/436 E. 2022/1712 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/436
KARAR NO: 2022/1712
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/11/2019
NUMARASI: 2018/613 E. – 2019/1099 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalıya verdiği taşıma hizmeti nedeniyle düzenlen fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine, 13.774,59 TL alacağın tahsili amacıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; taraflar arasında uzun yıllardan beri kargo taşımacılğına dair akdi ilişki bulunduğunu, 21.12.2016 tarihinde müvekkilinin müşterisine teslim edilmek üzere davacı şirkete 4 koli ürün teslim edildiğini, ancak davalının bir koli ürünü teslim etmediğini ve teslim edilmeyen kolinin akıbetinin belirsiz olduğunu, zayi olan koli nedeniyle davacı tarafından tutanak düzenlendiğini ve bu nedenle davacının müvekkiline borçlu olduğunu savunarak, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davacı ile davalı arasında karayoluyla taşımaya ilişkin akdi ilişkinin bulunup bulunmadığı, davacının takip tarihi itibariyle takip konusu cari hesap bakiyesi nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı (alacağın varlığı) ve tahsili gereken alacağın ne olduğu hususunda toplanmaktadır. Tarafların ticaret sicili kayıtları, hasar evrak formu, cari hesap ekstresi vs belgeler celp edilmiş, davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda rapor aldırılmak üzere bilirkişi incelemesine karar verilmiştir. SMMM … ile Taşıma Uzmanı … tarafından hazırlanan 30/05/2019 tarihli kök, 08/10/2019 tarihli ek raporda ; ‘Taraflarca ibraz edilen 2016-2017 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, ticari defter kayıtlarının birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, taraflar arasında davacı tarafından davalıya kargo hizmeti verilmesi şeklinde ticari ilişki kurulduğu, davacı ticari defterlerinde, icra takip tarihinde davacının davalıdan 13.782,19 TL alacaklı gözüktüğü, dava konucu icra takibine 13.774,59 TL’nin tahsilinin konu edildiği, davalı ticari ticari defterlerinde, icra takip tarihinde davalının davacıya 9.187,97 TL borçlu olduğu, taraflar arasındaki 4.594,22 TL ihtilaf olduğu, ihtilafın 4.433,21 TL’sinin davacımn davalıya dayanaksız olarak işlediği borç/alacak cari virman fişlerinden kaynaklandığı, kalan 161,01 TL’nin ise gerek taraflar arasında yüzlerce fatura olması gerekse işlemlerin karmaşıklığından tespit edilemediği, ancak; davacı kayıtlarında dayanaksız işlemler olduğundan, davalı ticari defterlerinde 9.187,97 TL davalının davacıya olan borcunun doğru kabul edildiği, davacının taşıma ücetine ilişkin 9.187,97 TL alacağından kayıp ürün bedeli olan 1.845,00 TL’nin mahsubu sonucu icra takip tarihi itibariyle 7.342,97 TL’nin davalıdan talep edilebileceği’ hususu belirtilmiştir. Toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davacı tarafın 13.774,59 TL alacağın tahsili amacıyla takibe giriştiği, ancak takip tarihi itibariyle davalı borçludan tahsili gereken alacağının 7.342,97 TL olarak hesaplandığı, davalı/borçlunun tespit edilen likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne..” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazının 7.342,97 TL asıl alacak üzerinden iptaline, bu miktara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak takibin devamına, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Taraflar arasında kargo taşımacılığına ilişkin cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla takip başlatıldığını, alacağın ticari defterlerle sabit olduğunu, davalı defterlerinde de müvekkilinin 9.178,98 TL alacağı bulunduğu belirlendikten sonra, zayi olan bir koli ürün bedeli olan 1.845,00 TL’nin mahsup edilerek raporda çelişki oluşturulduğunu, taşınan emtianın sorumluluğunun taşıyıcıya ait olmasına rağmen, zayi halinde taşınan emtianın ağırlığına göre belirlenecek bedelden müvekkilinin sorumlu tutulabileceğini, yasada belirlenen sınırlı sorumluluk ilkesine göre hesaplama yapılarak mahsup yapılmamasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda bahsedilen cari virman fişlerinden kaynaklanan 4.594,22 TL’lik alacağın dayanaksız olmadığını ve bu nedenle kabulü gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Taraflar arasında uzun yıllara dayanan ticari ilişki kapsamda davacının, müvekkilinin gönderilerini alıcılarına teslim ettiğini, ancak 21.12.2016 tarihinde davacıya teslim edilen dört adet koliden bir adetinin zayi edilerek teslim edilmediğini, kaybolan kolinin içerisinde 120 adet ipek eşarp bulunduğunu, emtianın zayi olmasından sonra taraflar arasında yapılan görüşmelerde, müvekkilinin zararlarının karşılanacağının bildirildiğini, emtianın zayi olduğuna ilişkin davacı tarafından düzenlenen hasar zaptında da müvekkilinin zararının belirlendiğini, buna rağmen müvekkilinin zararının ödenmeden takip başlatıldığını, kayıp kargo nedeniyle davacının da kabul ettiği üzere müvekkilinin 7.970,40 TL zararının oluştuğunu ve davacının bu miktarda müvekkiline borçlu olduğunu, davacının başka şirketlerden alacağı için düzenlediği faturaların da iade edildiğini, bu durumda sadece zayi olan kargo nedeniyle davacının borçlu olduğunu, bilirkişi raporuyla da verilen hizmet karşılığı olmayan borçların istendiğinin anlaşıldığını, zayi olan ürünün hukuki sorumluluğunun taşıyıcıda olduğunu, bilirkişilerce konilinin değerinin 1.845,00 TL olarak hesaplanmasına rağmen, buna ilişkin itirazların dikkate alınmadan karar verildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş; bu karara karşı, taraf vekillerince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, taşımadan kaynaklanan 13.774,59 TL cari hesap alacağının tahsili amacıyla 24.11.2017 tarihinde Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, davalıya verilen taşıma hizmetinden kaynaklı cari hesap alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı ise, taraflar arasında uzun yıllardır süren cari hesap ilişkisi bulunduğunu kabul etmiş ancak, 21.12.2016 tarihinde davacı şirkete teslim edilen dört koli emtiadan bir kolinin zayi edildiğini, zayi edilen koli nedeniyle müvekkilinin alacaklı olduğunu, davacının dava dışı şirketlerden olan alacağı nedeniyle, müvekkiline düzenlediği faturaların iade edildiğini, bu nedenle davacının borçlu olduğunu savunmuştur. Dosyadaki belgelerden, davalı tarafından 21.12.2016 tarihinde dava dışı Aşiyan Giyim şirketine gönderilmek üzere dört koli emtianın davacıya teslim edildiği, ekli faturalarda ürünlerin toplam bedelinin 7.970,40 TL olduğu anlaşılmıştır. Bir koli ürünün zayi olduğuna ilişkin davacı tarafından tutanak düzenlenmiş olup, emtianın ne şekilde zayi olduğu açıklanmamıştır. İlk derece mahkemesince tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalının ticari defterlerine göre 9.187,97 TL davacıya borçlu olduğu, davacı defterlerinde ise 13.774,59 TL alacak bulunduğu belirlenmiştir. Ticari defterler arasındaki 4.594,22 TL farkın, davalı defterlerinde kayıtlı olmayan cari virman fişi açıklamalı, davacı defterlerindeki kayıtlardan kaynaklandığı belirlenmiştir. Davacının tek yanlı olarak ticari defterlerine kayıt ettiği ve gerçek bir mal veya hizmet teslimine ilişkin olmayan cari virman fişi açıklamalı kayıtlar nedeniyle alacağı bulunduğu kanıtlanmamıştır. Gerçek bir mal veya hizmet tesliminden kaynaklanmayan bu tür kayıtların, davacı tarafından ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacak hakkı doğurmaz. Bu durumda, davalının, ticari defterlerinde bulunan 9.187,97 TL miktarında borçlu olduğu kabul edilmelidir. Davacı tarafından teslim alınan dört koli emtianın bir kolisinin taşıma sırasında zayi edildiği sabittir. TTK’nın 875.maddesi gereğince taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar ki geçen sürede eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden sorumludur. Emtianın TTK’nın 874. maddesi gereğince zayi olduğu açıktır. Taşıyıcı TTK’nın 876 vd. maddelerinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma hallerini kanıtlamadığı görülmüştür. TTK’nın 882. maddesi gereğince kural olarak taşıyıcının sınırlı sorumluluğu bulunmaktadır. Ancak aynı Kanun’un 886. maddesinde zarara kasten veya pervasızca bir davranışla sebep olunması halinde taşıyıcı sınırlı sorumluluktan faydalanamaz. Davacı tarafından taşınan bir koli emtianın zayi edilmesi ve bu zayi sebebinin açıklanamaması nedeniyle, taşıyıcının sınırlı sorumluluktan yararlanamayacağın ilişkin ilk derece mahkemesi gerekçesi yerindedir. Zayi olan bir koli emtia bedelinin mahsup edilerek karar verilmesi doğrudur. İlk derece yapılan inceleme, alınan bilirkişi raporları ve mahkemece yapılan hukuki değerlendirme yerinde olup, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm istinaf başvuru nedenlerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; A-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden: 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-İstinaf karar harcı olan 80,70 TL’nin davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, B-Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden:1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; 380,20 TL bakiye istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,3-Davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 15.12.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava değeriitibariyle, karar kesindir.