Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/41 E. 2022/1542 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/41
KARAR NO: 2022/1542
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2019
NUMARASI: 2014/412 E. – 2019/887 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, satılarak teslim edilen emtia karşılığı düzenlenen faturaların herhangi bir itiraza uğramamasına rağmen ödenmediğini, müvekkilinin cari hesabında bulunan alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, savunmasında özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkinin “Satıcı Firma Sözleşmesine” göre yürütüldüğünü, anılan sözleşmede tarafların hak ve yükümlülüklerin düzenlendiğini, müvekkilince sözleşmeye uygun şekilde düzenlenen faturaların, davacı tarafça ticari defter ve kayıtlara işlenmediğini, müvekkilinin cari hesaptan kaynaklı borcu bulunmadığını, sözleşmenin 11.1.maddesine göre müvekkili şirketin ticari defterlerinin kesin delil olduğunu, müvekkilince düzenlenen bir kısım irsaliyeli faturaların alınarak ticari defterlere işlenmesine rağmen, bir kısım faturaların haksız şekilde iade edildiğini veya davacının ticari defterlerine işlenmediğini, alacağın likit olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…taraf ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, bu kapsamda benimsenen bilirkişi kurulu raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere davalı ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 214.231,13 TL alacaklı olduğu, bu miktara ilişkin davalının fatura içeriğine süresi içinde itiraz etmediği ve kendi ticari defterlerinde kayıtlı olduğu; dolayısı ile TTK’nın 21/2.maddesi gereği faturalar kapsamındaki malların davalı tarafça teslim alınmış olduğunun kabulü gerektiği; bu miktarı aşan takip ve dava konusu faturalara ilişkin mal tesliminin davacı tarafça, davalı taraf savunmasına konu iade edilen ürün tesliminin davalı tarafça ispatlanamadığı anlaşıldığından ve benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen 214.231,13 TL alacak miktarına yönelik davalının vaki itirazının haksız olduğu ve İİK’nun 67.maddesi gereğince iptalinin gerektiği; belirlenen-tespit edilen alacak miktarını aşan davacı isteminin açıklanan nedenlerle yerinde olmadığı kanaatine varıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; alacak likit ve itiraz haksız olduğundan kabul edilen miktar üzerinden davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine, reddedilen miktar yönünden alacaklının kötü niyetinin kanıtlanamamış olması nedeniyle, davalı-borçlu tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazının 214.231,13 TL asıl alacak yönünden iptali ile bu miktara takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranını aşmamak üzere avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin isteminin reddine, kabul edilen miktar üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının, alacağı bulunmadığını, ilk derece mahkemesince hükmedilen 214.231,00 TL alacağın, müvekkil şirketçe düzenlenen faturaların bir kısmının davacı yanca teslim alınmasına rağmen kayıtlarına işlenmemesi, bir kısmının da keyfi ve sözleşmeye aykırı şekilde iade edilmeye çalışılarak kayıtlarına işlenmemesi sebebiyle ortaya çıktığını, müvekkilince sözleşme ve taraflar arasındaki ticari uygulamaya uygun olarak “…” açıklamalı dosyada mübrez faturalar düzenlendiğini, ancak faturaların davacı tarafından kötü niyetle ticari defterine işlenmediğini, faturaların bir kısmının teslim alınmasına rağmen usulsüz olarak kayıtlarına işlenmediğini, bir kısmının ise keyfi ve sözleşmeye aykırı olarak iade edilmeye çalışılarak davacı kayıtlarına işlenmediğini, iade faturalarının müvekkil şirket tarafından teslim alınan, ancak koliler açıldıktan ve kontroller yapıldıktan sonra ortaya çıkan gizli ve açık ayıpların tespiti akabinde, davacı şirkete iade edilen ürünlere ilişkin olarak düzenlenerek davacı tarafa tebliğ edildiğini, sözleşmenin 5.2.maddesinde de ayıp belirlenmesi halinde süre şartı olmaksızın iade faturası düzenleneceğinin belirlendiğini, sevk irsaliyelerinden de anlaşılacağı üzere ayıplı/sözleşmeye uygun olmayan ürünlerin davacı şirketin yetkili personeline teslim edildiğini ve davacının bu iadelere ilişkin bir itirazda bulunmadığını, davacının iadeye konu edilen ürünleri teslim almadığı yönünde bir savunması bulunmadığını, ürünlere ilişkin düzenlenen faturalarının bir kısmının sevk irsaliyelerinin davacı tarafından kaşelenerek teslim alındığını, bir kısmının ise … Tic. Ltd. Şti. ve … Loj. Hizm. A.Ş. vasıtası ile davacıya tebliğ edildiğini, ancak bu faturaların adres değişikliği gibi sebeplerle davacıya tebliğ edilmediğini, sözleşmenin 11.4. maddesi uyarınca sözleşme kapsamında belirlenen adreslerin tarafların tebligat adresi olduğunu ve adres değişikliklerinin taraflarca bildirilmemesi halinde bu adreslere yapılan tebligatların geçerli sayılacağını, müvekkilinin sözleşmeye uygun şekilde düzenlediği iade faturalarının davacı tarafından defterlerine kayıt edilmemesi nedeniyle alacak oluştuğunu, kararda sözleşme hükümlerinin dikkate alınmadığını, alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satıma ilişkin açık hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki satım sözleşmesi ilişkisi “Satıcı Firma Sözleşmesi” kapsamında yürütülmüştür. Anılan sözleşmenin 3. maddesine göre, satıcının sözleşme konusu bizzat ifa ile yükümlü olduğu, alıcı tarafından aksi yazılı olarak belirtilmediği sürece iş bu sözleşmede yer alan ve sevkıyatı yapılan ürünlerin koşulsuz olarak iade edilebileceği, nakliye ve riskin satıcıya ait olduğu, teslimat ve iadelerin depolardan yapılacağı, depolarda ve işletmelerde mal kabulünün yapılmış olması malın kesin kabulü anlamına gelmediği, teslim alınan emtianın detay kontorolü yapılmadan koli bazında teslim alınacağı, teslim sonrası detaylı incelemede tespit edilecek farkların satıcıya fatura edileceği düzenlenmiştir. Sözleşmenin 4. maddesinde teslim edilen ürünlerin kalite kontrolünün ve siparişe uygunluğunun teslim sonrası alıcı tarafından tespit edileceği belirlenmiştir. Sözleşmenin 11/4.maddesinde tarafların tebligat adresleri, sözleşmede belirtilen adres olup, adres değişiklikleri yazılı olarak bildirilmedikçe adreslere yapılacak tebligatların geçerli olacağı bildirilmiştir. Taraflar arasındaki satım sözleşmesi ilişkisi açık hesap şeklinde izlenmiş olup, davacı faturadan kaynaklı 353.568,10 TL cari hesap borcunun tahsili amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatmış, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesince yapılan bilirkişi incelemesinde düzenlenen kök raporda tablo C olarak belirlenen 6 adet satım faturasına konu emtianın davacı tarafından teslim edilmediği belirlenmiş, buna ilişkin dava reddedilmiştir. Diğer yandan, bilirkişi raporunda satıcı tarafından emtianın teslim edilmesine rağmen 214.231,13 TL satım bedelinin ödenmediği belirlenmiştir. Davalı ise, taraflar arasındaki sözleşmenin 3, 4 ve 11. maddeleri gereğince teslim sonrası kontrol edilen emtiada ayıp bulunması nedeniyle, bu emtianın sevk irsaliyesi ile davacıya teslim edildiğini ve faturaların kargo şirketleri aracılığıyla satıcının sözleşmedeki adresine tebliğ edildiğini, buna rağmen faturaların satıcı tarafından kayıtlarına işlenmediğini savunmuştur. Yargılama sırasında davalı tarafından faturaların tebliği için aracı kılanan … Ltd. Şti. ve … Loj.Hiz. AŞ. tarafından sunulan cevabi yazılarda, bir kısım belgelerin davacının taşınması ve adres değiştirmesi nedeniyle tebliğ edilemediği belirlenmiştir. Bilirkişi raporunda, tablo A ile gösterilen 19 adet iade faturası içeriği emtianın iki adetinin (13 ve 15 sıra) isim, imza ve plaka içermediği, diğerlerinin ise teslim edildiği araç ve kişilerin belirli olduğu, ancak bu kişilerin davacı çalışanı olup olmadığının anlaşılamadığı belirtilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre, davacı tarafından teslim edilen emtianın detaylı incelemesi sonucu, eksik ve ayıplı ürün bulunması halinde bu ürünlerin iade faturası düzenlenerek davacıya teslim edilebileceği açıktır. Ancak bu iade işleminin, usulüne uygun şekilde yapılması ve alıcı tarafından kanıtlanması gerekir. Davalı alıcı, yargılama aşamasındaki beyanlarında emtia ve faturaların davacı çalışanlarına imza karşılığı teslim edildiği, faturaların da sözleşmenin 11.4. maddesine göre satıcının sözleşmedeki adresine gönderildiğini savunmuş olmasına rağmen, ilk derece mahkemesince taraflar arasındaki sözleşme hükümleri değerlendirilmemiştir. Bu durumda ilk derece mahkemesince özellikle bilirkişi kurulu raporunun tablo A maddesinde gösterilen iki adet imzasız sevk irsaliyesi dışındaki 17 adet sevk irsaliyesinin teslim edildiği araç ve kişilerin davacı ile bağlantısı bulunup bulunmadığı belirlenerek, bu sevk irsaliyelerine konu emtianın davacıya iade edilip edilmediği ve sözleşmenin 11.4. maddesi hükmü değerlendirilerek, faturaların davacıya tebliğ edilip edilmediğinin değerlendirilmeden karar verilmiştir. Bu irsaliyelere konu edilen ve alıcı tarafından kontrol edilerek sözleşmeye uygun olmadığı belirlenen emtianın, satıcı veya yetkili personeline teslim edilmesi hâlinde bu miktardan alıcının sorumlu olmayacağı sonucu ortaya çıkacaktır.İlk derece mahkemesince, tüm deliller toplanıp değerlendirilerek işin esasının karar bağlanması gerekirken, teslime ilişkin önemli delillerin toplanmaması ve sözleşme hükümlerinin değerlendirilmeden karar verilmesi nedeniyle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-İİK’nın 36. maddesi uyarınca yatırılan teminatların, yatıran taraflara iadesine, 5-Davalı vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 17.11.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.