Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/411 E. 2022/1724 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/411
KARAR NO: 2022/1724
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2019
NUMARASI: 2014/856 E. – 2019/1294 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Bankacılık İşleminden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair kararın davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 7.09.1999 tarihinde … A.Ş. Mersin Şubesine 85.000,00 USD mevduatını %25 faizli ve 91 gün vadeli olarak yatırdığını, paranın … A.Ş. yöneticilerinin kasıtlı ve aldatıcı beyanları, yanlış yönlendirmeleri ve teşvikleri ile bankanın KKTC’de paravan olarak kurduğu … Ltd.Şti’nin hesaplarına aktarıldığını, … yönetimine 21.12.1999 tarihinde BDDK tarafından el konularak bankanın yönetimi ve denetiminin TMSF’ye devredildiğini, daha sonra … A.Ş.’nin, … A.Ş. ile birleştirildiğini, … A.Ş’nin satılarak … A.Ş. olduğunu, … A.Ş’nin … A.Ş.’nin yasal halefi durumunda olduğunu, … Ltd. unvanlı kıyı bankasının aslında … A.Ş.’ne kaynak temin etmek amacıyla … A.Ş. yönetiminin belirlemiş olduğu kişilerce KKTC’de kurulmuş, paravan bir banka olduğunu, kuruluş sermayesi olan 500.000 USD’nin dahi … kaynaklarından temin edildiğini, … A.Ş.’nin … Ltd. adına mevduat toplama yetkisinin bulunmadığını, kanuna karşı hile yapılarak … banka görüntüsü altında yasa dışı mevduat toplanıldığını ve toplanan mevduatın … A.Ş. tarafından hakim ortakların şirketine usulsüz krediler verilmek suretiyle tüketildiğini, her iki bankanın tek bir banka gibi hareket ettiğini, aralarında fiili organik ilişki bulunduğunu, davalı banka yönetiminin, kanuna karşı hile yaparak bankaları aracı kılmak suretiyle 4389 sayılı Bankalar Kanunu 130. maddesi ile yasaklanan hükümlere muhalefet ederek usulsüz mevduat toplayarak dolandırıcılık suçunu işlediklerini, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/93 Esas ve 2007/5 Karar sayılı karar ile Banka ve … yöneticilerinin mahkum olduklarını, ancak verilen kararın zamanaşımı süresi içerisinde kesinleşmediğinden mahkumiyeti hükmünün zamanaşımına uğrayarak düştüğünü, kanuna karşı hile yapan … A.Ş. yönetimi olup, sorumluluktan kurtulmak için kanuna karşı hile yapılmasını kanunca korunamayacağını, kıyı bankası ile … A.Ş arasında fiili ve organik ilişki ile iktisadi bütünlük bulunması nedeniyle TMSF’nin …’ın alacaklarından dolayı, … Grubundan olan alacaklarının TMSF ile yapılan anlaşma gereğince TMSF’ye ödeneceğinin kararlaştırıldığını, birçok dosyada kıyı bankası hakkında yapılan icra takiplerinin semeresiz kaldığını ve alacağın aciz vesikasına bağlandığını, davalı bankanın eyleminin görünüşte havaleye aracılık olmasına rağmen, aslında … iştiraki şirketlere kaynak temin etmek amacıyla usulsüz mevduat toplamaktan ibaret olduğunu ileri sürerek, 85.000-USD alacağın 07.09.1999 tarihinden vade sonu olan 8.12.1999 tarihine kadar %25 akdi faiz, 8.12.1999 tarihinden itibaren akdi faizden az olmamak üzere temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ile dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; … A.Ş. ile TMSF arasında 9.8.2001 tarihinde imzalanan hisse devir sözleşmesi gereği, devir tarihinden önceki döneme ilişkin açılmış ve açılacak dava, takip ve benzeri hukuki uyuşmazlıklardaki tüm sorumluluğun TMSF’ye ait olacağının kararlaştırıldığını, davanın haksız fiile dayalı tazminat davası olduğunun Yargıtayca bir çok kez belirtildiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, uzamış zamanaşımının müvekkiline karşı uygulanamayacağını, hak düşürücü sürenin dolduğunu, bankanın, davacının parasını talebi doğrultusunda davacının parasını yurt dışında bululan bankaya havale ettiğini, davacının talebi ile yapılan havale işlemi nedeniyle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, davacının müvekkili bankada herhangi bir mevduatının bulunmadığını, bu tutarın bankada kaldığının ileri sürülmesinin kötü niyetli olduğunu, bankada bulunmayan bir alacak için faiz de istenemeyeceğini, davacının özgür iradesi ve seçimi ile parasını farklı bir tüzel kişilik olan … Ltd.’ye yatırdığını, yurt dışında kurulu kıyı bankalaranıdaki mevduatın sigorta kapsamında bulunmadığının davacı tarafından bilindiğini, alacağın kıyı bankasından talep edilmeden eldeki davanın açıldığını, ceza davasında müvekkili bankanın suçtan zarar gören olarak yer aldığını, bankanın TMSF’ye devredilmesine sebep olan işlemlerdeki sorumluluğun müvekkiline ait olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Fer’i müdahiller davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davalı … A.Ş. vekilinin, … A.Ş.yöneticilerine verilen ceza miktarı ve nevi nazara alındığında uzamış zaman aşımının söz konusu olduğu ve bu davada bu hususun dikkate alınması gerektiği nedenle zaman aşımı definin ve hak düşürücü süre yönündeki itirazının reddine, davalı … A.Ş. vekilinin, HMK 124. maddesi gereğince taraf değişikliği talebinin bu madde hükümlerinde uygun olmadığı nedeniyle reddine karar verilerek, … A.Ş. hisselerinin, … A.Ş.’nce devralınması, … A.Ş.’nin ünvanının ise … A.Ş. olarak değiştirilmesi nedeniyle, davalı … A.Ş.’nin külli halef olduğu ve sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmakla husumet itirazı da mahkememizce itibar görmemiştir. Mahkememizce ihbar olunan TMSF ve … vekillerince, 22/10/2019 tarihli, 29 nolu celsede, dilekçelerinde talep ettikleri fer’i müdahile taleplerinin kabulü talep edilmiş ise de, fer’i müdahale talep edenlerin talep ettikleri tarihten bu yana fer’i müdahale harcını yatırmadıkları görülmüş, dosyanın tekemmül etmesi ve son celse karar aşamasında olması nedeniyle, fer’i müdahale taleplerinin HMK 66. ve devamı maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir. Dosya içerisinde, davacı … ve davacılar murisi … tarafından, … Ltd.Şti’ne %25 faiz oranı ile yatırılan 85.000-ABD doları tutarın, vade sonu olan 08/12/1999 tarihinde … nolu fiş ile faizli bakiye 90.365-ABD doları olarak çekildiğine ilişkin belge sunulmuş, davacı vekilince … nolu fiş örneğinde bulunan imzanın, müvekkillerinden herhangi birine ait olmadığı iddiası ile imza incelemesi yapılmasına karar verilmiş, yaptırılan teknik imza incelemesi sonucu söz konusu fiş üzerinde bulunan imzanın davacıların murisi, ‘in eli ürünü olduğu kanaatine varılmıştır. Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; banka defter ve kayıtları, ceza dosyası, sözleşmeler, dekont ve tüm dosya kapsamına göre, grafolojik imza incelemesi sonucu alınan bilirkişi raporu, hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, … Ltd. Şti. nezdinde bulunan hesaptaki, 90.356-ABD dolarının, vade sonu olan 8.12.1999 tarihinde, 1210 nolu fiş ile davacıların murisi … tarafından çekildiği, … nolu fiş üzerinde bulunan imzanın teknik grafolojik inceleme … eli ürünü olduğunun tespit edildiği, … Ltd. Şti. nezdinde bulunan hesaptaki ABD doları cinsinden paranın, davacıların murisi …’e ödeme yapılmak suretiyle, … tarafından hesaptan çekildiği, davacıların USD cinsinden talep edecekleri bir tutar bulunmadığı kanaati oluştuğundan, davacıların davasının reddine..” gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkillerin murislerince davalı bankaya devredilen … AŞ’nin Mersin Şubesine 07.09.1999 tarihinde 85.000,00 USD’nin vadeli olarak yatırıldığını, paranın davalı bankanın yönlendirmesiyle kıyı bankasına usulsüz şekilde aktarılarak, buradan da davalı banka yönetimi tarafından banka iştiraki grup şirketlere kredi olarak verildiğini, bankaya el konulmasından sonra, müvekkilin mevduatının sigorta kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle ödenmemesi üzerine eldeki davanın açıldığını, mahkemece yapılan incelemede, … Ltd. Şti. nezdinde bulunan hesaptaki 90.356 USD paranın, vade sonu olan 8.12.1999 tarihinde, … nolu fiş ile davacıların murisi … tarafından çekildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, ancak mahkemece eksik inceleme yapıldığını, mahkemece alınan grafoloji raporlarında, imzaların müvekkilinin eli ürünü olduğunun kesin olarak belirlenmediğini, imzanın kuvvetle muhtemel murisin eli ürünü olduğunun belirtildiğini, raporlarda kesin bir kanaat bulunmadığını, çıplak gözle yapılan basit bir incelemede dahi imzanın müvekkillerin murislerine ait olmadığının anlaşılabileceğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğun belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, dava dışı … Ltd. … hesabına aktarılan paranın faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır.İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacılar tarafından 07.09.1999 tarihinde … AŞ. Mersin şubesine 85.000 USD mevduat 92 gün vadeli ve % 25 faiz getirisi ile yatırılmıştır. Davacı tarafından kıyı bankasına gönderilen vadesinde akdi faiz olan 5.356 USD ile birlikte 90.356 USD olarak 08.12.1999 tarihinde davacı … tarafından çekildiği, 07.02.2013 tarihli bilirkişi raporuyla belirlenmiştir. Paranın yurt dışındaki hesaba EFT yapılmasına ilişkin talimatta … ve …’in isimleri bulunmakla birlikte sadeci …’in imzasının bulunduğu anlaşılmıştır.Bilirkişi raporu üzerine davalı banka tarafından sunulan 20.03.2013 tarihli dilekçe ekinde bulunan 08.12.1999 tarih … nolu fiş ile paranın faiziyle birlikte davacıya ödenmesi nedeniyle alacak bulunmadığı belirtilmiştir. Davacılar vekili, 1210 nolu fişteki imzanın davacılara ait olmadığını ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesince parayı çektiği belirtilen davacı …’in uygulamaya esas imzaları talimat yoluyla 10.07.2014 tarihinde tespit edilmiş ve davacının imza asılları ilgili kurumlardan getirtilmiştir. 31.08.2015 tarihli grafoloji bilirkişisi raporunda 27.05.1983 tarihli imza örneği, uygulamaya esas olarak alınan imza örnekleri ile bankada işlem yapıldığı sırada davacı tarafından atılan imza örnekleri ile dekontun karşılaştırılması sonucu para çekme dekontundaki imzaların kuvvetle muhtemel davacı …’in eli ürünü olduğu belirlenmiştir. Bu rapora yönelik itiraz üzerine ilk derece mahkemesince Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 19.11.2018 tarihli raporda dekont tarihinden önceki ve sonraki tarihlerde davacı tarafından atılan imzalar incelenmiş ve dekonttaki basit tersimli imza ile …’in mukayeseli imzaları arasında tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif , eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlik saklandığından imzanın kuvvetle muhtemel …’in eli ürünü olduğu belirlenmiştir. İtiraz üzerine ilk derece mahkemesince alınan 25.03.2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da, imzanın davacı …’in eli ürünü olduğu belirlenmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve grafoloji bilirkişi raporlarındaki tespitlere göre 08.12.2019 tarih ve … nolu fişteki imzanın davacı …’in eli ürünü olduğu ve davalı bankanın Mersin şubesine yatırılan 92 gün vadeli 85.000 USD’nin vadenin bitim tarihi olan 08.12.1999 tarihinde 90365 USD olarak davacıya ödendiği belirlenmiştir. Mahkemece yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporlarında dekonttaki imzanın davacının eli ürünü olduğu kesin şekilde belirlendiğinden davacıların istinaf başvurusu yerinde değildir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacılar tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; 36,30 TL bakiye istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 15.12.2022 tarihinde, oy birliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.