Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/430 E. 2022/1713 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/430
KARAR NO: 2022/1713
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2019
NUMARASI: 2018/809 E. – 2019/1140 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, temerrüt faizi isteminin kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin, müvekkilinden, ilaç sanayisinde kullanılan “doksorubisin hidroklorür” adlı kimyevi hammaddeden 2.335 gram sipariş vererek, 79.390 USD ödemeyi kabul ettiğini, hammaddenin davalıya teslim edilmesine rağmen davalının süresinde ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, satım faturasının 28.11.2017 tarihinde düzenlendiğini ve ödemenin, fatura düzenleme tarihinden 60 gün sonra yapılacağının kararlaştırılması nedeniyle son ödeme tarihinin 27.01.2018 olduğunu ileri sürerek, 79.390 USD’nin temerrüt tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin satım bedeli olan 73.390 USD’yi süresinde ödediğini ve müvekkilinin temerrüde düşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mal alım-satım hizmetlerinden dolayı ödenmeyen 73.390 USD’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır. Bu itibarla toplanan deliller, bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde; Davalının dava tarihinden sonra 11.07.2018 tarihinde 79.390 USD asıl alacağı ödediği, uyuşmazlığın davacının TTK’nun 1530/2-3 fıkrası gereği faiz talebinin yerinde olup olmadığı hususunda toplandığı, 28.11.2017 tarihli 79.390,00 USD bedelli faturanın davalı adına düzenlendiği, fatura üzerinde ödeme tarihinin ‘fatura tarihinden itibaren 60 gün içinde’ açıklaması olduğu, davalı tarafından davacıya gönderilen sipariş formunda da aynı yönde kaydın bulunduğu, ancak belirlenen vadenin kesin vade olmadığı, taraflar arasında ödeme gününü sözleşme ile belirlenmediği, davacının davalıyı usulüne uygun şekilde temerrüde düşürmediği belirlenmekle bilirkişi raporunun aksine davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, dava tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğü, dava tarihi ile ödeme tarihleri arasında geçen süre için faiz talep edebileceği belirlenmekle…” gerekçesiyle asıl alacağın ödenmesiyle buna ilişkin dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacının işlemiş faiz talebinin reddine, davacının 79.390,00 USD asıl alacağı yönünden 04.07.2018 dava tarihi ile 11.07.2018 ödeme tarihleri arasındaki süre yönünden 3095 Sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereği hesaplanacak faizin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 2.335 gram ilaç ham maddesinin 79.390,00 USD bedelle satımı konusunda sözleşme ilişkisi kurulduğunu, emtianın teslimine rağmen, ödemenin vadesinde yapılmaması nedeniyle eldeki davanı açıldığın, taraflar arasındaki sözleşme görüşmeleri sırasındaki elektronik yazışmalar ve bu yazışmalara uygun olarak davalı tarafından gönderilen sipariş formunda ödemenin fatura düzenleme tarihinden itibaren 60 gün içinde yapılacağının kararlaştırıldığını, süresinde ödem yapılmaması nedeniyle davalının uyarıldığını, davalı şirketin iç yazışmalarında da borcun varlığının kabul edildiğini, fatura içeriğinde ödemenin 60 gün izinde yapılacağının kararlaştırıldığını, bilirkişi kurulunca da vadenin kararlaştırılması nedeniyle davalının temerrüde düştüğünün belirlendiğini, TTK’nın 530/2. maddesi gereğince de temerrüdün oluştuğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın tam kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan asıl alacak ve işlemiş faizin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava tarihinden sonra borcun ödenmesi nedeniyle konusuz kalan asıl alacağın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, işlemiş faiz talebinin reddine, dava tarihi ile ödeme tarihi arasındaki beş günlük süre için kanuni temerrüt faizinin davalıdan tahsiline karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında ilaç satımına ilişkin sözleşme ilişkisi bulunduğu sabittir. Davacı tarafından 79.390 USD bedelle satılan ilaç emtiası davalıya teslim edilmiştir. Sözleşmeye ilişkin olarak taraflar arasında sözleşme öncesi dönemde gönderilen e-postalarda sözleşme bedelinin fatura tarihinden 60 gün sonra ödeneceği kararlaştırılmış ve bu husus davacı tarafından gönderilen teklif metninde de kabul edilmiştir. Sözleşmeye uygun olarak düzenlenen faturada da ödemenin fatura tarihinden itibaren 60 gün içerisinde yapılacağı kabul edilmiştir. Bu kapsamda, davalı tarafından gönderilen 21.09.2017 tarihli e-postaya verilen cevapta 60 günlük ödeme teklifinin kabul edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki satım sözleşmesi ilişkisinde TBK’nın 117. maddesi gereğince kesin vade kabul edildiğinden, bu vade tarihi itibariyle davalının temerrüte düştüğü kabul edilmelidir. Davacı, satım alacağının faiziyle birlikte tahsili için alacak davası açmış olup, ilk derece mahkemesince faiz alacağının açıklanmısı için verilen süre içerisinde temerrüt tarihi ile ödeme tarihi arasındaki süre için 2.531,65 USD talep edilerek, bu tutarın harcı ödenmiştir. Davacının harcını ödediği bu miktar müdeabih haline getirilmiştir. Dava tarihi olan 04.07.2018 tarihinden sonra 11.07.2018 tarihinde asıl alacak ödenmiş olup, ilk derece mahkemesince konusuz kalan asıl alacak yönünden verilen karar yerindedir. İlk derece mahkemesince yapılan bilirkişi incelemesinde temerrüt tarihi olan 27.01.2018 tarihinden, ödemenin yapıldığı 11.07.2018 tarihine kadar geçen süre için temerrüt faizi, dava tarihine kadar ki 159 günlük süre için 2.454,47 USD, dava tarihinden sonraki ödeme tarihine kadar ki süre için 46,31 USD olmak üzere toplam 2.500,78 USD olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, harcı ödenerek müdeabih haline getirilen bu miktar üzerinden davanın kabulü gerekirken, taraflar arasında kararlaştırılmış bir vade bulunmadığı gerekçesi ile işlemiş faize ilişkin davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusun kabulü ile işlemiş faiz yönünden davanın kısmen kabulüne, 2.500,78 USD’nin davalıdan tahsiline, işlemiş faizin fazlaya ilişkin kısmının reddine karar verilmesi gerekmiştir. Harç ve vekalet ücreti hesabında, dava tarihindeki ve ıslah tarihindeki TCMB’nin USD efektif satış kuru esas alınmıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında yönünden Dairemizce yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklandığı üzere, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;1-Yargılama aşamasında asıl alacağın ödenmesi nedeniyle konusuz kaldığından, asıl alacak bakımından karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davacının işlemiş faiz talebinin kısmen kabulü ile 2.500,78 USD’nin, tahsil tarihindeki TCMB efektif satış kuru TL karşılığının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin reddine,3- Alınması gereken 971,31 TL harcın, peşin alınan 6.304,39 TL harç ile 08.04.2019 tarihinde yatırılan 201,04 TL harçtan mahsubu ile artan 5.534,11 TL harcın, talep halinde davacıya iadesine, 4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’nin 6. maddesi hükmü dikkate alınarak belirlenen 56.377,38 TL’nin yarısı olan 28.188,69 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 145,917 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 5,20 TL vekalet harcı 44,40 TL peşin karar harcı ile 971,31 TL nispi harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 7-Davacı tarafından yapılan 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 136,70 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 1.741,90 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre takdiren 1.700,00 TL’lik bölümünün davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına, 8-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,10-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a)Davacı vekilince yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,b)Davacı vekilince yatırılan 54,40 TL peşin istinaf karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince davacı tarafa iadesine, c)Davacı tarafından yapılan 148,60 TL başvuru harcı gideri, 42,40 TL posta gideri olmak üzere toplam 191,0 TL kanun yolu giderlerinin davalı alınıp davacıya verilmesine,11-Artan gider avansının yatıranlara iadesine,12-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemeseince taraf vekillerine tebliğine,13-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 15.12.2022 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, istinaf konusunun değerine göre karar kesindir.